Bist 100
10164
1,18%
Bist 100
Dolar/TL
32,3386
-0,4456%
Dolar/TL
Euro/TL
34,6645
-0,4494%
Euro/TL
Euro/Dolar
1,07
-0,1391%
Euro/Dolar
Altın/Gram
2389,49
-1,37%
Altın/Gram
Piyasaları
İncele
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

İhracatın rotası: 10 dev sektörün yeni dönem stratejileri

Son birkaç yılda pandemiden Rusya-Ukrayna savaşına, Avrupa Birliği’ndeki durgunluktan yurtiçindeki enflasyonist ortama kadar pek çok sorunla boğuşan ihracat dünyası, yeni dönem hedeflerini yeniden şekillendiriyor.

25 Ağustos 2023 | 09:40
İhracatın rotası: 10 dev sektörün yeni dönem stratejileri

Son birkaç yılda pandemiden Rusya-Ukrayna savaşına, Avrupa Birliği'ndeki M durgunluktan yurtiçindeki enflasyonist ortama kadar pek çok sorunla boğuşan ihracat dünyası, yeni dönem hedeflerini yeniden şekillendiriyor. 

6-19 Ağustos 2023 tarihli sayıdan

Ekonomi yönetiminin finansal kaynaklara ulaşma konusunda attığı adımlar ile yatirım planlarına hız veren ihracatçılar, 2023 sonunda 265 milyar dolarlık ihracata imza atmayı hedefliyor. Ekonomist Dergisi olarak Türkiye ihracatının yüzde 70'ini gerçekleştiren 10 dev sektörün yeni dönem stratejilerini ele aldık.

Temmuz ayının son günlerinde Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki Merkez Bankası'nın sadeleşme ve sıkılaştırma süreci ile ilgili yeni düzenlemeleri hayata geçirmesi, son dönemde ciddi bir kan kaybı ile karşı karşıya olan ihracat dünyası tarafından memnuniyetle ve umutla karşılandı. 

Bir yandan 27 ay sonra yeniden faiz artırımı sürecine girilirken, diğer yandan ihracat kredilerinin sınırlandırıcı tedbirlerin dışında tutulması, reeskont kredilerinde günlük limitin 1,5 milyar TL'ye yükseltilerek KOBİ payının artırılması gibi önlemler ihracatçılar için 'iyi haber' oldu. 

Ayrıca reeskont kredilerinde yüzde 30 ilave ihracat bedeli satış koşulunun kaldırılması ve kredi vadesi boyunca döviz almama taahhüdünden, ithalat ödemeleri kapsamındaki döviz alımlarının istisna tutulması gibi adımlar da kaynak sıkıntısı yaşayan ihracatçılar için büyük önem taşıyor.

Zira son üç yılda pandemiden Rusya-Ukrayna savaşına, en büyük ihracat pazarı olan AB ülkelerindeki durgunluktan yurtiçindeki yüksek enflasyon sürecine kadar pek çok sorun ile uğraşan ihracatçılar için yeni dönemde dünya pazarlarındaki yerlerini korumak ve güçlendirmek için finansal kaynaklara erişim hayati önem taşıyor. 

Geçen yılı 253,2 milyar dolarlık ihracatla kapatan Türkiye ihracat dünyası, 2023 için 265 milyar dolarlık hedef koydu. Ancak 2023'ün ilk yarısında enflasyonist sürecin ve deprem felaketinin olumsuz etkileri, bazı kritik sektörlerde geçen yıla göre düşüş yaşanmasına neden oldu. 

Şimdi ise gözler yılın geri kalan döneminde ihracat hedeflerine ulaşmak için nasıl bir strateji izleneceğine çevrilmiş durumda. Ekonomist Dergisi olarak toplam ihracatın yüzde 70'ini gerçekleştiren 10 dev sektörün yeni dönem ihracat stratejilerini masaya yatırdık.

OTOMOTİV

REKORA HAZIRLANIYOR

Türkiye'nin 16 yıldır ihracat lideri sektörü olan otomotiv, geçen yıl 31 milyar dolarla liderliğini kimya sektörüne kaptırmıştı. Sektörün hedefi bu yıl ihracat liderliğini tekrar geri almak. Ocak-Ha-ziran 2023 döneminde otomotiv ihracatını geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14 artarak 17,3 milyar dolara taşıyan sektör, hedefine ulaşmaya yakın görünüyor.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim kurulu Başkanı Baran Çelik, toplam 550 bin kişilik istihdam gücü ve ilk yarıyıl verilerine göre yüzde 16 oranındaki pay ile yine ihracatın lider sektörü olduklarını söylüyor. Bu yılı 34 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı planladıklarını aktaran Çelik, şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Yılın ikinci yarısında çip krizinin etkisinin daha da azalması ile 34 milyar doları da aşabileceğimizi düşünüyoruz. 

