Pegasus Hava Yolları, bu yıl filosuna dokuz uçak daha kattı. Böylece toplam uçak sayısı 75’e ulaştı. Şirketin yatırımlara ara vermeye niyeti yok. Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Nane, “Yatırımlarımız aralıksız sürecek” diyor. Bugün 25 milyonu aşan yolcuya hizmet verdiklerini belirten Nane, önümüzdeki beş yıllık süreçte uçak ve yolcu sayısını ikiye katlayacaklarını söylüyor.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Pegasus Hava Yolları’nda genel müdürlük koltuğuna yedi ay önce oturan Mehmet Nane, göreve nasıl hazırlandığını ve hedeflerini Ekonomist’e anlattı. Pegasus Hava Yolları’nın yatırımlarına aralıksız devam ettiğini ve bu yıl yeni uçak alımlarıyla 500 milyon dolarlık bir yatırım yapıldığını kaydeden Nane, önümüzdeki yıl da bir o kadar yatırım olacağını söylüyor.
Nane, Bugün 75 uçak ve 25 milyonu aşan yolcuya hizmet sunan şirketin önümüzdeki beş yıllık süreçte uçak ve yolcu sayısını ikiye katlayacağını dile getiriyor. Geçen yıl Ekonomist’in ‘Yılın İş İnsanları’ anketinde ‘Yılın Profesyoneli’ seçilen Mehmet Nane, sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı.
Uzun yıllar perakende sektöründe yaptığınız yöneticiliğin ardından Pegasus’un başına geçtiniz. Bu göreve nasıl hazırlandınız? İlk 90 günde neler yaptınız?
Mart ayında bu teklifi aldıktan sonra çok sıkı çalıştım. Ekip arkadaşlarımı yarımşar gün dinledim. Daha sonra onlarla sahaya çıktım. İşin sahada nasıl yapıldığını öğrenmeye çalıştım. Havacılık, güvenlik nedeniyle çok fazla detayların olduğu teknik bir konu. Sıkı eğitimler aldım. Havaalanına ve apron içine girebilmek için eğitimler alıp, imtihanları verdim. Sonra arkadaşlarla oturduk ve bu işi daha iyi nasıl yapabiliriz üzerine çalıştık.
İlk izleminiz nedir? Yönetimi açısından perakende sektörüne göre havacılık daha mı zor?
Nihai müşteriye hitap etmek açısından perakende sektörüyle aynı diyebiliriz. Bizim sattığımız ürün ve hizmetler direkt nihai tüketiciye ulaşıyor. Değişen sadece ürünün içeriği. Daha evvel teknoloji ürünü satarken, şimdi koltuk satıyorum. Tabii havacılık sektörünün ciddi bir teknik ve güvenlik farkı var.
Sizin marka algısına katkınız ne olacak?
Çok genç, dinamik ve muzır bir yapı var. Şirket benim profilime de uygun. Önemli olan burada yaptığınız işte değer yarattığınız alanı ortaya koymanız. Domates evet ama pembe domates dediğinizde farklı oluyor. Biz altyapısı güçlü sağlam bir markayız. Pegasus, Türkiye’de uçmayı kolaylaştıran, demokratikleştiren, özgürleştiren bir marka olarak biliniyor. Biz düşük maliyetli olmayı seçerek pazarı büyütmüş bir markayız. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın 2020’de doldurması gereken kapasitesini bugün yani beş yıl öncesinde yakalamış durumdayız.
Marka algısından söz etmişken ‘tuvalete bile para alacaklar’ eleştirileri var. Bu bakış açısını kaldırmak bizim iş yapış biçimimizi değiştirmek olur. Böyle bir niyetimiz yok. Ama bu konuda negatiflik değil de belki de misafirleri bilinçlendirmek gerekiyor. Eğer siz Pegasus ile uçuyorsanız ödenen ücret sadece koltuk ve 15 kilo yük içindir. Biz sizden o fiyatın içinde kullanmadığınız ürünün hizmet bedelini almıyoruz. Bunu bizim daha iyi anlatmamız gerekiyor.
Turizmde yaşananlar ve ardından darbe girişimi ve OHAL süreciyle birlikte bu yılı nasıl kapatmayı planlıyorsunuz?
Hemen her şirketin gündeminde sürdürülebilir büyüme ve kârlılık vardır. Bizim de öyle. İkincisi ise paydaşlarımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek hep gündemimizdedir. Biz halka açık bir şirketiz. Net bir rakam veremeyiz ama hedefimizde bölgemizde çok güçlü bir oyuncu olmak var.
