İçimizdeki yaratıcılığı keşfetmek

07 Şubat 2016
tyesıl
İki yıl önce, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin konuşmacılarından birisi Chobani Yoğurtları’nın kurucusu Hamdi Ulukaya idi. Ulukaya, Türkiye’de ilk kez iş dünyasıyla buluşuyordu. İş insanları, yöneticiler, basın mensupları büyük bir dikkatle dinlediler ve konuşmasından çok etkilendiler.

TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr

Dinleyicilerinden birisi de, ev sahiplerinden biri olarak bendim. Konuşmasında üzerinde en çok vurgu yaptığı mesajı, aklımdan hiç çıkmadı: “Çantanızda, valizinizde ne değerler taşıdığınızı bilmeniz gerekiyor.” Ulukaya, çocukluğunda Doğu Anadolu’nun yaylalarında en çok tükettiği yoğurttan milyar dolarlık şirket çıkarmanın keyfini yaşıyordu...

Neden bu mesajı 2 yıl aradan sonra aktarma gereği duyduğumu, dış kapağı gördüğünüzde anlamışsınızdır. Dünyada hızla yayılan bir akımdan ve Türkiye’ye yansımalarından, büyük/küçük demeden şirketlere yansıyan olumlu sonuçlardan bahsediyorum.

Cuma akşamüzeri konuştuğum bir ‘emekli CEO’, işlerin ne kadar zorlaştığını anlatıyordu. Sadece emekli olduğu sektörde değil, bankacılık, perakende, basın, turizm, üretim sektöründeki sıkıntılardan, zorluklardan bahsetti. Kısacası, “Kolay iş diye bir şey kalmadı.”

Hakikaten de öyle. Sadece iç rakipler değil, dış rakipler zorluyor. Hem de tam saha pres bir durumda. Şirketler, sert rekabet ortamında önce ayakta kalmak, sonra da rakiplerini geçmek mecburiyetinde. Aksi takdirde geride kalmanın faturasının ne olacağı biliniyor.

Şirketler nasıl farklılaşacak? Rakiplerin karşısında nasıl diri kalacak, maliyetlerini kontrol ederken, müşterilerine üstünlüklerini gösterecek mal ve hizmetleri sunabilecek? Bunun gizli formülü olmadığını Burcu ve Ayşegül’ün hazırladığı haberde okuyacaksınız. Çalışanlarınızdaki yaratıcılığı keşfetmekten bahsediyorum.

Dünyada ‘Kurumiçi Girişimcilik’ teriminin Türkiye yansımalarının nasıl olduğunu somut projelerle sizlere aktarmak için çalıştık.

Farklı sektörlerden 20 holding, banka, şirketten gelen verilerle haberimizi zenginleştirdik. Bu yüzden de konuyu kapağa taşıdık ve bu sayıların çoğalmasına katkı yapmayı hedefledik. Kısa bir süre zarfında, şu anda sınırlı olan şirket uygulamalarının hızla artacağına inanıyorum.

Her şirketin içinde bu niteliğe sahip çalışanlar olduğundan emin olabilirsiniz. Hamdi Ulukaya’nın bahsettiği gibi, çantanızda ne değerler taşıdığınızı bazen fark etmeyebilirsiniz. Ama dikkatli olursanız, hemen görürsünüz. Etrafınıza bakın, mutlaka göreceksiniz. Lütfen onlara kulak vermeyi ihmal etmeyin.

Geçen hafta bu köşede BES fonlarının getirilerine ilişkin tartışmalara değinmiştim. Büyükler sınıfında yer alan bir şirketin genel müdürü aradı ve konuya ilişkin görüşlerini aktardı. Özetle der ki: “Bizim en büyük suçumuz, Hazine’nin 10 yıllık tahvillerine yatırım yapmamız. Bu tahvillerin negatif getiri sağlamasının sorumlusu belli.”

Şiddetin olmadığı bir hafta diliyorum.