18 yılda 108 genç Türk bilim kadını desteklendi

06 Ekim 2020
L'Oréal, bilim alanında kadın araştırmacıları desteklemek, genç ve yetenekli bilim kadınlarının tanınmalarını sağlamak amacıyla UNESCO işbirliğiyle 'Bilim Kadınları İçin' programını yürütüyor. Türkiye’de 18'inci yılda 108 genç Türk bilim kadınını destekleyen programın bu yılki kazananları belirlendi. 6 Türk bilim kadını, kapsamlı ve gelecek vadeden ilham verici çalışmalarıyla ödüle layık görüldü.

L'Oréal-UNESCO 'Bilim Kadınları İçin' programının Türkiye ayağında ödül almaya hak kazanan 2020’nin bilim kadınları belirlendi. 6 Türk bilim kadını, kapsamlı ve gelecek vadeden ilham verici çalışmalarıyla ödüle layık görüldü. L'Oréal Türkiye’den 75 bin TL ödül kazanan bilim kadınları, akademik özgeçmişleri, projelerinin bilime yaptığı katkı, uygulanabilirliği, sürdürülebilirliği ve bilimsel yeniliği gibi kriterler göz önüne alınarak, bağımsız UNESCO jürisi tarafından seçildi.

40 yaş altındaki 6 genç bilim kadını; psikoloji, matematik, tıp, malzeme bilimi, biyoloji, kimya gibi pek çok alanda çalışmalar gerçekleştiriyor.

ULUSLARARASI YETENEK SEÇİLDİLER


Bilim kadınlarının potansiyellerini ortaya çıkarmanın en büyük hedefleri olduğunu vurgulayan 'Bilim Kadınları İçin'” projesi hakkında konuşan L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Laurent Duffier, "L’Oréal Türkiye olarak büyük bir sorumluluk üstleniyoruz ve bilimde cinsiyet eşitliğini destekliyoruz. Türkiye'de geçtiğimiz 18 yılda 108 bilim kadınının gelecek vaat eden projelerine katkı sağladık. 4’ü art arda olmak üzere, toplam 5 Türk bilim kadınımız Uluslararası Yükselen Yetenek seçilerek uluslararası platformda Türkiye adını duyurdu. Hepsiyle gurur duyuyoruz. Uzun yıllardır iş birliği içinde olduğumuz UNESCO’ya da verdikleri destekten ötürü teşekkür ediyoruz” dedi.

2020'NİN 6 TÜRK BİLİM KADINI KİM?


1-DOKUNDUĞUMUZ DÜNYAYI EKRANA TAŞIMAYI HEDEFLİYOR
Dr. DİCLE DÖVENCİOĞLU
Akıllı sistemler artık her yerde. Telefonlar yüzümüzü tanıyor ya da insansız araçlar nesne tanımayı az çok öğrendiler ama bu nesnelerin hangi malzemeden yapıldığını tanımayı henüz çözemedik. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Dicle Dövencioğlu, yumuşaklık algımızdaki boyutları tanımlama hedefi taşıyan projesiyle malzemeleri nasıl algıladığımızı anlamayı amaçlıyor. Çünkü malzemeleri tanımak hayatta kalmak dahil olmak üzere, pek çok açıdan çok önemli. Malzemeleri nasıl algıladığımızı anlarsak belki de yakın gelecekte robotlar sadece sert metallerle araba yapmayacaklar, yumuşak malzemelerle de çalışacaklar. Hatta belki dokunmatik ekranların yerini hissetmatik ekranlar aldığında internetten sipariş ettiğimiz gömleğin kumaşına dokunmak mümkün olacak.

2-DOÇ. DR. DİLEK DÜNDAR ERBAHAR
ZEHİRLİ GAZLARI TESPİT EDEN SENSÖRLERLE HAYATİ TEHLİKELERİN ÖNÜNE GEÇECEK
Günümüzde halk sağlığı ve çevre için tehlike arz eden ve teşhis edilmesi güç olan çok çeşitli zehirli gazlar bulunuyor. Zehirli gazlardan kaynaklanan riskler; savaş, terör saldırısı, sabotaj olayları, bu maddeleri bulunduran tesislerde meydana gelen hasar ve sızıntılar, endüstriyel alanda kullanılan kimyasalların tanker, kamyon, tren, gemi vb. gibi araçlarla nakliyesi esnasında meydana gelen ulaşım kazaları, fabrika yangınları ve laboratuvarlardaki teknolojik kazalar şeklinde sıralanabilir. Birçok hayati konuda risk unsuru olan tehlikeli gazların hızlı ve doğru şekilde tespit edilebilmesi, gerekli tedbirlerin alınması ve meydana gelebilecek sağlık risklerinin en aza indirilmesi açısından son derece önemli. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme EnstitüsüSensör Teknolojileri Proje Grubu’nda Başuzman Araştırmacıolarak görev yapan Doç. Dr. Dilek Dündar Erbahar; zehirli gazlara karşı yüksek algılama hassasiyetine sahip, üstün performanslı, seri üretime uygun, ekonomik, düşük güç tüketimiyle çalışan, kompakt kimyasal sensörler geliştirilmesini amaçlıyor. Bu döndürülmüş grafen yapılı sensör sisteminin sanayiye ve ulusal güvenliğe aktarılması ile askeri ve endüstriyel alanlardaki güvenlik birimlerinin, sanayi kuruluşlarının ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının taleplerinin karşılanması hedefleniyor.

