Bölgesel bir güç haline geldik

14 Temmuz 2022
Bu yılı 22 milyar TL ciro ile kapatmayı hedefleyen Ülker'i, yaptığı satın almalar ve katma değerli üretim, bölgede güçlü noktaya taşıdı. Ülker CEO'su Mete Buyurgan, "Dünyanın en büyük ikinci bisküvi şirketi Ülker, artık bölgesel bir güce sahip" diyor.

10 – 23 Temmuz 2022 tarihli sayıdan

SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr

Sabri Ülker ve kardeşi Asım Ülker'in 78 yıl önce kurduğu ve Türkiye'nin en köklü markalarından biri olan Ülker, bugün dünyanın en büyük ikinci bisküvi şirketi konumunda. Türkiye'de dokuz, Suudi Arabistan'da iki, Kazakistan ve Mısır'da birer tane olmak üzere toplam 13 fabrikası bulunan şirket, bu yılı 22 milyar TL ciro ile kapatmayı hedefliyor.

En son geçen yıl Önem Gıda'yı satın alan şirketin son altı yılda yaptığı alımlarla bölgesel bir güç haline dönüştüğünü ifade eden Ülker CEO'su Mete Buyurgan, şirketin Doğu Avrupa'da büyümek üzere Romanya'da kapasite artışına gittiğini sözlerine ekliyor.

Şirket olarak bu yıl 60 milyon dolarlık bir yatırım bütçesiyle ilerlediklerini aktaran Mete Buyurgan ile şirketin büyüme yolculuğunu konuştuk.

Şirket olarak bu yıla ilişkin hedeflerinizden söz eder misiniz?

Ülker, bu yıl 78'inci yılını kutluyor. Türkiye'nin lider gıda firması, en büyük hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden bir tanesi, aynı zamanda bölgenin en büyük gıda şirketlerinden bir tanesiyiz. 100'ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Atıştırmalık sektörünün en yüksek ihracatını gerçekleştiriyoruz.

Ülker'in, Türkiye'de dokuz, Suudi Arabistan'da iki, Kazakistan ve Mısır'da birer tane olmak üzere toplam 13 fabrikası bulunuyor. Bölgesel bir güç haline gelmemizin de en önemli adımlarından biri özellikle son altı yılda Suudi Arabistan'da, Mısır'da, Kazakistan'da yaptığımız satın almalar.

Geçen sene Önem Gıda'yı satın aldık. Bu satın almalar bize çok önemli avantajlar getirdi. Bu satın almalar nasıl avantajlar getirdi? Örneğin; Suudi Arabistan'da bisküvide pazar lideriyiz, Mısır'da yine bisküvide pazar lideriyiz, yine Mısır ve Suudi Arabistan'da çikolatada çok önemli bir oyuncuyuz.

Kazakistan'da çikolata pazarında üçüncü hale geldik. Orada da ciddi yatırımlarımızla, fabrikalarımızı büyüttük. Zaten Türkiye'de yüzde 36'lık bir payla atıştırmalık pazarında lideriz. Dolayısıyla güzel networkumuz oluştu.

Coğrafi olarak baktığımız zamanda; Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Kazakistan'da ve hem Türkiye'den yaptığımız ihracatlar o bölgeleri kapsarken hem de o bölgelerdeki fabrikalardan belli ürünlerde diğer ülkelere ihracat yapıyoruz. Bunun bize getirdiği büyük bir network, büyük bir rekabetçi bir avantajı var.

Bu pazarlara baktığımızda, toplam ciroda Türkiye'nin payı nedir? Ne kadarı Türkiye'de üretiliyor?

Ülker olarak bu yılı 22 milyar TL ciro ile kapatmayı planlıyoruz. Son beş yılda her yıl ortalama yüzde 22 büyüme ile ilerlemiş durumdayız. Bu seneki büyümemiz de oldukça yüksek bir büyüme. Tabii enflasyonun getirdiği büyüme var ama tonajlarımız da aynı şekilde devam ediyor.

