Ekoturizm trendi yükselişe geçti

07 Ekim 2021
Levent Gökmen Demirciler lgokmen@ekonomist.com.tr

Pandemi süreci, tatil tercihlerini de değiştiriyor. Karavandan çadıra, tiny house'dan yayla evine kadar seçenekler sunan doğaya saygılı ekoturizm trendi, son dönemde daha fazla öne çıkıyor. Ekoturizm alanındaki girişimlerin de arttığı gözleniyor.

19 Eylül – 02 Ekim 2021 tarihli sayıdan

Dünyamızı değiştiren, insanlığı evlere kapatan pandemiyle birlikte iş yapış süreçlerimizden tatil tercihlerine kadar her şey değişime uğradı. Eskiden binlerce kişinin aynı anda tatil yaptığı, aynı havuzu kullandığı, aynı ortamda yemek yediği kitle turizmi popülerken, günümüzde hemen herkes virüs korkusuyla kalabalıklardan uzak olmayı seçiyor.

Evlerde geçirilen süreçte insanlar için doğaya yakın olmak daha bir önem kazandı. Kimi bu isteği doğrultusunda büyük kentlerden sayfiyelere yerleşirken kimileri de tatillerinde doğayla baş başa olabileceği tatil seçeneklerine yöneldi.

Bu eğilim de doğaya saygılı ekoturizm trendinin yükselişe geçmesini sağlıyor. Ekoturizmin olmazsa olmazları; verimli enerji, su, atık yönetimi ile doğal kaynakları doğaya saygılı biçimde kullanmak ve çevre bilinci kazanılmasına destek olmak. Doğa bilincinin giderek gelişmesiyle son dönemde tercih edilirliği artan turizmin bu alanına yönelik hizmet veren çok sayıda ekoturizm rotası bulunuyor.

3 MİLYAR DOLARLIK PAZAR


Fethiye'deki Pastoral Vadi Ekolojik Yaşam Çiftliği, TaTuTa (WWOOF) Ekoloji Çiftlikleri, Bozcaada'daki Ataol Tatil Çiftliği, Bursa Uludağ'daki Belentepe Per-makültür Çiftliği, Kazdağları'ndaki Hızır Kamp, Maksu-diye, Sakarya Maksudiye'deki Jade Çiftliği, Nevşehir Avanos'taki Kapor Organik Çiftlik Evi, Kocaeli'deki Narköy Ekolojik Otel ve Eğitim Merkezi bunlardan sadece birkaçı.

Pandemiyle yükselişe geçen bu turizm çeşidinin önümüzdeki yıllarda giderek yaygınlaşması bekleniyor. Uluslararası turizm hareketliliğinin de başlamasıyla birlikte hem tesisler hem de bölgelerinde önümüzdeki beş yıl içinde 3 milyar doları aşan bir ekonomik hacim yakalanması bekleniyor.

Duayen turizmci Hüseyin Baraner, dünyada ve Türkiye'de doğa bilincinin giderek arttığını, insanların doğada yaşam özleminin bu trendi besleyeceğini vurguluyor.

BEYAZ YAKALI İLGİSİ


Baraner, önümüzdeki dönemde yerel kültürün ve yerel lezzetleri deneyimlemenin daha da öne çıkacağını belirtiyor. Baraner, Z kuşağının bu trendin takipçisi olduğuna ve ilerleyen yıllarda bu alana yönelik girişimlerin giderek yaygınlaşacağına dikkat çekiyor.

Pandemide büyük kentlerden kaçan beyaz yakalıların büyük bir kısmı ekoturizm alanında Kazdağları'ndan Muğla'nın köylerine, Urla'dan Karaburun'a kadar farklı bölgelerde küçük işletmeler kurarak sayfiyede gelir elde etmeye başlamış durumdalar.

Bu girişimcilerin kimi karavanları, kimi bungalovları, kimi de çadır ya da tinyhouse olarak adlandırılan küçük evleri kullanarak Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, doğa temalı küçük turizm işletmelerinin son yıllarda giderek yaygınlaştığını söylüyor.

Pandemi döneminde Ege ve Akdeniz kıyı şeridine yerleşen beyaz yakalıların bir kısmının bu tür küçük yatırımlara yöneldiklerine dikkat çeken İşler, bu işletmenin Türkiye'nin turizm çeşitliliğine katkı sağlaması bakımından önemli olduğunu belirtiyor.