Beş yıllık süreçte markayı nereye taşımak istiyorsunuz?
Bölgemizde güçlü bir şirket olmak istiyoruz ve bu amaçla kurduğumuz belli ortaklıklar var. İzair, Air Berlin, Air Manas bu ortaklarımızdan. Tabii eğer fırsat olur ve bize talep gelirse büyüme iştahımız paralelinde bu tür projeleri değerlendirme niyetimiz var.
Yani farklı ülkelerde de böyle ortaklıklar mı yoksa satın almalar mı olabilir?
Her açıdan olabilir. Yeni destinasyonlara hat açarak uçmak olabilir, dediğiniz gibi ortaklık veya şirket satın alma yaparak da olabilir. Sürdürülebilir büyüme ve kârlılık amacımıza hizmet edecek her türlü proje ile ilgileniriz. Bu noktada tüm çevre ülkelerle ilgileniriz.
Sizin bu noktada en çok ilginizi çeken pazar hangisi?
Türkiye’de ciddi bir potansiyel var. Türkiye içinde genelde büyük şehirlerde uçuşlar yaparken, artık İzmir’den Kars, Ordu’dan Kıbrıs gibi noktalara uçuşlar başlattık.
Üzerinde çalışılan yeni hatlar hangi noktalarda olacak?
Doğuda çok ciddi talep var. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde bizim bekleyen yaklaşık 40 tane hattımız var. Yeni uçuş ya da frekans artırma taleplerimiz var. Bunlar Türkiye içi ve yurtdı-şını kapsıyor. Satan varsa alırız, pist ve talep varsa uçarız.
Grubun yatırım bütçesi nedir?
Biz bu yıl dokuz uçak aldık ve bunların toplam yatırım maliyeti 500 milyon dolar. Hatta en son aldığımız uçak 19 Temmuz’da teslim edildi ve bu uçağımıza “Demokrasi” adını verdik. Önümüzdeki yıl ise sekiz tane uçak geliyor. Bu süreçte de yaklaşık 400-500 milyon dolar arasında bir yatırım olacaktır.
Bu yatırımlarla beş yıl sonra şirket nerede olacak?
2021’e kadar Airbus ile yaptığımız anlaşmayla 100 kadar yeni uçak bünyemize katılacak. Anlaşmaya göre 75 kesin, 25 adet ise opsiyonlu. Bu uçakların ilk teslimatı bu yıl başladı. Dolayısıyla bizim 2021 yılına kadar en az 75 uçağımız daha olacak. Bu yıl 25 milyon yolcu taşıdığımızı ve 75 uçağımız olduğunu düşünürsek, bu rakamlarla iki katı büyüyeceğiz demektir.
Sabiha Gökçen’de bekleme süreleri uzamaya başladı. Burada bir kapasite sorunu var mı?
Kapasite sorun tabii. Bekleme sürelerinin bir araştırmasını yaptık ve sadece yüzde 3’ü bizden kaynaklı, yüzde 97’si bizim dışımızdaki nedenler çıktı. Bunun ana kaynağı Sabiha Gökçen’in misafir kapasitesini beş yıl öncesinden yani bugünden doldurmuş olması. İkinci pist yatırımının yeni ihaleye çıkılıp 2019’a yetiştirilecek olması da sıkıntı.
Üçüncü Havalimanı’na dair beklentiniz nedir?
Cumhurbaşkanı ve başbakanımızın önemli bir vizyonla havacılığın gelişmesini sağlayacak kararlar almalarıyla gelişim süreci 2003’te başlıyor. Pegasus seçtiği iş modeli ile hükümetin aldığı kararları destekleyerek Türkiye’de uçuşun ucuzlamasını ve halka inmesini sağlamıştır. Bizim yüzde 30 misafirimiz transit yolcular. Yeni bir havalimanı olması ve yeterli bir kapasitede olması bizim artık kargo taşımacılığında da bir merkez olmamızı sağlayacak.
Yeni havalimanında yerinizi alacak mısınız?
