Tam donanımlı laboratuvarlar yerine üstün tekniğe sahip cihazla sağlık sorunlarını çözebilen bir platform geliştiren Vivosens, bu projeyi katma değerli bir ürün haline getirip, dünya pazarına sunmayı hedefliyor. Şirketin kurucusu biyomühendis Miray Tayfun, “Tanı teknolojileri alanında global bir oyuncu olmak istiyoruz” diyor.
Teknolojinin gelişimi her alanda farklı çözümlerin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Yapılan AR-GE çalışmaları ile fiziksel olan çoğu şey, artık internet ve mobil ortama aktarılarak taşınabilir hale geldi. Burada büyük bir dönüşüm yaşanıyor ve kurumsal şirketlerin yanı sıra küçük girişimler de dönüşümün parçası oluyor. Bu gelişmeler, AR-GE şirketlerinden başarı hikayelerinin yaratılmasını da sağlıyor. Vivosens de başarı hikayesi yazabilecek potansiyelde bir girişim.
KOLAY SAĞLIK TANISI
Sağlık teknolojileri tarafında gün geçtikte tanıların daha kolay ve kısa sürede konulması için çözümler geliştiriliyor. İşte yapılan çalışmalara bir yenisini ekleyecek olan şirket de Vivosens. Taşınabilir medikal test cihazları projesini geliştiren Vivosens, sağlık alanında yeni bir çözüm kapısını açacak. BiyomühendisMiray Tayfun tarafından geliştirilen, tanı işlemini tamamen değiştirecek ve kolaylaştıracak bir biyosensör platformu olan proje, taşınabilir bir ölçümcihazı ve hastalıklar için kitlerden oluşuyor. Vivosens bu projesi ile İTÜ Çekirdek Big Bang 2015'in final etkinliğinde ‘İSO Geleceğin Sanayicisi Büyük Ödülü’nü aldı. Şimdi yatırımcılarla ve sağlık alanındaki şirketlerle ürünün ticarileşmesi ve pazara sunulması için çalışmalar yapıyor. Şu an proje aşamasında olan cihazın önümüzdeki yıl ürün haline getirilerek pazara sunulması hedefleniyor.
ÖĞRENCİYKEN START UP KURDU
Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü son sınıf öğrencisi Miray Tayfun, 2012’de kendi start up projesini gerçekleştirmiş ancak ekibin ne kadar önemli olduğunu anlayıp bu tecrübesinden ekip çalışmasının daha iyi olacağını öğrenmiş. Daha sonra Smartie adlı start up’ta bir yıl kadar nesnelerin interneti üzerine deneyim kazanmak için çalışan Miray Tayfun, buradan edindiği tecrübeleri de kendi girişimine aktarmış. Geçtiğimizmayıs ayında Vivosens şirketini kuranMiray Tayfun’un beş kişilik bir ekibi var. Miray Tayfun, Vivosens’in kuruluşu ve tanı teknolojisini nasıl geliştirdiğini şöyle anlatıyor:
“Şirket olarak biyoteknoloji alanında çalışıyoruz. Giyilebilir tanı cihazları ve taşınabilir sistemler uzun zamandır ilgimi çeken bir konuydu. Bu teknolojiler hala makaleler düzeyinde olsa da bunların hayatımıza nasıl katılabileceğine dair kafa yoruyordum. Smartie’de çalışmam sonucu edindiğim deneyimler, nesnelerin interneti ve biyoteknolojiyi birleştirmeme neden oldu. Bu teknolojiler birleşince laboratuvardaki sistemlerin cebimize kadar sokulabileceğini fark ettim. Şirketi Sanayi Bakanlığı’nın hibe desteği olan teknogirişim ile kurduk. Güzel bir başlangıç noktası oldu. Çünkü sadece fikirden, 100 bin TL sermayesi olan AR-GE yapacak bir şirkete dönüştük.”
FAK‹R BİR PAZAR
Miray Tayfun’un proje fikrinin kafasında ilk filizlenmesi, dezavantajlı bölgelere laboratuvar hizmetlerinin götürülmesi üzerine düşünürken olmuş. Sağlık tanısının koyulabilmesi için gerekli cihazların ulaşımı olamadığından tedavi de çoğu yerde yapılamıyor. Bu sorundan yola çıkarak buna bir çare bulmak isteyen Miray Tayfun, “Biyoteknolojiyi kullanarak bunu nasıl yapabileceğimi düşündüm. Araştırma yaparken burada fakir, aç bir pazar olduğunu, patent üreten araştırma şirketlerini ve büyük şirketlerin girmediği alanlar olduğunu fark ettim. Global pazarda 5 ve 10 yıl içinde Vivosens nerede olabilir senaryosunu tasarladım” diyor.
