Portföylerde sonbahar stratejileri: 15 aracı kurumun model portföyünde 53 hisse önerisi var

05 Ekim 2021
GÖZDE YENİOVA SAYLAK
gyeniova@ekonomist.com.tr

Ceren Oral Balaban coral@ekonomist.com.tr

Yılın son çeyreğine girerken portföylerde sonbahar stratejileri yapılıyor. Uzmanlar, oynaklığın artmaya başlayabileceği bu dönemde, çeşitlendirmeye daha fazla önem verilmesi gerektiğini söylüyor. Hisse sonrasında en fazla önerilen yatırım araçları ise tahvil-bono ve mevduat olarak sıralanıyor.

19 Eylül - 02 Ekim 2021 tarihli sayıdan

Ayrıca dolar, altın ve TL varlıklarda da fırsatların devam ettiği ifade ediliyor. Yine 15 aracı kurumun model portföyünde 53 hisse önerisi bulunuyor. En çok önerilen hisselerin başında Şişecam, Garanti BBVA, Koç Holding, Kardemir ve Tüpraş var.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

Piyasalarda dalgalı hareketler sürerken, sonbahar dönemine girilen bu süreçte portföylerde yıl sonu hesapları yapılıyor. Yaz aylarında ekonominin yeniden açılması, turizm sezonu ve şimdi de okulların açılması Covid-19 vaka sayılarında artışa yol açtı.

Salgının etkisi devam ederken, yurtiçin-deki ve yurtdışındaki ekonomik gelişmeler, portföylerin yeniden oluşturulmasında ana faktörler olarak rol oynuyor.

Enflasyon rakamları ve beraberinde doların TL karşısında artışı, iç gündemi etkileyen başlıklar oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı da seyirde etkili olan güçlü bir etken olarak duruyor.

Global piyasalarda ise merkez bankalarının kararları izlenirken, ABD Merkez Bankası'nın (FED) varlık alımlarını azaltma (tapering) stratejisi ve zamanlaması da takip edilecek önemli başlıklar olarak görülüyor.

YATIRIM ÖNERİLERİ


Tüm bu gelişmelerle birlikte portföylerini yeniden oluşturmak isteyen yatırımcılar için uzmanlara yıl sonu beklentilerini ve yatırım önerilerini sorduk. Yıl sonuna kadar portföy dağılımının dengeli olması gerektiğini düşünen uzmanlar, potansiyel düzeltmelerde hisse senedi ağırlığının artırılabileceğini ifade ediyorlar.

Oynaklığın artmaya başlayabileceği bir dönemde çeşitlendirmeye daha fazla önem verilmesi gerektiği de düşünülüyor. Hisse sonrasında en fazla önerilen yatırım araçları ise tahvil-bono ve mevduat olarak sıralanıyor. Ayrıca dolar, altın ve TL varlıklarda da fırsatların devam ettiği ifade ediliyor.

ABD ekonomisindeki iyileşmenin Avrupa Birliği (AB) ekonomisinden daha güçlü ve sağlıklı oluşu, global olarak doların değer kazanmasına neden olacağından dövizli enstrümanlara, Eurobond'lara ve özellikle enerji
kaynaklı emtialara biraz daha fazla ağırlık verilebileceği de kaydediliyor. Peki, öneriler bu yönde şekillenirken yatırım araçlarında beklentiler ne?

DOLAR YÖN ARAYIŞINDA


Dolar/TL'de 8,20-8,80 seviyesinde yön arayışları sürüyor. ABD Merkez Bankası FED'in varlık alımlarını azaltmaya başlamasının global çapta dolarda değerlenmeye neden olabileceği yorumu yapılıyor. Burada küresel piyasalardaki gelişmelerin yanı sıra özellikle TCMB'nin faiz kararı yönlendirici oluyor.

Son günlerde küresel piyasalardan bağımsız olarak bakıldığında TCMB Başkanı Kavcıoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz indirimi sinyalleri vermesi sonrasında TL, dolar karşısında değer kaybediyor.

