“ABD artık tek taraflı ekonomik teslimiyet politikasına devam edemez” diyen Trump, ABD’nin en büyük rakibi Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik gümrük tarifelerinin yüzde 34 olarak belirlendiğini ilan etti. Avrupa Birliği’nden (AB) ithal edilecek ürünler için gümrük vergisi yüzde 20, Japonya için yüzde 24 ve Hindistan için yüzde 26 olurken; Türkiye ise yüzde 10’luk vergi dilimi ile en düşük gümrük vergisine tabi olacak ülkeler arasında yer aldı. Trump’ın tarife çıkışı gerek küresel ticarette gerekse finansal piyasalarda ‘deprem’ etkisi yarattı. Bunun üzerine Trump, 56 ülke ve Avrupa Birliği’ne yönelik devreye alacağını açıkladığı vergilere “ara verme” kararı alırken, Çin’e uygulanan vergileri ise artırdı.
TÜRKİYE-ABD TİCARETİ
Son gelişmeler ışığında, Türkiye ile ABD arasındaki dış ticarete yakından bakalım: ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’ta ikinci başkanlık döneminin başlamasıyla, Türkiye-ABD ekonomi ilişkilerinde de yeni bir dönem başlamış oldu. İki ülke, uzun zamandır 30 milyar dolar civarında bir dış ticaret hacmine sahip. ABD ile Türkiye arasındaki ticaretin görünümü de dengeli bir seyir izliyor. Hatta TÜİK verilerine göre, 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye ABD’ye karşı 3 milyar doları aşan bir dış ticaret fazlası vermeyi başardı. TÜİK verilerine göre, 2024 sonu itibarıyla Türkiye’nin ABD’ye ihracatı 16,3 milyar dolar iken, ABD’den yaptığı ithalat ise 16,2 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. İki ülke arasındaki toplam ticaretin orta vadede 100 milyar dolara yükseltilmesi hedefleniyor. Kimyevi maddeler ve mamulleri 2024’te 1,5 milyar dolarla ABD’ye en fazla ihracat gerçekleştiren sektör oldu. Bu sektörü, 1,2 milyar dolarla otomotiv endüstrisi, 856 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 784,3 milyon dolarla halı, 774,1 milyon dolarla elektrik ve elektronik sektörleri izledi.
Türkiye iş dünyası ilk günlerde Türkiye’ye uygulanacak düşük tarifenin orta vadede avantaj olacağı yönünde açıklamalar yapsa da bu ölçekte küresel bir ticaret savaşının gerçek anlamda kazananı olamayacağını söylemek gerekiyor. Hele ki Türkiye’nin en büyük ticari partneri konumundaki AB ekonomisinin zayıflayacağı bir ortamda, Türkiye için olumlu bir senaryodan bahsetmek kolay değil.

ÇİN’DEN YANIT GECİKMEDİ
Trump’ın tarife hamlesine Çin’in yanıtı da gecikmedi. Çin, ABD’ye misilleme olarak tüm ABD ürünlerine 10 Nisan’dan geçerli olmak üzere yüzde 34 oranında ilave gümrük vergisi getirdi. Pekin ayrıca 27 ABD şirketinin ticari yaptırımlara veya ithalat kontrollerine tabi şirketler listesine alınacağını duyurdu. Çin, gümrük tarifeleriyle ilgili Dünya Ticaret Örgütü’ne de dava başvurusunda bulunacakları bilgisini paylaştı. Çin’in kararı sonrasına ABD Başkanı Trump, Çin’in yeni vergi oranını geri çekmemesi halinde ABD’nin Çin’e uygulayacağı tarifenin yüzde 50’ye çıkarılacağını söyledi. Dergimiz yayına hazırlanırken, taraflar arasındaki gerilim ve söz düellosu devam ediyordu.
TARİFELER NASIL BELİRLENDİ?
Geçtiğimiz günlerde yanıtı merak edilen sorulardan biri de ABD’nin yeni gümrük vergilerinin tam olarak nasıl hesaplandığı oldu. Beyaz Saray tarafından açıklanan formüle göre, bu sorunun yanıtı şöyle: ABD’nin bir ülkeye olan ticaret açığı o ülkeden yapılan toplam mal ithalatına bölünüyor. Çıkan sonuç da ikiye bölünüyor. Örneğin ABD’nin Çin ile ticaret açığı 295 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu açık, Çin’den yapılan toplam ithalat olan 440 milyar dolara bölünüyor ve 67 sayısına ulaşılıyor. Bu sayının da yarısı olan 34, Çin’e uygulanan yüzde 34 oranındaki gümrük tarifesini belirlemiş oluyor. Dünya genelinde pek çok saygın ekonomist ve kuruma göre, bu formülün ekonomik bir karşılığı bulunmuyor ve iktisat bilimine aykırı bir perspektif sunuyor.
Tüm bu baş döndürücü gelişmeler, küresel ticarette korumacı duvarların yükseldiği ve Sovyetler Birliği’nin yıkılması sonrasında, 35 yıl önce başlayan küreselleşme sürecinin rafa kaldırılmaya başlandığı bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.