Cumhurbaşkanı Erdoğan, makroekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok adımı atarak enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlı olduklarını kaydetti. "Rekabeti bozan, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz." diye konuşan Erdoğan, "Şirketlerimizden bankacılık sektörüne bağımlılıklarını azaltarak sermaye piyasası araçlarıyla yatırımlarına uzun vadeli finansman sağlamalarını bekliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın açılış programında konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclisimizin, mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa, milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır." dedi.
Erdoğan, "Tıpkı geçtiğimiz bir asır gibi, önümüzdeki asrın şekillenmesinde de Millet Meclisimizin eşsiz bir rolü olacağına tüm kalbimle inanıyorum." ifadesini kullandı.
"Hiç birimiz için başka Türkiye, vatan, devlet, gelecek yok." diyen Erdoğan, "Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz, parçalanarak güçlenemeyiz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen, 'Kürt sorunu' denilen meseleyi, hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük." dedi.
Erdoğan, birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervinin de 122 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirtti.
"Artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemizin sağlık altyapısına ve insan kaynağına yaptığımız yatırımların meyvesini, böyle kriz döneminde tüm unsurlarıyla almış olmaktan memnuniyet duyduk.
Elde edeceğimiz büyümenin kalitesi, istikrarı, gelir dağılımı adaletini tesis etmesi ve gençlerimize yeni iş imkanları sağlaması bizim için kritik önemdedir.
Özel sektörümüzün dinamizmi ve ekonomi politikalarımızın istikrarı sayesinde, bu dönemde cari açık sorunundan tümüyle kurtulabileceğimize inanıyorum.
Yatırım teşvik sistemimizi çok daha cazip bir yapıya dönüştürerek nakdi teşvikleri de içeren seçici destekler getireceğiz.
Makroekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok adımı atarak enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız.
Rekabeti bozan, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz.
Şirketlerimizden bankacılık sektörüne bağımlılıklarını azaltarak sermaye piyasası araçlarıyla yatırımlarına uzun vadeli finansman sağlamalarını bekliyoruz.
Erdoğan, son 8 yılda yaşadıkları her olumlu ve olumsuz sürecin, ekonomiye de yansımalarının olduğunu, salgınla da böyle bir dönemde karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Milletin sağlığını korumak için her türlü önlemi alırken, işini, aşını, kurulu düzenini korumasını sağlamak amacıyla da imkanlarını seferber ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin kesintisiz sürmesi, istihdamın korunması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İşgücü piyasasına sunduğumuz pek çok farklı destekle, vatandaşlarımızın ve firmalarımızın yanında olduk. Esnaf ve sanatkarlarımıza hibe, kira ve ciro kaybı destekleri verdik. Vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerine ertelemeler getirdik. Kamuya olan borçların yapılandırılmasına imkan sağladık. KDV ve kira stopajlarında indirimler yaptık.
Tüm bunlarla birlikte, toplumun en korumasız kesimlerini sosyal destek ödemeleriyle ayakta tuttuk. Bundan sonra da ihtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya, gereken destekleri sağlamaya devam edeceğiz. İzlediğimiz bu politika sayesinde, dünyadaki pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak, geçen seneyi büyümeyle kapattık. Çok daha çarpıcı olması açısından, şöyle bir karşılaştırma da yapmak istiyorum: Ciddi bir küresel ekonomik krizin yaşandığı 2009’da hem dünya hem de Türkiye ekonomisi küçülmüştü. Geçen yıl, küresel ekonominin küçülmesi 2009’a göre çok daha şiddetli oldu ve yüzde 3’ün üzerinde bir daralma yaşandı. Buna karşılık Türkiye yüzde 1,8 büyüme başarısı gösterdi. Elbette bu başarıyı, sadece 2020’de bırakmadık. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21,7’lik büyüme oranlarını yakaladık."
Yatırımlar ve net ihracatın, büyümeye oldukça yüksek katkı sağladığını belirten Erdoğan, "Böylece dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize biraz daha yaklaştık. Yılın üçüncü çeyreğindeki ekonomik gelişmeler, güçlü sanayi üretimi ve ihracat ile hizmetler sektöründeki iyileşmenin de katkısıyla canlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın açılış programında konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclisimizin, mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa, milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır." dedi.