Enflasyonun, politika faizini aşması sonrasında yapılan çekirdek enflasyon vurgusuyla da yıl sonuna kadar faiz indirimi beklentileri güçlenmiş gözüküyor. Özellikle olası bir faiz indirimiyle TL varlıklarda oluşacak değer kaybı sonrasında dolarda yükseliş beklentisi hâkim. Ancak TCMB, yılın son çeyreğinde baz etkisinin de yardımıyla enflasyonda düşüş beklediğini dile getiriyor.

Uzmanlara göre; TCMB'nin temkinli duruşunu koruması halinde, TL'nin olumlu performansı sürebilir. Küresel piyasalarda ise ABD enflasyonu ve tarım dışı istihdam verileriyle doların küresel piyasalardaki değeri izleniyor. Yıl sonu için önerilerini sorduğumuz uzmanlar arasında dolar/TL tahminleri 8,75-9.00 arasında ağırlık kazanıyor ancak 9,50 seviyesine işaret eden uzmanlar da bulunuyor.

TCMB KARARI ETKİLİ OLACAK


Ziraat Yatırım Genel Müdürü Uğur Boğday, FED'in beklenen varlık alımı azaltımı ve potansiyel risk alma iştahındaki azalışın doların küresel çapta güçlü durmasını sağlayabileceğine işaret ediyor. Boğday, bu ortamda TCMB'nin güvercin duruş sergileme eğiliminde olmasının TL tarafında risk unsuru olduğu görüşünde.

Öte yandan Uğur Boğday; güçlü ekonomik aktivite, başarılı aşı süreci gibi faktörler dışında yılın geri kalanında cari fazla beklentisinin TL'deki olası kayıpları sınırlayabileceğim de söylüyor. Bu kapsamda Boğday, kurun yıl sonuna kadar 8,75-8,90 arasında ortalama yapabileceğini düşünüyor.

Kurda dengelenme sürerken, TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun açıklamaları sonrası manşet söylem olarak 'Çekirdek enflasyonu takip ediyoruz' ifadesi öne çıktı. GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz; manşet enflasyondan çekirdek enflasyona geçiş durumu olası bir faiz indirimi ihtimalini güçlendirdiği için ilk etapta TL'nin negatif tepki verdiğini söylüyor.

Ayrıca Nergiz'e göre; FED'in varlık alımlarını bu yıl azaltmaya başlamak için uygun olabileceğini belirtmesi güçlü dolar temasını da destekliyor. A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal'ın da beklentisi; FED'in tahvil alımını azaltma yönünde tartışmaların artacak olmasının hem faizler hem de kur tarafında baskı yaratması neticesinde kırılgan ülke para birimlerinde zayıflama görüleceği yönünde.

Orta Vadeli Program'da (OVP) 2021 yılı hedefinin tutması açısından kurun ortalama 8,80 olması gerektiğini söyleyen Baki Atılal, "Bu da FED kaynaklı etkinin yanında ek baskı unsuru olacağından kurda 8,75- 9,00 bandı beklentimiz bulunuyor" diyor.

BORSADA SON ALTI AYLIK TABLO


BİST-100 Endeksi'nde de inişli-çıkışlı bir görünüm hâkim. Özellikle son altı aylık sürecin, mart ayı ortasında TCMB'deki ani başkan değişiminin ardından ciddi değer kayıplarıyla ve yabancı satışlarıyla karşı karşıya kalan BİST-100 için oldukça zorlayıcı ve hareketli geçtiği görülüyor.

Ağustos ayı, BİST için geri dönüşün başladığı ay oldu diyebiliriz. Ağustos ayına pozitif eğilimle başlayan BİST-100; ay içinde 1.394-1.474 arasında hareket ederken, ayı yüzde 5,68 yükselişle 1.472'den pozitif ayrışmayla kapattı. BİST Bankacılık Endeksi; aylık bazda yüzde 11,28 yükselişle borsayı yukarı taşıdı.

Yine CDS'lerin sınırlı düşüşle 363'lere gerilemesi de ağustos ayında TL varlıklardaki pozitif ayrışmayı destekledi. Tabii burada borsada yeniden alım pozisyonuna geçen yabancı yatırımcıların da katkısı oldukça büyük. Yabancı yatırımcılar; ağustos ayında Kasım 2020'den bu yana BİST hisse senetlerinde en yüksek net girişi gerçekleştirdi.