Henüz yeni havalimanıyla ilgili gündemimize gelen çalışma yok. Yeni havalimanında altı pist olacak, fakat bunlar fazlandırılarak devreye girecek. İlk etapta iki pist açılacak. Bu Atatürk Havalimanı’nın ikamesini sağlayacak. Biz dördüncü pistten sonra kendimize yer bulabiliriz. Biz her türlü teklife kendimizi açık konumlandırmış durumdayız. Artı ve eksiye göre kararımızı veririz.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Pegasus Hava Yolları’nda genel müdürlük koltuğuna yedi ay önce oturan Mehmet Nane, göreve nasıl hazırlandığını ve hedeflerini Ekonomist’e anlattı. Pegasus Hava Yolları’nın yatırımlarına aralıksız devam ettiğini ve bu yıl yeni uçak alımlarıyla 500 milyon dolarlık bir yatırım yapıldığını kaydeden Nane, önümüzdeki yıl da bir o kadar yatırım olacağını söylüyor.
Nane, Bugün 75 uçak ve 25 milyonu aşan yolcuya hizmet sunan şirketin önümüzdeki beş yıllık süreçte uçak ve yolcu sayısını ikiye katlayacağını dile getiriyor. Geçen yıl Ekonomist’in ‘Yılın İş İnsanları’ anketinde ‘Yılın Profesyoneli’ seçilen Mehmet Nane, sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı.
Uzun yıllar perakende sektöründe yaptığınız yöneticiliğin ardından Pegasus’un başına geçtiniz. Bu göreve nasıl hazırlandınız? İlk 90 günde neler yaptınız?
Mart ayında bu teklifi aldıktan sonra çok sıkı çalıştım. Ekip arkadaşlarımı yarımşar gün dinledim. Daha sonra onlarla sahaya çıktım. İşin sahada nasıl yapıldığını öğrenmeye çalıştım. Havacılık, güvenlik nedeniyle çok fazla detayların olduğu teknik bir konu. Sıkı eğitimler aldım. Havaalanına ve apron içine girebilmek için eğitimler alıp, imtihanları verdim. Sonra arkadaşlarla oturduk ve bu işi daha iyi nasıl yapabiliriz üzerine çalıştık.
İlk izleminiz nedir? Yönetimi açısından perakende sektörüne göre havacılık daha mı zor?
Nihai müşteriye hitap etmek açısından perakende sektörüyle aynı diyebiliriz. Bizim sattığımız ürün ve hizmetler direkt nihai tüketiciye ulaşıyor. Değişen sadece ürünün içeriği. Daha evvel teknoloji ürünü satarken, şimdi koltuk satıyorum. Tabii havacılık sektörünün ciddi bir teknik ve güvenlik farkı var.
Sizin marka algısına katkınız ne olacak?
Çok genç, dinamik ve muzır bir yapı var. Şirket benim profilime de uygun. Önemli olan burada yaptığınız işte değer yarattığınız alanı ortaya koymanız. Domates evet ama pembe domates dediğinizde farklı oluyor. Biz altyapısı güçlü sağlam bir markayız. Pegasus, Türkiye’de uçmayı kolaylaştıran, demokratikleştiren, özgürleştiren bir marka olarak biliniyor. Biz düşük maliyetli olmayı seçerek pazarı büyütmüş bir markayız. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın 2020’de doldurması gereken kapasitesini bugün yani beş yıl öncesinde yakalamış durumdayız.
Marka algısından söz etmişken ‘tuvalete bile para alacaklar’ eleştirileri var. Bu bakış açısını kaldırmak bizim iş yapış biçimimizi değiştirmek olur. Böyle bir niyetimiz yok. Ama bu konuda negatiflik değil de belki de misafirleri bilinçlendirmek gerekiyor. Eğer siz Pegasus ile uçuyorsanız ödenen ücret sadece koltuk ve 15 kilo yük içindir. Biz sizden o fiyatın içinde kullanmadığınız ürünün hizmet bedelini almıyoruz. Bunu bizim daha iyi anlatmamız gerekiyor.
Turizmde yaşananlar ve ardından darbe girişimi ve OHAL süreciyle birlikte bu yılı nasıl kapatmayı planlıyorsunuz?
Hemen her şirketin gündeminde sürdürülebilir büyüme ve kârlılık vardır. Bizim de öyle. İkincisi ise paydaşlarımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek hep gündemimizdedir. Biz halka açık bir şirketiz. Net bir rakam veremeyiz ama hedefimizde bölgemizde çok güçlü bir oyuncu olmak var.
Beş yıllık süreçte markayı nereye taşımak istiyorsunuz?