Bu anlamda çip krizinin giderek çözüme kavuştuğunu görmek umut verici bir gelişme. Yine geçen yıl yaşadığımız Euro-dolar paritesinin olumsuz etkisini bu yıl yaşamıyoruz. Öte yandan halen sürmekte olan Rusya-Ukrayna Savaşı, ihracatımız için risk faktörü olmayı sürdürüyor. Ayrıca bu yıl dünyada 2,8'lik bir büyüme öngörülüyor ama Euro bölgesinde bu oran 0,8 düzeyinde. 

Bu oran da bizim için bir risk unsuru oluşturuyor. Avrupa'da yaşanacak durgunluk sürecinden ihracatımız olumsuz etkilenebilir." Öte yandan OİB olarak endüstrinin güncel ihtiyaçları doğrultusunda projelere hem öncülük edip hem de destek olduklarını da söyleyen Baran Çelik; öncelikle, en büyük pazarın olduğu Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı ile küresel rekabette otomotiv sanayinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olmasının bir zorunluluk halini alacağına işaret ediyor. 

Çelik, AB ülkelerinde ulaşımda şu anda 95 gram olan ancak 2030 yılına kadar 47, 2035 yılına kadar ise sıfıra düşürülecek olan kilometre başına karbon emisyonu standardı için benzinli ve dizel araçların aşamalı olarak kaldırılması hedeflendiğini belirtiyor. Bu noktada Avrupa pazarını kaybetmemek ve otomotiv endüstrisinin rekabet gücünü koruyabilmek için yeni teknolojilere yatırımın önemli olduğunu kaydeden Baran Çelik, özellikle elektrikli araçlara yatırımın gerekli olduğunu söylüyor.

KİMYA

GÜNDEM E-İHRACAT

Kimya sektörü 2022 yılında gerçekleştirdiği 33,6 milyar dolarlık ihracatla rekor kırmış ve ilk kez Türkiye’nin ihracat lideri olmayı başarmıştı. Bu yıl ilk altı aylık dönemde 14,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektör, 
ham maddesi olan petrol ve petro-kimya fiyatlarındaki gelişmeler, AB ülkelerindeki resesyon ve durgunluk, Rusya-Ukrayna savaşının enerji piyasasına etkisi, faiz ve enflasyon gibi olumsuz etkilere rağmen yıl sonunda 35 milyar doların üzerine çıkmayı hedefliyor.

İhracatçıların öncelikle beklentisinin kur, enflasyon ve faiz oranlarının dengeli bir hale gelmesi olduğunu vurgulayan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, "Finansal ve ekonomik düzenlemelerin en kısa zamanda gerçekleştirilmesini, yatırım ortamının iyileştirilmesini ve kolay, uygun ve uzun süreli finansmana erişim olanağı sağlanmasını bekliyoruz. Kimya sektörü ihracata çok ciddi destek veren stratejik bir sektör. Bu yönüyle sektörümüze ayrıcalık tanınarak verilen desteklerin artırılmasını bekliyoruz" diyor.

Önümüzdeki dönemde uygun yatırım ortamının oluşturulması ve finansmana erişim kolaylığı sağlanmasının sektördeki firmaların sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Pelister, Avrupa'daki dalgalanmanın bu haliyle süreceğini tahmin ettiklerini ve bu durumun ihracatta yavaşlamaya neden olabileceğini vurguluyor. 

Pelister, ihracat pazarını çeşitlendirmenin yanı sıra "E-ihracata yönelmenin, uzak ülkelere ve Amerika'ya yönelik ihracata ağırlık vermenin ihracatı artırmak için önemli ve gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu ülkelere yönelik düzenlediğimiz ve düzenleyeceğimiz ticaret heyetleri, fuar katılımları veya UR-GE heyetleri ihracatımızın artışına katkı sağlayacak" diye konuşuyor.

DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER

RASYONELE DÖNÜŞ UMUTLARI

Demir ve demir dışı metaller sektörü geçen yılı, 2021 yılının aynı dönemine kıyasla değerde 14,6 milyar dolar ve miktarda 3,17 milyon ton ihracat gerçekleştirerek tamamladı. Böylece, genel ihracattan 5,7 oranında pay elde ederek en çok ihracat yapanlar sıralamasında altıncı sırada yer aldı. 2023 yılının ilk altı ayında ise sektör 6,49 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Sektörün haziran ayı ihracatı ise 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşerek genel ihracattan yüzde 5,1 oranında paya sahip oldu.

