Üyelere ürün deneyimi yaptırıp markalara pazar araştırması imkanı sunan Denebunu platformunun kurucusu Duygu Akbudak, girişimini yurtdışına taşıyacak. 'Türkiye'nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi' seçilen Akbudak, İngiltere'ye açılacak.
BURCU TUVAY
btuvay@ekonomist.com.tr
Duygu Akbudak, Denebunu platformunun kurucusu. Denebunu, iş ortağı markaların doğru hedef kitleye ulaşmalarını sağlıyor. Üyelerine satın alma eğilimleri olabilecek ürünleri denetiyor ve üyelerin paylaştığı yorumları e-ticaret sitelerine aktarıyor.
Denebunu, üç yıl içerisinde başta Unilever, P&G, Nestle, L'Oreal, Estee Lauder, Ülker, Eti, Henkel, Johnson & Johnson gibi firmalar olmak üzere toplam 300'den fazla marka ile işbirliği yaptı.
Bu başarısı Akbudak'a bu yıl 13'üncü kez Ekonomist Dergisi, Garanti Bankası ve KAGİDER işbirliği ile düzenlenen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi yarışmasında 'Türkiye'nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi' ödülünü getirdi.
Akbudak, Denebunu'yu bu yıl İngiltere'ye açmayı hedefliyor.
Denebunu fikri nasıl oluştu? Girişiminizi hayata geçirme sürecini anlatır mısınız?
Huggies'de çalışırken pazarlama dünyasında ürün denetmek çok önemliydi. Potansiyel tüketicinin sizin ürününüzü denemeden satın alması mümkün değil. Ürün denetmek yıllardır mağaza içi ya da caddelerde konvansiyonel yollarla yapılıyordu.
Numune dağıtımı sektörü de artık dijital ile bir araya gelmeliydi. "Ürünü denettirdiğim kişi ürün hakkında ne düşünüyor?", "Ürünü tekrar satın almayı düşünüyor mu?", "Doğru tüketiciye mi denetiyorum?" gibi soruların yanıtlarını dijital platform üzerinden alabileceğimi düşünerek 2016 yılında Denebunu'yu kurdum.
Peki Denebunu tam olarak ne yapıyor?
Tüm algoritmamızı kendi içimizde geliştirdik. "Üyelerin kedisi var mı?", "Cildi yağlı mı?", "Haftada kaç kez bulaşık makinesi çalıştırıyor?", "Vegan mı?" gibi soruların yanıtlarını üyelik sırasında tüketiciden detaylı bir şekilde alıyoruz.
Bu veriler üzerinden markalar ulaşmak istedikleri hedef kitleyi bize iletiyor. Biz de o kişilere ürünleri denemek isteyip istemeyeceklerini soruyoruz. İsterlerse ürünleri ücretsiz bir şekilde evlerine gönderiyoruz.
Ne kadarlık büyüklüğe ve kaç üyeye ulaştınız?
25 kişilik bir ekibimiz var. 2020'de 50 kişiye ulaşacağız. Türkiye'nin her yerinde toplam 2 milyon üyemiz var. Ayda 50 bin ücretsiz kutu dağıtıyoruz. Bugüne kadar 6 milyon adet ürün denettirdik.
Bu aslında büyük bir operasyon. Tüketicilerin iç görülerini markalara iletiyoruz. Ürün yorumlarını markalar ve tüketiciler için değerli hale getirmeye karar verdik ve ürün yorum aktarım iş modelimizi hayata geçirdik.
Bu nasıl bir model, bilgi verir misiniz?
E-ticaret sitelerine ve markaların web sitelerine, onların izinlerini alarak yorumları aktarmaya başladık. Türkiye'de geri bildirimi şikayet olarak algılıyoruz. Biz bu algıyı kırdık.
Bir sonraki yeni iş modelimiz de söylem yaratma üzerine oldu. "Deneyen 10 kadının dokuzu bu ürünü tavsiye ediyor" gibi aslında pazar araştırma şirketlerinin ortaya koydukları sonuçları biz markalarla paylaşır hale geldik.
Portföyünüzde kaç şirketle işbirliğiniz var?
300'den fazla marka ile işbirliği yaptık. P&G, Nestle, L'Oreal, Estee Lauder, Ülker, Eti, Henkel, Johnson & Johnson gibi çok büyük şirketlerle çalıştık. Ürün portföyümüz çok geniş.