TEK PLATFORMDA TANI
Dünyada başka biyosensör ve biyoteknoloji konusunda çalışmalar yapan şirketler var. Vivosens’in geliştirdiği sistemin konsepti ise diğerlerinden ayrılıyor. Vivosens’in konsepti, tek bir platformda her şeyi test edebilen ve tanı koyulan laboratuvarın yerine geçebilecek bir sistem. Miray Tayfun, “Kanser tanısını taşınabilir, hızlı, kolay nasıl yapabiliriz, aynı sistemin üzerinde strip’i (şeriti) değiştirip bakterinin tanısını nasıl yapabiliriz? Bu sorulara yanıt aradık. Her hastalık için böylece tanı koyulabilen bir platform oluyor. Yüksek altyapı maliyetleriyle kurulan tam teşekküllü laboratuvarlar yerine bir cihazla sorunları çözebileceğiniz bir platform sunuyoruz” diyor.
Şu an bakteriler üzerinde çalışan Vivosens’in, bakterileri sensörler aracılığıyla tanıyıp tanıyı koyan bir sistemi var. Ayrıca kanserli hücrelerde ve virüslerde tanıyan molekülleri sisteme bağlayıp tanının koyulmasına yardımcı oluyor. Şu an bakteriyel enfeksiyonların tanısının koyulması noktasına odaklanmış durumda olan Vivosens’in ürünü; kan, idrar ya da tükürüğü yüzeye aktarıyor böylece cihaz tarafından tanınıyor ve pozitif veya negatif olduğu anlaşılıyor. Platformdaki yazılım da bakterinin miktarını belirtiyor. Normalde ise bu işlemiçin laboratuvarlarda kültür yöntemi kullanılıyor ve tanı için 72 saat bekleme süreci oluyor. Bu da tedavi sürecini uzatıyor.
SÜRECİ KISALTIYOR
Vivosens’in platformunda ise son kullanıcı, 15 dakikada tanıya ulaşabiliyor. Miray Tayfun, “Sistem için organizmaları tanıyan yüzey geliştiriyoruz, ölçüm cihazları ve yazılımlarımız hazır. Birkaç şirketle çalışıp bunu katma değerli bir ürün haline İstanbul’da getirip, buradan dünya pazarına sunmayı hedefliyoruz. Tanı teknolojileri alanında global bir oyuncu olmak istiyoruz” diyor. Projenin sertifikasyon sürecinden sonra pazara sunulması planlanıyor.
"Hayvancılık bakir bir pazar"
Şu anda ilk hedeflerinin Anadolu’da laboratuvarın ulaşamadığı köyler ya da hayvancılık yapan işletmeler olduğunu söyleyenMirayTayfun, buradaki planlarını şöyle anlatıyor: “Hayvancılık pazarı çok bakir bir pazar. Biz de bu pazardaki açığı değerlendirmeyi hedefliyoruz.Hayvancılıkta bakteriler alanında çok büyük ekonomik kayıplara sebep olan ve uzun süren bir ölçümsüreci var. Burada zaman önemli ve bizimçabuk çözümsağlamamız bir değer yaratıyor. Sağlık sürecindeki regülasyonları atlatmamız ve daha yararlı olmamız için hayvancılık alanı çok daha uygun. Şu anda süt işletmeleriyle görüşüyoruz. Sorunlarını anlayıp ona göre çözümgeliştirmemiz gerekiyor. İkinci aşamada hemTürkiye’de hemde Afrika’da iş yapan birkaç STK ile görüştük. Birçok bölgede bu sistemi devreye sokabiliriz.”
İTÜ Çekirdek'te büyük ödül
İTÜ Çekirdek Big Bang 2015'in final etkinliğinde “İSO Geleceğin Sanayicisi Büyük Ödülü”nü, Vivosens Biyosensör Projesi kazandı. Toplamda 260 bin TL ödül aldı. Süreci ve sonraki planlarını Miray Tayfun şöyle anlatıyor: “İTÜ Çekirdek yarışmasına ekibi kurduktan sonra başvurdum. İş fikrimi burada belirttikten sonra sunuma çağırıldım. Orada kendimi tanıttıktan sonra sekiz kere görüşme devam etti ve sonunda final yarışmasında birincilik ödülünü biz kazandık. İTÜ’den iyi bir nakit akışı geldi, böylelikle daha rahat çalışma olanağına sahip olduk. İşbirlikleri yapmak için yatırımcılarla görüşmeye başladık. Küçük üretim hatları kullanıyoruz, işbirlikleri çerçevesinde büyük şirketlerin hazır üretim hatlarını da kullanabiliriz. Çekirdek ile birlikte mentor anlamında çok destek aldık. Projemizi tanıtmanın yanı sıra pazarlama, finans ve yönetim konularında aldığımız eğitimlerin bize çok katkısı oldu.”
