USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla
Ayşegül Sakarya Pehlivan
Ayşegül Sakarya Pehlivan

Diğer Yazıları

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor

Küresel ekonomide artan belirsizlikler, şirketlerin satın alma stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Şirketler artık sadece maliyet değil; veri, sürdürülebilirlik ve yapay zekâ odaklı stratejilerle rekabette fark yaratmaya çalışıyor.


Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor

Küresel ekonomi, pandemi sonrası toparlanma sürecinden jeopolitik risklere, tedarik zinciri kırılmalarından enflasyona kadar çok boyutlu bir belirsizlik döneminden geçiyor. Bu tablo, şirketlerin satın alma stratejilerini de köklü biçimde değiştiriyor. Artık satın alma birimlerinin temel amacı yalnızca maliyetleri düşürmek değil; verimlilik, sürdürülebilirlik ve dayanıklılığı eş zamanlı yönetmek.

Ekonomist’in 26 Ekim -  08 Kasım 2025 tarihli sayısından

Satın alma fonksiyonunun stratejik önemi artarken tedarik zinciri kırılmalarına karşı alternatif kaynak arayışları ve dijitalleşme yatırımları sektörün öncelikli gündemleri arasında yer alıyor. Koç-Zer iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz satın alma ve tedarik yönetimi anketine göre, gelecek beş yılda satın alma yönetimine ilişkin en büyük sorun yüzde 30,4’le doğru tedarik kaynağını bulmak olacak. Yüzde 21’le tedarikçi ilişkilerini yönetimi, yüzde 17,4’le dijital dönüşüme uyum sağlamama, yüzde 16,7’yle ise ESG kriterlerini sağlayamama yer alıyor.

Liderlerin yüzde 33,9’u “Türkiye’deki ekonomik belirsizlikler satın alma stratejinizi nasıl etkiliyor?” sorusunu “Alternatif tedarikçiler arıyoruz” şeklinde yanıtlıyor. Yüzde 24,4’ü yatırım ve büyüme planlarını ertelerken, yüzde 22,8’i daha kısa vadeli kontratlar yaptığını ifade ediyor. Yüzde 11’i stokları artırırken, yüzde 7,9’u çoklu para birimi kullanmaya başladıklarını vurguluyor.

ENFLASYONA KARŞI MALİYET KONTROLÜ

Son yılların en büyük sorunlarından biri olan enflasyonla mücadele için satın alma liderlerinin en büyük silahı maliyet kontrolü. Liderlerin yüzde 46,2’si verimlilik çalışmalarına ağırlık veriyor. Yüzde 16,7’si ise fiyat güncellemeleriyle süreci yönetmeye çalışıyor. Yüzde 15,2’si ise yeni gelir kaynakları yaratarak ürün ve hizmet çeşitlendirmesiyle riski azaltıyor.

Satın alma ve tedarik konusunda en önemli konulardan biri olan dijitalleşme yatırımları da artıyor. Şirketlerin yüzde 30,4’ü satın almanın dijitalleşmesine yönelik yatırımlarını yüzde 10-20 arasında artırmayı hedefliyor. Araştırmaya göre şirketlerin dijital uygulamaları benimsemesindeki ana motivasyonu yüzde 43,5’le verimlilik. Onu yüzde 21,7’yle maliyetleri düşürmek izliyor.

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-1

İSMAİL KARAKIŞ / PWC TÜRKİYE TEDARİK ZİNCİRİ HİZMETLERİ LİDERİ

PwC’nin araştırmaları da global ölçekte trendlerin paralel ilerlediğini gösteriyor. Satın alma sektöründe dijital dönüşüm istikrarlı bir şekilde devam ederken, yatırımlarını artıranlar ve yatırımlarını stabilize edenler olarak şirket trendleri iki profile ayrılıyor. Genellikle daha düşük dijitalleşme seviyesine sahip küçük şirketler yatırımları artırıyor. Küçük ölçekli şirketler yatırımlarının geri dönüşünü daha hızlı bir şekilde elde ederken, dijitalleşme ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıcı başına daha fazla yatırım yapmak zorunda kalıyor. Yatırımlarını stabilize eden şirketler, genellikle daha yüksek dijitalleşme seviyesine sahip büyük şirketler oluyor. Yatırımlarını kazanıma dönüştürmeleri çok daha uzun zaman almakta ancak kullanıcı başına yatırım düzeyi açısından ölçek ekonomisinden faydalanıyor. PwC Türkiye Tedarik Zinciri Hizmetleri Lideri İsmail Karakış, “Kuruluşların yüzde 81’i satın alma fonksiyonunda kurumsal kaynak planlama (ERP) kullanıyor. Özellikle ‘veri ambarı / iş zekâsı’ uygulamalarında artış gözlemleniyor. Bu da veri temelli satın alma kararlarının yaygınlaştığını gösteriyor. Ayrıca, ‘tedarikçi yaşam döngüsü’ ve ‘tedarikçi ilişkileri Yönetimi’ gibi uygulamaların etkin şekilde yönetilebilmesi için veri ambarı ve iş zekâsı çözümleri kritik bir rol oynamaya devam ediyor” diye konuşuyor.

