Çünkü döviz sepetinde mart ve nisan aylarında sırasıyla aylık yüzde 6,5 ve yüzde 3,9’luk artış yaşandı. Döviz kurlarındaki artış ile birlikte, TCMB’nin 17 Nisan’daki 3,5 puanlık sürpriz faiz artırımı sonrasında, gözler nisan ayı enflasyona çevrilmişti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 5 Mayıs’ta açıklanan nisan ayı enflasyon verileri, beklentilerin az da olsa altında geldi. TÜİK, nisan enflasyonunu yüzde 3 olarak açıklarken, yıllık enflasyon ise yüzde 37,86 olarak gerçekleşti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, nisan ayı enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, “Yıllık enflasyon 11 aydır geriliyor, dezenflasyon süreci devam ediyor. Yıl sonu enflasyonunun tahmin aralığı içinde kalmasını öngörüyoruz” dedi.

YIL SONU HEDEFİ UZAKLAŞIYOR
Ancak 19 Mart sonrasında faiz indirimi sürecinin terse dönmesi ve piyasalarda oluşan tedirginlik, önümüzdeki aylarda da etkisini devam ettireceğe benziyor. Bu da, yıl sonu enflasyon hedefleri açısından olumsuz tabloya işaret ediyor. En iyimser tahminler bile, yıl sonunda enflasyonun yüzde 30 civarında seyredeceğini gösteriyor. Üstelik İBB operasyonu sonrasında döviz kurunu dizginlemek için son bir yılda biriken TCMB rezervlerinde yaşanan ani düşüş de, Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomide son dönemde yaşanan görece iyileşmenin adeta ‘heba’ edildiği fikrini güçlendirmiş durumda.
TCMB nisan ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu’nda enflasyonun ana eğiliminin nisan ayında yükseldiğinin izlendiği kaydedilirken; TCMB Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerine yaptığı sunumda, “Dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz” dedi ve para politikasında sıkı ve kararlı duruşun devam edeceği mesajını verdi. TCMB, 19 Haziran’daki PPK toplantısı öncesinde 22 Mayıs’ta enflasyon raporunu açıklayacak. Bu tarihte, TCMB’nin yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefinde bir revizyon olasılığı gündeme gelebilir. Zira Piyasa Katılımcıları Anketi’nin yıl sonu beklentisi de yüzde 30’a çıkmış durumda.

KONUTTA YILLIK ARTIŞ YÜZDE 74
Gelelim enflasyon verilerinin ayrıntılarına: En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,09 artış, ulaştırmada yüzde 22,76 artış ve konutta yüzde 74,07 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 9,21, ulaştırmada yüzde 3,84 ve konutta yüzde 9,98 oldu. En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun aylık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 2,01 artış, ulaştırmada yüzde 3,80 artış ve konutta yüzde 4,66 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların aylık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,51, ulaştırmada yüzde 0,57 ve konutta yüzde 0,74 oldu. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan 2025 yılı Nisan ayı itibarıyla, 18 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, dört temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 121 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ise nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 2,76 artış, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 10,19 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,50 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 32,65 artış gösterdi.

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK REKORA GİDİYOR
Türkiye’de işsizlik, mart ayında 2012’den beri ilk kez yüzde 8’in altını gördü. Ancak ‘geniş tanımlı işsizlik’ olarak tarif edilen, zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı ise son 11 yılın zirvesine yaklaşarak yüzde 28,8’e çıktı. Bu veriye dayanarak yapılan hesaplamalara göre, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı Mart 2025’te 11 milyon 730 bin kişi olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik pandemi döneminde yüzde 30 seviyesi ile rekor kırmıştı.
GENÇ İŞSİZLİĞİ YÜZDE 15
TÜİK’in Hanehalkı İş gücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025
yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi. Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı ise yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde yüzde 15,1 oldu.

İMALAT PMI’DA TABLO PARLAK DEĞİL
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) anketinin Nisan 2025 dönemi sonuçları açıklandı. Eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, martta 47,3 olan manşet PMI, nisan ayında da değişim göstermeyerek 47,3 ölçüldü. Nisan ayında manşet PMI endeksine paralel olarak üretimde üst üste 13. kez yavaşlama kaydedilirken, bu konuda firmalar zorlu dış piyasa koşullarına ve talepteki durgunluğa dikkati çekiyor. Üretimdeki düşüş belirgin olmasına rağmen mart ayına göre daha hafif gerçekleşirken, aynı zamanda hem toplam yeni siparişler hem de yurt dışından alınan yeni siparişlerde daralmalar ikinci çeyreğin başında hız kesti. Bununla birlikte hem iç piyasada hem de yurt dışı pazarlarda talep koşulları durgun olmaya devam etti.
SATIN ALMA VE İSTİHDAMDA AZALMA
İmalatçılar, yeni siparişlerdeki yavaşlamaya bağlı olarak istihdamı ve satın alma faaliyetlerini azaltırken düşüş eğilimi istihdamda beşinci aya, satın alma faaliyetlerinde ise on ikinci aya ulaştı. İSO raporuna göre, firmalar stok seviyelerini de azaltırken imalatçılar, girdilere yönelik talebin durgun seyrine bağlı olarak, tedarikçilerin teslimatlarını nisanda üst üste ikinci ay hızlandırdığını belirtiyor. Öte yandan tedarikçi performansında Aralık 2022’den bu yana en belirgin iyileşme kaydedilirken, Türk lirasındaki değer kaybı ve ham madde maliyetlerindeki yükselişe bağlı olarak girdi fiyatları enflasyonu son bir yılın en yüksek düzeyine çıktı. Bu faktörler aynı zamanda satış fiyatlarındaki artışın da sürmesine yol açtı. Nihai ürün fiyatlarında enflasyon da ivme kazanarak son yedi ayın en yüksek düzeyine çıktı. Rapora göre, nisanda ağaç ve kağıt ürünleri sektörünün yeniden düşüşe geçmesiyle birlikte yeni siparişler, anket kapsamında takip edilen 10 sektörün 9’unda yavaşlama kaydetti. İyileşmenin gözlendiği tek sektör olan gıda ürünlerinde ise büyüme oldukça ılımlı seyretti.