Dersimize iyi çalışma zamanı

16 Aralık 2019





Dünyanın en kalabalık ülkesi olması nedeniyle herkesin dikkatini çekiyor. Üstelik, Çin hükümeti, yabancı yatırımcıların, şirketlerin iç pazara girmesine ilişkin koşullarını adım adım yumuşatıyor.





TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr





Bunun en somut örneği de Aram'ın hazırladığı kapak haberinde okuyacağınız gibi yeni kurulan altı serbest bölge… Şu anda ekonomik büyüklük itibariyle ABD'den sonra geliyor.





Büyüme temposunun yüksekliği, aradaki farkın sürekli kapanmasını sağlıyor. Daha önce 2050'de liderliğin geleceğini tahmin eden kurumlar, şimdi bu tarihi 2030'a çekti.





Zengin sınıfı bir tarafa bıraktık, ihracat, ortaklık, potansiyel pazarlara açılım konusunda şirketlere özel raporlar hazırlayan Heronus'a göre üç yıl içinde 'orta sınıf' nüfusu 550 milyona ulaşacak.





Üstelik, bu sınıfın seyahat isteği gittikçe artıyor. Tabii bu durum Türkiye için de çok büyük bir fırsat anlamına geliyor.





Neden mi? Sorunun yanıtını, Türkiye'den alışveriş yapan yabancıların bilgilerini tutan Global Blue'nun genel müdürü Selim Şeyhun veriyor.





Şeyhun'a göre, yaptıkları alışveriş için vergi iadesi isteyen yabancıların ortalama alışveriş rakamı 2 bin 300 TL iken bu rakam Çinli turistlerde 4 bin 900 TL'yi buluyor.





Çin'in büyüklüğü, korumacılığın ve ticaret savaşlarının olduğu bir ortamda 'kağıt' üzerinde müthiş bir potansiyel taşıyor. Ancak, pazarın zorluklarını da hiçbir şekilde ıskalamamak gerekiyor.





Fiba Holding'in kurucusu Hüsnü Özyeğin'in üniversite öğrencileriyle paylaştığı deneyimini aktarmak isterim. Özyeğin, "Şimdiki aklım olsaydı, Çin'deki yatırımı mutlaka bir Çinli ile yapardım" demişti.





Doğal olarak her şirketin farklı bir girişim öyküsü vardır. Ancak, ülke de, koşulları da, ticareti de hızlı değişiyor. Bu süreçte ciddi anlamda bilgi ve danışmanlık desteğinin gerekli olduğu ortada.





Sonuçta, TİM Başkanı İsmail Gülle'nin dediği gibi, mal satmak için Çin uzak değil. Fakat Çin'in dinamiklerini iyi okumak gerekiyor. Türkiye ile Çin arasındaki siyasi ilişkilerin istikrarlı bir hal alması da büyük önem taşıyor.





Galiba bu noktaların pek üzerinde durulmuyor ama bunun ne kadar önemli olduğunu Çin'i tanıyan iş insanları gayet iyi biliyor. Bilmeyen varsa, onlara sorsun derim.





Bu haftadan itibaren ayda bir yeni bir ekimiz olacak. E-dönüşüm, şirketler için kaçınılmaz. Kamu üzerine düşeni yaptı ve şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerine katkı yapacak düzenlemeler getirdi.





QNBeFİNANS da bu ihtiyaçları karşılamak, şirketlerin dijital dönüşümlerinin bir parçası olmak için çözümler üretiyor.





Ortaya çıkan ekosistemin şirketlere sağladığı katkıları ve başarılı uygulamaları aktarmak için, bu sayıdan itibaren her ay sizleri e-dönüşüm dergisiyle buluşturacağız.





Bu içeriğin ortaya çıkarılması ve yayınlanması konusunda bizimle işbirliği yapan, sponsorluk desteği sağlayan QNBeFİNANS yönetimine teşekkür ediyorum.





Dijitalleşme için daha çok çabaladığımız bir hafta diliyorum.