anayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının otomotiv sektörüne etkilerini değerlendirmek amacıyla Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) üyeleriyle video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıya katıldı.
Bakanlık olarak, salgın boyunca vites yükselttiklerini ifade eden Varank, tüm paydaşlarla yakın istişare içinde olduklarını söyledi.
Dijital toplantılarla üreticilerin, sanayicilerin nabzını yakından tuttuklarını ve yol haritalarını birlikte şekillendirdiklerini vurgulayan Varank, "Henüz kimsenin bağışıklık kazanamadığı bir pandemiyle mücadele ediyoruz. Bir yandan vatandaşlarımızın canını korumaya çalışırken, diğer yandan bu musibetin ekonomik, sosyal ve psikolojik etkileriyle savaşıyoruz. Belki toparlanma çok kısa sürecek ve eski düzenimize hemen geri döneceğiz, belki de dünya daha uzun vadeli, yıllarca sürecek bir küresel krizle boğuşmaya devam edecek. Dolayısıyla her iki senaryoya da hazırlıklı olmak, riskleri minimize ederken, muhtemel fırsatları da en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor." diye konuştu.
Bakan Varank, Türkiye'nin Kovid-19'un ekonomik etkilerini nisan ayından itibaren yoğun şekilde hissetmeye başladığını hatırlatarak, Avrupa Birliği başta olmak üzere neredeyse tüm büyük pazarlarda üretim kayıplarının derinleştiğini dile getirdi.
Sadece otomotiv sektöründe Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'da yüzde 40-85'e varan üretim düşüşleri olduğuna dikkati çeken Varank, şu değerlendirmede bulundu:
"Sektör Çin'de yüzde 46, ABD'de yüzde 39 daraldı. Doğal olarak gidişat bizi de etkiledi. İç talebi ele aldığımızda, orası da tabii ki halkımızın sağlığını korumak için aldığımız tedbirler sebebiyle etkilendi, ama bu resme bir bütün olarak bakınca şunu çok net bir biçimde görmek gerekiyor. Türkiye, bu küresel krizde başarılı bir sınav veriyor, inşallah vermeye de devam edecek. İlk günden itibaren Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dinamik bir süreç yönetimi mekanizması kurduk. Paniğe kapılmadan her adımı planladık ama asla geç kalmadık."
Sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomik sürdürülebilirliği de dikkate aldıklarına işaret eden Varank, istihdam, finansman ve sosyal yardım alanlarında kritik adımların hayata geçirildiğini bildirdi.
Varank, emekçi ve işvereni mağdur etmemek adına, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartlarını kolaylaştırdıklarını anımsatarak, kısa çalışma şartlarını taşımayanlar için, aylık 1170 liralık başka bir paketi devreye soktuklarını, telafi çalışma süresini 2 aydan 4 aya çıkardıklarını kaydetti.
Bakan Varank, finansa erişim alanında kamu bankalarının kart limitlerini artırdığını, mevcut kredileri yeniden yapılandırdığını, kurumsal ve ticari işletmelerin kredi borçlarını ötelediğini, sektör ayrımı olmaksızın "İş'e Devam" kredileri açtığını ve işletme finansman destekleriyle esnafın yanında durduğunu anlattı.
"Kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız dedik." ifadesini kullanan Varank, yaklaşık 4 buçuk milyon ihtiyaç sahibi haneye 1000'er lira nakdi yardım yaptıklarını, bugüne kadar ulaşılamayan ihtiyaç sahibi haneler için ise yardımın yeni fazını başlattıklarını ve başvuruları aldıklarını dile getirdi.
Varank, bu dönemde hem salgının seyri ve gelen talepler doğrultusunda üretimin tamamen durdurulması gibi bir yaklaşımlarının olmadığını belirterek, "Hatta sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bile ihracat taahhüdü olan ya da faaliyetini durdurduğunda büyük zararla karşılaşabilecek üreticilerin çalışabilmesini sağladık. Geçen haftaki kısıtlama günlerinde, İçişleri Bakanlığı genelgesindeki sektörlere ilave olarak, 16 bin 900 firmamız daha talepleri doğrultusunda üretimini sürdürdü. Bu hafta da çalışması gereken firmalar il müdürlüklerimizle irtibata geçerlerse aynı şekilde yardımcı olacağız." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sağlam bir üretim altyapısına sahip olduğuna dikkati çeken Varank, tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu yoğun bakım solunum cihazı gibi kritik bir ürünün rekor sürede üretildiğini hatırlattı. Varank, bu başarının tesadüf olmadığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"18 senede sıfırdan bir Ar-Ge ekosistemi inşa ettik, sanayi altyapımızı güçlendirdik ve yetişmiş iş gücüne yatırım yaptık. Türk sanayisinin zayıflamasına müsaade etmeyeceğiz. Üretimi ayakta tutacak ve rekabet gücümüzü daha da artıracak politikaları tereddütsüz uygulayacağız. Şunu net görmemiz gerekiyor. Evet, ekonomide kırılganlıklar var ancak yaşadığımız bu süreçte en gelişmiş ülkelerin, küresel güçlerin bile geldiği yer ortada. Finansal dalgalanmalara bağlı kazanç ya da kayba dayanan bir iş modeline bel bağlamamalıyız. Rekabet gücümüzün temelinde üretim, dünya piyasalarına sunduğunuz kaliteli mal ve hizmetler olmalı."
Varank, salgının fırsatları da beraberinde getirdiğini belirterek, gelecek dönemde ekonomide, özellikle üretimde tek kutuplu dünya düzeninden, çok kutuplu dünya düzenine doğru geçiş olacağını söyledi. Ekonomik faaliyetlerin ağırlık merkezinin, dünya geneline daha dengeli yayılacağını ifade eden Varank, yeni merkezler ortaya çıkacağını, güç dengelerinin değişeceğini ve küresel pastanın yeniden daha adil bir şekilde bölüşüleceğini umduğunu dile getirdi.
Varank, Türkiye'nin de pastadan payını en iyi şekilde alması gerektiğini ifade ederek, "Hükümet olarak sanayicinin yanındayız. Faaliyetini büyütmek isteyen, yatırımlara odaklanan ve istihdam oluşturan herkesin yanında olmaya da devam edeceğiz. Uyguladığımız politikalar, yaşadığımız yeni dönemin ruhuna uygun olacak. Geleneksel sektörlerimize sahip çıkacağız. Bununla birlikte, yarını şekillendirecek yenilikçi sektörleri daha güçlü destekleyeceğiz." dedi.
Türkiye'nin geleceğinin, katma değerli üretimde ve yüksek teknolojide olduğunu vurgulayan Varank, bu noktada otomotiv ana ve tedarik sanayisinin taşıdığı önemin farkında olduklarını bildirdi.
Varank, Kovid-19 salgınıyla artan sıkıntıları gidermek adına hemen harekete geçtiklerini anımsatarak, otomotiv sektöründeki son gelişmeleri yakından takip ettiğini ve yurt dışı piyasaların yeniden açılmaya başladığını söyledi.
Avrupa Otomobil İmalatçıları Derneğinin, Avrupa'da 298 otomobil fabrikasının yeniden üretime başladığını duyurduğunu aktaran Varank, 11 Mayıs'ta Almanya, İspanya ve İtalya'daki otomotiv ana sanayi fabrikalarının tamamının açılacağını kaydetti.
Türkiye'de de otomobil fabrikalarının büyük bölümünün tekrar üretime geçtiğini ve 11 Mayıs itibarıyla ülkedeki otomobil ana sanayi fabrikalarının tamamının faaliyetlerine başlayacağını belirten Varank, şöyle devam etti:
"Salgının hızına bağlı olmakla birlikte, haziran ortasından itibaren otomotiv sektöründe bir canlanma bekleyebiliriz. Tedarik sanayisinin, salgın sonrası döneme en iyi şekilde hazırlıklı olması gerekiyor. Aslında, yeni normali de sizler şekillendireceksiniz. İşte tam bu noktada 5 temel tavsiyemiz var. Birincisi ve en önemlisi, çalışanlarınızın sağlığını güvence altına almanız. İkinci beklentimiz dinamik olmanız. Üçüncü olarak tedarikçinize sahip çıkın. Dördüncü olarak yerlileşme oranlarınızı artırın. Son önerim ise dijital teknolojilere yatırım yapmanız. Üretim öncesi ve sonrasındaki iş süreçlerinizi en ince detayına kadar planlayın. Servisler, yemekhaneler, çalışma saatleri gibi konularda önce iş güvenliğini sağlamalısınız. Türk Standardları Enstitüsü aracılığıyla sanayi işletmelerinde alınması gereken önlemlere ilişkin bir rehber doküman hazırlamaya başladık. Kılavuzda hijyen, enfeksiyon önleme ve kontrol mekanizmalarıyla ilgili atılması gereken adımlara yer vereceğiz. Hazırlık aşamasında Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Hıfzıssıhha doktorları ve sektör temsilcilerinin görüşlerinden faydalandık. Çalışmayı en kısa sürede tamamlayıp, sizlerin hizmetine sunacağız."
Varank, Kocaeli'de pilot bir proje başlattıklarını ve Sağlık Bakanlığı ile Gebze Teknik Üniversitesinde, sadece sanayiye hizmet veren 5 bin test kapasiteli bir Kovid-19 laboratuvarı kurduklarını bildirdi. Ankara'ya hizmet edecek laboratuvarın da hazır olduğu bilgisini veren Varank, İstanbul, Bursa, Tekirdağ ve Manisa'da da tarama testlerini yakında başlatmayı planladıklarını dile getirdi. Varank, bu ay sonunda tüm organize sanayi bölgelerinde bu sistemi devreye almayı hedeflediklerini belirterek, böylece emekçilerin sağlığını çok daha yakından takip edeceklerini söyledi.
Türkiye'nin Otomobili ile ilgili gelişmelere de değinen Varank, şunları kaydetti:
"TOGG'un 100'ün üzerinde TAYSAD üyesiyle gizlilik anlaşması imzaladığını ve tedarikçi görüşmeleri yaptığını biliyorum. Hatta önemli bir kısmının seçiminin tamamlandığından haberim var. Buradaki iş birliği, hem yerlileşme politikalarımız hem de sektöre kazandıracağı ivme açısından kritik öneme sahip. Burada milli bir şuurla göstereceğimiz gayreti çok önemsediğimi belirtmek istiyorum. Otomotiv sektörünün Türkiye için taşıdığı önemi biliyoruz. Sizlerle dirsek temasında olmaya devam edeceğiz. TAYSAD Başkanımız 50 firmamızın kendi kendine harekete geçerek, sağlık sektörüne yönelik üretim yaptığından bahsetti. Bu firmaların bir kısmının solunum cihazında da parçaları var. Buradan bütün şirketlerimize teşekkür ediyorum."
Bakanlık olarak, salgın boyunca vites yükselttiklerini ifade eden Varank, tüm paydaşlarla yakın istişare içinde olduklarını söyledi.
Dijital toplantılarla üreticilerin, sanayicilerin nabzını yakından tuttuklarını ve yol haritalarını birlikte şekillendirdiklerini vurgulayan Varank, "Henüz kimsenin bağışıklık kazanamadığı bir pandemiyle mücadele ediyoruz. Bir yandan vatandaşlarımızın canını korumaya çalışırken, diğer yandan bu musibetin ekonomik, sosyal ve psikolojik etkileriyle savaşıyoruz. Belki toparlanma çok kısa sürecek ve eski düzenimize hemen geri döneceğiz, belki de dünya daha uzun vadeli, yıllarca sürecek bir küresel krizle boğuşmaya devam edecek. Dolayısıyla her iki senaryoya da hazırlıklı olmak, riskleri minimize ederken, muhtemel fırsatları da en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor." diye konuştu.
"Türkiye, küresel krizde başarılı bir sınav veriyor"
Bakan Varank, Türkiye'nin Kovid-19'un ekonomik etkilerini nisan ayından itibaren yoğun şekilde hissetmeye başladığını hatırlatarak, Avrupa Birliği başta olmak üzere neredeyse tüm büyük pazarlarda üretim kayıplarının derinleştiğini dile getirdi.
Sadece otomotiv sektöründe Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'da yüzde 40-85'e varan üretim düşüşleri olduğuna dikkati çeken Varank, şu değerlendirmede bulundu:
"Sektör Çin'de yüzde 46, ABD'de yüzde 39 daraldı. Doğal olarak gidişat bizi de etkiledi. İç talebi ele aldığımızda, orası da tabii ki halkımızın sağlığını korumak için aldığımız tedbirler sebebiyle etkilendi, ama bu resme bir bütün olarak bakınca şunu çok net bir biçimde görmek gerekiyor. Türkiye, bu küresel krizde başarılı bir sınav veriyor, inşallah vermeye de devam edecek. İlk günden itibaren Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dinamik bir süreç yönetimi mekanizması kurduk. Paniğe kapılmadan her adımı planladık ama asla geç kalmadık."
Sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomik sürdürülebilirliği de dikkate aldıklarına işaret eden Varank, istihdam, finansman ve sosyal yardım alanlarında kritik adımların hayata geçirildiğini bildirdi.
Varank, emekçi ve işvereni mağdur etmemek adına, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartlarını kolaylaştırdıklarını anımsatarak, kısa çalışma şartlarını taşımayanlar için, aylık 1170 liralık başka bir paketi devreye soktuklarını, telafi çalışma süresini 2 aydan 4 aya çıkardıklarını kaydetti.
"Üreticilerin çalışabilmesini sağladık"
Bakan Varank, finansa erişim alanında kamu bankalarının kart limitlerini artırdığını, mevcut kredileri yeniden yapılandırdığını, kurumsal ve ticari işletmelerin kredi borçlarını ötelediğini, sektör ayrımı olmaksızın "İş'e Devam" kredileri açtığını ve işletme finansman destekleriyle esnafın yanında durduğunu anlattı.
"Kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız dedik." ifadesini kullanan Varank, yaklaşık 4 buçuk milyon ihtiyaç sahibi haneye 1000'er lira nakdi yardım yaptıklarını, bugüne kadar ulaşılamayan ihtiyaç sahibi haneler için ise yardımın yeni fazını başlattıklarını ve başvuruları aldıklarını dile getirdi.
Varank, bu dönemde hem salgının seyri ve gelen talepler doğrultusunda üretimin tamamen durdurulması gibi bir yaklaşımlarının olmadığını belirterek, "Hatta sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bile ihracat taahhüdü olan ya da faaliyetini durdurduğunda büyük zararla karşılaşabilecek üreticilerin çalışabilmesini sağladık. Geçen haftaki kısıtlama günlerinde, İçişleri Bakanlığı genelgesindeki sektörlere ilave olarak, 16 bin 900 firmamız daha talepleri doğrultusunda üretimini sürdürdü. Bu hafta da çalışması gereken firmalar il müdürlüklerimizle irtibata geçerlerse aynı şekilde yardımcı olacağız." ifadelerini kullandı.
"Türk sanayisinin zayıflamasına asla müsaade etmeyeceğiz"
Türkiye'nin sağlam bir üretim altyapısına sahip olduğuna dikkati çeken Varank, tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu yoğun bakım solunum cihazı gibi kritik bir ürünün rekor sürede üretildiğini hatırlattı. Varank, bu başarının tesadüf olmadığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"18 senede sıfırdan bir Ar-Ge ekosistemi inşa ettik, sanayi altyapımızı güçlendirdik ve yetişmiş iş gücüne yatırım yaptık. Türk sanayisinin zayıflamasına müsaade etmeyeceğiz. Üretimi ayakta tutacak ve rekabet gücümüzü daha da artıracak politikaları tereddütsüz uygulayacağız. Şunu net görmemiz gerekiyor. Evet, ekonomide kırılganlıklar var ancak yaşadığımız bu süreçte en gelişmiş ülkelerin, küresel güçlerin bile geldiği yer ortada. Finansal dalgalanmalara bağlı kazanç ya da kayba dayanan bir iş modeline bel bağlamamalıyız. Rekabet gücümüzün temelinde üretim, dünya piyasalarına sunduğunuz kaliteli mal ve hizmetler olmalı."
Varank, salgının fırsatları da beraberinde getirdiğini belirterek, gelecek dönemde ekonomide, özellikle üretimde tek kutuplu dünya düzeninden, çok kutuplu dünya düzenine doğru geçiş olacağını söyledi. Ekonomik faaliyetlerin ağırlık merkezinin, dünya geneline daha dengeli yayılacağını ifade eden Varank, yeni merkezler ortaya çıkacağını, güç dengelerinin değişeceğini ve küresel pastanın yeniden daha adil bir şekilde bölüşüleceğini umduğunu dile getirdi.
Varank, Türkiye'nin de pastadan payını en iyi şekilde alması gerektiğini ifade ederek, "Hükümet olarak sanayicinin yanındayız. Faaliyetini büyütmek isteyen, yatırımlara odaklanan ve istihdam oluşturan herkesin yanında olmaya da devam edeceğiz. Uyguladığımız politikalar, yaşadığımız yeni dönemin ruhuna uygun olacak. Geleneksel sektörlerimize sahip çıkacağız. Bununla birlikte, yarını şekillendirecek yenilikçi sektörleri daha güçlü destekleyeceğiz." dedi.
"11 Mayıs'ta otomobil fabrikaları faaliyete başlayacak"
Türkiye'nin geleceğinin, katma değerli üretimde ve yüksek teknolojide olduğunu vurgulayan Varank, bu noktada otomotiv ana ve tedarik sanayisinin taşıdığı önemin farkında olduklarını bildirdi.
Varank, Kovid-19 salgınıyla artan sıkıntıları gidermek adına hemen harekete geçtiklerini anımsatarak, otomotiv sektöründeki son gelişmeleri yakından takip ettiğini ve yurt dışı piyasaların yeniden açılmaya başladığını söyledi.
Avrupa Otomobil İmalatçıları Derneğinin, Avrupa'da 298 otomobil fabrikasının yeniden üretime başladığını duyurduğunu aktaran Varank, 11 Mayıs'ta Almanya, İspanya ve İtalya'daki otomotiv ana sanayi fabrikalarının tamamının açılacağını kaydetti.
Türkiye'de de otomobil fabrikalarının büyük bölümünün tekrar üretime geçtiğini ve 11 Mayıs itibarıyla ülkedeki otomobil ana sanayi fabrikalarının tamamının faaliyetlerine başlayacağını belirten Varank, şöyle devam etti:
"Salgının hızına bağlı olmakla birlikte, haziran ortasından itibaren otomotiv sektöründe bir canlanma bekleyebiliriz. Tedarik sanayisinin, salgın sonrası döneme en iyi şekilde hazırlıklı olması gerekiyor. Aslında, yeni normali de sizler şekillendireceksiniz. İşte tam bu noktada 5 temel tavsiyemiz var. Birincisi ve en önemlisi, çalışanlarınızın sağlığını güvence altına almanız. İkinci beklentimiz dinamik olmanız. Üçüncü olarak tedarikçinize sahip çıkın. Dördüncü olarak yerlileşme oranlarınızı artırın. Son önerim ise dijital teknolojilere yatırım yapmanız. Üretim öncesi ve sonrasındaki iş süreçlerinizi en ince detayına kadar planlayın. Servisler, yemekhaneler, çalışma saatleri gibi konularda önce iş güvenliğini sağlamalısınız. Türk Standardları Enstitüsü aracılığıyla sanayi işletmelerinde alınması gereken önlemlere ilişkin bir rehber doküman hazırlamaya başladık. Kılavuzda hijyen, enfeksiyon önleme ve kontrol mekanizmalarıyla ilgili atılması gereken adımlara yer vereceğiz. Hazırlık aşamasında Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Hıfzıssıhha doktorları ve sektör temsilcilerinin görüşlerinden faydalandık. Çalışmayı en kısa sürede tamamlayıp, sizlerin hizmetine sunacağız."
Türkiye'nin Otomobili ile ilgili gelişmeler
Varank, Kocaeli'de pilot bir proje başlattıklarını ve Sağlık Bakanlığı ile Gebze Teknik Üniversitesinde, sadece sanayiye hizmet veren 5 bin test kapasiteli bir Kovid-19 laboratuvarı kurduklarını bildirdi. Ankara'ya hizmet edecek laboratuvarın da hazır olduğu bilgisini veren Varank, İstanbul, Bursa, Tekirdağ ve Manisa'da da tarama testlerini yakında başlatmayı planladıklarını dile getirdi. Varank, bu ay sonunda tüm organize sanayi bölgelerinde bu sistemi devreye almayı hedeflediklerini belirterek, böylece emekçilerin sağlığını çok daha yakından takip edeceklerini söyledi.
Türkiye'nin Otomobili ile ilgili gelişmelere de değinen Varank, şunları kaydetti:
"TOGG'un 100'ün üzerinde TAYSAD üyesiyle gizlilik anlaşması imzaladığını ve tedarikçi görüşmeleri yaptığını biliyorum. Hatta önemli bir kısmının seçiminin tamamlandığından haberim var. Buradaki iş birliği, hem yerlileşme politikalarımız hem de sektöre kazandıracağı ivme açısından kritik öneme sahip. Burada milli bir şuurla göstereceğimiz gayreti çok önemsediğimi belirtmek istiyorum. Otomotiv sektörünün Türkiye için taşıdığı önemi biliyoruz. Sizlerle dirsek temasında olmaya devam edeceğiz. TAYSAD Başkanımız 50 firmamızın kendi kendine harekete geçerek, sağlık sektörüne yönelik üretim yaptığından bahsetti. Bu firmaların bir kısmının solunum cihazında da parçaları var. Buradan bütün şirketlerimize teşekkür ediyorum."