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, küresel olarak dünyada son çeyrekte toparlanma ile ilgili beklentinin yüksek olduğunu, buna bağlı olarak iyileşmenin sinyallerini yine son çeyrekte alacaklarını öngördüklerini söylüyor. Tecdeli-oğlu, "Yıl sonunda geçen seneki rakamı tutturup hatta biraz da onun üstünden kapatarak Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında yeni bir ihracat rekoruna imza atmak en büyük hedefimiz" diyor. 

Merkez Bankası'nın ihracatçılara kullandırdığı reeskont kredisinde günlük limitleri beş katına çıkartmasını ve kredi kullanacak firmalara ilave yüzde 30 döviz bozdurma şartını kaldırmasını olumlu karşıladıklarını ifade eden Tecdelioğlu, ekonomi politikalarında 'rasyonel'e dönüş için umutlarının arttığını belirtiyor. Tecdelioğlu, ihracatı artırma ve koruma strateji ile ilgili şunları söylüyor:

"AR-GE Proje Pazarı çalışmamızı başlattık. Bu çalışma ile sektöre yönelik yenilikçi ve ilerici projelerde bulunmaya, sektörel ve ülke bazlı raporlar hazırlamaya ve sektörel toplantılar, çalıştaylar düzenlemeye çalışıyoruz. Temel amacımız yeni odak pazarlar belirlemek ve o pazarlara yönelik faaliyetleri artırmak. Ayrıca, katma değerli ihracata odaklanıyoruz."

MAKİNE İMALAT

MAKİNEDE İYİMSER SENARYO

Makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, dünya makine ticareti bir önceki yıla göre yüzde 1,5 büyüdüğü 2022 yıl sonunda, sektör serbest bölgeler dâhil ihracatını önceki yıla göre yüzde 11,3 artırarak 25,5 milyar dolara taşıdı. Bu yılın ilk yarısında toplam makine ihracatımız 14,1 milyar dolar oldu. Ukrayna-Rusya savaşının etkileri ile AB ve ABD'deki enflasyona bağlı parasal sıkılaşma eğilimleri talebi etkiledi.

Özellikle mali politikalardaki sıkılaşmanın etkisiyle küresel ölçekte durgun geçen yılın ilk yarısında endüstriyel talebin yavaşlamasının etkilerini derinden hissettiklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, "Yılın başında para politikalarının 2023 sonuna kadar gevşetilmeyeceği, bunun da sabit sermaye yatırımlarını olumsuz etkileyeceğini öngörerek bir hedef belirledik. 

Resesyon beklentilerinin güçlenmesinin küresel enflasyondaki yüksekliğe rağmen emtia ve mal fiyatlarını sınırlayacağını; iyimser senaryomuzun ise önceki iki yılda değer olarak yüzde 30'dan fazla artan küresel dış ticaretin yüzde 5 kadar azalacağı yönünde olduğunu açıklamıştık. Süreç beklentilerimize uygun gidiyor ve yıl sonu ihracatımızın 28 milyar dolara yakın olacağı görülüyor" diyor.

2022'nin ikinci çeyreğinden itibaren TL'de yaşanan aşırı değerlenme, yabancı para cinsinden elde edilen gelirlerin yurt içi maliyet artışları karşısında yetersiz kalmasına neden olmuştu. 

Ekonomide rasyonel zemine dönüş olarak ifade edilen yeni modelin; son bir yılda oluşan fiyatlama dengesizliklerini ortadan kaldıracağına ve ithalattan üretime dönüşü hızlandıracağına inandıklarını kaydeden Karavelioğlu, "Tedrici bir geçiş sürecini gerektirecek bu dönüşün ilk işaretlerinin dahi küresel pazarı kasıp kavuran resesyon fiyatlamalarında elimizi rahatlattı. 

Döviz gelirlerimizdeki serbest tasarruf kabiliyetimize tekrar kavuştuğumuzda, rekabet ortamında elimizi biraz daha güçlendirebiliriz" diye konuşuyor.

ÇELİK

MEVCUDU KORUMAYA ODAKLANDI

Türkiye ihracatının başat sektörlerinden biri olan çelik sektörü, 2022 yılını korumacılık önlemleri ile mücadele ve artan enerji maliyetlerinin baskısıyla ihracatta miktar bazında yüzde 17,7 azalışla 19,6 milyon ton, değerde ise yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar ile kapatmıştı. 

İhracat performansını etkileyen sorunların devam etmesi nedeniyle 2023'ün ilk yarısında da istedikleri performansı sergileyemeyen sektör, miktarda yüzde 39,1 düşüşle 6,5 milyon ton, değerde ise yüzde 39,2 azalışla 7,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.

Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, bu gidişat ışığında 2023 yılında büyümeden çok, mevcudu korumaya odaklandıklarını söylüyor. 2023 yılında da sektörü etkileyen olumsuzlukların devam edeceğini öngörerek yeni yıl çalışmalarını buna göre planladıklarını belirten Aslan, "Yılın başında sektörel ticaret heyetlerimizi gerçekleştirmek üzere harekete geçtik. 

6 Şubat deprem felaketinin yaralarını sarmaya destek verirken, bir yandan ihracatın aralıksız devam etmesi için çalışmalarımızı sürdürdük; Macaristan, ardından da Bulgaristan, Romanya, İspanya ve Belçika Sektörel Ticaret Heyetlerimizi gerçekleştirdik. Peru-Şili ve Polonya Sektörel Ticaret Heyetlerimizi ise yakında gerçekleştireceğiz" diyor.

Heyetler kapsamında gerçekleştirilecek ikili iş görüşmeleri ile söz konusu ülkelere çelik ihracatımızın artırılması hedefleniyor. 

Yurt dışı ticaret heyeti çalışmalarını sürdürürken fuarları takip edip sektörü uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını vurgulayan Aslan, "Planladığımız alım heyetlerimizle de hedef pazarlarımızdaki çelik alıcılarını Türkiye'ye davet ederek, firmalarımızın ihracat performanslarına katkı sağlamanın, daha fazla B2B gerçekleştirmenin peşindeyiz. Pazar payımızı artıracak proje ve çalışmalar ile 2023'te de sektörümüze ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuşuyor.

MOBİLYA

UZAK ÜLKE STRATEJİSİ

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü geçen yıl bir önceki yıla oranla yüzde 20'lik artışla 8,4 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirmişti. 2023 yılının ilk yarısında ise yaşanan deprem felaketi ve bayram tatilleri araları siparişlerin durmasına ve kimi zaman da beklemesine yol açtı. Bu nedenle yılın ilk yarısında 3 milyar 982 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleşti. Yılın ikinci yarısında ise beklentiler iyimser.

İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, yoğun bir şekilde çalışarak sektörün hedefi olan 10 milyar dolar rakamına ulaşmak istediklerini söylüyor. Fakat bu zorlu hedefe ulaşmak için hammadde sorunlarının çözülmesi gerekiyor. 

Belirsizliklerin ve hızlı değişimlerin olduğu ortamlarda üretmenin ve ihraç etmenin zor olduğunu aktaran Erkan Özkan, "Dünyada yaşanan durumun ülkemizdeki yansımaları da üreticilerimizi zorluyor tabii. Özellikle ham maddenin dövizle tedarik edilmesi ve fiyatların bir anda artıp bir anda düşmesi ya da ham madde bulunamadığı dönemlerde stok yapılması gibi üreticilerin aldığı acil önlemler uzun vadede kârlılıkları da etkiliyor" diyor. 

Üreticilerin mağdur olmaması için Ticaret Bakanlığı'nın Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında 18 ülkeye ziyaretler gerçekleştirdiklerini, ticaret heyetleri ile görüşmeler yaparak üreticilerin ilgili ülkelerde fuarlara katılmalarını sağladıklarını kaydeden Özkan, öte yandan yakın zamanda bakanlığın desteğiyle İslam Birliği Teşkilatı Ülkeleri Stratejisi kapsamında çalışmalara başladıklarını da anlatıyor. 

Özkan, bu kapsam da 2024 yılında yapılacak ziyaretlerin kurgulandığını aktarıyor. Özkan, bu ziyaretler ve gerçekleşecek iş birlikleri ile hem sektörümüzün rahat bir nefes almasını amaçladıklarını hem de hedeflenen ihracat rakamına ulaşmayı planladıklarını söylüyor.

HAZIR GİYİM KONFEKSİYON

YEŞİL DÖNÜŞÜM PLANLARI

İhracatın lokomotif sektörlerinden hazır giyim ve konfeksiyon, 2022'yi 21,2 milyar dolar ihracatla kapattı. 2023'te küresel ve ulusal ölçekteki bazı gelişmelerden olumsuz etkilenen sektörde, ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,2 gerileyen ihracat 10 milyar dolar düzeyinde kaldı. 

Haziran ayından itibaren yukarı yönlü hareket eden kurun geldiği mevcut seviye ve ekonomi yönetiminin finansmana erişim konusunda yaptığı düzenlemelerin ihracata pozitif yansımaları olacağını söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, "Ancak kış sezonu siparişleri büyük ölçüde tamamlandığı için mevcut tablo ışığında 2022'deki hacme ulaşmamızı başarı olarak değerlendirebiliriz" diyor.