Erdoğan, "Tıpkı geçtiğimiz bir asır gibi, önümüzdeki asrın şekillenmesinde de Millet Meclisimizin eşsiz bir rolü olacağına tüm kalbimle inanıyorum." ifadesini kullandı.
"Hiç birimiz için başka Türkiye, vatan, devlet, gelecek yok." diyen Erdoğan, "Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz, parçalanarak güçlenemeyiz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen, 'Kürt sorunu' denilen meseleyi, hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük." dedi.
Ekonomi mesajları
Erdoğan, birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervinin de 122 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirtti.
"Artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemizin sağlık altyapısına ve insan kaynağına yaptığımız yatırımların meyvesini, böyle kriz döneminde tüm unsurlarıyla almış olmaktan memnuniyet duyduk.
Elde edeceğimiz büyümenin kalitesi, istikrarı, gelir dağılımı adaletini tesis etmesi ve gençlerimize yeni iş imkanları sağlaması bizim için kritik önemdedir.
Özel sektörümüzün dinamizmi ve ekonomi politikalarımızın istikrarı sayesinde, bu dönemde cari açık sorunundan tümüyle kurtulabileceğimize inanıyorum.
Yatırım teşvik sistemimizi çok daha cazip bir yapıya dönüştürerek nakdi teşvikleri de içeren seçici destekler getireceğiz.
Makroekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok adımı atarak enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız.
Rekabeti bozan, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz.
Şirketlerimizden bankacılık sektörüne bağımlılıklarını azaltarak sermaye piyasası araçlarıyla yatırımlarına uzun vadeli finansman sağlamalarını bekliyoruz.
"2021’i yüzde 9’luk büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz"
Erdoğan, son 8 yılda yaşadıkları her olumlu ve olumsuz sürecin, ekonomiye de yansımalarının olduğunu, salgınla da böyle bir dönemde karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Milletin sağlığını korumak için her türlü önlemi alırken, işini, aşını, kurulu düzenini korumasını sağlamak amacıyla da imkanlarını seferber ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin kesintisiz sürmesi, istihdamın korunması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İşgücü piyasasına sunduğumuz pek çok farklı destekle, vatandaşlarımızın ve firmalarımızın yanında olduk. Esnaf ve sanatkarlarımıza hibe, kira ve ciro kaybı destekleri verdik. Vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerine ertelemeler getirdik. Kamuya olan borçların yapılandırılmasına imkan sağladık. KDV ve kira stopajlarında indirimler yaptık.
Tüm bunlarla birlikte, toplumun en korumasız kesimlerini sosyal destek ödemeleriyle ayakta tuttuk. Bundan sonra da ihtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya, gereken destekleri sağlamaya devam edeceğiz. İzlediğimiz bu politika sayesinde, dünyadaki pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak, geçen seneyi büyümeyle kapattık. Çok daha çarpıcı olması açısından, şöyle bir karşılaştırma da yapmak istiyorum: Ciddi bir küresel ekonomik krizin yaşandığı 2009’da hem dünya hem de Türkiye ekonomisi küçülmüştü. Geçen yıl, küresel ekonominin küçülmesi 2009’a göre çok daha şiddetli oldu ve yüzde 3’ün üzerinde bir daralma yaşandı. Buna karşılık Türkiye yüzde 1,8 büyüme başarısı gösterdi. Elbette bu başarıyı, sadece 2020’de bırakmadık. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21,7’lik büyüme oranlarını yakaladık."
Yatırımlar ve net ihracatın, büyümeye oldukça yüksek katkı sağladığını belirten Erdoğan, "Böylece dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize biraz daha yaklaştık. Yılın üçüncü çeyreğindeki ekonomik gelişmeler, güçlü sanayi üretimi ve ihracat ile hizmetler sektöründeki iyileşmenin de katkısıyla canlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor." dedi.