Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İmamoğlu hakkında yapılan soruşturmada, ‘yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırma’ suçlaması yapıldı. Bunların sonucunda da Ekrem İmamoğlu tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Terör suçlaması ile ilgili olarak da ‘kuvvetli suç şüphesi’ ifadesi kullanıldı.
Bu kararlar sonrasında başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında yoğun protestolar var. Alınan kararın hukuken haklılığı ya da haksızlığı konusunda bir değerlendirme yapamam. Ancak şunu söylemek gerekiyor; verilen bu karar, ülkenin önemli bir kesimi tarafından ‘siyasi’ olarak değerlendirildiği için büyük bir rahatsızlık oluştu. Başta üniversite öğrencileri olmak üzere toplumda büyük bir tepki söz konusu.
Tabii ki bu durumun sadece siyaset tarafında değil, ekonomi üzerinde de önemli etkilerinin olduğunu görüyoruz. Şimdilik Orta Vadeli Plan (OVP) kapsamında öngörülen yıl sonu hedefleri, uzmanlar tarafından yukarı yönlü revize ediliyor. Yabancı yatırımcı algısı zayıflıyor. Ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürme adına yaptığı çalışmalar zorlaşıyor. Giriş haberimizde bu etkileri değerlendiren bir yazı kaleme aldık.
Bu sayıda dikkatinizi çekmek istediğim bir başka konu da nitelikli eleman sorunu. Türkiye’de 2024 yılı verilerine göre 131’i devlet üniversitesi 78’si de özel-vakıf üniversitesi statüsünde yer alan toplam 209 üniversitede yaklaşık 7 milyon öğrenci eğitim görüyor. Yine mesleki eğitim veren liselerde 1 milyon 850 bin civarında öğrenci bulunuyor.
Buna rağmen maalesef her geçen yıl artarak derinleşen nitelikli eleman sorunu ile karşı karşıyayız. Bu demek oluyor ki bu kadar üniversiteye rağmen nitelikli eleman sorununun önüne geçemiyoruz. Meslek liselerinde okuyan öğrenci sayımız da yetersiz.
Nitelikli eleman sorununun derinleşmesiyle birlikte şirketlerin bu sorunu aşma adına attıkları adımlara şahit oluyoruz. Editör arkadaşımız Ayşegül Sakarya Pehlivan, şirketlerin bu adımlarını araştırdı. Şirketler, mesleki eğitim programları, staj ve çıraklık uygulamaları gibi yöntemlerle eleman açığını kapatmaya çalışıyor. Bazı şirketler kendi okullarını kurarken, bazıları ise meslek okullarıyla ortak projeler geliştiriyor.
Editör arkadaşlarımız Burcu Tuvay ve Sibel Atik’in hazırladığı kapak haberinde ise Türkiye’nin önde gelen 30 yatırım fonunun 2025 planlarını ve odak sektörlerini araştırdık. Bu 30 fonun 2025 için yatırım bütçesi toplamda 1,1 milyar doları aşıyor. Konunun detaylarını kapak haberimizde bulacaksınız.
Son bir not:
Yaşanan olayları haberleştirirken, gözaltına alınan gazeteci arkadaşlarımız oldu. Her demokratik ülkenin olmazsa olmazlarından birinin ifade özgürlüğü, bağımsız basın olduğunu unutmayalım.
Daha demokratik günlere ulaşmak dileğiyle.