Yeniden yapılanma dönemi

19 Şubat 2018
Aslında beş yıldır yerimizde sayıyorduk. Kapak haberindeki tabloya bakıldığında gerçekler çıplak olarak görünüyor. Geçen yıl, koca bir yıl içinde sadece üç şirket halka açıldı.

TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr

Bir bakıma geçmişte 'halka arz seferberliği' adı altında iyi bir hazırlık yapılmadan atılan adımların getirdiği hataların acı sonucu gibi.

Yeni yıla ise iyi başladık sayılır. Geçen yılın toplamından daha fazlasını 1,5 aya sığdırdık. Üstelik sırada bekleyen şirketler de var. Aracı kurum yöneticilerinin hesabına göre, bu yıl içinde yapılacak halka arzlarda 5 milyar dolara yakın bir fon girişi sağlanacak.

Doğal olarak bu fonların bir bölümü, hissedarların kişisel hesaplarına girecek. Ancak bir bölümü de şirket kasalarına girerek, borç yapısının iyileşmesine bir miktar katkı yapacak.

Aslında halka arzların şirketlere üç önemli katkı yapacağını söyleyebiliriz. Birincisi, halka açılmayla elde edilecek kaynaklarla borç yapısı kısmen de olsa iyileştirilecek. Londra merkezli büyük bir yatırım bankasının yöneticisi, "Türk şirketlerinin kârlılığı düşüyor ve borçları yüksek.

Borçların azaltılması gerekiyor. Aksi takdirde yeni yapılandırma programları görebiliriz" diyor. Son bir yılda TL piyasalarında borçlanma oranlarının 4-5 puan yükseldiği göz önüne alınırsa, bu fonların şirket bilançolarına nasıl bir katkı yapacağını tahmin etmek güç değil.

İkincisi, halka arzlarla birlikte yerli yatırımcı sayısında gözlenen artış. 1,5 aylık süreçte 25 bin yeni yatırımcıdan bahsediliyor. "Bakiyeli hesap sayısının 1 milyon olduğu bir ortamda 25 bin yeni hesabın ne anlamı olabilir ki?" sorusu akla gelebilir.

Bu rakamlar sizi yanıltmasın, aslında aktif hesap sayısı 300 binlere kadar düşmüş durumda. Dolayısıyla yüzde 8'lik somut bir büyümeden bahsediyoruz. Üstelik yeni halka arzlarla bu sayı daha da artacaktır.

Üçüncüsü, halka arzlarla birlikte şirketlerin kurumsal yapısında bir dönüşüm yaşanıyor. Hem kurumsal kimlik hem de şeffaflaşma açısından. Her iki olgunun da ekonomik yaşama olumlu katkı yaptığını kaydetmek gerekiyor.

Daha önce bu köşede "start up'lar yeni büyüme modeli olacak" demiştim. Aynı görüşte ısrarlıyım. Bu dönüşümde liderliği bankalar, finans kuruluşları yapıyor. İç sayfalarda okuyacağınız gibi, müşteri gizliliği prensibi nedeniyle en ketum olan bankalar, teknolojinin, dijital dönüşümün bir parçası olan start up'larla işbirliği yaparak, müşterilerine sürekli olarak yeni ürünler sunuyor. Bankaların yanı sıra sigorta ve emeklilik şirketleri de bu dönüşümün bir parçası oluyor.

Umarım, özel sektör, özellikle de sanayiciler, üretim süreçlerini dijital yaşama uyumlu hale getirmek için start up'larla daha çok işbirliği yaparlar. Yaparlarsa kazanacaklar, bundan eminim...