1.000 TL'lik bir üründen 1 TL'lik çikolataya kadar çok farklı varyantlar var. Daha Premium kutularımızı ücretli yolluyoruz. 200 TL değerindeki bir kutuyu 29-39 TL arası bir ücretle gönderiyoruz.
Markalardan nasıl bir yaklaşım alıyorsunuz?
Denebunu Türkiye'de çok büyük bir ihtiyacı karşıladı. İşe ilk başladığımda buna sadece ben ve yakın çevrem inanıyordu ancak şu anda 300 marka inanıyor.
Her yeni çıkardıkları ürünü Denebunu'da mutlaka denetiyorlar. İş modelimizin yüzde 50'si kutu işinden gelirken, yüzde 50'si ürün deneme sonrası topladığımız verilerden ve pazar araştırmalarından geliyor. Zaten geleceğin de burada olduğunu düşünüyorum.
İş modeliniz daha çok hızlı tüketim ürünlerine yönelik. Ürün gamınızı daha çok çeşitlendirmeyi planlıyor musunuz?
Telekomünikasyon, bankacılık ve otomotiv sektörlerinde de hizmet vermeyi hedefliyoruz. Bu anlamda çalışmalar da yaptık. Örneğin bir spor salonu markası için bir il özelinde ücretsiz deneme kartları dağıttık. Bu tarz çalışmaları artıracağız.
Almış olduğunuz melek yatırım size nasıl bir sinerji kattı?
2018 yılında yakın çevremden tohum öncesi yatırımı aldık. 2018 yılının eylül ayında ise Galata İş Melekleri'nin önderliğinde, aralarında Nevzat Aydın, Fırat İşbecer, Burak Divanlıoğlu, Görkem Güven gibi isimlerin de olduğu melek yatırımcılardan toplam 500 bin dolarlık bir yatırım aldık. Cirosal olarak dört kat büyüme kaydettik. Yeni bir yatırım turuna çıktık, 2020'nin ikinci çeyreğinde sonuçlandırmayı planlıyoruz.
Yurtdışına yönelik açılımlarınız olacak mı?
Evet. Üç ay önce Endeavor Türkiye'nin Türkiye'deki girişimci adayı seçildik. Mayıs ayında Londra'daki yarışmaya gideceğiz. Üç ay içerisinde İngiltere pazarına açılacağız.
İngiltere pazarında nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
İlk etapta ücretsiz kutu gönderimi ve ürün yorum aktarım iş modelini götüreceğiz. Unilever, P&G gibi hızlı tüketime yönelik hizmet sunan müşterilerimizin ürünleriyle başlamayı düşünüyoruz.
1 milyon üye, 5 milyon pound ciro hedefimiz var. Türkiye'de üç yılda yakaladığımız rakamlara orada bir yılda ulaşmayı hedefliyoruz. İngiltere büyük bir pazar. İngiltere'de başarıyı yakalamamızla Almanya ve Polonya'ya ve akabinde de ABD'ye açılmayı planlıyoruz.
2019 yılını cirosal anlamda nasıl tamamladınız? 2020 hedefleriniz neler?
2019 yılını 9 milyon TL ciro ile tamamladık. 2020'de cirosal bazda 4,5 kat büyümeyi planlıyoruz. 2020 sonunda 4 milyon üyeye ulaşmayı hedefliyoruz.
"FİKRİNİZE AŞIK OLMAYIN!"
"İşimi kurarken babamdan 40 bin TL borç almıştım. Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışmasında tam 40 bin TL para ödülü kazandım. Bu işi yapmadan önce ben kendi potansiyelimin farkında değildim.
Herkesin içinde bir potansiyel olduğuna inanıyorum. Bu işin sırrı o potansiyeli çıkarmak. Fikrinize çok aşık olmayın, bırakın insanlar bunu doğrulasın. Eğer fikirlerine inanıyorlarsa, başarıya ulaşmanın tek sırrı çok çalışmak.
Kadın girişimci olmanın zorluklarını yaşadım. Üç yıl sonra tüm paydaşlarımın saygı duyduğu biri oldum. Kadın oldukları için daha zor olacağı fikirlerini kafalarından silmelerini tavsiye ederim. Bu tamamen kişinin içinde bitiyor."
