Bist 100
9716,77
-0,05%
Bist 100
Dolar/TL
32,4911
-0,166%
Dolar/TL
Euro/TL
34,8521
0,1144%
Euro/TL
Euro/Dolar
1,0728
0,2795%
Euro/Dolar
Altın/Gram
2436,68
0,57%
Altın/Gram
Piyasaları
İncele
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Kavcıoğlu: Merkez Bankası 20 Aralık'ta tek kuruş satmadı

27 Ocak 2022 | 10:58
Son Güncellenme: 28 Ekim 2022 | 00:01
Kavcıoğlu: Merkez Bankası 20 Aralık'ta tek kuruş satmadı
TCMB Başkanı Kavcıoğlu,  "2022 yıl sonu enflasyon tahminini 11,4 puanlık güncellemeyle yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükselttik." dedi. Kavcıoğlu, TÜFE beklentisini 2023'te yüzde 8,2, 2024'de ise yüzde 5 olarak açıkladı.  Soruları yanıtlayan Kavcıoğlu, "O gün (20 Aralık 2021) Merkez Bankası tek kuruş satmadı. Bireyseller, kurumsallar, yurt dışı yaklaşık 2,250 milyar dolar satarak kuru düşürdü." dedi. 

Kavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen "Enflasyon Raporu 2022-I Bilgilendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, orta vadeli tahminler üretilirken başlangıç noktası olarak iktisadi görünümü esas aldıklarını söyledi.

İthalat fiyatları, gıda fiyatları, küresel büyüme ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarını gözden geçirdiklerini ve güncellediklerini belirten Kavcıoğlu, "Uluslararası emtia fiyatları geçtiğimiz rapor dönemine göre yüksek seviyelerini korumakla beraber, Omicron varyantı kaynaklı belirsizliklerle oynak bir seyir izledi. Ham petrol fiyatları, aralık ayında salgın hastalığa yönelik endişelerle düşüş gösterirken, ocak ayında Omicron varyantının küresel enerji talebi üzerindeki etkilerinin sınırlı kalacağı beklentisiyle tekrar yükseldi." diye konuştu.

Kavcıoğlu, bir önceki rapor döneminde görülen artışların ardından gerileyen doğal gaz fiyatlarının halen yüksek seviyelerini koruduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Vadeli fiyat eğrileri, ham petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde 'Ekim Enflasyon Raporu' varsayımlarının sınırlı bir miktar üzerinde kalacağına işaret ediyor. Bu doğrultuda, ham petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarımız 2022 yılında ortalama 80,4 dolara, 2023 yılında ise ortalama 74,3 dolara güncellendi. Enerji dışı emtia fiyatları arz-talep uyumsuzluğu, taşımacılık maliyetlerindeki artışlar ve tarımsal kuraklığa bağlı olarak yükselişine devam etti. İthalat fiyatlarının genel seviyesine ilişkin varsayımlarımız da yukarı yönlü güncellendi."

"2022'de finansal koşulların daha sıkı olacağını varsaydık"


Gıda fiyatlarını, başta döviz kuru gelişmeleri olmak üzere uluslararası gıda fiyatlarında süregelen artışların birikimli etkilerini ve tarımsal kuraklık gelişmelerini dikkate alarak 2022 ve 2023 yılları için yukarı yönlü güncellediklerini dile getiren Kavcıoğlu, küresel iktisadi faaliyet üzerinde Omicron varyantı kaynaklı belirsizliklerin artmasına bağlı olarak dış talebe ilişkin varsayımları geçen rapor dönemine göre sınırlı bir miktar aşağı revize ettiklerini bildirdi.

Kavcıoğlu, "Küresel enflasyondaki artışa bağlı olarak 2022 yılında finansal koşulların bir önceki rapor döneminde öngörülenden daha sıkı olacağını varsaydık. Orta vadeli tahminler üretilirken makroekonomik politikaların orta vadeli bir perspektifle enflasyonu düşürmeye odaklı, koordineli bir şekilde belirlendiği bir görünümü esas aldık." ifadelerini kullandı.

