Öz eleştiriye var mısınız?

27 Mayıs 2019





Sanayi üretimi geçen yılın gerisinde. Hazine'den sorumlu bakan Berat Albayrak'ın dediği gibi, cari fazla verecek durumdayız. Ancak, büyük krizli yıllarda yaşanan bu durumun tekrarlanmasına sevinelim mi?





TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr





Yoksa, dijitalleşen dünyada yeterli yatırımı yapma kararından vazgeçen sanayi dünyası yerine üzülelim mi? Bu sürecin, gelecekte şirketlerin dış dünyayla rekabeti açısından ciddi bir risk taşıdığını umarım fark ediyoruzdur.





Perakende satışlar da düşüşte ve 2019'un ilk çeyreğinde küçülme bekleniyor. Cuma günü açıklanacak veriler, yüzde 2,5'in altında bir küçülmeye işaret ederse sevinecek miyiz?





İç sayfalarda okuyacağınız gibi, geçen yılın temmuz ve ağustos aylarında mali piyasalarda yaşanan sert dalgalanmaların ardından 9 ayda 7 paket açıklandı.





Yani, neredeyse her 40 günde bir paket açıklanmış durumda. Veriler, açıklanan paketlerin küçülmeyi durdurmadığını, piyasadaki işleyişi pozitif yönde etkilemediğini gösteriyor.





Kimilerine göre teşhis doğru olmadığından doğal olarak tedavi de olumlu sonuç vermiyor. Doğru teşhis nedir? Siyasi iktidarın aldığı kararlar, uygulamalar tabii ki çok önemli. İyi de, biz üzerimize düşeni yerine getiriyor muyuz? Yaşananların bütün sorumlusu merkezi hükümet mi?





Yakın zamanda açıklanan istatistikler gösteriyor ki, geçen yıl yaklaşık 240 bin insanımız maalesef başka ülkelere göç etti. Son yıllarda özellikle yeteneklerimizi, yetişmiş insan kaynağını korumamız gerektiğini defalarca bu köşede haykırmış bir kişi olarak, özel sektörün, şirketlerin bir miktar öz eleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum.





Kaybettiğimiz insan kaynağının değerini özel sektör, şirketler fark etti mi? Yetenekleri, nitelikli insanları kaybetmemek için ne yaptı?





Kaliteli insan kaynağının şirketlerde, özellikle de Anadolu merkezli şirketlerde nasıl bir farklılık yarattığına yakından tanıklık eden birisi olarak bu sorunun yanıtını merak ediyorum. Milyarlarca liralık yeniden yapılandırma isteyen, 'konkordato' silahını bankalara göstermekten çekinmeyen şirketler, neden bu duruma düştüklerinin öz eleştirisini sesli olarak yaptı mı? Hiç zannetmiyorum.





Geçmişte kendilerine yapılan satın alma tekliflerini elinin tersiyle itenler bu tabloda hiç mi sorumluluk taşımıyor? Düşünelim, tartışalım ve değişen dünyanın bir parçası olabilmek için doğru adımları atalım diye yazıyorum.





Her halükarda 'oyunda kalmak' için çabalayacağız. Pes etmeyeceğiz ve daha iyisi için çabalamaya devam edeceğiz. Burcu ve Ayşegül'ün hazırladığı kapak haberini de bu düşünceyle hazırladık.





Var olan tabloda büyük rakamlara imza atmanın girişimci için kolay olmadığını biliyoruz ve bu yüzden yatırım tutarı düşük bütçeli işleri araştırdık. Bu haberimizin, geçmişte olduğu gibi girişimci nüfusuna olumlu katkı yapacağına inanıyorum.





Pozitif haberlerin çok olduğu bir hafta diliyorum.