Yeni dönemde rekabetçiliğini kaybetmek istemeyen sektör, enflasyonist ortamın olumsuz etkilerini de üretimde verimliliği artırarak, tedarik kanallarını ve pazarı çeşitlendirerek en aza indirmeye çalışıyor. Hazır giyim ve konfeksiyonda 40 milyar dolar gibi iddialı bir ihracat hedefleri olduğunu belirten Gültepe, hedefe ulaşmak için markalı ve katma değerli üretimi artırmak gerektiğini belirtiyor. 

Ayrıca yeşil dönüşümü hızla tamamlamak gerektiğini belirten Gültepe, sözlerine şu şekilde devam ediyor: "Kısa vadede ise fuar katılımları, ticaret ve alım heyetleri organizasyonlarıyla pazar çeşitliliğimiz artırmaya çalışıyoruz. İşçilik maliyetlerimiz rakibimiz olan ülkelere göre çok yüksek. Emek yoğun olan sektörümüze ilave istihdam destekleri verilmesinin rekabetçiliğimize pozitif yansıyacağını düşünüyorum."

TEKSTİL

KÜRESEL ÇEKİM MERKEZİ HEDEFİ

2022 yılında Cumhuriyet tarihi rekoru kırarak 12,9 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştiren tekstil sektörü ise 2023 yılının ilk yarısında ise 5,9 milyar dolar ihracata ulaştı. Sektör, şubat ayında yaşanan deprem felaketinden çok olumsuz etkilendi. Bölgede tesisler zarar gördü. Hali hazırda yüzde 70 oranında üretimler devreye alındı. Tekstil sektörünü en çok etkileyen iki başlık enerji fiyatları ve asgari ücret artışı. Artan işçilik giderlerinin doğrudan firmaların maliyetlerine ve kârlılıklarına yansıdığını belirten İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, "Üretim maliyetlerinin uluslararası ölçekte rekabet edebilme imkanlarını da göz önünde bulundurmalıyız. Bu çerçevede sektörün ve işverenin işçilik giderleri hususunda desteklenmesi gerektiğini değerlendiriyoruz" diyor.

Bununla birlikte kısa vadede en önemli gündem maddeleri sürdürülebilir ve katma değerli üretime odaklanmak. Üretim kabiliyeti ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla küresel 'çekim merkezi' olarak konumlanacaklarını belirten Öksüz, bu kapsamda ihracatta pazar çeşitliliği sağlayacak heyetler ve fuarlar, katma değer artışı sağlayacak projeler ve tanıtım faaliyetleri hayata geçirdiklerini belirtiyor. Küresel ligdeki payını artırmak isteyen sektör, AB'deki pazar payını koruyarak alternatif pazarlarla rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı normlarına üst düzey uyumu hedeflediklerini belirten Öksüz, "Katma değerli ihracat yolunda sürdürülebilir üretim ve tasarım gücü öne çıkan faktörler. Biz de İTHİB olarak çalışmalarımızı hep sürdürülebilirlik odağında gerçekleştiriyoruz" diyor.

MADEN

YÜZDE 10 -15'LİK DÜŞÜŞ BEKLENİYOR

2022 yılında maden sektörü 6,5 milyar dolarlık rekor bir ihracata imza atmıştı. 2023'ün ilk yarısına bakıldığında ise maden ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 16,09 düşüşle 2 milyar 815 milyon dolara geriledi. Haziran ayı ihracatında ise geçen yılın aynı ayına göre düşüş yüzde 18,64 oldu. 

Haziran ayı ihracatı 594 milyon dolardan, 483 milyon dolar seviyesine geldi. Sektörün 2023 ihracatında 2022'ye göre yüzde 10 - 15'lik bir düşüş beklediklerini söyleyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, "Bunu yeterli görmüyoruz. 

Sektörümüzün çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu biliyoruz. Maden sektörü olarak 30 milyar dolarlık ihracat seviyelerini aşabiliriz. Hedefimiz büyük ancak, bunu başarabileceğimize canı gönülden inanıyorum" diyor.

İMİB olarak yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen yeni pazarlar yaratmaya ve mevcut pazarlarda da maden sektörünün payını artırmak için çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Çetinkaya, bu kapsamda düzenledikleri ticaret heyetleriyle üyelerine destek olmayı sürdürdüklerini belirtiyor.

