KOBİ’ler için yeşil dönüşüm ajandası: 10 öneri

02 Ocak 2022
ARAM EKİN DURAN eduran@ekonomist.com.tr

Dünya ticareti, yeni bir döneme hızlı bir giriş yapıyor. Başını Avrupa Birliği'nin (AB) çektiği gelişmiş ülkeler, enerjide petrol ve türevi ürünlerin kullanımını kademeli olarak sona erdirmek ve karbon salımını sıfır düzeyine indirmek için sanayide devrimsel bir"yeşil dönüşümce başladılar.

KOBİ Girişim Aralık 2021 tarihli sayıdan

Türkiye'de de AB'nin Sınırda Karbon Düzenlemesi'ne (SKD) yönelik hazırlıklar tüm hızıyla başladı."Yeşil Mutabakat"sürecine uyum için yalnızca dev firmalar değil; ihracatçı KOBİ'ler de yeni yatırım ve iş planları yapmak zorunda. Uzmanlara göre, KOBİ'lerin dinamik ve değişime açık yapısı yeni dönemde oluşacak riskleri fırsata çevirebilir.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

Bu noktada yeşil dönüşüm için gereken finansman olanaklarını ve sürdürülebilir üretim için atılması gereken adımları şimdiden belirlemek gerekiyor.

Otomotivden kimyaya, hazır giyimden demir çelik sektörüne kadar AB’ye ihracatta ön sırada yer alan sektörlerde, AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne (SKD) yönelik hazırlıklar tüm hızıyla başladı.

Çimento, demir, çelik, gübre ve alüminyum gibi emisyon yoğun sektörler uygulamadan en çok etkilenecek sektörler arasında ilk sırada yer alsa da, iş hayatının her alanında hissedilecek yeni bir sürece girilmiş durumda.

AB’nin Yeşil Mutabakat’ı açıklanmasının ardından, Türkiye’de de “Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021” (YMEP) hazırlandı ve 16 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

“Yeşil Dönüşüm Eylem Planı” çerçevesinde, sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel bir ekonomi, yeşil finansman, temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir akıllı ulaşım, iklim değişikliği ile mücadele, diplomasi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında eylemler hayata geçirilecek.

TİCARETİ YENİDEN ŞEKİLLENDİRECEK


Garanti BBVA KOBİ’lerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya, Avrupa Birliği’nin ‘Yeşil Mutabakat’ adını verdiği yeni yeşil dönüşüm politikasının sanayiden tarıma, ulaştırmadan enerjiye tüm sektörlere “karbon nötr bir ekonomi” modeli getirirken, ticareti de yeniden şekillendireceğini söylüyor.

Yeşil Mutabakat altında uluslararası ticaret ve ekonomide meydana gelmesi beklenen bu yeşil dönüşümün sanayiden ulaştırmaya, ambalajdan veri korumaya kadar birçok boyutta stratejik düzenlemeyi içerdiğine işaret eden Kaya, bu dönüşüm programının AB’nin 2050 yılında karbon nötr ilk kıta olma hedefini de ortaya koyduğuna vurgu yapıyor.

“KOBİ’LER HAZIRLIĞA BAŞLAMALI”


Avrupa Birliği’nin yarattığı bu yeni düzenin Türk şirketleri için riskler kadar fırsatlar yaratmasının da söz konusu olduğunu dile getiren Sibel Kaya, şunları söylüyor: “Hedeflenen bu politikaların, Avrupa Birliğinde yer alan ithalatçı şirketler üzerinde yaratması muhtemel finansal baskının bertaraf edilmesi ve AB ile ticari ilişki içerisindeki firmaların rekabetçiliğini koruyabilmesi için AB ‘Sınırda Karbon Düzenleme (SKD) Mekanizması’nın üzerinde çalışıyor.

Bu mekanizmanın 2023 yılında, 3 yıllık mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş dönemiyle hayata geçirilmesi planlanıyor. Sınırda Karbon Düzenlemesi’yle maruz kalınacak fiyatlama değişiklikleri önümüzdeki dönemde özellikle büyük ölçekli firmalarda önemli bir gelir ve pazar kaybı unsuru olarak karşımıza çıkacak ve bu yeni düzen, aynı zamanda bu firmaların en büyük tedarikçisi konumunda olan KOBİ’leri de etkileyecek.

Bu riskleri azaltmanın ve dönüşümü teşvik etmenin en etkin yolu finansman, yasal mevzuat ve gerekli altyapı gibi konularda bugünden hazırlık yapmaya başlamaktan geçiyor.”

