Bist 100
9079,97
3,1%
Bist 100
Dolar/TL
32,3301
0,1772%
Dolar/TL
Euro/TL
35,0674
0,3622%
Euro/TL
Euro/Dolar
1,0787
-0,3653%
Euro/Dolar
Altın/Gram
2307,36
1,28%
Altın/Gram
Piyasaları
İncele
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

İnovatif yapısal yaklaşıma ihtiyaç var

19 Mart 2020
İnovatif yapısal yaklaşıma ihtiyaç var
EY CESA Bölgesi Yapılanma Lideri Raj Apte'ye göre Türkiye ekonomisinin uluslararası sermayeyi kapsayacak şekilde yayılması gerekiyor. Raj Apte, "Türkiye'nin yeni finansman alternatifleri için inovatif yapısal yaklaşıma ihtiyacı var" diyor.

GÖZDE YENİOVA SAYLAK
gyeniova@ekonomist.com.tr

İş dünyasının buluşma noktalarından CEO Club, şubat sonunda finans dünyasının liderlerini bir araya getirdi. Gerçekleştirilen CEO Club Banka Dışı Finans Zirvesi kapsamında, Türkiye'nin önde gelen finans kuruluşlarının temsilcileri, sektörün bugününü ve geleceğini değerlendirdi, işletmelere sağlanabilecek finansman modelleri ile ekonomiye katkıları hakkında bilgi verdi.

Zirvede, EY Orta & Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya (CESA) Bölgesi Yapılanma Lideri Raj Apte de 'Dünyada Yeni Finansman Alternatifleri' başlıklı bir sunum yaptı. Sunum sonrasında Raj Türkiye'de bazı şirketlerin yeniden yapılandırma sürecini yönettiği bilinen Apte ile bir araya gelerek yeni finansman alternatiflerini, Türkiye'deki şirketlerin durumunu ve gelecek fırsatlarını konuştuk.

Apte, Türkiye'nin bölgesinde potansiyeli olan bir ülke olduğuna, bunu gerçekleştirmek için ise global düşünmenin önemine dikkat çekiyor.

Dünyada tüm şirketlerin yeni finansman alternatifleri arayışı var. Siz bu konuda Türkiye özelinde neler söylersiniz?
Türkiye'nin risk profiline uygun inovatif finans yapısı, Türkiye'ye yeni para girişini sağlayacaktır.

Türkiye'nin risk profiline bakıldığında, yüksek riskli krediler ile şirketler stres altında ve kurumlar bu durumla mücadele içinde. Bu da ekonomiyi operasyonel olarak idare etmekte şirketler için sorun yaratıyor.

Bu nedenle şirketler yeni bir çözüm bulmak zorunda. Para ulaşılabilir durumda. Ama risk açısından bakıldığında doğru fiyatlamaya ihtiyaç var. Türkiye'de tarihsel olarak hep yapılan şirketlerin yeniden borçlanma yoluna gitmesi. İnsanlar kredilere vurgu yapıyor ve borç para veriliyor. Ama bu finansman sağlamada doğru bir yöntem değil. Sonra da borçlandıkları için pişman oluyorlar. Bunu yapan çok şirket var.

Peki bu sorunlara çözüm ne olabilir, şirketler yeni finansman yollarına nasıl ulaşabilir?
Yeni finansman alternatifleri demek, borç paraya ulaşmak için yeni yollar bulmak demek. Bu düzenli olmak zorunda ve hassas biçimde yapılmalı.

Bu hisse paylaşımı olabilir ve hissedarlar bunu kabul etmeli. Bu dönemde değerin bir kısmını vermek durumunda kalabilirler ama bir yandan da bu durum başarıya ulaşmada insanların etraflarında toplanmasını sağlıyor. Türkiye'nin yeni finansman alternatifleri için inovatif yapısal yaklaşıma ihtiyacı var.

Bu konuda bütüncül düşünmeli, yeniden borçlanma gibi konularda operasyonel çözümlere bakılmalı. Eğer bunlar yapılırsa kayda değer sermayeye ulaşılabilir.

"BÜYÜME İÇİN YENİ BAŞLANGIÇ YAPILMALI"
Türkiye'deki birçok şirketin kredi borç sorunu var. Bunu nasıl yönetebilirler? Sizin önerileriniz nedir?
Öncelikle borç veren bankalarla diyalog içinde olmalılar. Bu yapıcı bir diyalog olmalı ve yönetim kurulu düşünce yapısını değiştirmeli. Problem olması normal ama çözüm beraber aranmalı. Yönetim, kredi verenler, tedarikçiler, herkes bunun içinde olmalı ve kolektif bir şekilde çözüm bulunmalı. Yeni finansman alternatifleri de bir çözüm olabilir ama kimse bankanın arkasında durmadığı bir şeye para koymaz.

Bu konuda kaynaklara öncelik verilmeli, banka bunu kabul etmeli. Belki de bu durumda borçlar konusunda bankalar bir miktar haircut (finansal kesinti) uygulamasını dikkate alabilir.

