Bireysel Emeklilik Sistemi, 2015 Gelişim Rapora önceki hafta yayınlandı. Rapordan dikkatimizi çeken önemli başlıkları paylaşıyoruz.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
• 2015 yıl sonu itibarıyla bireysel emeklilik sisteminde 7 milyon 40 bin sözleşme yürürlükte. Katılımcı sayısı ise geçen yıl sonuna göre yaklaşık yüzde 19 artarak 6 milyonu aştı. Aynı dönemde emeklilik yatırım fonu büyüklüğü yüzde 24 oranında artarak 43 milyar TL’ye yaklaştı. Devlet katkısı fon büyüklüğü ise geçen yıla göre yüzde 66 gibi büyük bir oranda artış gösterdi ve 5 milyar TL barajını geçti.
• 2015 sonu itibarı ile yürürlükteki sözleşmelere ait 37 milyar 119 milyon TL toplam katkı payının, 569,7 milyon TL’lik kısmı (yüzde 1,5) yönetim gideri kesintisi olarak düşüldükten sonra kalan 36 milyar 549 milyon TL yatırıma yönlendirildi. Yürürlükteki sözleşmeler için toplam katkı payından ayrı olarak sisteme giriş sırasında giriş aidatı olarak ödenen tutar ise 304,7 (toplamın yüzde 0,8’i) milyon TL’dir.
• 2015 sonuna kadar kurulmuş tüm sözleşmeler bu tarih itibarıyla yürürlükte ya da sona ermiş olma durumlarına göre incelendi. Buna göre sonlanan sözleşmelerin toplam kurulan sözleşmelere oranı yüzde 37,2 oldu. Bununla birlikte, bu oranın yüzde 4,4’ü başka şirkete aktarım ve hesap birleştirme, yüzde 1,3’ü fesih, yüzde 0,4’ü emeklilik, vefat, maluliyet gibi nedenlerle sona erdi.
• Sistemde sözleşmesi varken, 2015 yılında yeni bir sözleşme daha alan katılımcılar incelendi. 2015 öncesi tüm yıllara ait girişler dikkate alındığında, sözleşmesi varken yeni bir sözleşme alan katılımcı oranı ortalama yüzde 15,6 iken, 2015 yılında yürürlüğe giren sözleşmelerin katılımcıları için bu oran yüzde 22,8 (368 bin yeni sözleşme) seviyesinde. 1,2 milyon katılımcı ise (yüzde 77,2) sisteme ilk kez giriş yaptı.
• 2015 sonu itibarıyla sistemdeki sözleşmelerin ortalama kıdemi 3,1 yıl seviyesindeyken, BES’e dahil olan nüfusun yaş ortalaması 38,9 oldu. 2014 yılında yaş 38,4 seviyesindeydi. Yine 2015’te toplam fon büyüklüğü ağırlıklı BES yaş ortalaması 45,2 olarak gerçekleşti. 2014 yılında bu veri, 44,9 yaş seviyesindeydi.
Yine 2014’e benzer şekilde katılımcılara ait toplam fon büyüklüğünün yüzde 57’sine erkek, yüzde 43’üne kadın katılımcılar sahip. Katılımcıların toplamına bakıldığında yüzde 16’sının ev hanımı olması 2013 yılında devreye giren, vergi avantajından faydalanma sisteminin değişmesi ve yüzde 25 devlet katkısının gelmesinin başarısı olarak değerlendirilebilir. Böylece her kesim, BES’teki avantajlardan faydalanmaya başladı
• 2015 sonu itibarıyla toplam emeklilik yatırım fonu büyüklüğünü oluşturan fonlar, fon grupları detayında incelendi. Sözleşme başına ortalama 2,22 adet fon türü satın alındığı görüldü. Toplam büyüklük içinde esnek fonlar yüzde 33,2, kamu borçlanma fonları yüzde 30,3, likit fonlar yüzde 11,6, standart fonlar yüzde 9 ve hisse fonlar yüzde 7,4 paya sahip.
SORUN YANITLAYALIM.
Otomatik katılımla ilgili gelinen son aşama hakkında bilgi verir misiniz?
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçen hafta otomatik katılımla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Buna göre otomatik katılım uygulamasına dönük mevzuat çalışmaları son aşamaya geldi. 45 yaş altı çalışanların otomatik olarak sisteme dahil edileceği uygulamada, katkı payının asgari 100 lira olması öngörülüyor.