Sadece enflasyondan gelen bir büyüme değil, reelde de ciddi bir büyüme var. Bu cironun satışlarının yüzde 60'ı Türkiye'den gerçekleşiyor. Yüzde 40'ı da ihracat ve yurtdışı operasyonlarımızdan gerçekleşiyor.

Yurtdışı ağırlık kazanır mı?

Öyle bir hedefimiz yok. Bizim özellikle Türkiye'de yatırımlarımız çok yoğun bir şekilde devam ediyor. Biz Yıldız Holding içerisinde bütün atıştırmalık işlerimizi Pladis şirketi adı altında topladık. Pladis şirketinin en büyük parçası da Ülker. Yine Türkiye'de en büyük üretim üssümüz.

Bizim Pladis ile beraber en büyük avantajımız şu oldu; Godiva, McVitie's gibi sektörün en premium, en büyük markalarını Türkiye'de üretip ihraç ediyoruz. Yani biz sadece yurtdışındaki müşterilerimize ihracat yapmıyoruz.

Aynı zamanda bizim kardeş şirketlerimiz için de yoğun bir üretim yapıyoruz. İnovasyonu da burada yapıyoruz. Dolayısıyla çok ciddi katma değer yaratma imkanına da sahip. Bu yüzden çok gurur veriyor gerçekten.

Yatırım ve ihracat alanlarında yeni pazar arayışı var mı?

Biz tabii ki satın alma anlamında veya yatırım anlamında fırsatlara her zaman bakıyoruz. Eğer uygun bir şey olursa mutlaka değerlendirmeye çalışıyoruz. Son altı yıldaki büyümemiz aslında böyle gerçekleşti. Bugün geldiğimiz noktada fabrikalarımız lokasyonları çok doğru yerlerde.

Dolayısıyla o fabrikalarımızdaki potansiyeli artırmak daha öncelikli şu anda. Satın alma veya daha farklı yatırımlardan ziyade, mevcut fabrikalarımızda yapacağımız yatırımlar, dağıtımla ilgili yapacağımız yatırımlar bizim için biraz daha öncelikli. Eğer iyi bir fırsat olursa da her zaman değerlendirmeye çalışıyoruz.

Hangi bölgeler radarınızda bulunuyor?

Şu an çevre ülkeler bizim için çok öncelikli. Irak, Ortadoğu, Azerbaycan, Orta Asya'daki ülkeler, Balkanlar, Doğu Avrupa... Oralar bizim asıl alanımız. Oralarda hala gidecek yerimiz var. Afrika yine bizim için çok önemli bir potansiyel özellikle bazı ülkeleri.

Özellikle Kuzey Afrika ülkeleri çok önemli. Bizim ürünlerimize özellikle Malezya, Endonezya gibi yerlerden de çok büyük, muazzam bir talep geliyor. Amerika bizim için çok büyük bir pazar. Amerika'ya çok ciddi bir ihracatımız var.

Şirketin global ölçekte hedefi nedir?

Bugün globalde Pladis çatısı altında baktığımız zaman dünyanın en büyük ikinci bisküvi firmasıyız. Çikolatada dünyada en büyük yedinci firmasıyız. Dolayısıyla bu bizim geldiğimiz noktayı gösteriyor. Pladis'in de en büyük parçası Ülker. En büyük üretim üssü, en büyük markalarının olduğu yer.

Dolayısıyla bir Türk şirketi olarak geldiğimiz nokta gurur verici. Pladis çatısı altında dünyanın ikinci büyük bisküvi firması haline gelmiş olmak muazzam bir başarı ama bizde hedefler bitmiyor. Dolayısıyla hedeflerimiz daha var. Yeni kategoriler var.

Mevcut işlerimizde biraz daha büyümek var. Biraz önce söylediğim gibi atıştırmalık kategorisinde Türkiye'de yüzde 36 ile pazar lideriyiz. Başka kategorilerde ve içinde bulunduğumuz kategorilerde bunu artırmaya devam ediyoruz.