İş dünyası ‘YEŞİL’ vergilere hazırlanıyor

12 Mart 2021
İklim değişikliği ve çevre sorunları, iş dünyasında döngüsel ekonomiyi gündemin merkezine taşıdı. Sıfır atık yolunda çalışmalarını hızlandıran şirketler, Yeşil Muta-bakat'a hazır olmak üzere geri dönüşüm yolunda deyim yerindeyse "seferberlik" ilan etti.

SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr

 21 Şubat 2021 tarihli sayıdan

Son dönemde atıkların geri dönüşümüne odaklanan şirketler, çöpleri elektriğe, atık yemekleri organik gübreye, pet şişeleri kumaşa, uzaktan kumandayı güneş enerjisiyle çalışan çevreci modele taşıyarak etkin atık yönetimiyle rekabetçiliğini yükseltmeyi hedefliyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

Çünkü çok yakın bir zamanda AB Yeşil Mutabakat çerçevesinde yeni vergiler geliyor. Haziran ayında karbon seviyelerine göre sınırda yeni vergi düzenlemesinin netleşmesi ve 2022'de de bu vergilerin devreye girmesi bekleniyor.

HENÜZ YOLUN BAŞINDAYIZ


Türkiye'de de her ne kadar atık yönetiminde yeni girişimler dikkatleri çekse de yaklaşık 38 milyar TL'lik büyüklüğe ulaştığı tahmin edilen geri dönüşüm ekonomisinde henüz yolun başında olduğumuzu söylemek gerekiyor.

İş dünyasının önde gelen isimleri önümüzde duran AB Yeşil Mutabakatı konusunda atılacak adımlar ve sağlanacak desteklerin sürdürülebilir büyüme arayışlarında önemli bir adım olacağı görüşünde. Yeşil Düzen Çağrısı olarak adlandırılan proje kapsamında Avrupa, sıfır emisyonu yakalamayı, iklim krizi ile baş etmeyi planlarken, bu yöndeki girişimlere önemli hibeler de sunmayı planlıyor.

Türkiye de projeyi yakından takip ediyor. İlgili bakanlıklar Avrupa Yeşil Mutabakatı ile iş dünyası ve üniversiteleri hibelerden faydalanması için proje üretmeye davet ediyor. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Zeynep Bodur Okyay ise konuyla ilgili, "Dış pazarımızı Romanya, Polonya gibi ülkelere kaybetmemize yol açabilecek Avrupa Yeşil Mutabakat konusunda hızla adımlar atılmalı" uyarısında buluyor.

Grubun geri dönüşüm ekonomisinde ise tasarruf ön plana çıkıyor. Kaleseramik tüm operasyonel süreçlerde kaynak verimliliğini esas alarak çalışmalarına devam ediyor. Kaleseramik'te geçen yıl üretim süreçlerinde malzeme odaklı geri kazanım çalışmalarına odaklanan grup, geri kazanım oranlarında yüzde 70'lerin üzerinde artış sağlayarak üretim süreçleri için gerekli olan su ve enerji tüketimlerinde tasarruf elde ediyor.

REKABETÇİLİKTE ÖNE TAŞIYOR


Atık yönetiminde en etkin sektörlerden biri olan tekstilde birçok girişim hayata geçti. Sektörde plastik atıklardan kumaş iplik gibi hammaddeler üretilirken, birçok koleksiyon da satışa sunuldu. Tekstilde Türkiye'nin globale uzanan markası Mavi Jeans, bu alandaki koleksiyonuyla dikkatleri çekiyor.

Pet şişeleri geri dönüştürerek koleksiyon hazırlayan şirket, atıkları mobil uygulama Kollekt ile topladı. Coca-Cola Vakfı, Doğa Koruma Merkezi (DKM) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) iş birliğiyle Coca-Cola X Mavi Koleksiyonu'yla plastik atık tişörte dönüştü.

