Yılın iş insanı: “Dünyada benzeri olmayan bir iş yaptık”

17 Mayıs 2022
Özlem Bay Yılmaz obay@ekonomist.com.tr

Daha önceki yıllarda 'Yılın İş İnsanları' araştırmamızda BiTaksi ve Getir ile dört yıl 'Yılın Erkek Girişimcisi' seçilen Nazım Salur, başarılı çalışmalarının etkisiyle kategori değiştirdi. Getir'in 'decacorn' olması Nazım Salur'a 'Yılın İş İnsanı Ödülü'nü getirdi.

15-28 Mayıs 2022 tarihli sayıdan

2016 yılında Bi'Taksi ile Ekonomist Dergisi olarak bu yıl 31 'incisini düzenlediğimiz Yılın İş İnsanları Araştırması'nda 'Yılın İş İnsanı' kategorisinde birinci olan Nazım Salur, bu yarışmada pek çok kez ödül alan isimlerden. Bi Taksi ve Getir şirketleri ile dört kez 'Yılın Erkek Girişimcisi' seçildi.

Bu yıl ise kategorisel anlamda farklı bir gelişme yaşandı. İş dünyasının yaptığı oylamada, açık ara lider olan Nazım Salur bu yıl 'Yılın İş İnsanı' seçildi. Bu sıçrayışta elbette bir start up olarak yola çıkan ve kısa sürede global bir şirkete dönüşen Getir'in gelişimi belirleyici oldu.

Öyle ki yedi yıl önce kurulan online yemek ve market sipariş uygulaması Getir, son tamamladığı yatırım turunda 768 milyon dolar yatırım alarak değerini 11,8 milyar dolara yükseltti. Geçen yıl mart ayında unicorn unvanını alan şirket, ulaştığı değerleme ile 10 milyar dolar barajını aşarak hızlı market ürünleri teslimatı sektöründe Avrupa'nın ilk decacorn'u oldu.

Mubadala Investment Company'nin liderlik ettiği son yatırım turunda Abu Dhabi Growth Fund (ADG), Alpha Wave Global, Sequoia Capital ve Tiger Global, Getir'in yatırımcıları arasında yer aldı.

50 yaşından sonra girişimci olan Nazım Salur, girişimcilik ekosisteminden hedeflerine kadar pek çok sorumuzu yanıtladı.

Getir'in başarısında belirleyici faktör sizce ne oldu?

Start up dert çözme işidir ve genellikle bir start up ne kadar oyun bozan bir işse karşılaşacağı zorluk da o kadar fazla olur. Bizimki de daha evvelden kuralı yazılmamış bir iş olduğu için her şeyi yaparken öğrendik ve kuralları da biz oluşturduk. Dolayısıyla en zorunu seçtik.

Getir'i kurarken bir de şöyle zor bir şey seçtik: Aslında Getir üç tane işin tek iş gibi hareket etmesinden oluşuyor. Getir'i yüzde 70 teknoloji, yüzde 20 perakende ve yüzde 10 lojistik şirketi olarak konumlandırıyoruz. Getir'de bu üç iş kolu beraber çalışıyor.

Perakendecilerin çoğu perakende işini iyi yapar, teknoloji babında bir IT departmanı vardır, işlerini halleder, onların özü malı ucuza alıp iyi fiyata satıp tedarik işlemini doğru yapmaktır. Lojistiğin de kendi içinde esas amacı malı zamanında, doğru maliyetlerle yerine ulaştırmaktır. Teknoloji ise bizim işimizin temelini oluşturuyor. Biz bu üçünü bir arada yapıyoruz. Her birinde ayrı bir kas ve bu kası sürekli güçlü tutmak gerekiyor.

Profesyonel hayattan girişimciliğe geçen bir isimsiniz. Bir gün 'Yılın İş İnsanı' olacağınızı düşünmüş müydünüz? Bu başarınızı neye bağlıyorsunuz? Hangi unsurlar sizi bu noktaya taşıdı?

İnsan yaşadığı bir problemle ilgili günlük hayatında keşke şu şöyle olsa dediği her şey aslında bir iş fikridir. Sadece insanların büyük çoğunluğu onu birinin halletmesini bekler. Belli insanlar da "Ya bir dakika, bunu acaba ben halletsem mi, iş haline getirsem mi?" der işte onlara da "girişimci" diyoruz.

Ben teknoloji alanında bir iş yapmak istedim. Akıllı telefonların hayatımıza yeni girdiği, toplumun henüz yüzde 20sinin akıllı telefonu olduğu bir dönemdi o zaman. Buradaki aplikasyon dünyasının gelecekte en büyük mecra olacağını varsaydım o gün. Öyle de oldu...