GEÇMİŞE DAYANIYOR


Son dönemde popüler hale gelen bu turizm türü pek de yeni değil. 1990'lı yıllarda gelişmeye başlayan ekoturizm, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyada yaygın bir trend.

Uluslararası Ekoturizm Topluluğu (International Ecotourism Society) ekoturizmi, çevreye zarar vermeden doğal ortamın sürdürülebilirliğine katkı sağlayarak seyahat etmeyi içeren ve yerel halkın sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlayan bir turizm türü olarak tanımlıyor.

Ekoturizm destinasyonları, doğayı keşfederken ve doğayla ilgili yeni şeyler öğrenirken insanın doğaya verdiği zararı en aza indirmeye ve ekolojik dengeyi korumaya yönelik çevrecilik, organik tarım, ekolojik üretim, sıfır atık yaşam gibi konularda insanların bilinçlenmesini ve eğitilmelerini de amaçlıyor.

Belentepe Permakültür Uygulama ve Doğal Yaşam Çiftliği'nin kurucusu inşaat mühendisi Taner Aksel, Bursa Uludağ'daki 14 dönümlük arazide konumlanan çiftliğin doğayla uyumlu, sürdürülebilir bir yaşam için laboratuvar niteliğinde örnek uygulama alanı olduğunu söylüyor.

Çevre felaketlerinin son bulması ve daha yaşanabilir bir dünya için insanların üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri gerektiğine dikkat çeken Aksel, her yıl yüzlerce ziyaretçiyi ağırlayıp onlara kurs-atölye ve kamplarla sürdürülebilir yaşamı anlattıklarını vurguluyor.

YENİ ROTALAR


Ekoturizm Eylem Planı kapsamında Orman Genel Müdürlüğü (OGM), 50'si mesire alanı olmak üzere Türkiye genelinde 110 farklı noktada ekoturizmle ilgili altyapı çalışmalarına başladı.

Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, bu çalışmayla ormanlık sahalarda ekoturizm faaliyetlerinin sürdürülebilir şekilde yapılmasını planlamayı hedeflediklerini söylüyor.

Karacabey, şimdiye kadar planlaması yapılan 39 adet ekoturizm yönetim alanını donatılarıyla birlikte kullanıma sunduklarını da vurguluyor. Bu kapsamda, İzmit Kartepe, Yalova Termalş, Bursa Oylat, Adana Aladağ, Karabük Yenice, Bartın Ulukaya, Zonguldak Süzek, Konya Derbent, Muğla Köyceğiz Kavakarası ve Candır, İzmir Nazarköy, Kahramanmaraş Başkonuş, İstanbul Büyükada, Eskişehir Odunpazarı, Kütahya Osmanlı Göç Yolu, Amasya Merkez Şehzadeler Yolu, Artvin Çoruh, Denizli Çameli, Antalya Sapadere ekoturizme açıldı.

Bursa Suuçtu, Konya Çavuşcugöl, Tokat Düden, Bolu Seben, Mardin Artuklu, Mazıdağı ve Midyat, Siirt Baykan, Denizli Acıpayam, Diyarbakır Çermik ve Ambar Vadisi, Mersin Çamlıyayla ve Karabucak, Batman Mereto Dağı, Osmaniye Karaçay, Trabzon Hıdırnebi, Çanakkale Biga, Kalkım ve Bayramiç, Sivas Kardeşler de yıl sonuna kadar ekoturizme açılacak yerler arasında yerini alıyor.

EKOTURİZMİN DÖRT ÖZELLİĞİ


1-Kalabalıklardan uzak doğa içinde bir tatil seçeneği sunuyor.
2- Daha çok çevreci, doğa severler ile Z kuşağı tarafından tercih ediliyor.
3- Çok büyük işletmeler yerine küçük ve ulaşılabilir fiyatlı işletmelerce yapılıyor.
4- Sanayileşme ile birlikte giderek kirlenen dünyamıza atık bırakmadan, doğal kaynakları verimli ve sürdürülebilir kullanmayı odağına alarak faaliyetlerini yürütüyor.