Sorunlara çözüm bulmak için ortak akıl aramayı amaçlayan katılımlı yönetim konferansları son yıllarda iş dünyasında olduğu gibi kamuda da yaygın hale geldi. Her yıl düzenlenen 500’e yakın konferansın yüzde 70’inin kamu kurumlan ve belediyeler için yapıldığı ifade ediliyor.
FATOŞ BOZKUŞ
[email protected]
Bu konuda hizmet veren şirketlerin yöneticileri özellikle kriz ve belirsizlik durumlarında talebin arttığını söylüyor. Son yıllarda sorunlara çözüm bulmak, daha iyiye ulaşmak ve gelişmek için neler yapılması gerektiğini belirlemek, dahası ortak hedefler oluşturmak için ortak akıl aramayı amaçlayan katılımlı toplantılara rağbet artıyor.
Bu toplantıları kurumlar için organize eden şirketler var. Kimi bunu arama konferansı adıyla yapıyor, kimi ise ortak akıl konferansı, ortak akıl toplantıları, karar konferansı veya çözüm konferansı gibi farklı isimlerle düzenliyor.
Eskiden holding, dernek ve sektör kuruluşları bu yönteme başvururken son yıllarda kamu kuramları, dahası belediyeler de bu metodolojiden faydalanmaya başladı. Bu alanda hizmet veren şirketler, ortak akıl yaratmayı amaçlayan bu çalışmalar için yılda yaklaşık 500 konfe rans yapıldığını söylüyor.
BABÜROĞLU’NA TESCİLLİ
Bilim adamı Fred Emery tarafın dan geliştirilmiş bir metodoloji olan katılımlı toplantılar ABD, Kanada, Avustralya, Ingiltere ve Norveç gibi ülkelerde uzun zamandır kullanılıyor.
Ortak akıl aramayı amaçlayan katılımlı toplantıları Türkiye’de ilk yapan kişi ise Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu olarak biliniyor. Babüroğlu, Türkiye’de bu ekol ve yöntemin öncüsü olarak kabul ediliyor. 1988’den beri bu toplantıları gerçekleştiren Babüroğlu, ‘Arama Konferansı’ ismini de tescillemiş durumda.
Oğuz Babüroğlu, Arama Danışmanlık çatısı altında bugüne kadar binin üzerinde arama konferansı uygulaması hayata geçirdiklerini söylüyor. Babüroğlu, ilk olarak Turizm Bakanlığı için böyle bir konferans düzenleyerek bu yöntemin bilinirliğini sağladıklarını ifade ediyor.
Arama konferansına talebin artmasının ise TÜSİAD için Türkiye’nin sanayi stratejisi üzerine yapılan konferansla olduğunu belirten Babüroğlu, sonrasında pek çok holdingin arama konferansı yaptığını dile getiriyor. Ardından birçok bakanlık ve belediye için de arama konferansı yapan şirket futbol kulüplerine de bu konuda hizmet
KAMUYA NASIL YAYILDI?
Oğuz Babüroğlu, kamuda bu işin yaygın hale gelmesinin 6-7 yıl kadar önce kuramlara staretjik plan yapma ve paydaş toplantıları düzenleme zorunluluğu getirilmesiyle gerçekleştiğini söylüyor. Babüroğlu, özel ve kamu kuramları ile STK’lardan gelen talebin son birkaç yılda ciddi oranda arttığının da altını çiziyor.
Oğuz Babüroğlu’nun bugünlerde üzerinde çalıştığı iki önemli proje var. Bunlardan birini 15 Tem-muz’daki askeri darbe girişiminden sonra dünyadaki Türklerin nasıl örgütlenebileceğiyle ilgili olarak DEİK ile yapılacak bir proje oluşturuyor. İkinci projenin konusu ise Abdullah Gül Üniversitesi’nin tasarımıyla ilgili bulunuyor.
DURGUNLUK TALEBİ ARTIRIYOR
Ortak Akıl Enstitüsü, bu konuda hizmet veren bir başka kurum. Ortak Akıl Enstitüsü, kuruluşların ortak aklı inşa etmesi, kollektif bilinci yakalaması, gelecek vizyonu ve strateji belirlemesi konularında Ortak Akıl Konferansı konseptinin geliştirilmesi, hazırlık, organizasyon, moderasyon ve raporlaması hizmetlerini sunmayı amaçlıyor.