Enflasyon tahminleri


Enflasyon tahminlerini paylaşan Kavcıoğlu, "Temel varsayımlarımız ve kısa vadeli öngörülerimiz çerçevesinde, para politikası duruşunun sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda belirleneceği bir görünüm altında, baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz." dedi.

Tahmin aralıklarına ilişkin bilgi veren Kavcıoğlu, enflasyon yükseldikçe enflasyon beklentilerindeki dağılımın açıldığını dolayısıyla tahmin edilebilecek aralığın genişlediğini anlattı.

Kavcıoğlu, bu durumun tahmin patikasına da yansıtıldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede, enflasyon tahmin aralığımızın orta noktaları 2022 yılı sonunda yüzde 23,2, 2023 yıl sonunda yüzde 8,2 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 5 seviyelerine tekabül etmektedir. Böylece, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 11,4 puanlık güncellemeyle yüzde 11,8’den yüzde 23,2'ye yükselttik. Bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 4,2 puan artırırken gıda fiyatları varsayımındaki artıştan 2,5 puan katkı geldi. Diğer yandan, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar, büyük ölçüde alkol-tütün fiyatları ile elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artış kaynaklı olarak yıl sonu enflasyon tahminini 3 puan yukarı çekti."

Birim iş gücü maliyetlerinin 2022 yılı için belirlenen asgari ücret artışına bağlı olarak 2 puanlık yükseltici etki yaptığını aktaran Kavcıoğlu, çıktı açığındaki güncellemenin ise tahminleri 0,3 puan aşağı çektiğini ifade etti.

Kavcıoğlu, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini de paylaşarak, şunları kaydetti:

"2023 yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 7'den yüzde 8,2'ye yükselttik. Başlangıç koşullarındaki güncellemenin enflasyonun ana eğilimine etkileri, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 0,8 puan artırdı. Diğer yandan, gıda enflasyonu varsayımındaki güncelleme, tahmini 0,1 puan artırdı. Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları tahmine 0,5 puan yükseltici yönde katkıda bulunurken çıktı açığındaki güncellemeler 0,2 puan düşürücü yönde etkiledi."

"Merkez Bankası 20 Aralık'ta tek kuruş satmadı"


Kavcıoğlu, ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi'ndeki (Yİ-ÜFE) yüksek artışın Tüketici Fiyat Endeksi'ne (TÜFE) yansıması beklentisine ilişkin bir soru üzerine Kavcıoğlu, dünyada ülkelerin yapısına göre değişmekle beraber ÜFE ile TÜFE arasında büyük farklar olduğuna dikkati çekti.

Üretici fiyatlarının yükselmesinin aynı oranda enflasyonu da yükselteceği değerlendirmelerinin doğru olmadığını ifade eden Kavcıoğlu, şöyle konuştu:

"Bütün ülkelerin TÜFE-ÜFE farkları bizde var. Rusya'da TÜFE yüzde 8 iken ÜFE yüzde 30, Norveç'te TÜFE yüzde 5 iken ÜFE'si yüzde 70. O zaman Norveç'te enflasyonun yüzde 60'a doğru gitmesi gerekir. Bunun örneği çok, İngiltere'de 2,5, Japonya'da 8 katı. Türkiye'de özellikle geçmiş aylarda yaşanan kur ataklarıyla, fiyat davranış bozukluklarıyla, fiyat üzerindeki olumsuz hareketlerle bir köpük, yüksek bir enflasyon oluştuğunu zaten söyledik ama bunun baz etkisinin giderilmesiyle, alınan bu kararlarla beraber enflasyonun hızlı bir şekilde dezenflasyon sürecine gireceğini, planladığımız gibi tek haneli rakamlara ineceğini, liralaşma stratejisi ile beraber Türkiye Ekonomi Modeli'nin temelini oluşturan dinamikleri gerçekleştirdiğimizde Türkiye'de enflasyonun artık sorun olmaktan çıktığı dönemi göreceğiz. Buna inanıyoruz, yaptıklarımızı gördüğünüzde siz de inanacaksınız."

