2017’ye belirsizliklerle başlandığını söyleyen WPP Türkiye CEO’su Demet ikiler, buna rağmen yıl içinde reklam yatırımlarında artış bekliyor. Şirket olarak ise geçen yıl olduğu gibi yine yatırım planlanıyor.
FATOŞ BOZKUŞ
fbozkus@ekonomist.com.tr
Masasmda pek çok proje olduğunu anlatan ikiler, “Öngörülmez şekilde tadımız kaçarsa bazılarmdan vazgeçebiliriz. Ama işler iyi giderse iki büyük satm alma söz konusu olur” diyor.
Dünyanın en büyük iletişim gruplarından biri olan WPP, Türkiye’deki yatırımlarını 2016’da da sürdürdü. Grup bünyesinde bulunan Burson-Marsteller, dört yıl boyunca işbirliği yaptığı Effect Halkla İlişkiler şirketinin çoğunluk hissesini satın aldı.
Grup, daha önce küçük bir hissesini aldığı WANDA Dijital’in çoğunluk hissesini J. Walter Thompson Company aracılığıyla satın alarak önemli bir başka yatırıma da imza attı. Türkiye’de bugün 29 şirketleri bulunduğunu söyleyen WPP Türkiye CEO’su Demet İkiler, önceki yıl 127 milyon dolar olan Türkiye’deki gelirlerini2016’da 133 milyon dolara çıkardıklarını anlatıyor.
2017’ye belirsizliklerle başlandığını söyleyen İkiler, bu yıl reklam yatırımındaki artışın yüzde 8-9 civarında olmasını beklediğini ifade ediyor. WPP için Türkiye’nin vazgeçilemeyecek bir ülke olduğunu belirten İkiler, yıla iki farklı senaryoyla girdiklerini söylüyor.
İyi senaryoya göre 2017’de en az iki şirket satın alacakları bilgisini veren İkiler ile grubun Türkiye’deki hedeflerini ve sektöre ilişkin beklentilerini konuştuk.
WPP, Türkiye’de 2016’yı nasıl geçirdi?
2016 bizim ajanslarımız için iyi biryıldı. WANDA ve Effect’e yatırım yaptık. Şirket sayımız 29’a ulaştı. Çalışan sayımız ise bin 400’e çıktı. 2015’te 127 milyon dolar olan gelirimiz 133 milyon dolara ulaştı. Gelirdeki artışı hem satın almalar hem de organik büyüme getirdi.
Tüm reklam sektörü ve medya yatırımları açısından değerlendirdiğinizde 2016 nasıl bir yıl oldu?
WPP Türkiye bünyesinde bulunan GroupM Türkiye’deki medya yatırımlarının ortalama yüzde 35-36’sını yönetiyor. Dolayısıyla medya yatırımlarını net olarak görebiliyoruz. 2016’nın ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine göre medya yatırımları TL bazında yüzde 14 artış kaydetti. Temmuz ayında darbe girişimi nedeniyle iletişim kanalları haber içeriğine ağırlık verdi. Ağustos ise önceki yıl gibiydi. Çok güzel bir eylül-ekim geçirdik. Kasımda ise yavaşlama oldu. Bu, ÖTV’deki değişimler, dolardaki artış gibi nedenlerden kaynaklandı. Kimi şirket reklama konu olacak mesajlarını yeniden düşünmeye koyuldu, dolara bağlı iş yapan şirketler giderlerine odaklandılar. Kasımda ortamın huzursuzluğunun satın alma tercihlerine yaptığı olumsuz etkiyi de gördük. Aralık ise hareketliydi. Ötelenen kampanyalar hayata geçti. 2016’yı yüzde 9-10 oranında bir büyümeyle kapattık diye tahmin ediyorum.
2016’da reklam yatırımı anlamında öne çıkan veya gerileyen sektörler hangileri oldu?
İletişim sektörü 4,5G kampanyaları ile 2015‘e göre yaklaşık yüzde 8’lik artış gösterdi. İnşaat sektörü ise yoğunluğu nisan-haziran döneminde olmak üzere büyümede dinamo sektörlerden biri oldu ve 2015’e göre yaklaşık yüzde 30 arttı. Perakende ve dayanıklı tüketimde yüzde 13’lük artış söz konusuydu. Finans sektöründe ise yüzde 10’luk bir gerileme yaşandı.
2017’ye ilişkin beklentiniz nedir?