Ortak Akıl Enstitüsü Başkanı Mehmet Emin Öztürk, Türkiye’de yılda 500’e yakın katılımlı konferans gerçekleştirildiğini söylüyor. Öztürk de son yıllarda özellikle kamu sektöründen gelen talebin arttığını ifade ediyor. Öztürk, büyük şehir belediyelerinin yanı sıra artık ilçe belediyelerinin de katılımlı yönetim toplantıları düzenlediğinin altını çiziyor.
Mehmet Emin Öztürk, kriz ve durgunluk dönemlerinde kurumların bu yöndeki isteklerinin arttığına vurgu yapıyor. Öztürk, katılımlı konferans yapan şirketlerin uzmanlaşmaya gitmesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.
KONFERANS YAPMAKLA İŞ BİTMİYOR!
Katılımlı yönetim toplantıları 1-3 gün süreyle yapılıyor. Tüm paydaşların temsil edilmesi önemli. Genellikle klasik olmayan konferans düzeni içinde, ortak akıl aramak üzere 40-60 dolayında iddia bir araya getiriliyor.
İddia sahipleri, sistemin geleceğinden etkilenen veya geleceğini etkileyen, konu ile iglli, o konuda çalışıp tecrübe kazanmış karar vericiler ve bilgi birikimi olan kişilerden oluşuyor. Katmaların birbirlerini ikna ederek geliştirecekleri ortak akıl, arama konferansının her aşamasında aranıyor.
Eski bakanlardan Tınaz Titiz de ortak akıl toplantıları düzenliyor. Titiz, bir ortak akıl toplantısının can alıcı noktasının katılımcılara yöneltilecek soruların tasarlanması olduğunu söylüyor. Tınaz Titiz, “Doğru sorulmamış sorulara cevap aranması, bir arama toplantısını hoş ve pahalı bir hafta sonu tatiline çevirebilir” diye konuşuyor.
Arama konferanslarında hazırlık süreci ve toplantılar çok önemli ama takip süreci ve stratejinin plana dönüştürülmesi de büyük önem arz ediyor. Çalışma sonrasında toplantı çıktılarının danışman yorumları, tespit ve önerilerle birlikte sunulması da önemli bir nokta olarak ifade ediliyor.
FATOŞ BOZKUŞ
[email protected]
Bu konuda hizmet veren şirketlerin yöneticileri özellikle kriz ve belirsizlik durumlarında talebin arttığını söylüyor. Son yıllarda sorunlara çözüm bulmak, daha iyiye ulaşmak ve gelişmek için neler yapılması gerektiğini belirlemek, dahası ortak hedefler oluşturmak için ortak akıl aramayı amaçlayan katılımlı toplantılara rağbet artıyor.
Bu toplantıları kurumlar için organize eden şirketler var. Kimi bunu arama konferansı adıyla yapıyor, kimi ise ortak akıl konferansı, ortak akıl toplantıları, karar konferansı veya çözüm konferansı gibi farklı isimlerle düzenliyor.
Eskiden holding, dernek ve sektör kuruluşları bu yönteme başvururken son yıllarda kamu kuramları, dahası belediyeler de bu metodolojiden faydalanmaya başladı. Bu alanda hizmet veren şirketler, ortak akıl yaratmayı amaçlayan bu çalışmalar için yılda yaklaşık 500 konfe rans yapıldığını söylüyor.
BABÜROĞLU’NA TESCİLLİ
Bilim adamı Fred Emery tarafın dan geliştirilmiş bir metodoloji olan katılımlı toplantılar ABD, Kanada, Avustralya, Ingiltere ve Norveç gibi ülkelerde uzun zamandır kullanılıyor.
Ortak akıl aramayı amaçlayan katılımlı toplantıları Türkiye’de ilk yapan kişi ise Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu olarak biliniyor. Babüroğlu, Türkiye’de bu ekol ve yöntemin öncüsü olarak kabul ediliyor. 1988’den beri bu toplantıları gerçekleştiren Babüroğlu, ‘Arama Konferansı’ ismini de tescillemiş durumda.
