Rakiplerinizin önüne geçme yollarının başında ne var, biliyor musunuz? Birincisi, çalışanları yöneten biriminin liderini iyi seçeceksiniz. Aksi takdirde işiniz çok zor.
TALAT YEŞİLOĞLU
tyesil@ekonomist.com.tr
Neden mi? Ayşegül’ün hazırladığı ve 2015’ten bu yana yaptığımız “En Güçlü 50 İK Lideri” araştırmasından alıntı yaparak sizlere aktarmak istiyorum. Kaynağımız da McKinsey’in araştırması. Finansal performansla rakiplerin önüne geçmek istiyorsanız, şirketteki yeteneklerinizi iyi yöneteceksiniz.
Araştırmalar gösteriyor ki, dünya genelinde CEO’lar için en büyük risk bünyelerindeki yetenekleri yönetebilmek. Bu ayrı bir beceri istiyor ve bunu yönetecek liderin de özel yetenekleri olması gerekiyor. Rakibiniz bu alanda sizden iyi ise bence stratejinizi yeniden gözden geçirin.
Çünkü, büyük bir olasılıkla geride kalacaksınız… İyi bir İK lideriyle çalışmanın ikinci nedeni de, şirketteki yetenekleri doğru işle buluşturanların yatırımlarının geri dönüşünü daha hazlı alabilmesi.
Üstelik, bu sürdürülebilir hale geliyor ve rakiplerle aranızda ciddi bir makas oluşturma olanağı yakalıyorsunuz. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de çalışanların sadece yüzde 12’si yaptığı işten memnun.
Ortalamanın üzerine çıkacak stratejiyi geliştiren İK liderinin, şirketinizi nereye taşıyacağını bir düşünün derim… Üçüncü bir neden de Y ve Z kuşağının çalışma yaşamındaki payı artıyor. Z kuşağı hızlı bir şekilde tüketici nüfusunun bir parçası haline geliyor.
“Big Four”dan biri olan KPMG’nin araştırmasına göre, Y ve Z kuşakları perakende sektöründe taşları yerinden oynattı. Sırada diğer sektörler var. Kısacası yeni dönemde öne çıkacak şirketlerin hangileri olacağını zaten biliyorsunuz.
Onlar Z kuşağını iyi anlayan, kuşağın özelliklerine göre ürün ve hizmet geliştiren şirketler olacak. Saydığımız özellikteki organizasyonu oluşturacak yapı da tabii ki insan kaynakları…
Dünyada sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmeler artık çok daha hızlı değişiyor. Bu değişimi yakalayabilecek, yönetebilecek ve liderlik ettiği kitleyi yeni koşullara hazırlayabilecek yetenekli liderlere ihtiyacımız var.
Üstelik bizimki de ihtiyaçtan ziyade bir zorunluluk. Yıllardan beri, bu köşede yeteneklerimizi kaybetmemek için şirket sahip, hissedar ve tepe yöneticilerine sesleniyor ve ciddi önlem almalarının bir zorunluluk olduğunu dile getiriyorum.
Kamudan başlamak üzere zayıflayan insan kaynağı kalitesinin, gittikçe özel sektörü etkilediğini gözlemliyorum. Türkiye’den yurtdışına göçen kaliteli insan kaynağının yerinin doldurulmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Sonuçta, yeteneklerimizi iyi eğitmek kadar, onları iş ortamında da yeteneklerini açığa çıkartacak şekilde organize etmek, doğru işle ve ekiple buluşturmak bir zorunluluk.
Finansal kaynağı bir şekilde bulursunuz ama insan kaynağı öyle kolay bulunmuyor. Var olan yeteneklerin değerini bilin derim…
Nitelikli insan kaynağını kaybetmediğimiz bir hafta diliyorum…
