İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 1968 yılından bu yana düzenli olarak açıkladığı “İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2024 yılı sonuçları, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun yaşadığı sıkıntıları gözler önüne serdi. Araştırma sonuçlarına göre, İSO 500’ün üretimden satışları üst üste üçüncü yılında da reel olarak düşerken, 500 dev şirketin 152’si, yani yüzde 30’u 2024 yılında zarar açıkladı.

ÜRETİMDEN SATIŞLARDA REEL DÜŞÜŞ
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açıkladığı araştırma sonuçlarına göre, 2023 yılına göre İSO 500’ün ilk üç sırası değişmezken, 2024’te İSO 500’ün ilk 10’unda yer alan şirketlerde 2023 yılına göre iki değişiklik yaşandı. 2023 yılında ilk 10’da yer almayan İskenderun Demir Çelik ve Hyundai Motor Türkiye Otomotiv 2024 araştırmasında ilk 10’a girmeyi başardı. İSO 500’de en dikkat çekici verilerden biri, üretimden satışların enflasyon karşısında yaşadığı erime oldu. Üretimden satışlar 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 36,3 artarak 8,7 trilyon TL’ye yaklaştı. Ancak bu satış rakamı, 2024’te yüzde 41,1 olan yıllık ortalama Yurt İçi Üretici Fiyatları Endeksi (Yİ-ÜFE) ile arındırıldığında reel olarak yüzde 3,4 geriledi. Üretimden satışlardaki reel düşüş, 2022’de yüzde 4,2, 2023’te ise yüzde 5,2 olarak kayıtlara geçmişti. Böylelikle düşüş trendi üçüncü yılda da devam etti.

152 ŞİRKET ZARAR YAZDI
Sanayicilerin bu dönemde bir diğer önemli sorunu da kârsızlık. Bir yandan yüksek maliyetler, diğer yandan hem iç hem de dış talepte yaşanan durgunluk şirket kârlılıklarını olumsuz etkiliyor. İSO 500’ün faaliyet kârı 2024’te yüzde 31,6 oranında azalarak 937 milyar TL’den 641 milyar TL’ye geriledi. Buna paralel olarak faaliyet kârlılığı oranı da yüzde 12,5’ten yüzde 6,2’ye indi. Bu oran, 2014-2023 yıllarındaki yüzde 10,4 olan ortalamanın oldukça altında gerçekleşmiş oldu. 2024 yılında kâr eden şirketlerin dönem kârı yüzde 27,5 azalırken, zarar eden kuruluşların dönem zararı ise yüzde 131,2 yükseldi.

Aynı dönemde 2024 yılında vergi öncesi dönem kâr/zarar büyüklüğüne göre zarar eden kuruluş sayısı da önemli bir artışla 96’dan 152’ye çıktı. FVAÖK’e göre zarar eden firma sayısı ise 10’dan 19’a yükseldi. Bu arada finansman giderlerinin İSO 500’ün kârlılığı üzerindeki etkisini 2024 yılında da sürdürdü. 2024’te İSO 500’ün finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı yüzde 56,9’dan yüzde 96,6’ya yükseldi. Bu oranın, 2014-2023 ortalaması olan yüzde 60,1’in oldukça üzerine çıktı.

ERDAL BAHÇIVAN / İSTANBUL SANAYİ ODASI BAŞKANI
“Hak etmediğimiz bir bedel ödüyoruz”
“Sanayiciler olarak enflasyonla mücadeleye katkımızı fazlasıyla yapıyoruz ama görüyoruz ki en büyük ve hak etmediğimiz bir bedeli de bizler ödüyoruz. Bugün imalat sektöründen kaynaklanan enflasyon yüzde 20 iken kullandığı kredi faizinin yüzde 60’ları bulması bu bedelin en somut göstergesidir. Maalesef ileriki süreçte buna bağlı olarak imalat sanayinin üretim gücünün, üretim kabiliyetinin azalmasının, mal arzının kesilmesi riskini doğurmasından endişe ediyoruz.”
YATIRIM TEŞVİKLERİNDE GERİLEME SERTLEŞTİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan Mart 2025’e ait “Yatırım Teşvik Belgesi Bülteni’nde yer alan veriler, İSO 500’de ortaya konan sıkıntıların adeta bir yansıması gibi duruyor. Veriler, finansal sorunlar ile boğuşan şirketlerin yatırımlarındaki yavaşlamayı gözler önüne seriyor. 2025 yılı mart ayında 756 adet Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenirken, son beş yılın mart dönemine baktığımızda, bu sayının hayli düşük kaldığı dikkat çekiyor. Aynı şekilde 756 adet Yatırım Teşvik Belgesinin toplam sabit yatırım tutarı ise toplam 46 milyar TL olurken, yaratması hedeflenen toplam istihdam ise 12 bin 376 oldu. Oysa yine son beş yılın mart dönemi verilerine baktığımızda, bu alanlarda da ciddi bir gerileme göze çarpıyor. Örneğin sadece bir yıl önce, Mart 2024 döneminde toplam sabit yatırım tutarının 129 milyar TL, öngörülen istihdamın ise 22 bin 600 olduğu görülüyor.