3-DR. İDİL YET
KARACİĞER KANSERİNİN NEDENLERİNİ ORTAYA KOYUYOR
Türkiye ve dünyada önde gelen ölüm sebepleri arasında yer alan kanser üzerine yapılan çalışmalar sıcak bir konu olmakla beraber öncelikli araştırma hedefleri arasında bulunuyor. Kanser tedavisi için yeni yaklaşımlar ve biyoinformatik yöntemlerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyuluyor. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyoinformatik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İdil Yet, geliştirdiğiyöntemle kansere dönük özellikle önleme, erken teşhis ve tedaviler açısından değerli sonuçlar üretmeyi hedefliyor. Bu yöntemin karaciğer kanserinin nedenlerinin anlaşılmasına önemli katkıda bulunabileceği belirten Dr. İdil Yet, kanser tedavisi için yeni yaklaşımlar ve biyoinformatik yöntemlerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu, çalışmasının da bunlardan biri olacağını belirtiyor.

4-DR. İREM DURMAZ ŞAHİN
YUMURTALIK KANSERİNDE İLAÇ DİRENCİ MEKANİZMALARINI ORTAYA ÇIKARIYOR
Kanser, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık problemi. Araştırmaların sonuçlarına göre kanser, kardiyovasküler hastalıklardan sonra Türkiye’deki tüm hayat kayıplarının ikinci sıradaki nedeni. Epitel yumurtalık (over) kanseri, dünya çapında görülme sıklığı açısından 7. sırada vekansere bağlı hayat kayıpları sıralamasında ise 5. sırada yer alıyor. Epitel over kanseri hastalarının ilk 3 yılda tekrar etmeoranı maalesef yüzde 70 gibi yüksek bir oranda ve platin dirençli veya refrakter hastalarda optimal tedavi yöntemi hala tam olarak bilinmiyor. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. İrem Durmaz Şahin, öncelikle bir kadın olarak ama en önemlisi bir bilim insanı olarak bu konuya katkı sağlamak için çalıştığını vurguluyor. Şahin, over kanserinde gelişen ilaç direnç mekanizmalarının daha iyi anlaşılması ve over kanserinde kullanılmakta olan tedavi yöntemlerinin moleküler etkilerinin incelenmesi üzerine çalışıyor.

5-DR. NAZAR İLERİ ERCAN
TEDAVİSİ OLMAYAN ROMATOİD ARTRİT HASTALIĞI İÇİN NANO İLAÇ GELİŞTİRİYOR
Dünya popülasyonun yaklaşık yüzde 1’inde bulunan Romatoid Artrit hastalığı; eklemleri, farklı organları veya bütün vücudu etkileyebilen kronik bir hastalık olarak öne çıkıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Nazar İleri Ercan, günümüzde bilinen bir tedavisi bulunmayan Romatoid Artrit hastalığına yönelik, farklı mekanizmalar üzerinde etkili, daha etkin ve hedefleme yöntemi ile daha az yan etkiye sahip bir nano ilaç geliştirmeyi hedefliyor.Romatoid Artrit tedavisinde terapötik nanopartiküller ve doğal biyomalzemelerin hedefe yönelik sinejistik etkisinin araştırılacağı bu çalışmada elde edilecek bulgular, sadece Romatoid Artrit hastalığına değil hastalığın ilerlemesinde benzerlikler gösteren diğer otoimmün hastalıklara ve çeşitli kanser türevlerine yönelik ilaç geliştirilmesine de ışık tutacak.

6-DOÇ. DR. NAZİFE ERKURŞUN ÖZCAN
70 YILDIR ÇÖZÜLMEYEN 'KAKUTANİ SANISI' MATEMATİK PROBLEMİNE YANIT ARIYOR
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nden Doç. Dr. Nazife Erkurşun Özcan, 70 yılı aşan bir süredir çözülemeyen 'Kakutani Sanısı' matematik problemi üzerine çalışıyor ve birçok disiplin arasında bağlantı (özellikle kuantum bilgi sistemleri) kurarak yeni ortak çalışmaların doğmasına imkan yaratmayı hedefliyor. Bir ilk olan bu projeile teorik matematik alanında ödül almaya hak kazanan Doç. Dr. Nazife Erkurşun Özcan, bir örnek teşkil edecek bu başarının bu alanda çalışan bilim kadınlarını heyecanlandıracağını, yeni çalışma ve girişimlerin önünü açarak görünürlüğünü arttıracağını belirtiyor.