Teknolojinin gelişimi her alanda farklı çözümlerin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Yapılan AR-GE çalışmaları ile fiziksel olan çoğu şey, artık internet ve mobil ortama aktarılarak taşınabilir hale geldi. Burada büyük bir dönüşüm yaşanıyor ve kurumsal şirketlerin yanı sıra küçük girişimler de dönüşümün parçası oluyor. Bu gelişmeler, AR-GE şirketlerinden başarı hikayelerinin yaratılmasını da sağlıyor. Vivosens de başarı hikayesi yazabilecek potansiyelde bir girişim.
KOLAY SAĞLIK TANISI
Sağlık teknolojileri tarafında gün geçtikte tanıların daha kolay ve kısa sürede konulması için çözümler geliştiriliyor. İşte yapılan çalışmalara bir yenisini ekleyecek olan şirket de Vivosens. Taşınabilir medikal test cihazları projesini geliştiren Vivosens, sağlık alanında yeni bir çözüm kapısını açacak. BiyomühendisMiray Tayfun tarafından geliştirilen, tanı işlemini tamamen değiştirecek ve kolaylaştıracak bir biyosensör platformu olan proje, taşınabilir bir ölçümcihazı ve hastalıklar için kitlerden oluşuyor. Vivosens bu projesi ile İTÜ Çekirdek Big Bang 2015'in final etkinliğinde ‘İSO Geleceğin Sanayicisi Büyük Ödülü’nü aldı. Şimdi yatırımcılarla ve sağlık alanındaki şirketlerle ürünün ticarileşmesi ve pazara sunulması için çalışmalar yapıyor. Şu an proje aşamasında olan cihazın önümüzdeki yıl ürün haline getirilerek pazara sunulması hedefleniyor.
ÖĞRENCİYKEN START UP KURDU
Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü son sınıf öğrencisi Miray Tayfun, 2012’de kendi start up projesini gerçekleştirmiş ancak ekibin ne kadar önemli olduğunu anlayıp bu tecrübesinden ekip çalışmasının daha iyi olacağını öğrenmiş. Daha sonra Smartie adlı start up’ta bir yıl kadar nesnelerin interneti üzerine deneyim kazanmak için çalışan Miray Tayfun, buradan edindiği tecrübeleri de kendi girişimine aktarmış. Geçtiğimizmayıs ayında Vivosens şirketini kuranMiray Tayfun’un beş kişilik bir ekibi var. Miray Tayfun, Vivosens’in kuruluşu ve tanı teknolojisini nasıl geliştirdiğini şöyle anlatıyor:
“Şirket olarak biyoteknoloji alanında çalışıyoruz. Giyilebilir tanı cihazları ve taşınabilir sistemler uzun zamandır ilgimi çeken bir konuydu. Bu teknolojiler hala makaleler düzeyinde olsa da bunların hayatımıza nasıl katılabileceğine dair kafa yoruyordum. Smartie’de çalışmam sonucu edindiğim deneyimler, nesnelerin interneti ve biyoteknolojiyi birleştirmeme neden oldu. Bu teknolojiler birleşince laboratuvardaki sistemlerin cebimize kadar sokulabileceğini fark ettim. Şirketi Sanayi Bakanlığı’nın hibe desteği olan teknogirişim ile kurduk. Güzel bir başlangıç noktası oldu. Çünkü sadece fikirden, 100 bin TL sermayesi olan AR-GE yapacak bir şirkete dönüştük.”
FAK‹R BİR PAZAR
Miray Tayfun’un proje fikrinin kafasında ilk filizlenmesi, dezavantajlı bölgelere laboratuvar hizmetlerinin götürülmesi üzerine düşünürken olmuş. Sağlık tanısının koyulabilmesi için gerekli cihazların ulaşımı olamadığından tedavi de çoğu yerde yapılamıyor. Bu sorundan yola çıkarak buna bir çare bulmak isteyen Miray Tayfun, “Biyoteknolojiyi kullanarak bunu nasıl yapabileceğimi düşündüm. Araştırma yaparken burada fakir, aç bir pazar olduğunu, patent üreten araştırma şirketlerini ve büyük şirketlerin girmediği alanlar olduğunu fark ettim. Global pazarda 5 ve 10 yıl içinde Vivosens nerede olabilir senaryosunu tasarladım” diyor.