Kurdaki dalgalanma tüm reklamverenleri doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar dışında Türkiye’de de belirsizlikler mevcut. Jeopolitik riskler, Türkiye’nin 2017’nin bahar aylarında referanduma gitme ihtimali, siyasi gelişmeler, terör, AB ile ilişkiler, OHAL, petrol fiyatlarında olası artış, faiz ve vergiler gibi belirsizlikler var. Türkiye ekonomisi 2017 için bu risk faktörleri ve ekonomik gelişmeler dahilinde 2016’ya göre daha az büyüme gösterebilir. Reklam yatırımı ve ekonomik büyüme arasında yüksek bir korelasyon mevcut. Bu girdilere göre 2017 reklam yatırımındaki artış yüzde 8-9 civarında olacaktır. Küresel reklam yatırımlarında da benzer bir trend söz konusu. 2017 yılında 2016 kadar büyüme olmayacak.
WPP Türkiye için 2017 nasıl bir yıl olacak?
Bu yıl zor geçecek, inanılmaz tedbirli olalım gibi bir düşüncemiz yok. Ama WPP Türkiye olarak yıla çoklu senaryoyla girdik.
Kaç senaryonuz var?
İki senaryomuz var. Bir tane iyi senaryomuz var. Bir de bunların hangilerini kesinlikle yapmalıyız senaryomuz var.
İkinci senaryoda nelerden vazgeçiyorsunuz?
İş geliştirme olarak masamızda çok proje var. Belki çok öngörülmez şekilde tadımız kaçarsa bazılarından vazgeçebiliriz. Ama iyi giderse iki tane büyük satın alma söz konusu olur. Bu anlamda teknoloji ve içerik şirketlerine bakıyoruz. 2017 yılına ilişkin bir karar aldık. Kendimizi daha çok müşterinin yerine koyacağız ve müşterinin gözlüğünden bakacağız. Çözüm olabilecek nokta atışı çareler üretmeye odaklanacağız. Belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde, hızlı yapbozlara gidebilecek esneklikte çalışabilir prensiplere sahip olmak lazım.
Sektörde 2017’de neler konuşulacak?
Çok radikal bir değişiklik olmayacak bence. Bu yıl daha çok içerik konuşulacak. Reklamverenlerin ya içerik şirketi satın aldığını ya da kendi içerik platformlarını oluşturduğunu gördük, bu artacak. Bizim işimizde para kazanmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Burada parayı yaptığımız işten değil kattığımız değerden kazanma dönemine gidiyoruz. Entegre çözümler üreten yapı ve gruplar ön plana çıkıyor, çıkmaya da devam edecek. Biz de son yıllarda kendimizi data odaklı iletişim çözümleri sunan bir ajans olarak tanımlıyoruz ve tüm yatırımlarımızı da bu doğrultuda yapıyoruz.
FATOŞ BOZKUŞ
fbozkus@ekonomist.com.tr
Masasmda pek çok proje olduğunu anlatan ikiler, “Öngörülmez şekilde tadımız kaçarsa bazılarmdan vazgeçebiliriz. Ama işler iyi giderse iki büyük satm alma söz konusu olur” diyor.
Dünyanın en büyük iletişim gruplarından biri olan WPP, Türkiye’deki yatırımlarını 2016’da da sürdürdü. Grup bünyesinde bulunan Burson-Marsteller, dört yıl boyunca işbirliği yaptığı Effect Halkla İlişkiler şirketinin çoğunluk hissesini satın aldı.
Grup, daha önce küçük bir hissesini aldığı WANDA Dijital’in çoğunluk hissesini J. Walter Thompson Company aracılığıyla satın alarak önemli bir başka yatırıma da imza attı. Türkiye’de bugün 29 şirketleri bulunduğunu söyleyen WPP Türkiye CEO’su Demet İkiler, önceki yıl 127 milyon dolar olan Türkiye’deki gelirlerini2016’da 133 milyon dolara çıkardıklarını anlatıyor.
2017’ye belirsizliklerle başlandığını söyleyen İkiler, bu yıl reklam yatırımındaki artışın yüzde 8-9 civarında olmasını beklediğini ifade ediyor. WPP için Türkiye’nin vazgeçilemeyecek bir ülke olduğunu belirten İkiler, yıla iki farklı senaryoyla girdiklerini söylüyor.
İyi senaryoya göre 2017’de en az iki şirket satın alacakları bilgisini veren İkiler ile grubun Türkiye’deki hedeflerini ve sektöre ilişkin beklentilerini konuştuk.
WPP, Türkiye’de 2016’yı nasıl geçirdi?
2016 bizim ajanslarımız için iyi biryıldı. WANDA ve Effect’e yatırım yaptık. Şirket sayımız 29’a ulaştı. Çalışan sayımız ise bin 400’e çıktı. 2015’te 127 milyon dolar olan gelirimiz 133 milyon dolara ulaştı. Gelirdeki artışı hem satın almalar hem de organik büyüme getirdi.
Tüm reklam sektörü ve medya yatırımları açısından değerlendirdiğinizde 2016 nasıl bir yıl oldu?
WPP Türkiye bünyesinde bulunan GroupM Türkiye’deki medya yatırımlarının ortalama yüzde 35-36’sını yönetiyor. Dolayısıyla medya yatırımlarını net olarak görebiliyoruz. 2016’nın ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine göre medya yatırımları TL bazında yüzde 14 artış kaydetti. Temmuz ayında darbe girişimi nedeniyle iletişim kanalları haber içeriğine ağırlık verdi. Ağustos ise önceki yıl gibiydi. Çok güzel bir eylül-ekim geçirdik. Kasımda ise yavaşlama oldu. Bu, ÖTV’deki değişimler, dolardaki artış gibi nedenlerden kaynaklandı. Kimi şirket reklama konu olacak mesajlarını yeniden düşünmeye koyuldu, dolara bağlı iş yapan şirketler giderlerine odaklandılar. Kasımda ortamın huzursuzluğunun satın alma tercihlerine yaptığı olumsuz etkiyi de gördük. Aralık ise hareketliydi. Ötelenen kampanyalar hayata geçti. 2016’yı yüzde 9-10 oranında bir büyümeyle kapattık diye tahmin ediyorum.
2016’da reklam yatırımı anlamında öne çıkan veya gerileyen sektörler hangileri oldu?
İletişim sektörü 4,5G kampanyaları ile 2015‘e göre yaklaşık yüzde 8’lik artış gösterdi. İnşaat sektörü ise yoğunluğu nisan-haziran döneminde olmak üzere büyümede dinamo sektörlerden biri oldu ve 2015’e göre yaklaşık yüzde 30 arttı. Perakende ve dayanıklı tüketimde yüzde 13’lük artış söz konusuydu. Finans sektöründe ise yüzde 10’luk bir gerileme yaşandı.
2017’ye ilişkin beklentiniz nedir?
Kurdaki dalgalanma tüm reklamverenleri doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar dışında Türkiye’de de belirsizlikler mevcut. Jeopolitik riskler, Türkiye’nin 2017’nin bahar aylarında referanduma gitme ihtimali, siyasi gelişmeler, terör, AB ile ilişkiler, OHAL, petrol fiyatlarında olası artış, faiz ve vergiler gibi belirsizlikler var. Türkiye ekonomisi 2017 için bu risk faktörleri ve ekonomik gelişmeler dahilinde 2016’ya göre daha az büyüme gösterebilir. Reklam yatırımı ve ekonomik büyüme arasında yüksek bir korelasyon mevcut. Bu girdilere göre 2017 reklam yatırımındaki artış yüzde 8-9 civarında olacaktır. Küresel reklam yatırımlarında da benzer bir trend söz konusu. 2017 yılında 2016 kadar büyüme olmayacak.
WPP Türkiye için 2017 nasıl bir yıl olacak?
Bu yıl zor geçecek, inanılmaz tedbirli olalım gibi bir düşüncemiz yok. Ama WPP Türkiye olarak yıla çoklu senaryoyla girdik.
Kaç senaryonuz var?
İki senaryomuz var. Bir tane iyi senaryomuz var. Bir de bunların hangilerini kesinlikle yapmalıyız senaryomuz var.
İkinci senaryoda nelerden vazgeçiyorsunuz?
İş geliştirme olarak masamızda çok proje var. Belki çok öngörülmez şekilde tadımız kaçarsa bazılarından vazgeçebiliriz. Ama iyi giderse iki tane büyük satın alma söz konusu olur. Bu anlamda teknoloji ve içerik şirketlerine bakıyoruz. 2017 yılına ilişkin bir karar aldık. Kendimizi daha çok müşterinin yerine koyacağız ve müşterinin gözlüğünden bakacağız. Çözüm olabilecek nokta atışı çareler üretmeye odaklanacağız. Belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde, hızlı yapbozlara gidebilecek esneklikte çalışabilir prensiplere sahip olmak lazım.
Sektörde 2017’de neler konuşulacak?
Çok radikal bir değişiklik olmayacak bence. Bu yıl daha çok içerik konuşulacak. Reklamverenlerin ya içerik şirketi satın aldığını ya da kendi içerik platformlarını oluşturduğunu gördük, bu artacak. Bizim işimizde para kazanmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Burada parayı yaptığımız işten değil kattığımız değerden kazanma dönemine gidiyoruz. Entegre çözümler üreten yapı ve gruplar ön plana çıkıyor, çıkmaya da devam edecek. Biz de son yıllarda kendimizi data odaklı iletişim çözümleri sunan bir ajans olarak tanımlıyoruz ve tüm yatırımlarımızı da bu doğrultuda yapıyoruz.