Şirketin CEO'su Cüneyt Yavuz, "Biz Mavi olarak 17 ay önce vegan, geri dönüşümlü ürünler ve daha az su tüketen ürünlere yöneldik. Birkaç yılda çevreye minimum zarar veren şirket olacağız. Dünyaya iyi olup çok daha verimli olacağız. İşin gerçeği bunu yapabilen markalar rekabetçi olacaklar ve gelecekte ayakta kalacak" diyor.

TEKNO ATIKLAR DÖNÜŞÜYOR


Teknolojinin hayatımızın her alanında hüküm sürmesi bu alandaki atıkları da önemli bir noktaya taşıdı. Dijital dönüşümle birlikte geri dönüşüm çalışmalarına da hız veren Turkcell ise bu yönde birçok projeyi harekete geçirdi. Sadece kendi atıklarını dönüştürmekle kalmayan Turkcell, müşterilerin atıklarını da topluyor.

Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Ergene-kon, geçen yıl hayata geçen Eğitime Dönüştür Projesi ile müşterilerin evlerinde kullanmadıkları cep telefonu, tablet, bilgisayar gibi atıkları geri dönüşüme göndermeleri için teşvik ettiklerini söylüyor.

Ergenekon, Sıfır Atık projesi kapsamında şirket içerisinde kurdukları Atık Yönetim Merkezi ile yemekhane ve ofis katlarından toplanan katı yemek atıklarını kompost makinesiyle yerinde dönüştürerek, toprak iyileştirici organik gübre elde ettiklerini de ifade ediyor.

İSRAFIN ÖNÜNE GEÇTİ


Türkiye'nin gıda, enerji ve su gibi konularda 550 milyar TL'lik israfını azalmaya yönelik girişimler de son yıllarda yükselişe geçti. Bu alanda önemli adım atan isimlerden biri olan Metro Türkiye, öncelikle kendi operasyonlarında gıda atıklarının azaltılmasına odaklandı.

Ölçümler yaparak nerede ve hangi alanlarda gıda atığı olduğunu tespit eden şirket, aldığı önlemlere rağmen yine de atık oluşuyorsa bunları ise bağışlama yoluna gitti.

Atıkları bağış yoluyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını ve hayvan çiftliklerine verdiklerini ya da yem olarak değerlendirilmesini sağladıklarını anlatan Metro Türkiye CEOsu Sinem Türüng, bu konudaki start up'lardan biri olan ve Metro Accelerator programına da dâhil olan Fazla Gıda ile bir süreç yönettiklerini anlatıyor.

Türüng, "2017 yılından bu yana 1 milyon 783 bin öğüne denk gelen 789,5 ton gıdayı çöp olmaktan kurtararak ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık" diyor.

Türüng ayrıca Metro Türkiye mağazalarında oluşan gıda atıklarının temel nedenlerini anlayabilmek ve buna uygun aksiyonlar alabilmek amacıyla Atık Alt Kodları Sistemi projesini de başlattıklarını belirtiyor.

Buradan elde ettikleri verilerin etkin bir aksiyon planı hazırlamak için altyapı oluşturduğuna işaret eden Türüng, "Bir sonraki aşamada bağışlanamayacak durumda olan gıdaların komposta dönüştürülmesi ve toprağın yapısını zenginleştiren gübre haline getirilmesi için pilot çalışmalar yürütüyoruz" diye konuşuyor.

Hasat edilen ürünlerin soğuk zincirde taşınmaması durumunda yüzde 9,5, soğukta sergilenmemesi durumunda ise yüzde 13'lük kayıp ortaya çıktığına işaret eden Türüng, bu nedenle şirket olarak soğuk zinciri her aşamada koruyarak ürün kaybı ve israfın önüne geçtiklerini anlatıyor.

KAYIPLARI KAYNAĞINDA ÖNLEME


İsrafsız şirket modeliyle uzun yıllardır çalışan Ülker de bu yönde önemli girişimleri hayata geçirdi. Ürettiği gıdayı korumak, tarladan rafa tüm üretim sürecinde sıfır kayıp ve gıda israfının önüne geçerek, tazeliğinden ödün vermeden tüketiciye ulaştırmayı hedeflediklerini anlatan Ülker Operasyonel Mükemmellik, İSG, Kalite ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Aybar, kayıpları kaynağında önlemeyi amaçladıklarını söylüyor.