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-2

MURAT DİNÇER / CARREFOURSA KATEGORİ & TEDARİK ZİNCİRİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

UZUN VADELİ TEDARİK

Bu değişimler şirketlerin stratejilerine somut etki ediyor. Perakende sektörünün önemli oyuncularından CarrefourSA Kategori & Tedarik Zinciri Genel Müdür Yardımcısı Murat Dinçer, son dönemde satın alma stratejilerinde veri odaklılık, esneklik ve sürdürülebilirliğin ön planda olduğunu söylüyor. Ham madde fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı uzun vadeli tedarik planları oluşturan şirket, ambalaj gramajları gibi uygulamalarla birim fiyatlarda denge sağlıyor. 2025 ve 2026 yıllarında satın alma süreçlerinde öne çıkması beklenen başlıca trendleri izlenebilirlik, sürdürülebilirlik, maliyet verimliliği, kategori sadeleştirmesi ve kanal çeşitliliği olarak sıralayan Dinçer, “Gıda tarafında ise iklim değişikliği, kuraklık ve tedarik zinciri kırılganlıkları nedeniyle alternatif ve esnek tedarik modelleri daha fazla önem kazanıyor. Tüketici eğilimlerine baktığımızda ise özellikle bitki bazlı, vegan, glutensiz ve protein odaklı ürünler, sağlıklı yaşam trendiyle birlikte yükseliyor” diyor.

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-3

AZİZ ÜNAL / ENERJİSA ÜRETİM İŞLETME VE TEDARİK ZİNCİRİ

Enerji sektörünün önemli oyuncularından Enerjisa Üretim, dijital dönüşüm stratejilerine odaklanıyor. Dijitalleşmeye verdikleri önem sayesinde birçok tahminleme modelini kendi departmanları bünyesinde geliştirme imkânı bulduklarını söyleyen Enerjisa Üretim İşletme ve Tedarik Zinciri Genel Müdür Yardımcısı Aziz Ünal, “Veri analizi çalışmalarımızla stok yönetimimizi iyileştiriyor, acil satın alma ihtiyacını azaltarak daha doğru planlama yapıyor ve böylece enflasyonun etkilerini minimize ediyoruz. Sürdürülebilir satın alma süreçlerimizi dijitalleştiriyor, yenilikçi uygulamalar geliştiriyor ve kapsamlı sürdürülebilirlik değerlendirmeleri gerçekleştiriyoruz” diyor. Şirket, tedarik zincirinin her aşamasında çevresel ve sosyal riskleri göz önünde bulunduruyor, güçlü bir ön seçim süreci ve risk haritalandırması ile enflasyonla mücadele kapsamında değer zincirimizi proaktif bir şekilde yönetiyor.

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-4

GÜRKAN HÜRYILMAZ / TÜSMOD (SATIN ALMA VE TEDARİK YÖNETİMİ MESLEK ODASI DERNEĞİ) BAŞKANI

YENİ PERFORMANS ÖLÇÜTLERİ

TÜSMOD (Satın Alma ve Tedarik Yönetimi Meslek Odası Derneği) Başkanı Gürkan Hüryılmaz da 2025 yılının satın alma ve tedarik zinciri profesyonelleri için dijitalleşmenin hız kazandığı, yapay zeka destekli karar alma sistemlerinin iş süreçlerine dâhil olduğu ve sürdürülebilirlik odaklı yeni performans ölçütlerinin şekillenmeye başladığı bir dönem olarak öne çıktığını söylüyor. Tedarik zincirlerinin yalnızca maliyet ve verimlilik ekseninde değil, aynı zamanda etik, çevresel ve dayanıklılık temelleri üzerine yeniden tanımlandığına dikkat çeken Hüryılmaz, “2026 yılına girerken satınalma fonksiyonu, maliyet azaltma ve tedarikçi seçimiyle sınırlı olmaktan çıkarak; kurumsal stratejinin merkezinde konumlanan bir değer yaratma alanı haline geliyor” diyor.