Bölgemizde güçlü bir şirket olmak istiyoruz ve bu amaçla kurduğumuz belli ortaklıklar var. İzair, Air Berlin, Air Manas bu ortaklarımızdan. Tabii eğer fırsat olur ve bize talep gelirse büyüme iştahımız paralelinde bu tür projeleri değerlendirme niyetimiz var.
Yani farklı ülkelerde de böyle ortaklıklar mı yoksa satın almalar mı olabilir?
Her açıdan olabilir. Yeni destinasyonlara hat açarak uçmak olabilir, dediğiniz gibi ortaklık veya şirket satın alma yaparak da olabilir. Sürdürülebilir büyüme ve kârlılık amacımıza hizmet edecek her türlü proje ile ilgileniriz. Bu noktada tüm çevre ülkelerle ilgileniriz.
Sizin bu noktada en çok ilginizi çeken pazar hangisi?
Türkiye’de ciddi bir potansiyel var. Türkiye içinde genelde büyük şehirlerde uçuşlar yaparken, artık İzmir’den Kars, Ordu’dan Kıbrıs gibi noktalara uçuşlar başlattık.
Üzerinde çalışılan yeni hatlar hangi noktalarda olacak?
Doğuda çok ciddi talep var. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde bizim bekleyen yaklaşık 40 tane hattımız var. Yeni uçuş ya da frekans artırma taleplerimiz var. Bunlar Türkiye içi ve yurtdı-şını kapsıyor. Satan varsa alırız, pist ve talep varsa uçarız.
Grubun yatırım bütçesi nedir?
Biz bu yıl dokuz uçak aldık ve bunların toplam yatırım maliyeti 500 milyon dolar. Hatta en son aldığımız uçak 19 Temmuz’da teslim edildi ve bu uçağımıza “Demokrasi” adını verdik. Önümüzdeki yıl ise sekiz tane uçak geliyor. Bu süreçte de yaklaşık 400-500 milyon dolar arasında bir yatırım olacaktır.
Bu yatırımlarla beş yıl sonra şirket nerede olacak?
2021’e kadar Airbus ile yaptığımız anlaşmayla 100 kadar yeni uçak bünyemize katılacak. Anlaşmaya göre 75 kesin, 25 adet ise opsiyonlu. Bu uçakların ilk teslimatı bu yıl başladı. Dolayısıyla bizim 2021 yılına kadar en az 75 uçağımız daha olacak. Bu yıl 25 milyon yolcu taşıdığımızı ve 75 uçağımız olduğunu düşünürsek, bu rakamlarla iki katı büyüyeceğiz demektir.
Sabiha Gökçen’de bekleme süreleri uzamaya başladı. Burada bir kapasite sorunu var mı?
Kapasite sorun tabii. Bekleme sürelerinin bir araştırmasını yaptık ve sadece yüzde 3’ü bizden kaynaklı, yüzde 97’si bizim dışımızdaki nedenler çıktı. Bunun ana kaynağı Sabiha Gökçen’in misafir kapasitesini beş yıl öncesinden yani bugünden doldurmuş olması. İkinci pist yatırımının yeni ihaleye çıkılıp 2019’a yetiştirilecek olması da sıkıntı.
Üçüncü Havalimanı’na dair beklentiniz nedir?
Cumhurbaşkanı ve başbakanımızın önemli bir vizyonla havacılığın gelişmesini sağlayacak kararlar almalarıyla gelişim süreci 2003’te başlıyor. Pegasus seçtiği iş modeli ile hükümetin aldığı kararları destekleyerek Türkiye’de uçuşun ucuzlamasını ve halka inmesini sağlamıştır. Bizim yüzde 30 misafirimiz transit yolcular. Yeni bir havalimanı olması ve yeterli bir kapasitede olması bizim artık kargo taşımacılığında da bir merkez olmamızı sağlayacak.
Yeni havalimanında yerinizi alacak mısınız?
Henüz yeni havalimanıyla ilgili gündemimize gelen çalışma yok. Yeni havalimanında altı pist olacak, fakat bunlar fazlandırılarak devreye girecek. İlk etapta iki pist açılacak. Bu Atatürk Havalimanı’nın ikamesini sağlayacak. Biz dördüncü pistten sonra kendimize yer bulabiliriz. Biz her türlü teklife kendimizi açık konumlandırmış durumdayız. Artı ve eksiye göre kararımızı veririz.