2020'de toplam atıkların yüzde 91'ini geri dönüştürdüklerini aktaran Aybar, geçen yıl 660 ton daha az kâğıt, 536 daha az plastik kullandıklarını dile getiriyor. Aybar, 2025 yılında kullandıkları tüm plastik ambalajların geri dönüştürülebilir veya doğada çözünebilir olması için çalıştıklarını kaydediyor.

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNDEN BUZ KOVASI


Atıklardan yaratıcı girişimler çıkan şirketlerden Anadolu Efes ise tesislerinde yılda yaklaşık 10 bin tonu aşkın atığı geri dönüştürdü. Türkiye'de ilk defa plastik festival bardaklarını biyobo-zunur bardaklara dönüştüren şirket, desteklediği Biolive girişimi ile de zeytin çekirdeğinden buz kovası üretti. Yorglass CEO'su Semavi Yorgancılar ise Yorglass'ın üretim bantlarından çıkan atık ürün camları geri dönüştürdüğünü söylüyor.

Kurum içerisinde kullanabilecek durumda olan fakat âtıl duran teknolojik aletleri de geri dönüşüm kapsamında değerlendirdiklerini belirten Yorgancılar, enerji verimliliği ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yaparak atık yönetimi yaptıklarını kaydediyor.

40 HEDEF BELİRLEDİ


Birleşmiş Milletler 2030 Ajandası'nın gerçekleşebilmesi için tüm dünya ülkelerinin kritik bir döneme girdiğini söyleyen Kibar Holding CEO'su Haluk Kayabaşı ise grup olarak 2025 Sürdürülebilirlik Stratejisi hazırladıklarını anlatıyor.

Birleşmiş Milletler'in 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı hedeflere ek olarak, Kibar Grubu'nun sağladığı ve sağlayacağı katkıları analiz ederek 40 hedef tespit ettiklerini belirten Kayabaşı, bu hedefin performans göstergeleri ve gerçekleşmelerini ise tüm paydaşlarına sunduklarını iletiyor.

Kayabaşı "Döngüsel ekonomi, sürdürülebilirlik ve inovasyon tabanlı bir üretim modelini benimseyen grubumuzda, geri dönüştürülen ve yeniden kullanılan hammadde miktarı son üç yılda yüzde 46,6 gibi ciddi bir oranda arttı" diye konuşuyor.

"BÜTÜN ŞİRKETLER HAREKETE GEÇMELİ"


Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa Komisyonu'nun 2019 yılında açıkladığı Yeşil Mutabakat kapsamında küresel 30 şirketin CEO'sunu bir araya getirerek CEO Eylem Grubu oluşturdu. Yeşil Mutabakat'ı desteklemeyi ve Covid-19 sonrası yeşil toparlanmayı hızlandırmayı amaçlayan CEO Eylem Grubu'nun, iş dünyasını ortak hedefler doğrultusunda harekete geçirmesi bekleniyor.

Bu grupta Türkiye'yi temsil eden Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, TÜSİAD tarafından geçen hafta düzenlenen Avrupa Yeşil Mutabakat söyleşisinde, "Yeşil Mutabakat" yaklaşımıyla iklim krizine somut bir yanıt vermenin yanı sıra teknolojik ve kapsayıcı çözümlerle Avrupa Birliği'ne yeni yatırım ve istihdam fırsatları yaratılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Yeşil Mutabakat ile 2022'de karbon seviyelerinin vergilendirmesi girişiminin somutlaşmasının beklendiğini vurgulayan Çakıroğlu, "Bu AB ile iş yapan bütün şirketleri ilgilendiren bu konu. Dolayısıyla iklim krizindeki tehdit büyük ve şirketler harekete geçmeli" diye konuştu.

Koç Holding'in bu konudaki çalışmalarından da söz eden Çakıroğlu, Arçelik şirketinde sıfır karbon seviyesine geldiklerini söylüyor. Çakıroğlu, son iki yılda 600 bin ton karbon salınımını azalttıklarını da sözlerine ekliyor.