Yükselişin devamı için...

08 Mayıs 2017
Anadolu’daki yükselişi rakamlara dayanarak ölçen bir yayın kuruluşuyuz. Geçmişte bu köşede yer verdiğim gibi, Ekonomist kadar Anadolu’daki yükselişi araştırmalarıyla ölçen bir başka yayın organı yok.

TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr

Doğal olarak en temel göstergemiz, Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) desteğiyle yaptığımız Anadolu500 araştırması. Dergi olarak, 2004’ten beri, üç büyük kentimiz olan İstanbul, Ankara, İzmir merkezli şirketlerle yabancı sermayeli kuruluşları içermeyen bu araştırmayla Anadolu’nun performansını net bir şekilde ölçme olanağına sahibiz.

Şirketlerin satış, ihracat, kârlılık, öz sermaye ve istihdam verileri üzerinden ekonomiden aldıkları payları ortaya koyuyoruz.

2009’da başlayan yükselişin 2015’te durduğuna ve hatta küçük de olsa bir miktar geriye gittiğine, Anadolu500 araştırmasını yayınladığımız 2 Ekim 2016 tarihli sayımızda yer vermiştik.

Muhtemelen 2016 rakamları da istediğimiz ölçüde olmayacak. Rakamlar hoşumuza gitmedi ama tabloyu tersine çevirebilecek yeterli düzeyde insan kaynağımız, girişimci kültürümüz olduğuna her zaman inandım. Halen de inanıyorum.

Bu tabloyu kim tersine çevirebilir? Bu yıl altıncı kez yayınladığımız Anadolu’nun en etkin 50 iş insanı. Bu görüşümden, düşüncemden zerre kadar şüphem yok. Büyüme oranı bizi tatmin etmiyor, daha yüksek hızla büyümek istiyoruz.

İstihdam kampanyasıyla 1 milyona yakın yeni istihdam yaratıldığına dair resmi açıklamalar yapıldı. Kampanyalara liderlik etmesi için başvurulan isimlerin Anadolu’nun öne çıkardığı iş insanları olduğunu tekrar anımsatırım.

Yeni istihdam kapılarının kampanyalarla değil yeni iş alanlarıyla, işverenin, şirketlerin mali yapısını zedelemeden büyüme temposunu hızlandırmakla mümkün olduğunu kayıtlara geçirmek isterim. Aksi takdirde bugün kampanyalarla istihdam sayısını yükselten şirketler, ekonominin doğal koşullarına ayak uydurmak için tam tersi yöntemlere başvurmak zorunda kalabilir.

Bunun çözümü de Anadolu’nun etkin liderlerine daha fazla yardımcı olmak. Teşvikten bahsetmiyorum, yerli ve yabancı rakiplerine karşı adil bir yarış ortamı yaratmanın yeterli olacağı görüşündeyim. Milyarlarca liralık net satış cirosuna, binlerce istihdama, milyarlarca liralık yeni yatırım kararlarına imza atanlar, dünyanın dört bir tarafına mal ihraç edenler, bence daha fazla desteği hak ediyor.

Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni başarı hikayesini yazma görevini üstlenebilirler. Yeter ki, hükümet, siyasi karar vericiler, iş liderlerimizin yönettiği şirketlerin ayaklarındaki pranga sayısını azaltsın. Bu şirketlerin dünyadaki rakiplerine göre çok daha fazla olan yüklerini azaltalım. O zaman nasıl koştuklarını ve ipi göğüslediklerini göreceğiz.

Moral ve motivasyonu yüksek bir hafta diliyorum.