Geçtiğimiz hafta Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından düzenlenen basın toplantısında enerji sektöründeki gelişmeler ve özellikle de rüzgar enerjisi konusunda değerlendirmelerde bulunuldu.
Yeni dönemde yenilenebilir enerji teknolojilerindeki maliyetlerin düşmeye devam edeceğine dikkat çeken IEA Başkanı Fatih Birol, rüzgar enerjisinin kömür ve doğalgazdan sonra dünyadaki en büyük elektrik üretim kaynağı olduğunu belirtti.
Birol, “Dünyada şu anda 570 gigavat olan kurulu rüzgar kapasitesinin 2030’da ikiye katlanacağını öngörüyoruz.
Türkiye’nin öncelikle kara rüzgar santrali yatırımlarına odaklanması gerektiğini fakat deniz üstü rüzgar potansiyelini de göz ardı etmemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Dünyada 2050’ye kadar yaklaşık 4 trilyon dolarlık rüzgar yatırımı beklendiğini belirten TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım ise şu anda 7 bin kişilik istihdam sağlayan Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün de bu pastada yerini alması gerektiğini dile getirdi.
Geçen yıl 490 megavatlık rüzgar enerjisi kapasitesinin devreye alındığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: “2019’u 400 megavat ile kapatıyoruz. Bu kapasiteler oldukça az.
Bu yüzden, özellikle Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) 2020’de bitmesi ve yerine yeni bir mekanizma konulamaması rüzgarın önündeki en büyük engel.
Rüzgar kurulu gücümüz şu anda 7 bin 615 megavat, inşa halinde ise bin 180 megavat bulunuyor. Buna ilave olarak bin 500 megavatlık kapasite de 2020’de devreye alınacak.
Fakat YEKDEM 2020’de bittiği için bir hücum var ve bu durum sağlıklı değil. Mekanizma olmazsa, 2020 sonrasında büyük sıkıntı olur.”
