Büyüyoruz ama verimsiz büyüyoruz

14 Haziran 2021
ARAM EKİN DURAN eduran@ekonomist.com.tr

Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7'lik büyümeye imza atarak, son üç yılın en yüksek büyüme oranına ulaştı. Bu büyümeyle, Çin ve Tayvan'ın ardından ilk çeyrekte dünyada en hızlı büyüyen üçüncü ülke konumuna da oturdu.

Beklentilerin üzerinde gelen büyümede, tüketim harcamalarındaki artış ve imalat sanayi yatırımlarındaki gelişmeler etkili oldu. İlk çeyrekte sanayi yüzde 11,7 ve hizmetler sektörü yüzde 5,9 büyürken yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları 2021 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 7,4 arttı.

Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,3, yatırımlar ise ilk çeyrekte yüzde 11,4 yükseldi. Özellikle makine teçhizat yatırımlarındaki yüzde 30'luk artış dikkat çekti. Öte yandan mal ve hizmet ihracatı, 2021 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 3,3 artarken ithalatı yüzde 1,1 azaldı.

BÜYÜMEDE İKİNCİ ÜLKE


Türkiye, pandemi yılı olan 2020'de yüzde 1,8 büyüyerek G-20 ülkeleri arasında Çin'den sonra 2020'yi büyüme ile tamamlayan ikinci ülke olmuştu. Ancak ekonomi büyürken, aynı dönemde yoksulluk ve işsizlik de tarihi seviyelere ulaşmıştı.

Son bir yılda giderek artan enflasyon ise toplumun geniş kesimlerinde gelir kaybına neden oldu. Peki Türkiye, koca koca ekonomilerin küçüldüğü bu dönemde yüzde 7 büyümeyi nasıl başardı?

Zira büyümenin sokağa yansımadığını, pandemi ile birlikte Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarının derinleştiğini, yüksek işsizlik ve yoksulluğun alarm verdiğini söylemek mümkün. Dolayısıyla evet büyüyoruz, ama yoksullaşarak, verimsiz bir biçimde büyüyoruz.

Durumu özetleyen bir veri paylaşalım: Dünya Bankası'nın nisan sonunda yayınladığı Türkiye Ekonomik İzleme Raporu'na göre, Türkiye'de son iki yılda kur krizi ve pandemi nedeniyle mutlak yoksul sayısı 3,2 milyon kişi artarak 10 milyon 171 kişiye yükseldi.

Böylelikle, 2018'de nüfusa oranla yüzde 8,5 olan mutlak yoksul sayısı, 2020'de yüzde 12,2'ye çıktı. Dünya Bankası, kişi başı günlük tüketimi 5,5 dolar seviyesinin altında olan kişileri "mutlak yoksul" olarak tanımlıyor.

ÇİFT HANE GÖRÜLÜR MÜ?


Türkiye'nin ilk çeyrekte Merkez Bankası politikalarına açılan yeni kredi, geçmiş yıldan devreden kredi hacmi ve AB pazarındaki canlanmayla büyüdüğü bir gerçek.

Özellikle yeni makine teçhizat yatırımlarındaki artış, bize sanayicilerin yakın geleceğe dair beklentilerinin olumluya döndüğünü göstermekle birlikte, sanayicilerin durgunluk dönemlerini yeni yatırımlar için bir fırsat olarak gördüğünü de not edelim.

Türkiye'nin yakın gelecekte bu büyüme performansını koruyup koruyamayacağı ise tartışmalı. İkinci çeyrekte baz etkisiyle çift haneli büyümenin görülmesi muhtemel gözüküyor. Ancak Türkiye'nin gerçekten nasıl bir büyüme patikasında olduğunu görmek için 2022'yi beklemek gerekecek.

PROF. DR. KAMİL YILMAZ KOÇ ÜNİVERSİTESİ “BÜYÜMEDE AĞBAL POLİTİKALARI ETKİLİ OLDU”


“İlk çeyrek büyümesinde görevden alınan eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın uyguladığı ortodoks para politikaları etkili oldu. Ağbal’ın ilk çeyrekte uyguladığı faiz politikasıyla Türk Lirası değer kazandı, uluslararası sermayenin Türkiye’ye ilişkin endişeleri hafifledi.

Ayrıca Avrupa Birliği pazarlarının pandemi sonrasında canlanması ile birlikte Türkiye’de de imalat sanayi üretimi hızlandı. Ancak unutmayalım ki biz büyümemizi dışarıdan gelen yabancı sermaye ile finanse ediyoruz. Bu bizim borç yükümüzü artırıyor. Ama dünyada sermaye bolluğu olduğu için kimse ‘Türkiye çok borçlu’ deyip dert edinmiyor.”