Kavcıoğlu, Türkiye'de ÜFE'den TÜFE'ye geçişin büyük bir kısmının zaten yansımış durumda olduğunu dile getirdi.

"Düşük maliyetli finansman konusunda gereğini yapıyoruz"


Kavcıoğlu, politika faizi ile bankaların ticari kredi faizleri arasındaki farklara yönelik de değerlendirmelerde bulunarak, Merkez Bankası olarak bu konuda bankalarla görüşmeleri sürdürdüklerini ifade etti.

Banka olarak faizi yüzde 14'e indirdiklerine dikkati çeken Kavcıoğlu, bu oranda bankalara fon sağladıklarını, bankaların kendi kaynaklarında vadesiz mevduatlarının 500 milyar lira civarında olduğunu, bunların da maliyetleri önemli derecede düşürdüğünü bildirdi. Kavcıoğlu, şöyle devam etti:

"20 Aralık'ta başlattığımız kur korumalı TL ve DTH'den dönüşüm mevduatında faizde yüzde 14 artı 3 puan civarında bir fark verilebilir dedik, yüzde 16,6 maliyeti var. Bu rakam (kur korumalı TL vadeli mevduat ve katılım fonu) bugün itibarıyla 209 milyar liraya ulaşmıştır. Türkiye'deki mevduatların ortalama süresi 45 gün ve altıdır. Bugün 209 milyar liranın yüzde 50'den fazlası 3 ay, yüzde 20-25 civarında 2 ay, 6,9 ay ve 1 yıla uzanan bir vadeye doğru şu an gidiyoruz. Sektörde hem maliyetler düşüyor hem de vadeler uzuyor. Liralaşma stratejisi sayesinde mevduatın vadesi uzayacak, maliyetleri düşecek. Bu da bankanın maliyetlerini düşürecek. Şu an düşürmüş durumda. Reeskont kredilerinde yaptığımız değişiklikle 10 milyar dolara yakın kısmını TL karşılığı veriyorum. Hedefli krediye geçtik. Türkiye Ekonomi Modeli'nde Merkez Bankası olarak üzerimize düşen düşük maliyetli finansman konusunda gereğini yapıyoruz. Hedefli kredi noktasında, parasal genişlemeyi sağlamadan, yerinde hedefli, ucuz, uzun vadeli finansman ile Türkiye'de üretimi, yatırımı, ihracatı destekleyerek istihdamı artıracağız."

Kavcıoğlu, Türkiye'de sanayide kapasite kullanım oranının yüzde 78'e ulaştığına işaret ederek, tüm dünyadaki navlun, ulaşım, arz sıkıntılarına rağmen Türkiye'de sanayinin 24 saat tarihi ortalamaların üzerinde kapasiteyle çalıştığını dile getirdi.

Türkiye'nin cari dengeyle birlikte sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlayacağını belirten Kavcıoğlu, şunları ifade etti:

"Burada sadece Merkez Bankasının sağladığı imkanlar bu işe yetmez. Bütün bankacılık sektörünün de bu işe girmesi ve enflasyonun dezenflasyon sürecine başlamasını satın alması lazım. Bu anlamda bankaların, maliyetleri düşürücü etkiyi yaratan Merkez Bankasının yanında durup, daha düşük oranlarda kredileri finanse etmeleri gerekiyor. Bu kapasite kullanım oranlarını aşabilmemiz yeni yatırımlar yapabilmemiz için bankacılık sektörünün Merkez Bankasının sağladığı bu imkanları kendi imkanlarıyla birleştirerek üretimi finanse etmeleri konusunda gerekeni yapmaları lazım. Bugün ortalama maliyetleri aralık ayı kurlarına göre yüzde 16-17 civarındadır. Bu, gittikçe aşağı doğru geliyor. Sizin bu civardaki maliyetinizle yüzde 30 faizle kredi vermeniz doğru değil. Merkez Bankası olarak buna razı değiliz. Cumhurbaşkanı'mızın bu anlamdaki itirazı da haklıdır. "

