Yeni program ne kadar gerçekçi?

24 Eylül 2018
Haftalardır merakla beklenen Orta Vadeli Program (OVP), bir isim değişikliğiyle, Yeni Ekonomik Program (YEP) adını alarak geçen hafta açıklandı.

DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı YEP'te bu yıla ilişkin gerçekleşme tahminleri ve önümüzdeki üç yıla ilişkin hedefler yer alıyor.

Bu tahmin ve hedeflere bakıldığında, hükümetin ekonomide bir kriz yaşandığını kabullendiği ve önümüzdeki üç yılda bu krizi atlatarak ekonomiyi yeniden hızlı büyüme patikasına sokmayı hedeflediği anlaşılıyor.

Ancak YEP'de krizden nasıl çıkılacağı konusunda tatmin edici bilgiler yok. Bazı temel ekonomik göstergelere ilişkin hedefler şu an için gerçekçi gibi ama bazılarının tutması biraz zor olacağa benziyor.

GERÇEKÇİ HEDEFLER
YEP'teki "şu an için" gerçekçi gibi görünen hedefleri ekonomik büyüme ile enflasyona ilişkin olanlar oluşturuyor.

Büyümenin bu yıl yüzde 3,8 olması beklenirken, 2019 için yüzde 2,3, 2020 için yüzde 3,5 ve 2021 için yüzde 5 hedefi konulmuş durumda. Bu yıl ilk çeyrekteki büyüme yüzde 7,3 ve ikinci çeyrekteki büyüme yüzde 5,2 oldu.

Üçüncü çeyrekte büyümenin biraz daha zayıfladığı ve dördüncü çeyrekte ise sıfır dolayında kaldığı bir senaryoda 2018 yılında büyümenin yüzde 3-4 arasında gerçekleşmesi mümkün.

Ekonominin bu yılın son çeyreği ile 2019'un ilk iki çeyreğini resesyonda geçirdikten sonra yeniden büyümeye geçtiği bir senaryoda 2019'daki büyümenin de yüzde 2-3 arasında çıkması mümkün görünüyor.

Eğer gerçekten ciddi önlemler alınırsa ekonominin 2020 ve 2021'de yeniden toparlanması da şaşırtıcı olmaz.

Yıllık tüketici enflasyonu ise temmuz ayı itibariyle yüzde 17,9 seviyesinde ve yıl sonu beklentileri yüzde 20 dolayında bulunuyor. YEP'deki yüzde 20,8'lik 2018 yıl sonu tahmini beklentilerle örtüşüyor.

2019 yıl sonu için yüzde 15,9, 2020 yıl sonu için yüzde 9,8 ve 2021 yıl sonu için yüzde 6 şeklinde olan kademeli düşüş hedefleri de ekonomide gerçekten ciddi önlemler alındığı takdirde ulaşılmaz gibi görünmüyor.

Fakat yukarıda enflasyon ve büyüme hedeflerinin "şu an için" gerçekçi göründüğü vurgusunu boşuna yapmadık. Bu hedefler uygulanan yanlış politikalardan vazgeçilmesi ve ekonominin gereklerinin yapılmaya başlaması halinde ulaşılabilir gibi görünüyor.

Mevcut politikalara aynen devam edilmesi halinde ise işlerin daha da kötüye gitmesi olasılığı var. Böyle bir durumda 2018'deki büyüme daha da aşağılara düşerken 2019'da ise küçülme yaşanabilir.

Bu politikalardan vazgeçilmedikçe ekonominin yeniden hızlı büyümeye geçmesi de mümkün olmayabilir. Böyle bir durumda enflasyon ise yükselmeye devam edebilir.



TUTMASI ZOR GÖRÜNENLER
YEP'deki bütçe açığına, cari açığa ve işsizliğe ilişkin hedefler ise şu an için bile gerçekçi görünmüyor.

Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının bu yıl yüzde 1,9 olması, önümüzdeki üç yılda da yüzde 1,7-1,9 arasında seyretmesi hedefleniyor.

Ancak büyümenin yavaşladığı bir ortamda vergi tahsilatındaki artışın da yavaşlaması, hem ekonomiyi canlandırma programlarının hem de krizin tahribatının bir kısmının kamuya yüklenmesi nedeniyle harcamalardaki artışın ise hızlanması beklenir.

Hal böyleyken bütçe açığının GSYH'ye oranını YEP'de öngörülen seviyelerde tutmak çok zor görünüyor.

Cari açığın GSYH'ye oranına ilişkin tahminler de sorunlu. Özellikle 2021'de büyüme yeniden hızlandığında cari açığın nasıl düşük kalmaya devam edeceği belirsiz.

Türkiye ekonomisi ithalata aşırı bağımlı olduğu için büyüme hızlanırken cari açığı düşük seviyelerde tutmak çok zor. Bunun için ekonomide bir yapısal dönüşüm olması lazım. Bu yapısal dönüşümün ise öyle birkaç yılda gerçekleştirilmesi münkün değil.

İşsizlik oranında 2018 için yapılan yüzde 11,3'lük tahmin ile önümüzdeki üç yıla ilişkin yüzde 12,1, yüzde 11,9 ve yüzde 10,8'lik hedefler de gerçekçi görünmüyor.

Çünkü bizim hesaplarımız Türkiye'de işsizlik oranının sabit kalması için bile ekonominin yüzde 5,5-6 arasında büyümesi gerektiğini gösteriyor. Ekonomik büyümenin bu seviyenin oldukça altında kalmasının beklendiği önümüzdeki üç yılda işsizlik oranı çok daha yukarılara çıkabilir.



DOLAR KURU VARSAYIMI
YEP'deki gerçekçi olmayan hedefler bunlardan ibaret değil. Bir de dolar üzerinden ifade edilen milli gelir hedefleri var.

YEP'e bakılırsa, geçen yıl 10 bin 602 dolar olan kişi başına GSYH bu yıl 9 bin 385 dolara düşecek ama daha sonra yeniden yükselişe geçip 2019'da 9 bin 647 dolar, 2020'de 10 bin 292 dolar ve 2021'de ise 10 bin 973 dolar olacak.

Ancak bu hedefler aşırı iyimser görünen dolar kuru varsayımlarına dayanıyor. YEP'deki TL ve dolar cinsinden GSYH hedeflerinden, ortalama dolar kurunun 2018 yılı için 4,90 TL,

2019 yılı için 5,60 TL, 2020 yılı için 6,00 TL ve 2021 yılı için de 6,20 TL olarak varsayıldığı hesaplanıyor. Oysa biz bu yazıyı yazarken dolar kuru zaten 2021 yılı öngörüsü dolayındaydı.

Bu durum önümüzdeki aylarda dolar kurunun ciddi bir düşüş yaşayacağı ve gelecek üç yılda da enflasyonun altında artacağı varsayımının yapıldığı anlamına geliyor. İşin doğrusu kurların gelecekte alacağı değeri öngörmek imkansıza yakın.

Bu nedenle geleceğe yönelik hedefler belirlenirken en doğrusu dolar kurunun mevcut düzeyini veri almak ve önümüzdeki dönemde de enflasyon kadar artış göstereceğini varsaymak olurdu.

Belli ki dolar cinsinden milli gelir hedefleri çok kötü görünmesin diye böyle yapılmamış ama bu durum YEP'in kredibilitesine en baştan darbe vurmuş bulunuyor. Bazı iktisatçılar sırf bu nedenle YEP'in ciddiye alınacak bir tarafı bulunmadığını söylüyor.