Anadolu 500’de payımızı artırıyoruz

05 Ekim 2016
Güçlü girişimci ruhuyla öne çıkan Anadolu, Türk bankacılık sektörünün de odağında. Anadolu’nun iş hacminde aldığı payı artıran bankaların başında gelen TEB, Anadolu 500’deki şirketlerin yarısından fazlasıyla çalışıyor. TEB Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Gülümser Özgün Henden, “Sunduğumuz ve sunacağımız ürün ve hizmetlerle bu oranı daha da artıracağız” diyor.

TALİP YILMAZ
tyilmaz@ekonomist.com.tr

Anadolu bankacılığı konusunda önde gelen bankalardan biri olan TEB, Anadolu 500 şirketlerinin büyük çoğunluğuyla çalışıyor. Bunların yüzde 50’sin-den fazlasıyla aktif olarak çalışan TEB, bu rakamı artırmaya devam ediyor. Sürekli gelişmekte olan Türkiye finans piyasalarının yeni ürünlere duyduğu ihtiyacı BNP Paribas ile oluşturdukları güçlü sineriyle karşılamaya gayret ettiklerini söyleyen TEB Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Gülümser Özgün Henden, Anadolu’nun bankanın iş hacminde önemli yer aldığını belirtiyor. TEB, 71 ilde 536 şube ile hizmet veriyor.

Henden, ayrıca Anadolu illerinde bulunan 15 adet kurumsal şube ile Anadolu’daki şirketlere kaliteli ve uzman bankacılık hizmeti verdiklerini söylüyor. Gülümser Özgün Henden, “2016 ilk yarı verilerine göre TEB’in Türkiye geneli kredi hacmi içerisinde pazar payı yüzde 3,35. Anadolu’daki kredi pazar payımız ise bu oranın oldukça üstünde” diyor. Gülümser Özgün Henden ile Anadolu bankacılığını konuştuk.

Anadolu'da hangi bölgeler, iller iş hacminizde yüksek paya sahip? Yıldızının parlayacağını, öne çıkacağını düşündüğünüz şehirler var mı?
Anadolu’da farklı farklı özellikleriyle yıldızı parlayan pek çok ilimiz var. Bu nedenle kıyaslama yapmak çok zor. Farklı iş kollarına göre değişik illerimiz özellikleriyle öne çıkıyor. Hükümetimizin son dönemde cari açığı azaltmaya yönelik uygulamaya aldığı ekonomik tedbirlere bakıldığında, üretim ve ihracatın teşvik edildiği görülüyor. Bu kapsamda gerek OSB’ler gerekse kümelenmeler şeklinde sanayi altyapısına sahip Anadolu şehirleri biraz daha avantajlı. Aslında bu konuda yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. İllerinin kalkınmasına yardımcı olacak yatırımları çekme konusunda plan ve stratejilerinin bulunması gerekiyor.

Hükümetin Doğu illeri ile ilgili aldığı yatırıma teşvik kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu an konuşulan teşvik paketleri ve diğer gelişmeler ülke için büyük umut vaat ediyor. Bu olumlu adımlar ve niyetle, ülkemizin önümüzdeki süreçte yol kat edeceğine inanıyoruz. Türkiye’nin küresel anlamda lider bir oyuncu olması yolunda yatırım ortamının önündeki engellerin kaldırılması ve bu ortamın iyileştirilmesi hayati önem teşkil ediyor. Türkiye kendi sorunlarını çözme kapasitesine sahip nadir ülkelerden biri. Kısa süre önce açıklanan Doğu’ya yatırımlar için yeni teşvik paketi de hem siyasi hem de ekonomik anlamda önemli. Başba-kan’ın Diyarbakır’da açıkladığı, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi” kapsamında büyük yatırımcıların bölgeye çekilerek Doğu illerinin cazibesinin artacak olması da önemli bir adım. Paket ile eğitim alanındaki yatırımlara da önemli destekler sağlanacak.

6048


Anadolu şirketleri kurumsallaş ma konusunda hangi aşamada? Aile şirketi yapısından daha kurumsal yapılara geçme konusunda ne oranda istekliler?
Aile şirketi özelliğinden ve Anado lu şirketi vasfından ayrılmadan ku rumsal olmayı da başarmış firmaların sayısı artış gösteriyor. Anadolu şirketlerinin kurumsallaşma adına yaşadığısüreci başarılı buluyoruz. Bugün Anadolu şirketlerinin dünya ekonomisiyle ve ticaretiyle daha da entegre olduğuna, sanayi sektöründe önemli mesafe kat ettiğine, global düşünme ve davranma alışkanlıklarını benimsediğine ve Türkiye ekonomisindeki payını giderek artırdığına tanık oluyoruz.

Dövizde yaşanan hareketlilik akıllara kur riskini getiriyor. Anadolu şirketleri kur risklerini yönetebiliyor mu?
Son yıllarda Anadolu firmalarının yatırımlarının ve dış ticaret faaliyetlerinin oldukça hızlı gelişmesiyle birlikte daha fazla kur riski taşımaya başladıklarını söyleyebiliriz. Biz de kur pozisyonunun türev ürünlerle “hedge” edilmesi konusunda kurumsal firmalarımıza “özel tasarlanmış” ürünler sunarken, bu ürünlerle ilgili bilgilendirme toplantıları da düzenliyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde artan yurtdışı kaynaklı belirsizlikler şirketlerin bu tür ürünleri daha çok talep etmelerine neden oluyor. Sadece kur riski ile sınırlı kalınmayıp, önümüzdeki dönemde yabancı para faizlerindeki artış beklentisi nedeniyle faiz riski korunma ürünlerinin de birçok firmanın gündeminde olduğunu söyleyebiliriz.

Şirketlere yeni hizmet sunma anlamında ne gibi çalışmalarınız olacak?
En güçlü kaslarımızdan birisi, belki de en önemlisi, hizmet kalitemiz. Özellikle nakit yönetimi ve dış ticaret finansmanında hem uzman bir kadromuz var hem de müşterilerimize özel sistemsel çözümlerimiz mevcut. Finans dünyasında gerçekleşen gelişmeleri çok yakından izleyerek bunları müşterilerimize sunmanın yanı sıra dünyada ilk olan işlemlere de imza atıyoruz. Buna en güzel örneğimiz Uzakdoğu’dan doğup son yıllarda
tüm dünyaya yayılmaya başlayan yeni ödeme sistemi Bank Payment Obligation (BPO) ile yapılan ihracat işlemlerinin iskontosu. Biz ülkemizde BPO’yu kullanan ender bankalardan birisi olmakla yetinmeyip işe uzmanlığımızı da katarak dünyada bir ilk olan işleme imza attık.

Yurtdışında iş yapan şirketlere ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Müşterilerimize gittikleri her ülkede, stratejik ortağımız BNP Pari-bas’ın yaygın global ağı üzerinden büyük destek sağlıyoruz. Bu ağ sayesinde dış ticarette sektörde uluslararası ödemelerde yüzde 10’luk bir paya sahibiz. Bununla beraber, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa ve Ankara’da açtığımız Dış Ticaret Merkezleri ile BNP Paribas’ın dünya çapındaki 100’ün üzerindeki “Trade Center” ağına da erişim olanağı sağlıyoruz. Bu hizmetlerimizi kurumsal şirketlerin yanı sıra KOBİ’lere de sunuyor ve yetiştirdiğimiz “Dış Ticaret Uzmanları” ile ihracatçı KOBİ’lerimize birebir hizmet veriyoruz. Bu alanda yakında detaylarını açıklayacağımız yeni çalışmalarımız da mevcut.

6047