Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, tekstil ve hazır giyim sektörünün geleceğine ilişkin değerlendirmelerinde sektörün artık klasik emek yoğun modelle rekabet edemeyeceğini vurguladı. Kileci “Gelişmiş ülkeler ligine çıkmak istiyorsak emeğin yanına mutlaka akıl terini koymalıyız. 3-5 bin kişilik klasik konfeksiyon atölyeleriyle bugünün dünyasıyla rekabet etmemiz mümkün değil” diyerek dönüşüm gerekliliğine dikkat çekti.
Kileci, Çin’in düşük maliyetli üretici konumundan kalite ve teknoloji odaklı bir modele başarıyla geçiş yaptığını hatırlatarak Türkiye’nin benzer bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Beş yıl önce hazır giyimde işçilik maliyetlerinin toplam maliyet içindeki payı %15–20 iken bugün %50’nin üzerine çıktı. Türkiye’de işçilik maliyetleri 1.500–2.000 dolar seviyelerinde. Bu maliyetlerle emek yoğun üretimde rekabet etmemiz zorlaşıyor.”
Mısır’a gitmek tek başına çözüm olmayabilir
Sektörde son dönemde artan Mısır yatırımlarına da değinen Kileci şunları söyledi: “Mısır kısa vadede avantaj sağlıyor gibi görünse de Türk firmaları orada da birbirleriyle rekabet eder hâle geliyor. Yani rekabeti coğrafya değil, üretim modeli belirliyor. Plansız yatırımlar kalıcı verimlilik sağlamıyor.”
Yeni öneri: Yerel ortaklık modeliyle Suriye’de kontrollü üretim
Kileci, Türkiye’nin yakın coğrafyadaki dengeleri doğru okuyarak yeni bir üretim stratejisi geliştirebileceğini belirterek Suriye’nin bu anlamda potansiyeline dikkat çekti:
“Suriye tekstil, hazır giyim ve deride köklü bir üretim kültürüne sahip. Halep çevresi, uygun şartlar oluşması hâlinde yeniden yapılandırılabilir. Burada doğru model; Suriyeli bir şirketle ortaklık kurmak, operasyonel sorumluluğu yerel ortağa vermek ve Türkiye’den kopmadan kontrollü bir üretim yayılımı sağlamaktır.”
Bu yaklaşımın hem Türkiye’nin maliyet baskısını azaltabileceğini hem de Suriye’de istihdam oluşturacağını belirten Kileci, bunun emek yoğun sektörlerde rekabet gücünü korumak için “gerçekçi ve kazan-kazan odaklı bir seçenek” olabileceğini ifade etti.