Pazarlamada ‘yeşil marka’ dönemi yükseliyor

09 Kasım 2022
‘Yeşil marka’ olabilmek için markaların üretim süreçlerinden web sitelerine, etiketlerine kadar ‘çevreci’ bir yaklaşıma odaklanması gerekiyor.

Bir zamanlar alternatif bir pazarlama fırsatı olarak görülen ‘yeşil marka’ kavramı artık, markalar tarafından ‘ana akım’ pazarlama stratejisi olarak benimsendi.

Küresel ısınmanın, kirlenmenin, biyolojik olarak parçalanmayan katı atıkların etkisine ilişkin farkındalığın artması nezdeniyle ‘yeşil pazarlama’ uygulamaları artık markalar için kaçınılmaz.

2000’li yılların başından bu yana her alana damgasını vuran ‘sürdürülebilirlik’ kavramı ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri zaman içinde yeşil pazarlama uygulamalarını bir tercih olmaktan çıkardı.

Ayrıca geçtiğimiz yıllarda tüm dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisi, tüketicilerin sahip olduğu çevresel ve sağlık kaygılarını oldukça yüksek seviyeye çıkardığından artık klasik pazarlama anlayışı ile değişen tüketici beklentilerini karşılamak imkânsız hale geldi.

Dolayısıyla yeşil pazarlama değişen tüketici beklentileri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri konusunda uygulanması gereken yeni kurallar çerçevesinde aslında markalar adına zamanın gereği...