Türkiye’de toplam cironun yarısını, istihdamın yüzde 72, ihracatın ise yüzde 37’sini KOBİ’ler gerçekleştiriyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (AYM) getirdiği fırsatlar ve riskler, KOBİ’ler için yakın geleceğin sürdürülebilirlik çerçevesini de oluşturacak. Avrupa Birliği Türkiye’nin ihracat ve ithalatında en büyük paya sahip olan paydaşı.

Bu ekonomik hacim ve iş birliği, Türk işletmelerinin AYM politikaları konusunda farkındalık kazanmasını gerektiriyor.

“ENGEL DEĞİL FIRSAT OLARAK GÖRÜLMELİ”


Ernst&Young İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Zeynep Okuyan, KOBİ’lerin yeşil dönüşümdeki önemine dikkat çekerek, “KOBİ’lerin katalizör rolü üstlenerek bu dönüşümü tüm değer zincirlerine yayma potansiyeli mevcut” diyor.

KOBİ’lerin inovasyon kapasiteleri ve motivasyonları sayesinde Türkiye’de yeşil dönüşümünde iş dünyasını canlandıran ve dönüşümün tüm kanallara yayılmasını sağlayan bir rol üstlenebileceğini ifade eden Okuyan, şöyle konuşuyor: “Ortaya çıkan risklerin fırsata dönüştürülmesi, KOBİ’lerin pandemi ve ekonomik kriz gibi mevcut sorunlarına da çözümler üretilmesini sağlayacaktır.

Yüksek teknoloji, verimlilik ve katma değerli üretim, AYM’nin Yeni Sanayi Stratejisi’nde benimsenen çözümler olarak göze çarpmakta. Bu çözümleri mevcut sorunlarla baş etmenin en etkili yolu olarak değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda KOBİ’ler için AYM bir engelden ziyade fırsat olarak görülmeli; AYM politikaları ülkemizde KOBİ’lerin büyüme stratejilerine yön verirken, KOBİ’lerin mevcut kırılganlıkları da gözetilmeli.”

GERİ DÖNÜŞÜM OSB’Sİ YOLDA


Yeşil ekonominin en önemli ayaklarından biri de geri dönüşüm. Pandemiyle tek kullanımlık plastikler gibi bazı ambalajların kullanımı yüzde 200300 arttı. Üstelik pandeminin başında petrol fiyatlarındaki çöküş, plastiğin aşırı ucuza üretilmesine neden oldu ve geri dönüştürülmüş malzemenin maliyet cazibesi kalmadı.

Dünyadaki birçok geri dönüşüm işletmesinin kapılarını kapatmak durumunda kaldığını söyleyen Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Eren, atıkların önemli bir kısmının gömülmeye ya da yakılmaya gönderildiğini belirtiyor.

Pandeminin şoku atlatıldıktan sonra geri dönüşümün önemi tekrar ortaya çıkmaya başladı. Üstelik bu kez politikalar için genel kabul hızlandı ve daha az karbon salımına odaklı yeni ekonomiye geçiş için ikna süreçleri kolaylaştı.

Öyle ki küresel sürdürülebilir ambalaj pazarının 2025 yılına kadar her yıl ortalama yüzde 6 büyümesi bekleniyor. GEKADER Başkanı Eren, geri dönüştürülebilir, biyolojik olarak parçalanabilir ya da kompostlanabilir
ambalajın totali için 280 milyar dolarlık bir pazardan söz edildiğini söylüyor.

Eren Türkiye’nin ilk ekolojik geri dönüşüm OSB’sini kurmaya hazırlandıkları bilgisini de veriyor. OSB’nin içinde biyokütle enerji santrali, atık buhardan sera ısıtma sistemi gibi yatırımlar olacak. Sakarya veya Balıkesir’de yer arayışlarının sürdüğünü söyleyen Fatih Eren, “OSB 3 bin 500 dönüm üzerine kurulacak. Kademeli olarak 100200 şirket olacak. OSB’de 2 milyar dolarlık bir cironun oluşmasını hedefliyoruz” diyor.

SİBEL KAYA / GARANTİ BBVA KOBİ'LERDEN SORUMLU GMY “KOBİLER BİR AN ÖNCE YEŞİL DÖNÜŞÜME UYUM SAĞLAMALI”


“AB Yeşil Mutabakatına uyum çerçevesinde sağlanacak kaynak verimliliğiyle çevre üzerinde etkilerin en aza indirilerek, en az girdiyle maksimum seviyede üretim yapılması hedefleniyor. Bu da iş dünyamız ve özellikle KOBİ'lerimiz için önemli bir fırsat.

Ülke ihracatımızın yaklaşık yüzde 40’ını gerçekleştiren KOBİ'lerimizin ekonomiye sağladığı katkıların artarak devam edebilmesi ve en büyük ihracat pazarımız AB'de rakiplerimizle eşit şartlarda mücadele edebilmesinin en önemli yolu yeşil dönüşüm sürecine bir an önce uyum sağlamaktan geçiyor.

AB Yeşil Mutabakatı sürecinde yer alan ‘Döngüsel Ekonomi Eylem Planı'ndan KOBİ'lerimizin dikkatli bir şekilde yararlanarak bu konuyu bir fırsat haline getirmeleri gerekiyor. KOBİ'ler tarafından düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde gerekli dönüştürücü uygulamalar ne kadar hızlı bir şekilde hayata geçirilirse dönüşüm süreci o denli sorunsuz ve çabuk olacaktır.

Bu noktada küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeşil dönüşümün sunduğu fırsatları bir itici güç olarak kullanarak hem istihdam hem de sürdürülebilir kalkınma odağında katma değer yaratmaları söz konusu olacaktır."

ZEYNEP OKUYAN / ERNST&YOUNG İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HİZMETLERİ LİDERİ “PAZAR KAYBINA DİKKAT EDİLMELİ”


“14 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa Komisyonu, AB'nin ekonomisini ve toplumunu iklim hedeflerini karşılayacak şekilde dönüştürmek için çeşitli önerileri içeren bir paket yayımlandı. Bu paketin içinde bir Sınırda Karbon Vergisi kurma önerisi de yer alıyor.

Taslak aşamasında olan bu yönetmeliğin 1 Ocak 2023'te yürürlüğe girmesi planlanıyor ancak 31 Aralık 2025'e kadar da bir geçiş dönemi yoluyla bu verginin aşamalı olarak uygulanması hedefleniyor. 1 Ocak 2026'dan itibaren Sınırda Karbon Vergisi tam olarak yürürlüğe girecek. AB, Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı. İhracatımızın yaklaşık yarısını AB'ye gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle AB'de yaşanan bu gelişmeyi çok dikkatli takip etmemiz gerekiyor.

Her ne kadar AB'deki ithalatçı tarafından ödenecek olsa da ürünlerimize yönelik bu ek maliyet bizim için bir pazar kaybına neden olabilir. İhracatın her kuruşunun çok önemli olduğu bu dönemde pazar kayıplarına tahammül edemeyeceğimiz aşikâr. Ticaret Bakanlığı işte bu bağlamda ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nı yayımladı.
Bu planın ihracatta rekabetçiliği güçlendirmesi ve iklim değişikliği politikalarına uyumun sağlanmasına yönelik bir yol haritasına dönüşmesi hepimizin arzusu."

‘YEŞİL MUTABAKAT’ NEDİR?


Avrupa Birliği, 24 Haziran 2021 tarihinde yaptığı oylamada, ilk iklim yasasını onayladı. Yeşil Mutabakat adı verilen bu plana göre, 2030 yılına kadar Avrupa ülkeleri karbon emisyonlarını yüzde 55, 2050 yılına kadar ise sıfır emisyon salımına düşürmeyi hedefe koydu. 3 yıllık ödemesiz bir dönem öngören anlaşmaya göre sektörler, ihracata konu ürün ve hizmetlerin karbon salımını belirlenmiş standartlara göre düzenlemezse, ton başına 30 ile 50 Euro arasında ek vergi ile karşılaşacak.

Türkiye'nin yüzde 50'den fazla pay ile en büyük ihracat pazarı olan AB'deki uygulama, Türkiye'nin ihracatını da önemli oranda etkileyecek. Hesaplamalara göre, Türkiye ihracat dünyası Yeşil Mutabakat'a uyumu sağlayacak yatırımları devreye almazsa, ihracatta yıllık 2,5-4 milyar dolarlık bir vergi yükü ortaya çıkacak.

KOBİ’LER İÇİN ADIM ADIM YEŞİL DÖNÜŞÜM



  • Sektörün karbon salımının ölçülmesi ve düzenli olarak raporlanması için sistem oluşturulmalı.

  • AB mevzuatına uyumlu yerli ETS sistemi kurulmalı.

  • Karbon vergisinin getireceği ek maliyetler ortaya konulmalı.

  • Yeni yatırımlarda Yeşil Mutabakat hedefleri ve karbon salım oranları göz önüne bulundurulmalı.

  • Modern teknolojiyle karbon salımı, enerji tüketimi ve atıklar azaltılmalı.

  • Üretimde sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılmalı.

  • Üretim ve dağıtım süreçlerinde temiz, yenilenebilir enerji tercih edilmeli.

  • Sınırda karbon düzenlemesi konusunda kamu otoritesi ve sektörler arasında sıkı iş birliği yapılmalı.

  • Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı dahilindeki çalışmalar takip edilmeli.