Getir, orijinal bir fikir. Biz Getir'i 10 dakikada hızlı market alışverişini teslim edelim diye kurduğumuzda dünyada benzer hiçbir iş yoktu. Ama Getir özünde çok kuvvetli bir teknoloji şirketi o sayede bu işleri yapabiliyor, o sayede bu değerlere ulaşabiliyor, o sayede burada yaptıklarını başka ülkede yapabiliyor. Az önce de belirttiğim gibi yüzde 70'imiz teknoloji şirketi. Biz teknoloji şirketi olmasak, sadece motosikletli kurye şirketi olurduk ve yurtdışı açılımını yapamazdık.

Geriye dönüp baktığınızda iş hayatınızda sizi buraya taşıyan kritik eşikler nelerdi?

Biz Getir'i kurarken hikâyeyi sondan başa yazdık. Dünyada bir ilk olarak 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılara ulaştırarak, bu iki heceli Türkçe kelimeyi sevdirmeyi hedefledik. Şu anda da hayata geçirdiğimiz her çalışmada önce hedefimize karar verip hikâyeyi sondan başa yazmaya devam ediyoruz.

Ek olarak, teknolojik girişimlerde, doğru zamanda, doğru bütçeyle ve doğru ekiple işe başlanılması da çok önemli. Biz Getir'in iyi bir fikir olduğunu biliyorduk ve en büyük şansımız bu üç maddeyi de sağlıklı şekilde bir araya getirebilmemiz oldu. Ayrıca erken aşamada şirketin yatırımcılardan gelen talepler doğrultusunda, şirketin kontrolünü vermedik.

Neden böyle bir yol seçtiniz?

Çünkü hisseleri verdikten sonra, o parayı harcayacaktık. Sonra yine para lazım olacaktı, yine verecektik. Bu durumda kurucular olarak bugün yüzde 10- 15 civarına inecektik. Evet, yine Türkiye'den çıkmış bir iş olacaktı bu ama aslında bu coğrafyanın insanlarının kontrolünde bir iş olmayacaktı.

Biz işte işin içinde olan insanlar
olacaktık, ortağı olacaktık ama küçük ortağı olacaktık. Biz kurucular işin kontrolüne sahibiz, büyük ortağıyız ve öyle de devam edecek. Getir'in vizyonu yap-sat modeli değil. Büyüterek, bizden sonraki jenerasyonda devam ettirsin misyonu.

BiTaksi ile ilgili planlarınız, hedefleriniz neler?

Bizim kültürümüzde sokaktan taksi çevirmek ya da komşu taksi durağına telefon açmak yaygındır. Ancak taksi bulamadığımız, bir yere yetişmek zorunda olduğumuz anlarda büyük şehirlerde sıkıntıya düşeriz. Hayatımıza BiTaksi'nin girmesiyle bu endişe sona erdi.

Bugün geldiğimiz noktada sürücüler ile yolcuları kolay bir şekilde buluşturuyor, hayata geçirdiğimiz kampanyalar ile fırsat sağlıyoruz. Pandemi döneminde sektöre destek olmak için pek çok çalışma hayata geçirdik. Kabinli Taksi projemize ek yakın zamanda BiTaksiPOS isimli yeni bir ödeme yöntemi oluşturduk.

BiTaksiPOS ile NFC teknolojisi sayesinde artık yolcular taksiye ister yoldan isterlerse duraktan binsinler Mastercard altyapısı ve güvencesiyle BiTaksiPOS'la anında ödeme yapabiliyor. Gelecek dönemde de hem sektörümüz hem de kullanıcılarımız için hayatlarını kolaylaştıracak çözümler sunmaya devam edeceğiz.

"50 YAŞIMDAN SONRA TEKNOLOJİ GİRİŞİMCİSİ OLDUM"

"Benim girişimcilik hikâyem aslında yapılmayanı yapmak, farklı bir şeyler ortaya çıkarmanın hazzını yaşamak üzerine oldu. Ben teknolojik girişime, hızlı zengin olmanın yolu olarak değil de yapılmamış şeyleri yapmanın hazzını yaşamak için 50 yaşında girdim.

1993 yılında beri kendi işimi yapıyorum. Son dokuz yıldır teknolojik girişim işi yapıyorum. Teknolojik girişimlerin genelde gençler tarafından yapılacağı yönünde genel bir kanı var. Bu çoğunlukla doğru olmakla birlikte her zaman doğru değil. Ben bu işte biraz sıra dışıyım. Yani 50 yaşından sonra teknolojik girişim yapan kişi çok azdır."