Halihazırda, toplam ücretli çalışan sayısının yaklaşık 18 milyon olduğuna işaret eden Şimşek, sistem kapsamına 45 yaş altındaki kişilerin dahil edilmesi varsayıldığında yaklaşık 13 milyon kişilik bir toplam katılımcı havuzunun mevcut olduğunu ifade etti. Şimşek, "Bu çerçevede, sistemin başlangıcından sonraki 10 yıllık süre zarfında 100 milyar liranın üzerinde bir ek tasarrufun ülke ekonomimize kazandırılacağı düşünülmektedir" dedi.
'FED'in faiz artırım olasılığı yükseldi
Nilüfer Sezgin İş Portföy Araştırma, Başekonomisti
"Nisan ayında dip seviyesinin gördüğü düşünülen ve artık yükselişe geçmesi beklenen yıllık TÜFE enflasyonunun tam aksine yüzde 6,6 seviyesinde yatay kalmış olması, olumlu bir sürprizdi. Lehte baz etkisi sayesinde çekirdek enflasyonda gerileme bekleniyordu, ancak gerilemenin boyutu tahminleri aştı.
Bunda, bu grupta ağırlığı neredeyse yarı yarıya olan giyimde yıllık enflasyonun düşüşü etkili oldu. Diğer yandan, hizmet enflasyonundaki düşüş daha sınırlıydı ve yıllık enflasyon bu grupta bizim hesaplamamıza göre yüzde 8,76'dan yüzde 8,71'e geriledi. Haziran'da çok güçlü aleyhte baz etkisi nedeniyle yıllık TÜFE enflasyonunun yükselmesini, çekirdek enflasyonun ise yataya yakın seyretmesini veya hafif gerilemesini bekliyoruz.
Yıl sonu için ise yüzde 7,9 seviyesindeki TÜFE enflasyon tahminimizi korumakla birlikte, gıda enflasyonu için çok ihtiyatlı olduğumuzu (yıl sonu gıda enflasyonu beklentimiz yüzde 9) ve tahminimizin altında bir gerçekleşme olma ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtelim. Merkez Bankası'nın haziran ayı toplantısında faiz koridorunun üst bandında indirime devam edeceğini tahmin ediyoruz.
Ancak, daha önceden Merkez Bankası'nın ekonomistlerle yapılan toplantıda sinyalini verdiği bir haftalık repo faiz oranı artışının şimdilik çok acele bir şekilde gündeme gelmeyeceği kanaatindeyiz. Temmuz ayında FED'in faiz artırım olasılığı ise yüzde 50'yi aşmış durumda. Eğer temmuz ayında FED'in toplantısına yaklaşıldığında FED'den faiz artırımı netlik kazanmış olursa, Merkez Bankası'nın da faiz kararında etkili olabilir. Sadeleşme kapsamında bir haftalık repo faizinde o dönemde bir artış değerlendirilebilir."
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
• 2015 sonu itibarı ile yürürlükteki sözleşmelere ait 37 milyar 119 milyon TL toplam katkı payının, 569,7 milyon TL’lik kısmı (yüzde 1,5) yönetim gideri kesintisi olarak düşüldükten sonra kalan 36 milyar 549 milyon TL yatırıma yönlendirildi. Yürürlükteki sözleşmeler için toplam katkı payından ayrı olarak sisteme giriş sırasında giriş aidatı olarak ödenen tutar ise 304,7 (toplamın yüzde 0,8’i) milyon TL’dir.
• 2015 sonuna kadar kurulmuş tüm sözleşmeler bu tarih itibarıyla yürürlükte ya da sona ermiş olma durumlarına göre incelendi. Buna göre sonlanan sözleşmelerin toplam kurulan sözleşmelere oranı yüzde 37,2 oldu. Bununla birlikte, bu oranın yüzde 4,4’ü başka şirkete aktarım ve hesap birleştirme, yüzde 1,3’ü fesih, yüzde 0,4’ü emeklilik, vefat, maluliyet gibi nedenlerle sona erdi.
• Sistemde sözleşmesi varken, 2015 yılında yeni bir sözleşme daha alan katılımcılar incelendi. 2015 öncesi tüm yıllara ait girişler dikkate alındığında, sözleşmesi varken yeni bir sözleşme alan katılımcı oranı ortalama yüzde 15,6 iken, 2015 yılında yürürlüğe giren sözleşmelerin katılımcıları için bu oran yüzde 22,8 (368 bin yeni sözleşme) seviyesinde. 1,2 milyon katılımcı ise (yüzde 77,2) sisteme ilk kez giriş yaptı.
