Karbonsuz yeni ekonomide neler değişecek?

12 Ekim 2021
Karbonsuz yeni ekonomik düzende Türkiye'nin alacağı pozisyonun önemli olduğunu belirten Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım, "Bu düzende söz sahibi olmak istiyorsak, ilk odak noktasının dijitalleşme olması lazım. Yeni düzene uyum sağlarken dijital altyapının da dönüşmesi gerekli" dedi.

Özlem Bay Yılmaz obay@ekonomist.com.tr

Türkiye, iklim kriziyle mücadelede hayati önem taşıyan Paris İklim Anlaşması’nı, imzalandıktan beş yıl sonra Meclis’te onayladı. Böylece anlaşmayı onaylayan 192. ülke oldu. Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin anlaşma kapsamında verdiği taahhütleri iyileştirmesi, kömür ve kömüre dayalı enerjiden çıkış için bir takvim belirlemesi ve enerji dönüşümü için hızla harekete geçmesi gerekiyor.

Paris Anlaşması'nın onaylanmasının Türkiye'nin alacağı pozisyon açısından olumlu olduğunu belirten Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım, Türkiye'nin yeni enerji hamlelerini maliyetin düştüğü zamanlarda yaptığına dikkati çekti.

Türkiye'nin değişen ekonomide kendini konumlandıracağı her türlü enstrümanı olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bu açıdan, net sıfır emisyona ulaşma hedefi elinde enstrüman olan ülkeler için avantaj. Tüm dünya rüzgara, güneşe inanılmaz yatırım yapacak ve Türkiye'nin bu konuda endüstriyel bir geçmişi var. Bu yeni düzende daha önce maliyet olarak görünen şey, şu an değişimle fırsat olarak geri dönüyor ve bu gerçekten doğru konumlanırsa çok büyük bir fırsat olacak. Karbonsuz yeni ekonomik düzenin ilk çıktılarından biri dijital dönüşüm olacak. Bu dönemde uçtan uca dijital dönüşümün yapılması kaçınılmaz.”

YENİLENEBİLİR KAPASİTE BÜYÜMELİ


Maliyetsiz ve karbon salımı yapmayan her enerji üretim kaynağının yeni ekonomik düzende yerini alacağını aktaran Yıldırım, temel kriterin karbon olduğunu söyledi. Yenilenebilir enerji kapasitesi son yıllarda hızla artan Türkiye'nin gelecek yıllarda bu kapasiteyi daha da büyütmesi gerektiğini belirten Yıldırım, şunları ekledi:

“İhalelerin gerçekleştirilebilir proje stoku üretecek şekilde yapılması lazım. Şu an emtia fiyatları açısından bir kriz yaşanıyor. Türkiye açısından bir arz talep sıkıntısı görmüyoruz ama geleceğe dönük yeşil dönüşümü yaparken kömürden yenilenebilir kaynaklara geçmek için bu kaynaklardan daha fazla kapasite oluşturmamız lazım. Artık Paris Anlaşması'nı onayladık ve bir taahhüdümüz var. Bu kapsamda, endüstri tarafından da faydalanmak için yenilenebilir enerjide bir baz yükün oluşması gerek."

YURTDIŞINDA YATIRIM HEDEFİ


Karbonsuz yeni ekonomik düzende şirket olarak öncü olmayı hedeflediklerini anlatan Yıldırım, "Bunun en önemli adımlarından biri olan dijital dönüşümü gerçekleştirmek için ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizde bu ekonomik yeni ekonomik düzene geçişte lider rolü oynamak istiyoruz. Bunun için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz" dedi.

Bin megavatlık portföyünün tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan bir şirket olarak Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yatırım yapmayı planladıklarını belirten Yıldırım, şunları anlattı:

“En azından 250-300 megavatlık kurulu güçle gerçekten ciddi yatırım yaparak bir ülkeye girmeyi hedefliyoruz. 2022'de muhakkak bir projeye başlamış olmayı istiyoruz. Türkiye'de de yatırımlarımız sürüyor. Akyel-1 ve Akyel-2 olmak üzere iki rüzgar santralimizde toplam 50 megavatlık güneş enerjisi santrali kurarak hibrit yatırım gerçekleştirmiş olacağız. Bu projelerimiz için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna başvurumuzu yaptık. Mart 2022 gibi bu projelerimizde güneş santrallerinin inşaatına başlayacağız."