"Faizler aşağı doğru geliyor, gelmeye de devam edecek"


Kavcıoğlu, faiz politikasıyla ilgili adımlara ilişkin, "Faizler aşağı doğru geliyor, gelmeye de devam edecek." dedi.

Yeni dönemdeki kur koruma ürünüyle maliyetlerin hızlı bir şekilde düşmeye devam edeceğini vurgulayan Kavcıoğlu, herkesin bunu ve enflasyondaki düşüşü satın alarak çalışmalarını yapması gerektiğini söyledi.

Kavcıoğlu, Merkez Bankasının bağımsızlığına ve politika araçlarının etkinliğine ilişkin bir soruya da "Merkez Bankası bütün kararlarını veri odaklı teknik çalışmalar sonucunda gelişmelere göre alıyor. Bu noktada da politikalarını oluşturuyor. Biz veri odaklı çalışmalarımıza aynı şekilde devam edeceğiz. Türkiye Ekonomi Modeli'nin kalıcı olarak uygulanması ve faizlerin, kurun enflasyon üzerindeki baskısının azaltılması noktasındaki çabalar sonuç verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." yanıtını verdi.

Merkez Bankasının ekim ayında açıklanan enflasyon tahminlerinin gerçekleşen rakamlar itibarıyla yanılgı yarattığına ilişkin yorumlar üzerine de Kavcıoğlu, "Bize biraz haksızlık ediyorsunuz diye düşünüyorum. Dünyada ülkeler son 30 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyorlar. Bu ülkelerde analistlerin, yatırımcıların hiçbiri geçen senenin başında ABD'de yılın sonunda yüzde 7 enflasyonun olacağını yazmadı, söylemedi, bu anlamda da hiçbir kararları yok." diye konuştu.

Kavcıoğlu, dünyadaki şartlar içinde açık ekonomisi olan Türkiye'nin bunlardan etkilenmemesinin söz konusu olmadığını dile getirerek, "Bunu sadece faiz indirimlerine bağlamak doğru değil." değerlendirmesinde bulundu.

Yaptıkları çalışmalara göre Türkiye'de ihracattaki üretim için yapılan ithalatın yüzde 25-30 civarında olduğunu söyleyen Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Ama biz bugün piyasada tamamen dolar bazında bir ithalatın ihracatta kullanım oranını yüzde 80-90 gibi yanlış bir algıyla tüm ticareti döviz üzerinden oluşturmuş durumdayız. Böyle konjonktürde kurun yükselmemesi mümkün değil. Bunun faiz indirimiyle hiçbir ilgisi yok. Faiz indirimi yapmasaydık da bu sefer faiz artırımı için baskıyla aynı şey olacaktı. Biz şimdi doğru bir modeli çalıştık, ortaya koyduk. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Türkiye Ekonomi Modeli, üretim, yatırım ihracat ve istihdam. Türkiye bunu sağladığında dünyadan da olumlu anlamda ayrışacaktır. Üretimi artırdığımız noktada fiyatlar da düşecektir, Türkiye de büyüyecektir. Türkiye her şeye rağmen yüzde 10'un üzerinde büyüdü, bunu neden hiç kimse tartışmıyor? Bizim bunu analiz edip destekleyici kararları almamız gerekiyor. Kuru hallettik Allah'ın izniyle inşallah enflasyonu da bu modelle hallettiğimizde Türkiye çok daha iyi yerlere gelecektir."