Doğal taş sektöründe Mısır, Fransa, Avustralya, Singapur, Meksika, Japonya, Özbekistan, Kazakistan, Kanada, Birleşik Krallık ülkelerine yönelik sektörel ticaret heyetleri gerçekleştirmeyi planladıklarını söyleyen Çetinkaya, şunları ekliyor: "Yine, bu yıl eylül ayı sonunda 57'inci kez İtalya'nın Verona kentinde gerçekleşecek olan Marmomac 2023 Mermer Fuarı'nın milli katılım organizasyonu 13'üncü kez birliğimizce organize edilecek. 

Sektörün en büyük fuarlarından olan söz konusu fuara 50'den fazla Türk firmalarımızla katılım sağlayacağız. Bu yıl sonuna kadar ticaret heyeti sayısında 18'e ulaşacağız.Gelecek yıl ise bu sayıyı 24'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bu heyetlerimizin ihracata olumlu etkilerini kısa sürede görmeyi umuyoruz."

HALI

İSTANBUL'DA FUAR DÜZENLİYOR

Türkiye'nin dünyada adından söz ettirdiği alanlardan biri olan halı sektöründe de ihracat stratejileri yeniden kuruluyor. Sektör 2022 yılını 2,7 milyar dolar ihracat ile kapatmıştı. 2023 yılının ilk altı ayında da 1,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. 

Geçen yıl pandemi sonrası talep patlamasının yaşandığı bir yıl olduğunu belirten İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler, bu yıl da ihracatı benzer seviyelerde gerçekleştirmeyi hedeflediklerini kaydediyor.

Türkiye'deki enflasyonist ortamla mücadele etmek için, halı sektörü olarak çeşitli stratejiler ve adımlar izlediklerini anlatan Diler, "Öncelikle maliyetlerimizi etkin bir şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Tedarik zincirinde verimliliği artırarak ham madde maliyetlerini minimize ediyor ve üretim süreçlerinde verimliliği artırıyoruz. 

Aynı zamanda, enerji ve işgücü maliyetlerini kontrol altında tutmaya çalışıyoruz" diyor. Yakın gelecek için en önemli stratejilerinin İstanbul merkezli bir uluslararası fuar düzenlemek olduğunu vurgulayan Diler, şu bilgileri veriyor: "En önemli stratejimiz İstanbul Halı İhracatçıları Birliği, Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği ve TÜYAP iş birliğinde 5-8 Aralık 2023 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi'nde 'CFE Halı ve Yer Döşemeleri Fuarı'nı gerçekleştireceğiz. 

Devletimizin her kademesinin desteği ile hem ülkemize hak ettiği halı fuarını kazandıracağız, hem de ihracatımızı artıracağız. Fuarımızın hem direkt hem de dolaylı gelirlerinin ülkemize fayda sağlaması en büyük temennimiz."

ÖMER BOLAT TİCARET BAKANI

TİCARET BAKANLIĞI’NDAN E-İHRACAT DESTEK PAKETİ
Temmuz ayının son günlerinde Ticaret Bakanlığı’ndan ihracatçılara yeni bir destek paketi açıklaması geldi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından yapılan açıklamada, e-ihracatın genel ihracat içindeki payının yüzde 10’a çıkarılması hedefi ile hazırlanan ‘e-ihracat destek paketi’nin tüm e-ihracat ekosistemini kapsayacak şekilde Türk ürünlerinin ve markalarının dünyaya tanıtılmasında gerekli destekleri sağlayacağı belirtildi. 

Açıklamada, “Oluşturduğumuz destek paketleri ile e-ihracatımızın genel ihracatımız içerisindeki yüzde 1,5 oranındaki payını yüzde 10’a çıkarmayı ve böylece, dünyada hızla yükselmekte olan sınır ötesi e-ticaret pazarında ülkemiz ihracatçılarının etkin ve aktif bir şekilde rol almasına öncülük etmesine yardımcı olmak hedeflenilmektedir” denildi. Söz konusu paket kapsamında, dijital pazaryeri tanıtım desteği, sipariş karşılama hizmeti desteği, depo kira desteği ve pazaryeri komisyon gideri desteği gibi destekler ihracatçıların kullanımına sunulacak.

MUSTAFA GÜLTEPE / TİM BAŞKANI

“2023 HEDEFİ İÇİN ELİMİZ GÜÇLENDİ”
“Uzun süreden bu yana finansmana erişimde sıkıntılarla karşılaşıyorduk. İhracatçılarımızın bu sorununu her platformda dile getirdik. Merkez Bankası’nın son düzenlemelerine baktığımızda talep ve beklentilerimizin önemli ölçüde karşılandığını görüyoruz. İhracat kredilerinin sınırlandırıcı tedbirlerin dışında tutulmasını, reeskont kredilerinde günlük limitin 1,5 milyar TL’ye yükseltilerek KOBİ payının artırılmasını büyük bir memnuniyetle karşıladık.

