İTO'dan "kayıtlı bahşiş' önerisi

İstanbul Ticaret Odası 17. Restoranlar ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Komite Üyesi Yücel Özalp “Bahşiş, emeğin karşılığıdır. Şeffaf ve adil bir sistem kurulmalı” diyerek sektöre çağrı yapıyor.

04 Haziran 2025 | 05:49
Son Güncellenme: 04 Haziran 2025 | 09:44

İstanbul Ticaret Odası 17. Restoranlar ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Komite Üyesi Yücel Özalp “Bahşiş, emeğin karşılığıdır. Şeffaf ve adil bir sistem kurulmalı” diyerek sektöre çağrı yapıyor. Avrupa’daki uygulamalara benzer, kayıtlı ve çalışan lehine modeller gündemde. Sektör temsilcileri, güven artırıcı düzenlemelerin hizmet kalitesine de yansıyacağını savunuyor.

Yeme-içme sektöründe artan maliyet baskıları, fiyatlara ve hizmet bedellerine yansıyan farklarla birlikte bahşiş konusu yeniden kamuoyunun gündemine oturdu. Özellikle bazı restoranlarda fişlere eklenen ‘servis bedeli’ ya da ‘hizmet ücreti’ kalemleri, müşteri tarafında ‘soru işaretleri’ yaratırken; çalışanlar ve işletmeciler tarafında ise bu ücretlerin nereye gittiği ve kimin hakkı olduğu konusu hâlâ tartışmalı.

Sektör temsilcilerine göre sorun, yalnızca etik bir mesele değil; vergilendirme, denetim, kayıt altına alınarak şeffaflık gibi yapısal alanlara da dokunuyor. Uzun yıllardır fiş dışında nakit verilen bahşişlerin kayıtsız olması, çalışanların emeklilik primlerine yansımaması ve restoranlar üzerinde ek denetim baskısı yaratması gibi birçok faktör, bu konunun sadece ‘nezaket’ meselesi olmadığını gösteriyor.

“YENİ BİR MODELE İHTİYAÇ VAR”

Bahşişin, özellikle hizmet sektöründe çalışanlar için gelirlerinin önemli bir parçası olduğunu belirten İstanbul Ticaret Odası (İTO) 17. Restoranlar ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Komite Üyesi Yücel Özalp, kayıt dışı uygulamaların önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor. Bazı işletmeler, bu karmaşayı azaltmak için bahşişi otomatik olarak faturalandırılmış bir hizmet bedeli olarak eklemeye başladı. Ancak bu uygulamanın da müşteride ‘zorunlu bahşiş’ algısı yarattığına vurgu yapan Özalp, bahşişin doğrudan çalışanlara gitmesini garanti altına alacak, aynı zamanda vergisel yükümlülükleri de yerine getirerek kayıt altına alınacak bir çerçeveye ihtiyaç olduğunu belirtiyor.  “ Uzun süre üzerinde çalışarak yasalaşması için sunduğumuz modelde çalışanların sigortalanması, bahşiş uygulamasının kayıt altına alınması, tüm bahşişlerin eksiksiz çalışana ödenmesi gibi maddeler yer alıyor. Tamamiyle çalışan haklarını koruyan ve kayıt dışı ödemenin önüne geçilen bu uygulamanın yürürlüğe girmesi şart”

AVRUPA MODELİ NASIL?

Sektörün farklı temsilcileri, Avrupa ülkelerinde uygulanan sistemlerin Türkiye’ye örnek olabileceğini söylüyor. Örneğin; Fransa’da hizmet bedeli hesaba dâhil edilirken, çalışanların bahşişten doğrudan yararlanması yasa ile güvence altına alınmış durumda. Almanya ve İtalya’da ise bahşiş büyük ölçüde ‘gönüllü’ sistemle ilerliyor. Ancak işletmeler bu geliri net şekilde raporluyor. Türkiye’de ise böyle bir düzenleme henüz yok. Ancak sektörde bahşişin çalışanlara ulaşmasını sağlayacak şeffaf, kayıtlı ve adil bir sistemin kurulmasına yönelik giderek artan bir beklenti olduğuna değinen Özalp, şunları söylüyor: “Bahşiş, bir çalışanın motivasyon kaynağı olduğu kadar, emeğinin karşılığıdır. Ancak mevcut durumda ne çalışan ne de müşteri bu konuda tam olarak güven içinde değil. Kayıtlı, şeffaf ve çalışan lehine bir sistem kurulması gerekiyor. Bu sadece hizmet kalitesini değil, sektördeki istihdam güvenliğini de artıracaktır.”

Sektör temsilcilerinin ilgili kamu kurumlarına bu konuda yasal çerçeve ve teşvik düzenlemeleri öneren çalışmalar yürüttüğüne de değinen Özalp’e göre bu mesele, yalnızca müşteri-masa ilişkisinden ibaret değil; turizm gelirleri, sektörün itibarı ve istihdam güvenliği açısından da kritik bir başlık.