Oğuz Babüroğlu, Arama Danışmanlık çatısı altında bugüne kadar binin üzerinde arama konferansı uygulaması hayata geçirdiklerini söylüyor. Babüroğlu, ilk olarak Turizm Bakanlığı için böyle bir konferans düzenleyerek bu yöntemin bilinirliğini sağladıklarını ifade ediyor.
Arama konferansına talebin artmasının ise TÜSİAD için Türkiye’nin sanayi stratejisi üzerine yapılan konferansla olduğunu belirten Babüroğlu, sonrasında pek çok holdingin arama konferansı yaptığını dile getiriyor. Ardından birçok bakanlık ve belediye için de arama konferansı yapan şirket futbol kulüplerine de bu konuda hizmet
KAMUYA NASIL YAYILDI?
Oğuz Babüroğlu, kamuda bu işin yaygın hale gelmesinin 6-7 yıl kadar önce kuramlara staretjik plan yapma ve paydaş toplantıları düzenleme zorunluluğu getirilmesiyle gerçekleştiğini söylüyor. Babüroğlu, özel ve kamu kuramları ile STK’lardan gelen talebin son birkaç yılda ciddi oranda arttığının da altını çiziyor.
Oğuz Babüroğlu’nun bugünlerde üzerinde çalıştığı iki önemli proje var. Bunlardan birini 15 Tem-muz’daki askeri darbe girişiminden sonra dünyadaki Türklerin nasıl örgütlenebileceğiyle ilgili olarak DEİK ile yapılacak bir proje oluşturuyor. İkinci projenin konusu ise Abdullah Gül Üniversitesi’nin tasarımıyla ilgili bulunuyor.
DURGUNLUK TALEBİ ARTIRIYOR
Ortak Akıl Enstitüsü, bu konuda hizmet veren bir başka kurum. Ortak Akıl Enstitüsü, kuruluşların ortak aklı inşa etmesi, kollektif bilinci yakalaması, gelecek vizyonu ve strateji belirlemesi konularında Ortak Akıl Konferansı konseptinin geliştirilmesi, hazırlık, organizasyon, moderasyon ve raporlaması hizmetlerini sunmayı amaçlıyor.
Ortak Akıl Enstitüsü Başkanı Mehmet Emin Öztürk, Türkiye’de yılda 500’e yakın katılımlı konferans gerçekleştirildiğini söylüyor. Öztürk de son yıllarda özellikle kamu sektöründen gelen talebin arttığını ifade ediyor. Öztürk, büyük şehir belediyelerinin yanı sıra artık ilçe belediyelerinin de katılımlı yönetim toplantıları düzenlediğinin altını çiziyor.
Mehmet Emin Öztürk, kriz ve durgunluk dönemlerinde kurumların bu yöndeki isteklerinin arttığına vurgu yapıyor. Öztürk, katılımlı konferans yapan şirketlerin uzmanlaşmaya gitmesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.
KONFERANS YAPMAKLA İŞ BİTMİYOR!
Katılımlı yönetim toplantıları 1-3 gün süreyle yapılıyor. Tüm paydaşların temsil edilmesi önemli. Genellikle klasik olmayan konferans düzeni içinde, ortak akıl aramak üzere 40-60 dolayında iddia bir araya getiriliyor.
İddia sahipleri, sistemin geleceğinden etkilenen veya geleceğini etkileyen, konu ile iglli, o konuda çalışıp tecrübe kazanmış karar vericiler ve bilgi birikimi olan kişilerden oluşuyor. Katmaların birbirlerini ikna ederek geliştirecekleri ortak akıl, arama konferansının her aşamasında aranıyor.
Eski bakanlardan Tınaz Titiz de ortak akıl toplantıları düzenliyor. Titiz, bir ortak akıl toplantısının can alıcı noktasının katılımcılara yöneltilecek soruların tasarlanması olduğunu söylüyor. Tınaz Titiz, “Doğru sorulmamış sorulara cevap aranması, bir arama toplantısını hoş ve pahalı bir hafta sonu tatiline çevirebilir” diye konuşuyor.
Arama konferanslarında hazırlık süreci ve toplantılar çok önemli ama takip süreci ve stratejinin plana dönüştürülmesi de büyük önem arz ediyor. Çalışma sonrasında toplantı çıktılarının danışman yorumları, tespit ve önerilerle birlikte sunulması da önemli bir nokta olarak ifade ediliyor.