TEK PLATFORMDA TANI
Dünyada başka biyosensör ve biyoteknoloji konusunda çalışmalar yapan şirketler var. Vivosens’in geliştirdiği sistemin konsepti ise diğerlerinden ayrılıyor. Vivosens’in konsepti, tek bir platformda her şeyi test edebilen ve tanı koyulan laboratuvarın yerine geçebilecek bir sistem. Miray Tayfun, “Kanser tanısını taşınabilir, hızlı, kolay nasıl yapabiliriz, aynı sistemin üzerinde strip’i (şeriti) değiştirip bakterinin tanısını nasıl yapabiliriz? Bu sorulara yanıt aradık. Her hastalık için böylece tanı koyulabilen bir platform oluyor. Yüksek altyapı maliyetleriyle kurulan tam teşekküllü laboratuvarlar yerine bir cihazla sorunları çözebileceğiniz bir platform sunuyoruz” diyor.
Şu an bakteriler üzerinde çalışan Vivosens’in, bakterileri sensörler aracılığıyla tanıyıp tanıyı koyan bir sistemi var. Ayrıca kanserli hücrelerde ve virüslerde tanıyan molekülleri sisteme bağlayıp tanının koyulmasına yardımcı oluyor. Şu an bakteriyel enfeksiyonların tanısının koyulması noktasına odaklanmış durumda olan Vivosens’in ürünü; kan, idrar ya da tükürüğü yüzeye aktarıyor böylece cihaz tarafından tanınıyor ve pozitif veya negatif olduğu anlaşılıyor. Platformdaki yazılım da bakterinin miktarını belirtiyor. Normalde ise bu işlemiçin laboratuvarlarda kültür yöntemi kullanılıyor ve tanı için 72 saat bekleme süreci oluyor. Bu da tedavi sürecini uzatıyor.
SÜRECİ KISALTIYOR
Vivosens’in platformunda ise son kullanıcı, 15 dakikada tanıya ulaşabiliyor. Miray Tayfun, “Sistem için organizmaları tanıyan yüzey geliştiriyoruz, ölçüm cihazları ve yazılımlarımız hazır. Birkaç şirketle çalışıp bunu katma değerli bir ürün haline İstanbul’da getirip, buradan dünya pazarına sunmayı hedefliyoruz. Tanı teknolojileri alanında global bir oyuncu olmak istiyoruz” diyor. Projenin sertifikasyon sürecinden sonra pazara sunulması planlanıyor.
Şu anda ilk hedeflerinin Anadolu’da laboratuvarın ulaşamadığı köyler ya da hayvancılık yapan işletmeler olduğunu söyleyenMirayTayfun, buradaki planlarını şöyle anlatıyor: “Hayvancılık pazarı çok bakir bir pazar. Biz de bu pazardaki açığı değerlendirmeyi hedefliyoruz.Hayvancılıkta bakteriler alanında çok büyük ekonomik kayıplara sebep olan ve uzun süren bir ölçümsüreci var. Burada zaman önemli ve bizimçabuk çözümsağlamamız bir değer yaratıyor. Sağlık sürecindeki regülasyonları atlatmamız ve daha yararlı olmamız için hayvancılık alanı çok daha uygun. Şu anda süt işletmeleriyle görüşüyoruz. Sorunlarını anlayıp ona göre çözümgeliştirmemiz gerekiyor. İkinci aşamada hemTürkiye’de hemde Afrika’da iş yapan birkaç STK ile görüştük. Birçok bölgede bu sistemi devreye sokabiliriz.”
İTÜ Çekirdek'te büyük ödül
İTÜ Çekirdek Big Bang 2015'in final etkinliğinde “İSO Geleceğin Sanayicisi Büyük Ödülü”nü, Vivosens Biyosensör Projesi kazandı. Toplamda 260 bin TL ödül aldı. Süreci ve sonraki planlarını Miray Tayfun şöyle anlatıyor: “İTÜ Çekirdek yarışmasına ekibi kurduktan sonra başvurdum. İş fikrimi burada belirttikten sonra sunuma çağırıldım. Orada kendimi tanıttıktan sonra sekiz kere görüşme devam etti ve sonunda final yarışmasında birincilik ödülünü biz kazandık. İTÜ’den iyi bir nakit akışı geldi, böylelikle daha rahat çalışma olanağına sahip olduk. İşbirlikleri yapmak için yatırımcılarla görüşmeye başladık. Küçük üretim hatları kullanıyoruz, işbirlikleri çerçevesinde büyük şirketlerin hazır üretim hatlarını da kullanabiliriz. Çekirdek ile birlikte mentor anlamında çok destek aldık. Projemizi tanıtmanın yanı sıra pazarlama, finans ve yönetim konularında aldığımız eğitimlerin bize çok katkısı oldu.”