Ayrıca reeskont kredilerinde yüzde 30 ilave ihracat bedeli satış koşulunun kaldırılması ve kredi vadesi boyunca döviz almama taahhüdünden, ithalat ödemeleri kapsamındaki döviz alımlarının istisna tutulması ihracat ailemiz için büyük bir motivasyon kaynağı oluşturacak. 

Bunun yanı sıra ihracat kredilerinin, sınırlandırıcı tedbirleri kapsamı dışında tutulması hem istihdamın devamlılığı hem de cari açığın kapatılması açısından son derece faydalı olacaktır. İhracatta bu yıl 265 milyar dolarlık bir hedefe odaklanmıştık. Merkez Bankası’nın yeni düzenlemeleri sayesinde hedefe ulaşma konusunda elimiz artık çok daha güçlendi.”

ORHAN TURAN / TUSİAD BAŞKANI

“BÖLGESEL ÇEŞİTLENDİRMEYE GİTMELİYİZ”
“ihracatımız yılın ilkyarısında yıllık yüzde 2'ye yakın daralmış durumda. Bunun başlıca üç sebebi olduğunu düşünüyoruz. Öncelikle Avrupa talebinin belirgin şekilde yavaşladığı bir süreçteyiz. Hatta Almanya resesyona giriyor. Dolayısıyla bu durum ihracatımızı olumsuz etkiliyor.
 

Bölgesel çeşitlendirmeye gitmeli ve bunu daha hızlı yapmalıyız. İkincisi, son 1-1,5 yıldır ihracat tarafında yaşanan kredi sorunları. Reeskont kredilerinin yeniden canlandırılması ve regülasyonların gözden geçirilmesi gerekiyor. Uçüncü ve aslında en temel sorunumuz ise daha yapısal. Rekabet avantajımızı kaybediyoruz. 

Özellikle Çin ve Kuzey Afrika'nın bizden pay aldığını söyleyebiliriz. Bunun için de sadece ucuz iş gücüne odaklanmak değil verimlilik artışına odaklanmalı, yüksek katma değerli üretime geçmeliyiz. Benzer şekilde, arzu ettiğimiz ölçüde marka üretemiyoruz. Bunun için de önemli AR-GE yatırımları gerekli. Yüksek katma değerli üretim ve AR-GE yatırımları için de nitelikli insan kaynağı ve bunu sağlayacak bir eğitim reformu gerekiyor."
 

SÜLEYMAN SÖNMEZ / TÜRKONFED BAŞKANI

“YÜKSEK KATMA DEĞERLİ İHRACATA YÖNELMELİYİZ”
"İhracatımızda düşük teknolojili tüketim malları ve ham madde mallarının yoğunluğu dikkatlerden kaçmıyor.
Biz girişimci bir ülkeyiz, Anadolu iş dünyasının büyük bir yatırım iştahı var. Ancak toplam verimlilik düşük olunca yüksek girişimcilik performansımızın pozitif etki yaratması güçleşiyor. Yüksek teknoloji ihracatımız yüzde 3 seviyesinde ve bu oranın OECD ülkeleri ortalamasının yüzde 17-18 bandında seyrettiğini biliyoruz. 

Türkiye yüksek teknoloji endüstrilerine ve yeşil dönüşüme dolayısıyla yeşil sanayileşmeye öncelik veren stratejik bir sanayi politikasına ihtiyaç duyuyor. Son alınan reeskont kredisi kararı bir rahatlama yaratacaktır. Ancak ihracatçılarımıza yönelik özellikle yüksek katma değer temelinde özel teşvik ve destekler önemli olsa da uzun vadede bu alanda gerçekleştirilecek yeni üretim modeli reformu ihtiyacı da çok açık. O nedenle verimlilik temelli bir üretim ekonomisini, yüksek katma değer yaratacak, yüksek teknoloji kullanan ve yüksek katma değerli ihracata yönlendirecek bir rotanın belirlenmesi gerekiyor"

ERDAL BAHÇIVAN / ISO BAŞKANI

“STA SAYISINI ARTIRMALIYIZ”
“Sanayi sektörü ihracatının artırılması konusunda, en önemli başlıklardan biri, küresel ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenmemizi sağlayacak bir adım olarak, pazar çeşitlenmesi. Bu bağlamda serbest ticaret anlaşmamız olan ülke sayısını artırmamız gerekiyor. Örneğin, önemli bir potansiyel taşıyan Asya-Pasifik bölgesine dönük stratejiler geliştirebiliriz. 

Konjonktürel dalgalanmalardan korunmamızı sağlayacak bir başka faktör de ürün çeşitliliğini artırmak. Bu bağlamda e-ticaret küresel ölçekte hızlı büyüyen, fırsatlar barındıran bir alan olarak öne çıkıyor. Söz konusu alanda da küresel pastadan payımızı artırmayı hedeflemeliyiz.

Yapılan çalışmalar, Türk ihracatçılarının rekabet avantajını büyük oranda fiyat avantajı üzerinden sağladığını, buna karşın kalite ve markalaşma gibi başlıkların görece daha geri planda kaldığını gösteriyor. Bu da döviz kurlarına, maliyet artışlarına, genel olarak konjonktürel dalgalanmalara aşırı duyarlı bir yapının oluşmasına neden oluyor. Dolayısıyla kalıcı rekabet avantajı kazanmamızı sağlayacak unsurlara daha fazla odaklanarak ürün kalitesini geliştiren, teknoloji ve bilgi yoğunluğunu artıran, tasarımı ve markalaşmayı merkeze alan strateji ve politikalara ağırlık vermeliyiz."

FUAT TOSYALI / ADMIB BAŞKANI

“İKİNCİ YARI DAHA İYİ GEÇECEK”
“Özellikle demir-çelik sektöründe küresel talepteki daralmadan kaynaklı düşüşlerin olumsuz etkisi devam ediyor. Bu gelişmelerin neticesinde Türkiye genelinde çelik sektörümüz haziran ayında yüzde 42,1'lik, demir ve demir dışı metaller sektörümüz ise 18,8'lik düşüşler yaşadı. Ancak, haziran ayında yaşadığımız bayram tatilinin negatif etkisini temmuz ayında hissetmedik. 

Bunun yanına azalmaya başlayan enerji maliyetleri, talepte hareketliliğin başlaması gibi faktörleri eklediğimizde daha iyi bir sonuç elde edeceğimizi düşünüyorum. ABD ekonomisinde toparlanma sinyallerinin güçlenmesinin yanı sıra, ASEAN bölgesinde de turizmde canlanma bekleniyor. Orta vadede inşaat projelerinin artması ve buna bağlı olarak talebin de canlanması bekleniyor. 

Yılın ikinci yarısının daha iyi geçeceğine inanıyoruz. Talepteki kıpırdama ile birlikte Türkiye geneli demir çelik sektöründe yılsonunda 30 milyar dolarlık ihracatı yakalamaya ve hatta üzerine çıkmaya çalışacağız. Hedefimiz, yaşadığımız her türlü zorluğa rağmen Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yakışır bir ihracatla ülkemize katkı sunmak."


NAİL OLPAK / DEIK BAŞKANI 

“UZUN VADELİ FİNANSMANA ERİŞİM ÇOK ÖNEMLİ”

“Küresel büyüme yüzde 3 civarında yatay seyrederken, yeni küresel ölçekli riskler de ortaya çıkabiliyor. Önümüzdeki dönem için orta vadeli düşündüğümüzde de bu görünüm hızla tersine çevrilemeyebilir. Öncelikle yeni yatırımlarla birlikte sanayide üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi artırmamız gerektiğini düşünüyorum. Küresel durgunluk iddiaları karşısında yapacağımız en büyük hata üretimi durdurmak veya yavaşlatmak olacaktır. 

Yeni yatırımlar için de özellikle uygun maliyetli ve uzun vadeli finansmana erişim büyük önem taşıyor. Özellikle ihracatın finansmanı konusunda Türk Eximbank kaynaklarının güçlendirilmesi kritik öneme sahip. Yakın zamanda kaynağına 6,8 milyar TL destek alan Eximbank için, 265 milyar dolar mal ihracatı, 120 milyar dolar hizmet ihracatı ve yurt dışı müteahhitlik sektörünü de birlikte değerlendirdiğimizde daha fazla kaynağa ihtiyaç var. 

Ayrıca artan maliyetlerin, yeni teşvik mekanizmaları ile ihracatçı üzerindeki yüklerinin azaltılması gerektiğini düşünüyoruz."

 

 

0

  • ALTIN GRAM - TL 2389,49 -1,37%
  • ALTIN ONS 2298,36 -0,92%
  • BIST 100 10164 1,18%
  • DOLAR/JAPON YENI 154,863 0,226%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,37246 -0,10627%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 91,9375 -1,8834%
  • DOLAR/TURK LIRASI 32,3386 -0,4456%
  • EURO/DOLAR 1,07 -0,1391%
  • EURO/TURK LIRASI 34,6645 -0,4494%
  • STERLIN/DOLAR 1,25095 -0,14767%
Günün En Çok Okunanları
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL