Hedefimiz dünyada ilk beşe girmek

03 Temmuz 2019

Dalgakıran Kompresör, 200 milyon dolar yatırımla fabrika kuracak. Dalgakıran Kompresör Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, "Ayrıca ABD'de şirket satın alma planımız var. 10 yıl içinde kendi alanımızda dünyanın en büyük beş şirketinden biri olacağız" diyor.





ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr





Son iki çeyrektir küçülen Türkiye ekonomisi, kritik bir dönemden geçiyor. Şirketler iç piyasadaki durgunluk nedeniyle dünya pazarlarında kendine yer açmaya çalışıyor. Özellikle Türkiye'deki yüksek AR-GE'ye sahip yerli üreticiler, artık Türkiye'nin kendine özgü kırılganlıklarını aşmak için daha fazla 'dünyalı' olma çabasında. 2020'de 55'inci yılını kutlayacak olan Dalgakıran Kompresör de işte böyle şirketlerden biri.





Dalgakıran, Türkiye'nin en büyük endüstriyel kompresör üreticisi ve ihracatçısı konumunda. Dalgakıran Kompresör Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, yeni dönemde dünyada hedef büyüttüklerini söylüyor.





Dilovası'nda 200 milyon dolar yatırımla dev bir fabrika kuracaklarını vurgulayan Dalgakıran, "Ayrıca ABD'de şirket satın alma planımız var. 10 yıl içinde kendi alanımızda dünyanın en büyük beş şirketinden biri olmayı hedefliyoruz" diye konuşuyor. Adnan Dalgakıran ile şirketinin gelecek planlarını ve ekonomideki kurtuluş reçetesini konuştuk.





Siz geçen yıl Japon teknoloji devi IHI ile ortak olarak Kocaeli'nde Türkiye'nin ilk turbo kompresör fabrikasını kurmuştunuz. Ekonomide sıkıntıların iyice yüzeye çıktığı 2019, sizin için nasıl geçiyor?
Bugün itibariyle 132 ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçen yılı 750 milyon TL ciro ile kapattık. Bu cironun yüzde 80'i ihracattan geliyor. Türkiye dışında Almanya, Ukrayna Rusya ve ABD'de şirketlerimiz var.





Yaklaşık 1.000 kişi istihdam ediyoruz. Her yıl bütçemizin yüzde 3,5'ini AR-GE'ye ayırıyoruz. Türkiye genelinde bu oran yüzde 1 civarında. Fason değil, kendi markamızla büyüyoruz.





Dolayısıyla Türkiye'deki sıkıntıları pek çok şirketin hissettiği ağırlıkta hissetmiyoruz. Bu nedenlerle 2019 bizim için üretime, ihracata ve yatırıma devam ettiğimiz bir yıl oluyor.





Bu dönemde yeni yatırım planınız var mı?
Evet var. Avrupa'nın en büyük kompresör fabrikalarından birini yapmak için düğmeye bastık. Dilo-vası'nda tamamen Endüstri 4.0 ile işleyecek ve dünyadaki rekabet gücümüzü üst seviyeye çıkaracak bir yatırım bu. Toplamda 200 milyon dolarlık bir yatırım olacak.





Fabrikanın devreye girmesiyle beraber, 10 yıl içinde kendi alanımızda dünyanın en büyük beş şirketinden biri olmayı hedefliyoruz. Japon ortaklarımızdan öğrendiğimiz çok güzel bir kavram var: İlahi memnuniyetsizlik… Yani hep daha iyisini, daha kalitelisini hedefliyoruz.





Türkiye dışında da yatırım planları yapıyor musunuz?
Şunu söyleyebilirim: Dalgakıran, önümüzdeki dönemde sadece Türkiye'de üretim yapan bir şirket olmaktan çıkacak. Dünyanın çeşitli yerlerinde üretim yapacak yeni bir yapı kuruyoruz. Biz dünya genelinde ürün çeşitliliğinde ilk beş şirketten biriyiz.





Ancak bu her zaman bir avantaj olmuyor, üretimde bazen dezavantaja bile dönüşebiliyor. O yüzden yeni dönemde daha esnek, teknolojik gelişmelere anında cevap verecek ve müşteri beklentilerini önceden görecek bir yapı olacağız. Bu kapsamda öncelikle ABD pazarında büyümeyi hedefliyoruz. ABD'de bir şirket satın almak için araştırma yapmaya başladık.





Şirketinizde, iç piyasadaki sıkıntıları aşmak için nasıl bir reçete uyguluyorsunuz?
Birincisi biz dünyayı gözümüzde büyütmüyoruz. Yani tüm planlarımızı, hedeflerimizi bir dünya şirketi olarak belirliyoruz. İkincisi kendimizi acımasızca eleştirmekten kaçınmıyoruz. Kendimizi 'Türkiye'deki en büyük kompresör üreticisiyiz' diye avutmuyoruz. Dünya lideri şirketlerle kendimizi sürekli karşılaştırıyoruz. Üçüncüsü, kişilere değil sisteme yatırım yapıyoruz. Nitelikli işgücümüzü kendimiz yetiştiriyoruz.





Siz hem Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Başkanlığı, hem de İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütüyorsunuz. Uzun yıllar da Makine İhracatçıları Birliği başkanıydınız. Sizce özel sektör yaşadığı krizden nasıl çıkar?
Türkiye'de iş dünyası olarak sürekli endüstri 4.0 ve inovasyon toplantıları yapıp duruyoruz. Ama bakın verilere, son beş yıldır Türk şirketler inovasyonda geriliyor.





Bazı şeyleri temelden değiştirmemiz gerekiyor. Örnek vereyim, Almanya yılda 300 milyar dolarlık makine ihracatı yapıyor. Yani Türkiye'nin toplam ihracatının iki katı. Bu büyüklükte bir makine ihracatını toplamda 6 bin üretici ile yapıyor. Biz Türkiye'de yılda ortalama 17-18 milyar dolarlık makine ihraç ediyoruz.





Peki biz bu ihracatı kaç üretici ile yapıyoruz? 14 bin üretici. Türkiye'nin bu kadar fazla şirkete değil, nitelikli girişimcilere ihtiyacı var. Türkiye son yıllarda ekonomide hızla sanayiden hizmet sektörlerine yöneldi. Hizmet sektöründe 1 kişinin istihdam maliyeti, sanayiye göre 10'da 1 daha ucuz.





Bu yüzden GSYH'nin ancak yüzde 16-17'si üretimden geliyor. Ekonomiyi sürekli kırılgan hal getiren ana neden bu. Türkiye, 300 yıldır bir vasatlığın içinde yaşıyor. 300 yıldır dünya ekonomisinden aynı payı alıyoruz. Artık bu sorunla yüzleşmek zorundayız.





TÜRKİYE'Yİ MAKİNE BÜYÜTECEK"
Başkanı olduğunuz ve sektördeki 21 derneğin çatı kuruluşu olan MAKFED tarafından 13 Haziran'da "Makine Zirvesi -Vizyon 2030" toplantısı yaptınız. Hedefiniz neydi? Makine, 20 trilyon dolarlık dünya ticaretinden aldığı yüzde 13'lük payla ticarete konu emtiaların başında geliyor. Almanya, Çin, ABD, Japonya ve İtalya, dünya makine ihracatının yüzde 60'ını yaparken, toplam ihracattan yüzde 36 pay alıyor.





Dolayısıyla makinede dünyaya yön verenler toplam ihracatın da öncüleri. Türkiye makine sektörü ise 2018'de 13 bin işletme ve 240 bin istihdam ile 99,4 milyar TL ciro ve 24 milyar TL katma değer üretti. Makine sektörünün, Türkiye ekonomisini dünya devleri arasına sokabilecek potansiyeli ve bizim de yapacak çok işimiz var.





Bildiğimiz her şeyi unutmamız ve doğru ekosistemi yaratmak için topyekün el ele vererek büyük bir seferberlik ruhuyla çok çalışmamız gerekiyor. İşte bu zirvenin temel amacı bu hedef ulaşmak için gerekli kıvılcımı yakmaktı.