Mobil devrim ve yerli üretim!

20 Mart 2016
tyesıl
Sokakta, ofislerde, evlerdeki insanlarımız, mobil devrimin parçası oldu bile. Ekonomist’in ‘Yılın İş İnsanları’ anketinde ‘Yılın Girişimcisi’ seçilen Nazım Salur’un BiTaksi uygulamasını kullanan bir yolcu, nakit veya bozuk para derdi olmadan ödemesini mobil cihazdan yapabiliyor. Bu uygulamayı kullanan sayısı günde 13-14 bine ulaştı.

TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr

Garanti Bankası’nın genel müdürü Fuat Erbil, CEO Club’ın ‘Dijitalleşme’ başlıklı toplantısındaki konuşmasında “Mobil şubeyi kullanan 4,2 milyon müşterinin 1,6 milyonu sadece mobil şubeden işlem yapıyor. İnternet şubesini hiç kullanmıyor bile” diyor.

Akıllı telefonla geçirilen zaman süresi televizyonu geçeli iki yıl oldu. Mobil cihazların yaşantımızın göbeğinde yer alması, artık yeni normallerden biri haline geldi.

Bu normal gittikçe de yaygınlaşacak. Hatta “Katlanarak büyüyecek” dersek bile abartı sayılmaz. Neden mi? Nisan ayından itibaren mobil abonelerle buluşturulacak olan 4,5G, şimdiki düzeyin neredeyse 100 katı daha hızlı interneti kullanma, uygulamaları indirme olanağı getiriyor.

Hızın artması, halen 7,5 milyar lira civarında olduğu tahmin edilen mobil ticaretin büyümesini temposunu yükseltecek. Mobil ticaretin küresel boyutta nasıl bir büyüme performansı çizdiğini, Gözde’nin hazırladığı kapak haberinde yer verdiğimiz grafikte net olarak görmek mümkün.

Mobil devrimin farkında olan, bu alana yönelik ürün ve hizmet geliştiren şirketlerin yanı sıra, şirketlere yazılım ve uygulama geliştiren şirketlerin sayısı da artıyor. Bir bölümüne kapak haberimizde yer verdik. Hedefimiz, hızlı büyüyecek bu alanın daha çok fark edilmesi. Daha çok rekabetin ürün ve hizmet kalitesini yükseltmesi ve dünya ile ölçüşecek boyuta gelmesi.

Bu konuda yerli üretime değinmeden geçemeyeceğim. 4,5G’ye geçiş konusunda yasal otoritelerin yönetmelikle getirdiği yerli üretim zorunluluğunun önemli düzeyde olumlu sonuçlar getireceği görüşündeyim. Örneğin Nokia... Kuruluş, GSM şirketlerine 4,5G santralleri pazarlama konusunda rakiplerine göre avantaj sağlamak için Çorlu’da yeni bir üretim tesisi kurdu. Bu adımın diğer Telekom dünyasının devlerine de yansıyacağını düşünüyorum. Netaş gibi 4G’yi geliştiren yerli kuruluşların da rekabet ortamında yer alabilmek için daha çok efor harcayacağı görüşündeyim. Sonuçta, artan rekabetin önümüzdeki dönemde Türkiye için öngörülmeyen çok sayıda faydayı ortaya çıkaracağından emin olabilirsiniz.

Son olarak ‘güvenlik’ konusuna değinmek istiyorum. Burada da Antakya Lisesi’nden arkadaşım, siber güvenlik kuruluşu Comodo’nun kurucusu Melih Abdulhayoğlu’nun ifadelerine yer vermek istiyorum. O da, “İnternet hızlandıkça yaşantımız kolaylaşıyor ama güvenlik boyutunu hiç ihmal etmeyelim. Son kullanıcıyı iyi korumamız gerekiyor. Güvenliği ne kadar artırırsak, internetin kullanımı o kadar artacak” diyor. Benim ekleyeceğim bir şey yok.

Acıyı değil, sevinci paylaştığımız bir hafta dileklerimle...