Bu normal bir durum. Bu bir insanın bacağının yaşayamaz hale geldiğinde onu keserek vücuttan ayırması gibi. Bu yapılacak en doğru medikal çözüm. Şirketler de çok borç olduğunda o bacağı keserek büyüme için daha yeni bir başlangıç yapmalı.

Türkiye'nin potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırdığınızda konumu nasıl?
Bence Türkiye'nin konumu çok iyi. Tarihsel olarak bakıldığında coğrafi konumda Batı ve Doğu'nun ortasındasınız. Her iki tarafın düşünce yapısını da anlıyorsunuz. Batı'ya birçok konuda kendinizin eşit olduğunu gösterebiliyorsunuz. Eşitlik de genel yetenek, teknik yetenek ve düşünce yapısını beraberinde getiriyor.

Dünyada da işler bu yolla yürütülüyor. Üretim konusunda büyük fırsatlar var. Birçok üretimi burada uygun maliyetle yapıp ülkenin konumu gereği farklı ülkelere gönderebilirsiniz. İnsanların hoşuna giden birçok demografik özellikleriniz de var. Genç ve eğitimli nüfus buna bir örnek. Ancak bu potansiyeli gerçekleştirmeniz gerekiyor.

Bu potansiyeli gerçekleştirmek için şirketlere ne önerirsiniz?
Farklı bir düşünce yapısını benimsemek ve global düşünmek önemli. Aslında bir şirket olarak nerede olduğunuz fark etmez. Türkiye'de, Çin'de ya da İsveç'te olabilirsiniz. Bu gerçekten önemli değil. Bu iş iyi işliyor mu? İnsanların almak istediği bir şeyi mi satıyorsunuz? İnsanlar buna bakıyor.

Ayrıca sahip olduğu varlıklar için güvenli bir yerde olup olmadığına bakıyor. Örneğin Sırbistan gibi ülkelerin bulunduğu konum gibi birçok durum var.

Farklı bir ülke ve kayda değer bir sermaye elde ediyor. Ülkede yüzlerce milyon Euro'luk iş var. Bir diğer ülke olan Hırvatistan da 1,2 milyar Euro kaynak sağladı. Küçük bir ülke ve çok az turizm faaliyeti var. Türkiye ise daha fazlasına sahip. Onlarda sizin olanaklarınız henüz yok.

Sizce Türkiye için temel riskler neler?
Türkiye'nin makroekonomik ortamı kur riskini artırdı. Şirketler düşük rating ve daha yüksek kaldıraçla, ayrıca yükselen fiyat riskiyle yüz yüze kaldı. Kapitalist ekonomi son dönemde bayağı değişti. Kişisel çıkar yani aslında insan doğası kapitalizmi çalıştıran bir unsur. Türkiye ekonomisi uluslararası sermayeyi kapsayacak şekilde yayılmalı. Çünkü etrafta sermaye için birçok pazar var.

Ortadoğu'da petrol var ve onlar her gün bundan çok para kazanıyor. Kazandıkları parayla da bir yere yatırım yapacaklar. Etrafınızda sermayenin içeriye gireceği bir alan yaratırsanız, bunun altyapısını hazırlarsanız, üretimi buna göre yaparsanız, zengin olursunuz. Güzel yapılar ve ürünler geliştirirseniz bu olabilir. Uluslararası sermayeyi Türkiye'ye çekerseniz, bu çarpıcı bir şekilde durumu değiştirecektir.

Peki global riskler olarak neleri görüyorsunuz?
Şu an için henüz olmadı ama bir devrin sonuna gelme riskimiz var. Uzun zamandır kısmen küçük bir büyüme var. Bunun sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu merkez bankalarının parasal genişleme politikasını destekliyor ve ucuz parayı getiriyor. Bu da piyasalarda bir mücadele dönemine işaret ediyor.

Dünyada bu konuda bir farkındalık olduğunu düşünüyorum. Alman ekonomisi yavaşlıyor, ABD ekonomisi de aynı şekilde ve dengelenmeye çalışıyor. Öte yandan koronovirüs riski var. Bu hastalık iş dünyasını ve global hisse senedi piyasalarını etkiler. Bu durumda her şey değişebilir. Global küçülme sadece Türkiye'yi değil tüm piyasaları etkiler, tüm piyasaları baskı altına alır.
0


  • ALTIN GRAM - TL 2307,36 1,28%
  • ALTIN ONS 2219,82 1,14%
  • BIST 100 9079,97 3,1%
  • DOLAR/JAPON YENI 151,39 0,041%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,35463 -0,15294%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 92,5745 0,2664%
  • DOLAR/TURK LIRASI 32,3301 0,1772%
  • EURO/DOLAR 1,0787 -0,3653%
  • EURO/TURK LIRASI 35,0674 0,3622%
  • STERLIN/DOLAR 1,2619 -0,095%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL