CES, kompozitte global olma yolunda

08 Haziran 2017
Savunma sanayinde havacılık, savunma ve balistik koruma alanlarında faaliyet gösteren CES, beş yıl içerisinde ileri kompozit imalatı alanında global bir oyuncu olmayı hedefliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu ve yurtdışından tedarik ettiği ürünlerin yerlileştirilmesine yönelik çalışmalar yürüten 2020’de 65 milyon dolar ciroya ulaşmayı hedefliyor.

ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr

Bugün 5 milyar dolar büyüklüğe ulaşan ve 50 bin kişiye istihdam sağlayan savunma sanayi sektörünün dünyaya açılma temposu her geçen yıl artıyor. Geçen yıl 1 milyar 677 milyon dolara ulaşan savunma sanayi ihracatının da bu yıl 2,5 milyar dolar seviyesine ulaşması hedefleniyor. Sektördeki büyümenin paydaşlarından olan ve çok önemli işlere imza atan pek çok şirket var. Ankara’da faaliyet gösteren CES İleri Kompozit ve Savunma Teknolojileri de bunlardan biri.

Havacılık, savunma sanayi ve balistik koruma olmak üzere üç alanda faaliyet gösteren şirket, Türkiye’de kara araçlarının tek yerli ileri kompozit ve balistik zırh ürünleri imalatçısı. Personel koruma için geliştirilen balistik yelekler ve miğferler üreten şirket ayrıca, TAI ve Aselsan gibi havacılık ve savunma sanayinin ana yüklenicilerin onaylı tedarikçisi.

AR-GE’YE YÜZDE 12 PAY
Önümüzdeki beş yıl içerisinde ileri kompozit imalatı alanında global bir oyuncu olmayı hedeflediklerini belirten CES İleri Kompozit ve Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Çağla Pınar Turunçoğlu, bu nedenle cirolarının yüzde 12’si gibi yüksek bir oranı AR-GE’ye ayırdıklarının altını çiziyor.

2017’de 9 milyon dolar ciroya ulaşmayı hedeflediklerini belirten Çağla Pınar Turunçoğlu, “Şimdilik üretimimizin yüzde 15’ini ihraç ediyoruz. Fakat 2020 içerisinde bu oranı yüzde 50’nin üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Balistik amaçlı kullanılan ürünlerimizi ağırlıklı olarak da Ortadoğu’ya ihraç edeceğiz” diyor.

SAVUNMA SANAYİNDE TEK!
Temelleri 1996 yılında Ankara’da atılan CES, küçük bir atölyede model imalatı gerçekleştiriyordu. Türk savunma sanayisine yatırım yapmak isteyen bir girişimci olan Yüksel Açık, 2012’de CES’i satın alarak sektöre adım attı. Böylece CES; telekomünikasyon, iklimlendirme, inşaat, lojistik, tarım ve hayvancılık alanlarında faaliyet gösteren 13 şirketin yer aldığı Açık Şirketler Grubu’nun çatısı altına girdi. CES’in ilk olarak yönetim ve organizasyon yapısı değiştirildi. Şirket Ankara Sincan OSB’de; havacılık ve savunma sanayi uygulamalarına yönelik ileri kompozit parça tasarımı, imalatı ve platformlara entegrasyonu ile ilgili faaliyetlerine başladı.

TED Ankara Koleji ve mühendislik eğitimi aldığı ODTÜ’den mezun olup TAI, TemSA AR-GE ve FNSS’te farkı pozisyonlarda çalıştan sonra CES Genel Müdürlüğü koltuğuna oturan Çağla Pınar Turunçoğlu, sektörün içinden gelen bir profesyonel. Savunma sanayi sektöründeki tek kadın yönetici olmasıyla da dikkat çeken Çağla Pınar Turunçoğlu, “2020 için 65 milyon dolar toplam ciro hedefliyoruz ve bu rakamın en az yarısının ihracat kalemlerinden gelmesini bekliyoruz” diyor.

KOMPOZİTİN AVANTAJLARI
2013 yılında TAI ve Aselsan gibi ana yüklenicilerin onaylı tedarikçisi olan CES, AS9100 Sertifikasyon çalışmaları sonucunda uluslararası havacılık dünyası için bir gereklilik olan ‘Havacılık Kalite Yönetim Sistemi Belge-si’ni alarak havacılıkta global bir oyuncu olma yolunda ilk adımını attı.

2015 yılında ise Airbus heyetinin denetlenmesini geçerek Airbus Helikopter’in onaylı tedarikçisi olarak kompozit helikopter parçası imalatına başladı. Havacılık ile ilgili faaliyetleri devam ederken, ileri teknolojiler ile üretilen kom-pozit malzemelerin sunduğu avantajları diğer sektörlerdeki platform imalatçılarının hizmetine de sunmaya karar verdiklerini belirten Çağla Pınar Turunçoğlu, şunları anlatıyor:

“İleri kompozit malzemeler, metallere göre yüzde 40 ağırlık avantajı sağlıyor. Tasarım esnekliği, montaj kolaylıkları sunması ve korozyon dayanımı sebebiyle kara, hava ve deniz olmak üzere tüm taşıtların ömür devri maliyetlerini azaltıyor. Bu nedenle tüm gelişmiş ülkelerde bu malzemeler artık her sektörde kullanılıyor ve geliştirme çalışmaları devam ediyor.

Biz de bu özellikleri, başta FNSS, Otokar ve BMC gibi kara araçları imalatçıları olmak üzere tüm savunma sanayine tanıtarak birçok projede parça tasarımlarını da üstlenerek yer aldık. Yüzlerce metal parçayı kompozitlerle değiştirdik.”

BALİSTİKTE YERLİLEŞME
Zaman içerisinde havacılık ve savunma sanayiindeki portföyünü genişleten şirket, bir yandan da balistik zırh konusundaki tecrübesini değerlendirmeye karar verdi. Stratejik olarak yerli imal edilmesi gerektiğine inanılan miğfer, yelek, kalkan gibi kişisel balistik koruma ekipmanları ile askeri ve sivil araçlar için parçacık kalkanı, zırh plakaları ve add- on zırhlar gibi kompozit balistik çözümler üretmeye başladı.

Geçen yılsonunda Ankara’da Anadolu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 17 bin metrekarelik yeni üretim tesisine taşınan şirket, 45 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdi. Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde de 20 dönüm arazisi bulunan şirket, havacılık ile ilgili faaliyetlerini 2019 itibariyle bu bölgeye taşıyacak.

Türkiye’deki en yüksek kapasiteli ileri kompozit imalat tesisinde faaliyetlerine devam ettiklerini ifade eden Çağla Pınar Turunçoğlu, ileri teknoloji kompozit tasarımı ve üretimi için gerekli tüm altyapı ve yeteneğe sahip olduklarını vurguluyor. Çağla Pınar Turunçoğlu, “Ciromuzun yüzde 12 ’sini AR-GE’ye harcıyoruz. Devam eden birçok AR-GE projemizi var. 2017 Mayıs itibariyle ‘AR-GE Merkezi’ statüsünü kazandık. Toplam 103 çalışanımız var ve bunun 25’i AR-GE personeli. AR-GE kadromuzu yılsonunda 45’e çıkaracağız” diye ekliyor.

Özellikle kişisel koruyucu balistik ekipmanlar konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu ve yurt dışından tedarik ettiği ürünlerin yerlileştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık vermiş bulunuyor. Örneğin, milli uçağın kabin içi parçaları CES tarafından geliştiriliyor.

ORTADOĞU İLGİLİ
Şirket ilk ihracatını 2014’te Ürdün’e gerçekleştirdi. Özellikle Ortadoğu ülkeleri CES’in balistik koruma amaçlı uygulamalara yönelik ürünlerine yoğun ilgi gösteriyor. Bu ürünlerin başında; zırhlı araçlara yönelik balistik koruma kalkanları, personel koruma için geliştirilen balistik yelekler ve miğferler geliyor.

Havacılık sektöründe ise TAI’nin şirketlerine Airbus, Boeing, Sikorsky gibi devlere tedarikçi olabilme yolundaki kapıları açtığını ve sertifikasyon faaliyetlerine de öncülük ettiğini söyleyen Çağla Pınar Turunçoğlu, şöyle devam ediyor:

“Bu uzun ve meşakkatli çalışmaların sonunda havacılıkta lig atlanabiliyor. Havacılıkta global bir oyucu olabilmek için kalifikasyon süreçlerini tamamladık. Yurtdışı fuarlarda hava ve uzay platformlarındaki programlara dahil olmaya başladık. Havacılıkta başta Airbus ve Boeing olmak üzere uçak üreticilerinin direk tedarikçisi olmaya odaklandık. Sertifikasyon planlarımızı bu doğrultuda uyguluyoruz.”