Bu görünümün yabancıların BİST'te temkinli olmakla birlikte TL varlıklara ilgisinin arttığına işaret ettiği, BİST ve TL varlıklarda son dönemde oluşan pozitif ayrışmayı desteklediği kaydediliyor.

KÜRESEL ZAYIFLIĞA DİRENEMEDİ


Eylül ayına geldiğimizde ise ayın yarısı itibarıyla dalga boyunun arttığını gözlemliyoruz. 1.474'ten başladığı eylül ayında yoluna kâr satışlarıyla devam eden BİST-100'de, 8 Eylül'de 1.433'ler test edildi. 9 Eylül'de kayıplarını geri alarak 1.453'ler görülse de satışlar durdurulamadı ve endeks 16 Eylül'de 1.418'e kadar geri çekildi.

Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya; mevcut durumu, "Borsada bir patinaj süreci yaşanıyor" diyerek özetliyor. Bunda global borsalardaki düzeltme etkisinin de hissedilmiş olabileceğini düşünen Kaya, bu süreçte yükselme denemelerinin beklenebileceğini aktarıyor.

ÜNLÜ & Co Finansal Danışmanlık Müdürü Murat Akyol; önceki haftadan itibaren küresel büyümeye yönelik soru işaretlerinin etkisiyle satış baskısına maruz kalan piyasaların zaman zaman yukarı yönlü tepkiler verse de zayıflıktan sıyrılmayı başaramadığını söylüyor.

Akyol; özellikle artan koronavirüs vaka sayılarının yarattığı tedirginliğin ve yaklaşan FED toplantısı öncesinde tahvil alımlarının hızına ilişkin belirsizliklerin, kazanımların kalıcı olmasına izin vermediği görüşünde.

22 Eylül'de sonuçlanacak olan FOMC toplantısı öncesinde hem yurtiçi hem de yurtdışı piyasaların denge bulmasının çok kolay olmayacağının altını çizen Murat Akyol, volatilitenin de yüksek seyrini koruyacağını tahmin ediyor.

BİST'in küresel zayıflığa direnemediğini belirten Murat Akyol'a göre; hem bu durum hem de teknik göstergelerdeki zayıflık göz önünde bulundurulduğunda yurtdışındaki satış baskısı hafiflemeden endeksin anlamlı bir destek bulması da kolay olmayacak.

YÜZDE 60'A YAKIN ISKONTO


Peki, daha orta-uzun vadede bakacak olursak, borsada nasıl bir görünüm ortaya çıkabilir? Uzmanların büyük bir çoğunluğu 1.400-1.500 bandını işaret etti. Daha iyimser beklentilerle 1.500-1.700 bandını öngören isimler de oldu. Global Menkul Değerler Strateji Müdürü Filiz Özcan, yıl sonuna kadarki süreçte BİST-100'de 1.400-1.500 aralığında bir seyir bekliyor.

"Benzerlerimize kıyasla fiyat/kazanç (F/K) oranlarına göre yüzde 60'a yakın olan iskontomuz, TL varlıkları cazip kılmaya devam edecek" diyen Özcan; bu nedenle endekste iskontonun daha fazla açılmasını öngörmüyor.

Ancak Filiz Özcan; yıl sonuna kadarki dönemde piyasaları dalgalandıracak gelişmelerin ve belirsizliklerin oldukça fazla olduğu konusunda da uyarıyor. Bu gelişmelerin fiyatlamalara dâhil olacağını öngören Özcan; bu süreçte piyasaların beklemede kalmayı tercih edebileceğini de kaydediyor.

1.511 SEVİYESİ GEÇİLMELİ


İnfo Yatırım İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su Ender Şahin; daha iyimser bir tahminde bulunarak yıl sonuna kadarki dönem için 1.500-1.600 bandını işaret ediyor. BİST-100'de, 2020'de gerçekleşen yükselişin ardından dip arayışlarının ön plana çıktığı bir süreç yaşandığına değinen Şahin; bu yıl 1.600 puanı aşamayan BİST-100'ün 200 günlük hareketli ortalamanın üzerinde hareket ettiği analizini yapıyor.

Ender Şahin; en son 2021 Temmuz'da 1.340'ın test edilmesinin ardından BİST'in 1.430'dan geçen 60 günlük hareketli ortalamasının üzerinde tutunmaya çalıştığını söylüyor.

Yukarı yönde ise 1.480'in direnç seviyesi olduğu bilgisini veriyor. Şahin; "BİST'te 1.511 gap (fiyat boşluğu) seviyesinin kapanması durumunda orta vadede 1.550 seviyesi hedef haline gelebilir. Bu seviyelerde yabancı para girişi devam ederse 1.600 seviyeleri hedeflenebilir" diye de ekliyor.

BİST-100'ün seyrine ilişkin beklentiler noktasında, endeksin yüzde 60'lara yakın seyreden iskonto konusu da ayrıca önem taşıyor. Prim Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Kertmen de piyasa mevcutta oldukça iskontolu seviyelerde olduğu için borsada aşağı yönlü bir hareketin oluşmasından ziyade yukarı yönlü çıkış olasılığının çok daha fazla olduğu görüşünü paylaşıyor.

Kertmen ayrıca seçim sürecine de dikkat çekiyor. "Genelde seçim sürecinden altı ay öncesinden itibaren fonlar alım tarafına geçerler" diyen Tunç Kertmen; bu iki etkeni göz önünde bulundurarak BİST-100'de yılsonuna kadarki süreçte 1.6001.700 aralığında bir seyrin söz konusu olabileceği tahmininde bulunuyor.

EN ÇOK BEĞENİLEN HİSSELER


Borsa için beklentiler böyleyken, aynı süreçte potansiyelleriyle öne çıkabilecek hisselerin hangileri olduğunu da incelemek gerekiyor. Biz de bu hedefle 15 aracı kurumun en çok beğendiği ve model portföyünde yer verdiği hisseleri araştırdık.

15 kurum toplam 53 hisse için 'alım' önerisinde bulundu. En çok dokuz kurumun portföyündeki T. Şişecam önerildi. Bu hisseleri sekiz kurumun listesindeki Garanti BBVA ve Koç Holding ile yedi kurumun listesindeki Kardemir ve Tüpraş takip etti.

A1 Capital'in model portföyünde; Aksa Enerji, Alarko Holding, Enka İnşaat, Erdemir, Ford Otosan, Kardemir, Koç Holding, Mavi Giyim, Petkim, T. Şişecam, TAV Havalimanları, Tofaş Oto, Turkcell, Tüpraş ve Vestel Beyaz Eşya bulunuyor.

A1 Capital'den Baki Atılal; model portföyü oluştururken, emtiaya dayalı ve ekonomilerin açılmasından olumlu etkilenecek hisselere özellikle yer verdiklerini söylüyor.

Yine kur artışını fiyatlarına yansıtabilen şirket hisselerini seçtiklerini kaydeden Atılal; ihracat yapan ve döviz bazlı kazancı olan şirketleri de beğeniyor. Baki Atılal; uluslararası benzerlerine göre ucuz kalmış şirketleri tercih ettiklerinin de altını çiziyor.

HANGİ YATIRIM TEMALARI?


Global Menkul Değerler'in önerdiği hisseler; Anadolu Efes, Erdemir, Garanti BBVA, Koç Holding, Pegasus, Tekfen Holding veTürkiye Sigorta olarak sıralanıyor. Pegasus, 109,5 TL hedef değer ve yüzde 61 yükseliş potansiyeliyle model portföyde yer alıyor.

Global Menkul Değerler'den Filiz Özcan; aşılamanın sektörel toparlanmaya yönelik beklentileri güçlendirdiğini söylüyor. Erdemir'in son dönemdeki ciddi pozitif performansına rağmen 20 TL hedef fiyatla portföyde kaldığına dikkat çeken Filiz Özcan'a göre; global çelik sektörü yükseliş döngüsünün ortasında.

Arz talep dengesizlikleriyle çelik fiyatlarının yükseldiğini söyleyen Özcan; Erdemir'in artan çelik fiyatlarından ve güçlü çelik talebinden faydalanmayı sürdüreceğini öngörüyor. Anadolu Efes, 37 TL hedef fiyat ile Global Menkul'un portföyünde bulunuyor.

Hedef fiyatın yüzde 69,7 yükseliş potansiyeline işaret ettiğini belirten Filiz Özcan; Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere toparlanan uluslararası bira operasyonları ve meşrubat segmentinin desteğinin, değerlemedeki önemli katalistler olduğunu da ekliyor.

Koç Holding, mevcutta yüzde 27 net aktif değer iskontosuyla işlem görüyor. Bu seviyenin beş yıllık ortalama olan yüzde 11'in altında olmasıyla Koç'un iyi yükseliş potansiyeli sunduğu görüşündeki Filiz Özcan; hedef fiyatı 9 TL'ye revize ettikleri Türkiye Sigorta'yı da portföye eklendiklerini kaydediyor.

Özcan; Garanti ve Tekfen için şu analizleri yapıyor: "Garanti BBVA; hâlihazırda 0,61x 2021 tahmini P/DD ve 4,53x F/K ile işlem görüyor ve F/K bakımından uluslararası benzerlerine göre yüzde 44 iskontolu durumda.

Hissede 13,90 TL olan hedef fiyatımız yüzde 45,85'lik getiri potansiyeli sunuyor. Hedef değerimizi 24 TL'ye yükselttiğimiz Tekfen için ise 2021'in geri kalanının daha güçlü olmasını bekliyoruz. Cazip değerleme çarpanları şirket için ana katalistler olacak."

GÖSTERGE FAİZDE YÖN YUKARI MI?


Enflasyonun politika faizini aşmasının ardından gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yüksek faiz açıklamalarıyla gerekse TCBM Başkanı Kavcıoğlu'nun çekirdek enflasyon vurgusuyla faiz indirimi daha da güçlendi. Bu da gözlerin 23 Eylül'de yapılacak olan Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısına çevrilmesine neden oldu.

Genel olarak uzmanlar, bu toplantıda TCMB'den faiz indirimi beklemiyor. Ancak PPK metninde çekirdek enflasyon vurgusunun ön plana çıkacağı öngörülüyor.

Çekirdek enflasyonun yüzde 16,75'lerde, enflasyonun yüzde 19,25'lerde olduğu düşünüldüğünde, 2021'in sonuna kadar TCMB'den 100-150 baz puan faiz indirimi beklentisi ağırlık kazanıyor. Bu öngörüler ışığında ise gösterge faizde yılsonu için beklentiler yüzde 18,00-19,00 arasında yoğunlaşıyor.

TCMB, pandemi nedeniyle ortaya çıkan geçici faktörlerin etkisiyle oluşan fiyat artışlarının yıl sonuna doğru geri planda kalacağını ve enflasyonda düşüş başlayacağını belirtiyor. Mevcut durumda beklenen ve çekirdek enflasyona bakılırsa politika faizinin sıkı para politikasını yansıttığı görülebilir.

Garanti BBVA Yatırım Yatırım Danışmanlığı Birim Müdürü Özgür Yurttaşseven'e göre, kısa vadede enflasyon konusunda farklı bir risk oluşmazsa yıl sonuna doğru TCMB gevşemeye başlayabilir.

Bu sırada gösterge tahvil faizinin de kademeli şekilde aşağı gelmesinin beklenebileceğini kaydeden Özgür Yurttaşseven, "Bankamızın yıl sonu politika faiz tahmini yüzde 18. Benzer şekilde gösterge faiz de 100 baz puan civarı düşebilir" diyor.

İNDİRİM GELEBİLİR


Global Menkul Değerler'den Filiz Özcan da enflasyonun seyrine bağlı olmak üzere, TCMB'nin ekim-kasım gibi başlamak üzere yıl sonuna kadar 100-200 baz puan arasında bir indirime gidebileceğini düşünüyor. Merkez Bankası'nın da artan enflasyona hızlı cevap verecek bir faiz artırımından ziyade, faiz indirimi fırsatı gözleyeceği anlaşılıyor.

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan'a göre, bunun politika pratiğinin sonuçları açısından bazı riskleri söz konusu olabilir çünkü genel enflasyon standardizasyonuna göre ayarlanan reel faiz pozisyonunun rekabetçi olmaması kur istikrarını ve dolayısıyla enflasyon görünümünü riske atabilir.

Görünen o ki gösterge faiz oranını enflasyonun üzerinde tutmak için daha önce yapılan yönlendirmenin ardından para politikasında bundan sonraki aşamada 'çekirdek fiyatların' rolü daha da artacak. Enver Erkan, TCMB'nin 23 Eylül'de faiz indirimine gitmesinin bu şartlarda sürpriz sayılmayacağını ancak görüşlerinin enflasyondaki düşüşün beklenmesinin daha uygun olacağı yönünde olduğunu söylüyor.

SARI METALDE SATIŞLAR SÜRÜYOR


Ağustos ayı başlarında 1.830’lardan 1.680’e kadar gerileyen ons altın, 3 Eylül’de 1.827’ye yükselse de bu seviyelerde kalıcılık sağlayamadı. Ons altın, son geri çekilmelerin ardından ise 1.750-1.755 dolar seviyelerine kadar geriledi.

A1 Capital’den Baki Atılal; küresel faizlerin görünümünün ve enflasyonun değerli metallerde yönü belirleyecek ana etmen olmaya devam edeceğinin altını çiziyor. Atılal; tahvil alımlarının azaltılmasının ve enflasyon baskısının ons altında zayıflığı beraberinde getirdiğini de kaydediyor.

Yılın kalanında ons altındaki seyir; ABD’de yüksek enflasyonunun geçici olup olmadığı konusunun netleşmesi ve varlık alımlarının azaltılmasının ne zaman başlayacağının belirginleşmesine bağlı olacak gibi görünüyor.

520 TL’LER MÜMKÜN MÜ?

Gram altında ise özellikle döviz kurundaki gidişat önem arz ediyor. Haziran ayında gram altında 527 TL’lere atak yaşansa da yaz döneminde kurda oynaklığın kısmen azalması ve altının küresel ölçekte değer kaybetmesinden dolayı gram altında son süreçte salgın dönemindeki performanstan uzak bir seyir görüldü.

Temmuz ayı başından beri 500 TL’nin altında kalan gram altında; yılsonuna kadarki süreç için beklentiler 500-520 TL bandında ağırlık kazanıyor.

Garanti BBVA’dan Özgür Yurtdaşseven; FED’in bu yıl varlık alımlarını azaltmasının keskin sıkılaşma adımı olarak görülmeyebileceğini söylüyor. “Sadece ‘tapering’ faktörüyle ABD’de reel faizlerin artışı gündeme gelmeyebilir” diyen Yurtdaşseven; düşük reel faizlerin altın fiyatında ciddi gevşeme olasılığını şimdilik azalttığını vurguluyor.

Ancak Özgür Yurtdaşseven’e göre; son çeyrekte ABD’de enflasyon yükseliş hızı normalleşmezse ve pandeminin yarattığı kısıntılar fiyat artışlarına etki ederse, FED gerekenden önce faiz artışlarına başlayabilir. Bunun fiyatlamaları da piyasa faizlerini ve reel faizleri yükselterek altında daha fazla zayıflama yaratabilir.

Özgür Yurtdaşseven; yılın son bölümünde ons altın fiyatı ortalama 1.725 dolar civarında olursa, gram altının ise yıl sonu için dolar/TL’de 9,50 tahminini de baz alarak 520 TL’lerde seyretmesini mümkün görüyor.

PİYASALAR YIL SONUNA KADARKİ SÜREÇTE HANGİ KONU BAŞLIKLARINA ODAKLANACAK?


YURTİÇİ:

  • Enflasyon başta olmak üzere, makroekonomik verilerin gidişatı

  • TCMB’nin para politikası kararları

  • Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri

  • İç politik gelişmelerle birlikte uluslararası ilişkilerin seyri

  • Olası R.T. Erdoğan – J. Biden görüşmesi

  • Aşılama hızına bağlı olarak Covid-19 vaka sayılarındaki durum


YURTDIŞI:

  • Küresel merkez bankalarının kararları

  • ABD’de büyüme, istihdam ve enflasyon verileri

  • FED’in varlık alımlarını azaltma (tapering) stratejisi ve zamanlaması

  • Delta varyantının küresel ekonomilere etkisi,

  • Küresel iklim değişikliğinin gıda fiyatları ve enflasyon üzerindeki negatif yansımaları