• 2015 sonu itibarıyla sistemdeki sözleşmelerin ortalama kıdemi 3,1 yıl seviyesindeyken, BES’e dahil olan nüfusun yaş ortalaması 38,9 oldu. 2014 yılında yaş 38,4 seviyesindeydi. Yine 2015’te toplam fon büyüklüğü ağırlıklı BES yaş ortalaması 45,2 olarak gerçekleşti. 2014 yılında bu veri, 44,9 yaş seviyesindeydi.
Yine 2014’e benzer şekilde katılımcılara ait toplam fon büyüklüğünün yüzde 57’sine erkek, yüzde 43’üne kadın katılımcılar sahip. Katılımcıların toplamına bakıldığında yüzde 16’sının ev hanımı olması 2013 yılında devreye giren, vergi avantajından faydalanma sisteminin değişmesi ve yüzde 25 devlet katkısının gelmesinin başarısı olarak değerlendirilebilir. Böylece her kesim, BES’teki avantajlardan faydalanmaya başladı
• 2015 sonu itibarıyla toplam emeklilik yatırım fonu büyüklüğünü oluşturan fonlar, fon grupları detayında incelendi. Sözleşme başına ortalama 2,22 adet fon türü satın alındığı görüldü. Toplam büyüklük içinde esnek fonlar yüzde 33,2, kamu borçlanma fonları yüzde 30,3, likit fonlar yüzde 11,6, standart fonlar yüzde 9 ve hisse fonlar yüzde 7,4 paya sahip.
SORUN YANITLAYALIM.
Otomatik katılımla ilgili gelinen son aşama hakkında bilgi verir misiniz?
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçen hafta otomatik katılımla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Buna göre otomatik katılım uygulamasına dönük mevzuat çalışmaları son aşamaya geldi. 45 yaş altı çalışanların otomatik olarak sisteme dahil edileceği uygulamada, katkı payının asgari 100 lira olması öngörülüyor.
Halihazırda, toplam ücretli çalışan sayısının yaklaşık 18 milyon olduğuna işaret eden Şimşek, sistem kapsamına 45 yaş altındaki kişilerin dahil edilmesi varsayıldığında yaklaşık 13 milyon kişilik bir toplam katılımcı havuzunun mevcut olduğunu ifade etti. Şimşek, "Bu çerçevede, sistemin başlangıcından sonraki 10 yıllık süre zarfında 100 milyar liranın üzerinde bir ek tasarrufun ülke ekonomimize kazandırılacağı düşünülmektedir" dedi.
'FED'in faiz artırım olasılığı yükseldi
Nilüfer Sezgin İş Portföy Araştırma, Başekonomisti
"Nisan ayında dip seviyesinin gördüğü düşünülen ve artık yükselişe geçmesi beklenen yıllık TÜFE enflasyonunun tam aksine yüzde 6,6 seviyesinde yatay kalmış olması, olumlu bir sürprizdi. Lehte baz etkisi sayesinde çekirdek enflasyonda gerileme bekleniyordu, ancak gerilemenin boyutu tahminleri aştı.
Bunda, bu grupta ağırlığı neredeyse yarı yarıya olan giyimde yıllık enflasyonun düşüşü etkili oldu. Diğer yandan, hizmet enflasyonundaki düşüş daha sınırlıydı ve yıllık enflasyon bu grupta bizim hesaplamamıza göre yüzde 8,76'dan yüzde 8,71'e geriledi. Haziran'da çok güçlü aleyhte baz etkisi nedeniyle yıllık TÜFE enflasyonunun yükselmesini, çekirdek enflasyonun ise yataya yakın seyretmesini veya hafif gerilemesini bekliyoruz.
Yıl sonu için ise yüzde 7,9 seviyesindeki TÜFE enflasyon tahminimizi korumakla birlikte, gıda enflasyonu için çok ihtiyatlı olduğumuzu (yıl sonu gıda enflasyonu beklentimiz yüzde 9) ve tahminimizin altında bir gerçekleşme olma ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtelim. Merkez Bankası'nın haziran ayı toplantısında faiz koridorunun üst bandında indirime devam edeceğini tahmin ediyoruz.
Ancak, daha önceden Merkez Bankası'nın ekonomistlerle yapılan toplantıda sinyalini verdiği bir haftalık repo faiz oranı artışının şimdilik çok acele bir şekilde gündeme gelmeyeceği kanaatindeyiz. Temmuz ayında FED'in faiz artırım olasılığı ise yüzde 50'yi aşmış durumda. Eğer temmuz ayında FED'in toplantısına yaklaşıldığında FED'den faiz artırımı netlik kazanmış olursa, Merkez Bankası'nın da faiz kararında etkili olabilir. Sadeleşme kapsamında bir haftalık repo faizinde o dönemde bir artış değerlendirilebilir."