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-5

Bununla birlikte generatif yapay zeka, tekliflerin analiz edilmesi, satınalma sözleşmelerinin oluşturulması ve tedarikçi değerlendirmeleri gibi birçok noktada satınalma profesyonellerinin karar süreçlerine hız, doğruluk ve içgörü kazandırıyor. Blockchain tabanlı doğrulama sistemleri sayesinde tedarik zinciri boyunca izlenebilirlik artarken, IoT destekli veri toplama teknolojileri satınalma kararlarını gerçek zamanlı hale getiriyor. Tüm bu gelişmelerin, satınalma birimlerinin yalnızca ‘maliyet merkezi’ olmaktan çıkıp, kurumsal sürdürülebilirlik ve rekabet gücü merkezine dönüşmesini sağladığını söyleyen Hüryılmaz, “2026’nın bir diğer beklentisi ise otomatik tedarikçi çeşitliliği sistemleri, risk temelli satınalma simülasyonları (digital twins) ve etik uyumun yapay zeka tarafından izlenmesi gibi uygulamaların yaygınlaşması olacak” diye konuşuyor.

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-6

Küresel eğilimlerin Türkiye’ye yansımasnın, bölgesel fırsatlarla birleşerek özgün bir dönüşüm alanı oluşturduğuna dikkat çeken Hüryıllmaz sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Türkiye’nin coğrafi konumu, üretim kapasitesi ve lojistik avantajı sayesinde, Avrupa için stratejik bir friendshoring merkezi olma potansiyeli 2026’da daha da güçleniyor. TÜSMOD olarak 2026 yılına baktığımızda, satınalma ve tedarik zinciri profesyonellerinin önünde iki temel sorumluluk görüyoruz, etik değerleri koruyarak dijital dönüşümü yönetmek ve sürdürülebilir kalkınmaya liderlik etmek.”

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-7

DEMET GÜLERMAN / LC WAIKIKI ENDIREKT SATINALMA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

“Teknoloji ve yapay zeka dönüşümü bizim için kritik”
“2026 önceliklerimiz arasında kendimizi konumlandırdığımız ‘satınalma mükemmellik merkezi’ çalışmaları kapsamında fonksiyonun inovasyon, tedarikçi geliştirme ve grubun sürdürülebilirlik çalışmalarına yapacağı katkılar ile değer ortağı anlayışı ile çalışması yer alıyor. Teknoloji ve yapay zeka dönüşümü bizim için kritik. 2025 yılı ilk çeyreğinde geliştirmeye başladığımız AI ve diğer otonom ajanları gelecek yıl ölçeklendirmeye devam edeceğiz. Küresel belirsizlikler karşısında tedarik zinciri dayanıklılığımızı güçlendirmek için tedarikçi ve ürün&hizmet çeşitlendirme stratejilerimizi aktif şekilde yürütüyoruz. Bu kapsamda jeopolitik belirsizlikler ve maliyet şoklarının etkilerini minimize etmek için nearshoring ve multi-sourcing stratejilerini çeşitlendireceğiz. İnsan odağımız gelecek yıl da en önemli önceliklerimiz arasında olmaya devam edecek.”

Satın alma stratejileri yeniden şekilleniyor-8

CEM CANSU / BACACI YATIRIM HOLDİNG FİNANS İCRA KURULU ÜYESİ

“Tedarik zincirlerinde bölgeselleşme daha stratejik hale geliyor”
“Artan jeopolitik riskler ve küresel belirsizlikler karşısında ‘tedarik zincirlerinde bölgeselleşme’ giderek daha stratejik hale geliyor. Üretim ve tedariki farklı coğrafyalara yaymak; yerelleştirme (onshoring), yakın bölgelere kaydırma (nearshoring) ya da dost ülkelerle çalışma (friendshoring) gibi modellerle, operasyonların dayanıklılığı ve sürekliliği açısından kritik rol oynuyor. Karbon ayak izi takibi, döngüsel ekonomi yaklaşımları ve sürdürülebilir tedarikçi seçimi, 2025 ve sonrasında kurumların rekabet gücünü doğrudan etkileyecek başlıklar arasında yer alacak. Öte yandan, tedarik zincirleri giderek daha akıllı ve öngörülebilir hale geliyor. ‘Yapay zeka ve ileri veri analitiği’ teknolojilerinin tedarikçi risk analizi, talep tahmini ve stok optimizasyonunda kullanımı hızla yaygınlaşıyor. Bu dönüşüm, karar alma süreçlerinin daha proaktif, hızlı ve esnek bir yapıya kavuşmasını sağlıyor.”

0

Ayşegül Sakarya Pehlivan
Ayşegül Sakarya Pehlivan

Diğer Yazıları
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL