Comodo'nun kurucusu ve CEO’su Melih Abdulhayoğlu, önümüzdeki süreçte şirketleri etkileyecek üç noktaya vurgu yapıyor. Bunlan yıkım, marka değeri kaybı ile fikri haklar oluşturuyor.
Güvenlik sistemlerinin müşteri tercihlerinde giderek daha önemli hale geleceğini söyleyen Melih Abdulhayoğlu, “Siber güvenlik ve müşteri direkt orantılı olacak. Daha az güvenlik, daha az müşteri anlamına gelecek” diyor.
Güvenlik yapısı, baştan yasaklı duruma sahip olmalı. İki şey bize zarar verebilir. Bunlar insanlar ve şifre. Yaşadığımız güvenlik açıklarının büyük kısmı, hep şifrelere yüzde 100 izin verip de bilgisayarda çalıştırdığımız için oluyor.
Hiç bir şekilde, hiç tanımadığımız bir insana izin verip de evimize almamalıyız. Neden program şifrelerine yüzde 100 izin veriyoruz! Problem buradan kaynaklanıyor.
Bu sisteme “Default Allow Posture” (baştan izin veren durum) denir. Kötü sanmadığınız her şeyi evimize alıyoruz, hiç tanımadığınız insanlar olsa bile... Bu Default Allow sistemi fiziksel hayatta bize saçma geliyor ama maalesef biz bunu siber dünyamızda hiç bilmeden kullanıyoruz.
BAŞTAN YASAKLI OLMALI
Hükümetin hem şirketleri hem tüketicileri eğitip baştan yasaklı duruşsistemiyle en azından devlet ve devletlerle çalışan kurumlara şart koymasıyla kendimizi korumaya başlamış oluruz. Bilgisayar ve işlemci gibi kaynaklarımızı yüzde 100 açık bırakmak,şifreler için çok büyük bir hatadır.
Baştan yasaklı duruş politikası ile hem kurumlar hem de devlet kendini korumak için ilk adımı atmış olur. Her geçen gün internet dünyası büyüyor. Her geçen gün bizim internete bağlığımız da büyüyor. Düşünün ki sizin bir bankanız var ve paranız bu bankada daha da çoğalıyor.
Güvenlik harcaması, koruduğunuz şeyin değeriyle direkt orantılıdır. İnternete ne kadar çok bağlılığınız varsa o kadar daha çok bunu korumanız lazım. Bu böylece siber güvenliğin ne kadar büyüyeceğini gösteriyor. Aynı zamanda, parası artan banka gibi çok çekici bir hedef oluyor.
GÜVENLİK ÖNE ÇIKACAK
Yıkım, marka değeri kaybı ile fikri haklar. Bunlar şirketleri etkileyecek üç noktadır. Bir istatistiğe göre, 2019 yılına kadar müşterilerin yüzde 80’i şimdi alışveriş yaptıkları şirketleri siber güvensizlik ve ‘hack’lenme (ele geçirilme) olduğu için değiştirecek.
Güven, bir işlem için en önemli şeydir. Güvensiz hiç bir şekilde işlem olmaz. ‘Hack’lenmiş bir şirkete, müşterilerinin güvenliğini korumayan hiç bir şirkete, halkın güveni kalmaz. Si-ber güvenlik ve müşteri direkt orantılı olacak. Daha az güvenlik, daha az müşteri anlamına gelecek.
Güvenlik sistemlerinin müşteri tercihlerinde giderek daha önemli hale geleceğini söyleyen Melih Abdulhayoğlu, “Siber güvenlik ve müşteri direkt orantılı olacak. Daha az güvenlik, daha az müşteri anlamına gelecek” diyor.
Güvenlik yapısı, baştan yasaklı duruma sahip olmalı. İki şey bize zarar verebilir. Bunlar insanlar ve şifre. Yaşadığımız güvenlik açıklarının büyük kısmı, hep şifrelere yüzde 100 izin verip de bilgisayarda çalıştırdığımız için oluyor.
Hiç bir şekilde, hiç tanımadığımız bir insana izin verip de evimize almamalıyız. Neden program şifrelerine yüzde 100 izin veriyoruz! Problem buradan kaynaklanıyor.
Bu sisteme “Default Allow Posture” (baştan izin veren durum) denir. Kötü sanmadığınız her şeyi evimize alıyoruz, hiç tanımadığınız insanlar olsa bile... Bu Default Allow sistemi fiziksel hayatta bize saçma geliyor ama maalesef biz bunu siber dünyamızda hiç bilmeden kullanıyoruz.
BAŞTAN YASAKLI OLMALI
Hükümetin hem şirketleri hem tüketicileri eğitip baştan yasaklı duruşsistemiyle en azından devlet ve devletlerle çalışan kurumlara şart koymasıyla kendimizi korumaya başlamış oluruz. Bilgisayar ve işlemci gibi kaynaklarımızı yüzde 100 açık bırakmak,şifreler için çok büyük bir hatadır.
Baştan yasaklı duruş politikası ile hem kurumlar hem de devlet kendini korumak için ilk adımı atmış olur. Her geçen gün internet dünyası büyüyor. Her geçen gün bizim internete bağlığımız da büyüyor. Düşünün ki sizin bir bankanız var ve paranız bu bankada daha da çoğalıyor.
Güvenlik harcaması, koruduğunuz şeyin değeriyle direkt orantılıdır. İnternete ne kadar çok bağlılığınız varsa o kadar daha çok bunu korumanız lazım. Bu böylece siber güvenliğin ne kadar büyüyeceğini gösteriyor. Aynı zamanda, parası artan banka gibi çok çekici bir hedef oluyor.
GÜVENLİK ÖNE ÇIKACAK
Yıkım, marka değeri kaybı ile fikri haklar. Bunlar şirketleri etkileyecek üç noktadır. Bir istatistiğe göre, 2019 yılına kadar müşterilerin yüzde 80’i şimdi alışveriş yaptıkları şirketleri siber güvensizlik ve ‘hack’lenme (ele geçirilme) olduğu için değiştirecek.
Güven, bir işlem için en önemli şeydir. Güvensiz hiç bir şekilde işlem olmaz. ‘Hack’lenmiş bir şirkete, müşterilerinin güvenliğini korumayan hiç bir şirkete, halkın güveni kalmaz. Si-ber güvenlik ve müşteri direkt orantılı olacak. Daha az güvenlik, daha az müşteri anlamına gelecek.