EN AZ YATIRIM TARIMA
Mart ayında düzenlenen 756 adet Yatırım Teşvik Belgesi’nin 732 adedi yerli firmalar, 24 adedi yabancı sermayeli firmalar tarafından alınırken, teşvik belgelerinin 314 adedi I. bölgede, 136 adedi II. bölgede, 85 adedi III. bölgede, 60 adedi IV. bölgede, 46 adedi V. bölgede ve 114 adedi VI. bölgede yer aldı. 2025 yılı mart ayında düzenlenen 756 adet belgenin 455 adedi komple yeni yatırım, 236 adedi tevsi, 65 adedi de diğer mahiyetlerdeki yatırımlardan oluştu. Mart ayında verilen yatırım teşvik belgelerinde öngörülen toplam 46 milyar TL’lik sabit yatırım tutarının 10 milyar TL’si enerji sektöründe, 4,9 milyar TL’si hizmetler sektöründe, 22,6 milyar TL’si imalat sektöründe, 7,6 milyar TL’si madencilik sektöründe ve 1 milyar TL’si tarım sektöründe gerçekleştirilecek. Öte yandan 2025 yılı Ocak-Mart dönemine bakıldığında ise ilk çeyrekte öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 191,8 milyar TL olan toplam 2 bin 702 adet Yatırım Teşvik Belgesi düzenlendiği ve düzenlenen belgelerde 47 bin 310 kişilik istihdam hedeflendiği görülüyor.
MEYVE ÜRETİMİNE 'DON' DARBESİ
Son aylarda yaşanan zirai don olaylarının faturası giderek netleşiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iş birliği ile yayınlanan 2025 yılına ait “Bitkisel Üretim 1. Tahmini” verilerine göre, yazın tüketilen pek çok meyve çeşidinde çok ciddi üretim kayıpları oldu. Bu da elmadan kiraza, kayısıdan şeftaliye pek çok üründe fiyatların yükseleceğine işaret ediyor. Yaz aylarında genel olarak meyve fiyatlarının düşmesi beklense de bu yıl zirai don nedeni ile fiyatların yükselmesi hem ihracatı hem de enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkileyecek.
Verilere göre, üretim miktarlarının 2025 yılı ilk tahmininde bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) yüzde 5,3, sebzelerde yüzde 1,7, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise yüzde 24,4 oranında azalacağı ve yaklaşık 21,4 milyon ton olacağı tahmin edildi.

KAYISIDA KAYIP YÜZDE 65
Meyveler grubunda, bir önceki yıla göre elmada yüzde 38,7, şeftalide yüzde 32,1 nektarinde yüzde 35,5, kirazda yüzde 55,7, üzümde yüzde 18,6 üretim azalışı öngörüldü. En fazla üretim kaybı yüzde 65 ile kayısıda ve yüzde 55,7 ile kirazda kendini gösterdi. Antep fıstığındaki kayıp ise yüzde 54’ü aştı. Turunçgil meyvelerinden mandalinada yüzde 0,6 oranında üretim artışı beklenirken, portakalda yüzde 12,4, limonda yüzde 20,9 oranında üretim azalışı öngörüldü. Sert kabuklu meyvelerden fındıkta yüzde 27,5, cevizde yüzde 27,7, Antep fıstığında yüzde 54,6 oranında üretim azalışı olacağı tahmin edildi. Muz üretimi geçen yıla göre önemli bir değişiklik göstermezken, zeytin üretiminin yüzde 40 azalacağı öngörüldü.