"Faizler aşağı doğru geliyor, gelmeye de devam edecek"


Kavcıoğlu, faiz politikasıyla ilgili adımlara ilişkin, "Faizler aşağı doğru geliyor, gelmeye de devam edecek." dedi.

Yeni dönemdeki kur koruma ürünüyle maliyetlerin hızlı bir şekilde düşmeye devam edeceğini vurgulayan Kavcıoğlu, herkesin bunu ve enflasyondaki düşüşü satın alarak çalışmalarını yapması gerektiğini söyledi.

Kavcıoğlu, Merkez Bankasının bağımsızlığına ve politika araçlarının etkinliğine ilişkin bir soruya da "Merkez Bankası bütün kararlarını veri odaklı teknik çalışmalar sonucunda gelişmelere göre alıyor. Bu noktada da politikalarını oluşturuyor. Biz veri odaklı çalışmalarımıza aynı şekilde devam edeceğiz. Türkiye Ekonomi Modeli'nin kalıcı olarak uygulanması ve faizlerin, kurun enflasyon üzerindeki baskısının azaltılması noktasındaki çabalar sonuç verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." yanıtını verdi.

Merkez Bankasının ekim ayında açıklanan enflasyon tahminlerinin gerçekleşen rakamlar itibarıyla yanılgı yarattığına ilişkin yorumlar üzerine de Kavcıoğlu, "Bize biraz haksızlık ediyorsunuz diye düşünüyorum. Dünyada ülkeler son 30 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyorlar. Bu ülkelerde analistlerin, yatırımcıların hiçbiri geçen senenin başında ABD'de yılın sonunda yüzde 7 enflasyonun olacağını yazmadı, söylemedi, bu anlamda da hiçbir kararları yok." diye konuştu.

Kavcıoğlu, dünyadaki şartlar içinde açık ekonomisi olan Türkiye'nin bunlardan etkilenmemesinin söz konusu olmadığını dile getirerek, "Bunu sadece faiz indirimlerine bağlamak doğru değil." değerlendirmesinde bulundu.

Yaptıkları çalışmalara göre Türkiye'de ihracattaki üretim için yapılan ithalatın yüzde 25-30 civarında olduğunu söyleyen Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Ama biz bugün piyasada tamamen dolar bazında bir ithalatın ihracatta kullanım oranını yüzde 80-90 gibi yanlış bir algıyla tüm ticareti döviz üzerinden oluşturmuş durumdayız. Böyle konjonktürde kurun yükselmemesi mümkün değil. Bunun faiz indirimiyle hiçbir ilgisi yok. Faiz indirimi yapmasaydık da bu sefer faiz artırımı için baskıyla aynı şey olacaktı. Biz şimdi doğru bir modeli çalıştık, ortaya koyduk. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Türkiye Ekonomi Modeli, üretim, yatırım ihracat ve istihdam. Türkiye bunu sağladığında dünyadan da olumlu anlamda ayrışacaktır. Üretimi artırdığımız noktada fiyatlar da düşecektir, Türkiye de büyüyecektir. Türkiye her şeye rağmen yüzde 10'un üzerinde büyüdü, bunu neden hiç kimse tartışmıyor? Bizim bunu analiz edip destekleyici kararları almamız gerekiyor. Kuru hallettik Allah'ın izniyle inşallah enflasyonu da bu modelle hallettiğimizde Türkiye çok daha iyi yerlere gelecektir."

 

 

 
Etiketler
enflasyon Manşet
0

  • ALTIN GRAM - TL 2436,68 0,57%
  • ALTIN ONS 2332,69 0,71%
  • BIST 100 9716,77 -0,05%
  • DOLAR/JAPON YENI 155,633 0,184%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,36637 -0,29044%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 92,275 -0,0407%
  • DOLAR/TURK LIRASI 32,4911 -0,166%
  • EURO/DOLAR 1,0728 0,2795%
  • EURO/TURK LIRASI 34,8521 0,1144%
  • STERLIN/DOLAR 1,25132 0,39353%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL