15 Temmuzda Cumhuriyet tarihinin en kritik günlerinden birini yaşadık. Akşam saatlerinde başlayan askeri darbe girişimi ancak sabaha doğru kontrol altına alınabildi. Böylece Türkiye bir uçurumun kıyısından döndü. Bu darbe girişiminden sonra devlet kurumlarında büyük bir temizlik başladı ve üç ay süreyle de Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. Şimdi herkes bu gelişmelerin ekonomiye nasıl yansıyacağını merak ediyor.
Biz de aynı merak içinde önümüzdeki dönemin neler getirebileceğini CEO Club üyelerine sorduk. Anketimize katılan 84 CEO’dan 10 kritik mesaj aldık. CEO’ların üçte ikiye yakını 15 Temmuz öncesine göre endişeli olduğunu söylüyor. Yarıya yakını OHAL uygulamasının ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Darbe girişimi sonrasında hükümetten öncelikle güven ortamını yeniden sağlaması bekleniyor.
Önümüzdeki döneme ilişkin en büyük risk olarak kredi notumuzun ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin altına düşürülmesi görülüyor. CEO’ların yüzde 84,1’lik ezici çoğunluğu da kredi notunda böyle bir düşüşün gelebileceğini öngörüyor. CEO’lar, yaşanan gelişmelerden sonra bütçe hedeflerini henüz değiştirmediklerini ve beklemede olduklarını söylüyor. Yüzde 60’a yakını yatırım takviminde bir değişiklik olmadığını belirtiyor.
Yıl sonu dolar kuruna ilişkin tahminler artık 3 TL’nin altının pek olası görülmediğini ifade ediyor. CEO’ların yarıya yakını bu yıl büyümenin yüzde 34 arasında kalacağını tahmin ediyor. CEO’ların büyük kısmının tahminlerine göre yıl sonunda enflasyon ise yüzde 7’nin üzerinde olacak.
1- CEO’ların gelecekten endişesi var
115 Temmuz’da yaşadığımız askeri darbe girişimi hepimizi derinden etkiledi. Bir süredir böyle bir şey yaşanabileceğine ilişkin söylentiler olsa da çoğumuz buna ihtimal vermiyorduk. Yakın tarihimizde daha önce de askeri müdahaleler olmuştu ama bu çağda artık buna imkan olmadığını düşünüyorduk. Oysa Türkiye’de daha önce yaşananlardan da kanlı bir darbe girişimine şahit olduk. Eldeki son verilere göre 200’ün üzerinde can kaybı ve yüzlerce de yaralı var. Neyse ki darbe
girişimi bastırıldı ama bu gelişmeler sonrasında sıkıntılı bir sürece girdiğimiz de çok açık. İşte bu yüzden pek çoğumuz geleceğe endişeyle bakıyor. Anketimize verdikleri yanıtlara bakılırsa, Türkiye’nin dev şirketlerinin CEO’ları da bizden çok farklı durumda değil. Anketimizi yanıtlayan CEO’ların yüzde 68’i yani üçte ikisinden fazlası 15 Temmuz öncesine göre endişeli bir ruh hali içinde olduğunu söylüyor.
Yüzde 2,6’sı da umutsuz olduğunu ifade ediyor. Yani kötümser olanların oranı yüzde 70’i de aşıyor. Buna karşılık ’15 Temmuz öncesine göre daha olumluyum’diyen yüzde 18,7’lik bir kitle de var. Yüzde 10,7’lik bir kitle de 15 Temmuz öncesine göre endişelerinin azaldığını ifade ediyor.
2- OHAL ekonomiyi nasıl etkileyecek?
15Temmuz’da yaşanan askeri darbe girişiminden sonra devlet kumullarında büyük bir temizlik başladı. Bu temizliğin daha hızlı yapılabilmesi amacıyla da geçen hafta üç ay süreyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi.
Her ne kadar hükümetten bazı yetkililer OHAL’in üç ay dolmadan sona erebileceğini söylese de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu süre bittikten sonra üç ay daha uzatılabileceğini ifade ediyor.
Bu sürenin daha da uzaması ihtimal dahilinde. Mesela, dergimizin 30-31 ‘inci sayfalarında okuyabileceğiniz gibi, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süheyl Donay, OHAL’in üç ayla sınırlı kalmasının zor olduğu görüşünde. Donay OHAL’in yargılamalar nedeniyle bir yıl sürebileceğini söylüyor. Doğal olarak da bu sürecin ekonomiyi nasıl etkileyeceği merak ediliyor.
OHAL’ın ekonomiyi nasıl etkileyeceği sorumuza, CEO’ların yarıya yakını “Olumsuz etkiler” yanıtını verdi. Bu yanıtı verenlerin oranı yüzde 45,1’ buluyor. Fakat CEO’ların yüzde 36,6’sı OHAL’in ekonomiye bir etkisi olmayacağı görüşünde. CEO’ların yüzde 18,3’ü ise OHAL’in ekonomiyi olumlu etkileyeceğini düşünüyor.
3- Hükümetten önce güveni sağlaması bekleniyor
Hükümet şu anda harıl harıl kamu kurumlarını temizlemeye uğraşıyor. Ancak sadece bununla uğraşması yeterli değil, hükümetten siyasi ve ekonomik alanlarda da pek çok şey bekleniyor. Bu çerçevede biz de CEO’lara hükümetten öncelikli beklentilerinin neler olduğunu sorduk.
Birden fazla şıkkın işaretlenebildiği bu soruda en çok yanıt’güven ortamının yeniden sağlanması’ şıkkına geldi. Buna göre, yüzde 42’lik oranla en öncelikli beklentiyi bu oluşturuyor. İkinci sırada yüzde 23,9 ile ekonomideki reform sürecinin öne çekilmesi yer alıyor. AB ve ABD ile gerilen ilişkilerin yumuşatılması, yüzde 17,6 ile üçüncü sırada.
Dördüncü sırada yüzde 11,2’lik oranla İsrail ve Rusya ile başlatılan dış ilişkilerdeki yumuşama sürecinin devam ettirilmesi bulunuyor. Beşinci sırada ise yüzde 5,3 ile turizm gibi olumsuz etkilenen sektörlere yeni teşvikler sağlanması beklentisi var.