Rüzgarda dünyaya teknoloji satacağız

13 Ağustos 2017
3 Ağustos’ta yapılan 1.000 megavatlık Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesini, Siemens-Kalyon-Türkerler konsorsiyumu kazandı. İhale sonrası ilk röportajını Ekonomist’e veren Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker, “1 milyar Euro yatırım yapacağız.

ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr

Proje sonunda rüzgar enerjisinde kendi teknolojimizi dünyaya satabilecek noktaya geleceğiz” diyor. Türkiye’nin beş ayrı bölgesinde toplamda 1.000 megavatlık rüzgar enerjisi kapasitesi kurulması için yapılan YEKA ihalesini Siemens ve Kalyon ile kurduğu konsorsiyum ile kazanan Türkerler Holding, rüzgar enerjisinde yerli üretime çağ atlatmaya hazırlanıyor.

3 Ağustos’ta açık artırma usulüyle gerçekleştirilen ihaleyi, 30’uncu turda 3,48 dolar cent/kilovatsaat ile en düşük teklifi veren Siemens-Kalyon-Türkerler konsorsiyumu kazanmıştı. Bu projeyle kurulacak santrallerin işletmeye girmesiyle her yıl asgari 3 milyar kilo-vatsaat elektrik enerjisi üretilecek ve yaklaşık 1,1 milyon evin yıllık elektrik ihtiyacı rüzgardan karşılanacak.

Aynı zamanda, kurulacak rüzgar tesisleri sayesinde yıllık ortalama 1,5 milyon ton karbon emisyon azaltımı sağlanacak. Dev ihale sonrası ilk röportajını Ekonomist’e veren Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker, “Bu projenin en büyük önemi, enerjide yerli teknolojinin önünü açacak olması. Proje sonunda kendi teknolojimizi dünyaya satabilecek noktaya geleceğiz” diyor. Türker’e sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:

Siemens ve Kalyon ile birlikte YEKA ihalesinin kazanan tarafı oldunuz. Projede bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
Biz 21 ay içinde türbin fabrikasını kurup, ardından bu fabrikada üretilecek türbinlerin proje sahalarına kurulmasını gerçekleştireceğiz. Dersimizi çok iyi çalıştık. Ortaklarımız da elini taşın altına koyduğu için fiyat olarak çok iyi bir sonuç çıktı. Türkiye’nin büyük bir yabancı sermayeyi çekmesi açısından da çok memnuniyet verici. Bu arada şunu söyleyeyim: Bizim Siemens ile ortaklığımız Türkiye-Al-manya arasındaki sıkıntının ekonomik değil siyasi olduğunu gösterdi. İşadamları açısından aklın yolu birdir.

İlk kazma ne zaman vurulacak ve toplamda ne kadara mal olacak?
Türkiye’nin beş ilinde 1.000 megavatlık rüzgar enerjisi santralleri kuracağız. Önce bir fabrika kuracağız ki, santraller için gerekli ekipmanlar üretilsin. Türbinlerin yüzde 65’i tamamen yerli üretim ve yerli teknoloji olacak. Toplam yatırım tutarının 1 milyar Euro olacağını söyleyebilirim. Ayrıca 3 bin 500 kişilik yeni istihdam yaratacağız. YEKA ihalesinin en önemli sonuçlarından biri de AR-GE konusunda atacağımız adımlar olacak. Toplam beş alanda 10 yıl boyunca AR-GE çalışması yapılacak. AR-GE çalışmaları için her yıl 5 milyon dolarlık bütçe ayrılacak. Yüzde 80’i yerli mühendislerden oluşan asgari 50 teknik personelle AR-GE faaliyetleri yürütülecek. Proje sonunda kendi teknolojimizi dünyaya satabilecek noktaya geleceğiz. Bu sayede, ülkemizde üretilecek rüzgar türbinleri tüm dünyaya ihraç edilecek.



YEKA dışında yeni dönemde rüzgar santrali yatırımı planlıyor musunuz?
Halen 40 megavatlık rüzgar santralimiz işletmede. Bu yıl içinde de 110 megavat çalışan rüzgar santralimiz olacak. Önümüzdeki yıl 250 megavata çıkaracağız. Bu yıl yine Kalyon İnşaat ile 230 megavatlık bir projeye başlayacağız. Bunların tamamını YEKA’nın dışında hayata geçireceğiz. Şu an Türkiye’de 1 megavat, 1 milyon Euro’luk yatırım gerektiriyor. Dolayısıyla rüzgarda sadece bu yıl 100 milyon Euro’luk YEKA’dan ayrı bir yatırımımız olacak.

Siz son yıllarda enerjide önemli miktarda lisans satışı yaptınız. Yeni dönemde de lisans satışı düşünüyor musunuz?
Biz 2 bin 100 megavatlık rüzgar santrali lisansıyla bu alanda Türkiye’de liderdik. Bunun bin 100 megavatını yerli ve yabancı firmalara sattık. Bu sayede ülkeye yabancı sermaye getirmiş olduk. Şu an bu bin 100 megavatın hepsi faal halde çalışıyor. Toplamda 1,5 milyar dolarlık bir yatırım oldu. Yani aslında bu kadar bir yatırımı Türkiye’ye getirmiş olduk. Bundan sonra lisans satışı düşünmüyoruz.

YEKA’nın finansmanında nasıl bir model uygulayacaksınız?
YEKA ile ilgili yüzde 65 yerli-yüzde 35 yabancı şartı var. İthal edeceğimiz ürünlerde, Alman Hükümeti’nin ihracatçılarını desteklemek amacıyla oluşturduğu Hermes kredisi kullanmayı planlıyoruz. Projenin tamamı ithalata dayalı olsaydı, kredinin tamamını bu şekilde kullanabilirdik. Hermes dışında kalan kısmı ise yerli finansman ve öz sermaye ile karşılayacağız.

Önümüzdeki dönemde sağlıkta yeni kamu-özel işbirliği (PPP) ihalelerine girmeyi planlıyor musunuz?
İzmir, Kocaeli ve Ankara’da yaklaşık 7 bin yatak kapasiteli üç şehir hastanesi yapıyoruz. Toplamda 2,8 milyar dolarlık yatırım olacak. Bunların yanında yeni dönemde gireceğimiz işler de var. Bunlardan ilki olarak İzmir Buca Şehir Hastanesi projesine talibiz. İkinci olarak İstanbul Sancaktepe’de Türkiye’nin en büyüğü olacak 4 bin yataklı şehir hastanesi ihalesine hazırız. Bu da yaklaşık 2 milyar dolarlık bir proje olacak. Şu an şartname hazırlığı aşamasında olan bu ihaleleri yakından takip ediyoruz.

Son dönemde yeni bir alan olarak su dağıtımına giriyorsunuz. Bu alanda ne tür yatırımlar hedefliyorsunuz?
Paris’in de suyunu dağıtan Fransız su arıtma, dağıtma ve çamur yakma şirketi OTV ve İspanyol Avencia firmasıyla bu alana giriyoruz. Şu anda Avrupa’nın en büyük sanayi su arıtma tesisini Çorlu’da inşa ediyoruz. Ayrıca Kibar OSB’nin ve Kuşadası’nın atık su arıtma tesisini yapıyoruz. Bunların yanında Ergene Vadisi’nde 8 adet su arıtma tesisi inşa ediyoruz. Bu alanda geleceğe dönük planımız İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük kentlerin su dağıtım işlerini almak.