Türkiye’deki yolculuğu 1952 yılında Levent’te kurulan Squibb İlaç Fabrikası ile başlayan BMS, bugün kompleks hastalıklarla mücadelede inovasyona dayalı, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek hedefliyor. Şirket, ilaç geliştirmenin yanı sıra, sağlıkta fırsat eşitliğini sağlamayı ve toplumsal etki yaratmayı da önceliklendiriyor.
Türkiye’deki 30’uncu yılınızı kutluyorsunuz. Bu 30 yıllık miras, Türkiye’deki hastalar üzerinde nasıl bir etki yarattı? Türkiye’de büyümenizi destekleyen başlıca faktörler neler?
Belirttiğiniz gibi, Bristol Myers Squibb (BMS) olarak bu yıl Türkiye’deki 30’uncu yılımızı kutluyoruz. 30 yıldır Türkiye’de hastaların yanında, bilimin izindeyiz. Aslında Türkiye’deki varlığımız çok daha eskilere dayanıyor. Squibb İlaç Fabrikası, 1952 yılında Levent’te Türkiye’deki ilk global ilaç fabrikası olarak kuruldu. Dolayısıyla, Türkiye’deki köklü geçmişimizin 73 yıl öncesine uzandığını söyleyebiliriz. Nitekim, uzun yıllardır halk sağlığına ve hasta bakımı alanında anlamlı katkılar sunduk, sunmaya da devam ediyoruz.
Türkiye’de büyümemizin arkasındaki en önemli itici güç, uzmanlık alanımız olan terapötik alanlara stratejik olarak odaklanmamız ve sahadaki ve merkezdeki deneyimli ekiplerimizle sürdürdüğümüz kesintisiz iş birliği. BMS’in Türkiye’deki varlığının merkezinde inovasyon yer alıyor. Türkiye, Ar-Ge çalışmalarımızın önemli bir parçası konumunda. Hâlihazırda Türkiye’de 40’ın üzerinde klinik çalışmamız bulunuyor ve bu sayıyı her geçen yıl artırıyoruz. Bu alandaki kararlılığımız sayesinde Türkiye, yalnızca bir operasyon merkezi değil, aynı zamanda bilimsel çalışmaların aktif bir paydaşı haline geliyor.

Bristol Myers Squibb (BMS) Kıtalararası (ICON) Bölgesi Başkanı Michelle Calope - BMS Türkiye Genel Müdürü Ece Kaşıkcı
Farklı ülkelerde faaliyet gösteren çok uluslu bir şirket olarak, kapsayıcı ekiplerin verimliliğini artırmak için hangi kurum içi değerlere öncelik veriyorsunuz?
Kapsayıcılık, çalışma biçimimizin temel bir unsuru. Farklı bakış açılarını çalışma biçimimize dahil etmek, inovatif tedaviler geliştirme yolculuğumuzda en değerli varlıklarımızdan biri. Bu anlayışın Türkiye’deki sonuçlarını görmek bizim için ayrıca gurur verici. Kadın çalışan oranımız yüzde 53 ve yönetim kurulumuzun yüzde 75’i kadın üyelerden oluşuyor. BMS Türkiye olarak, yönetim kurulundaki kadın oranımız sayesinde, “Fırsat Eşitliğini Destekleyen Şirketler” araştırmasında “Yönetim Kurulunun Liderleri” listesinde dördüncü sırada yer alarak liderlikte eşitliği destekleyen vizyonumuzu ortaya koyduk. Ayrıca, çalışan sayısı 1000’in altında olan şirketler arasında “Fırsat Eşitliğini Destekleyen Şirketler” kategorisinde 16’ncı sırada yer alarak, kapsayıcılık konusundaki kararlılığımızı pekiştirdik.
BMS’in küresel ölçekte sürdürülebilir büyüme sağlamak için benimsediği temel stratejiler neler?
BMS olarak temel misyonumuz, hastaların ciddi hastalıklarla mücadelesine yardımcı olacak inovatif ilaçları keşfetmek, geliştirmek ve sunmak. Bilimin gücünden destek aldığımız bu yolda, onkoloji, immünoloji, kardiyovasküler hastalıklar ve nörobilim gibi kritik terapötik alanlarda öncülük etmeye kararlıyız. Bu alanlardaki derin uzmanlığımızı daha da güçlendirerek portföyümüzü çeşitlendiriyor ve yeni nesil tedavilerle büyümemizi sürdürüyoruz. Satın almalarla güçlenerek ve büyümenin bir sonraki aşaması için kendimizi sağlam bir zeminde konumlandırarak global erişim kapsamımızı her geçen gün genişletiyoruz.
Büyümeyi yalnızca ticari bir boyutta değil, toplumsal etki odağında da ele alıyoruz. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz ASPIRE (Erişilebilirlik, Sürdürülebilirlik, Hasta Odaklılık, Etki, Sorumluluk ve Eşitlik) stratejimiz doğrultusunda, 2033 yılına kadar düşük ve orta gelirli ülkelerde 208,000’den fazla hastaya ulaşma hedefimiz bu anlayışımızın en somut göstergelerinden biri.

Bristol Myers Squibb (BMS) Kıtalararası (ICON) Bölgesi Başkanı Michelle Calope
BMS’in odaklandığı terapötik alanlar neler? Bu alanların yanı sıra yeni alanlara yönelerek portföyünüzü genişletmeyi hedefliyor musunuz?
Önümüzdeki on yılı, şirketimizin bilimsel mirasını daha da ileriye taşıyacak yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. İnovasyon odağımız, hastaların yaşamlarında dönüşüm sağlayacak tedaviler geliştirmek. Bu doğrultuda, global çapta halihazırda güçlü bir liderlik pozisyonunda olduğumuz onkoloji ve kardiyovasküler hastalıklar alanındaki çalışmalarımızı daha da derinleştiriyor, immünoloji ve nörobilim gibi gelişen alanlarda ise önemli adımlar atıyoruz.
Onkoloji, BMS’in temel yapı taşı olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, yakın gelecekte gelişimine daha fazla odaklanacağımız temel terapötik alanlar arasında kardiyovasküler hastalıklar ve nörobilim de yer alıyor. Bu alanların her birinde derin bir kararlılıkla çalışıyor, hastalar için anlamlı fayda yaratacak inovasyonlara imza atmaya devam ediyoruz. Türkiye’deki ekibimizin önceliği, kamu kurumlarıyla iş birliklerimizi artırmak ve hastalara fayda sunmak. En önemli hedeflerimizden biri, ürünlerimizin farklı endikasyon alanlarında karşılanmamış ihtiyaçları karşılamasını sağlamak ve hastalara inovasyon sunmak.
BMS geçmişte onkoloji, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet gibi belirli alanlarla özdeşleşmişti. Bugün ise ürün portföyünüzün daha geniş bir terapötik yelpazeyi kapsadığı görülüyor. Bu dönüşüm doğrultusunda, şirketin gelecek vizyonunu nasıl tanımlarsınız?
Hem erken hem de ileri evredeki geliştirme aşamasındaki ürün portföyümüzle, uzun vadeli sürdürülebilirliğe odaklanan ve çeşitlilik sahibi bir Ar-Ge portföyüne sahibiz. Farklılaştırılmış araştırma platformları ve öncü teknolojilerle, yeni ilaçların geliştirilmesini hızlandıran cesur bir bilimsel anlayışı benimsiyor ve çığır açabilecek buluşlar için çıtayı yükseltiyoruz. Bu çalışmaların bir parçası olarak, dünya genelinde 150’nin üzerinde akademik ortaklık ve 100’ü aşkın aktif stratejik iş birliği ile küresel Ar-Ge ekosistemimizi güçlendiriyoruz. 2030’a doğru ilerlerken, BMS’i bilimsel derinlik, stratejik çeşitlilik ve sürdürülebilir büyüme açısından güçlü bir konumda görüyoruz.
"BMS Türkiye, BMS’in küresel büyüme vizyonunda önemli bir konumda"
BMS olarak beş kıtaya yayılan 40’ı aşkın pazarda faaliyet gösteriyoruz ve güçlü bir küresel etki alanına sahibiz. Bu büyük coğrafi çeşitlilik, bize küresel ölçekte etki yaratma imkânı sunuyor. Türkiye bu stratejik yapının içinde, yenilikçi potansiyeliyle öne çıkan son derece dinamik bir pazar. Farmasötik ve biyoteknoloji ekosistemleri gittikçe gelişiyor. Türkiye ekibi başta onkoloji, immünoloji, kardiyovasküler hastalıklar ve nörobilim olmak üzere temel terapötik alanlardaki çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. BMS Türkiye, sadece ICON bölgesi içinde değil, BMS’in küresel büyüme ve erişim vizyonunda da önemli bir konumda. 30 yıldır kararlı bir şekilde değer sunmaya devam eden Türkiye ekibimiz, inovasyonları ihtiyaç duyan hastalara ve ailelerine ulaştırma konusundaki bağlılığını ortaya koydu.
Bu bir reklamdır.