Geçen yıl ihracatı 407 milyon dolara ulaşan süt ve süt ürünleri sektörü, Çin pazarıyla bu rakamı hızla yukarı taşımayı hedefliyor. Peynir altı suyu tozu ve süt tozu gibi ilk ürünleri yola çıkan sektörün üretim kapasitesinde de artış bekleniyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Türkiye'de 8,8 milyar TL pazar büyüklüğüne ulaşan süt ve süt ürünleri sektörü, bir süre önce ihracat izni aldığı Çin pazarına ilk ürünlerini gönderdi. Geçen yıl AB ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere ihracat yolculuğunda 407 milyon dolara ulaşan sektör, Çin pazarıyla bu rakamı hızla yukarı taşıma hedefinde.
25 tesisin AB ülkelerine ihracat yaptığı sektörde, Çin'e ihracat izni alan tesis sayısı ise 54 oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün 2012 yılından bu yana ihracat için sürdürdüğü çalışmalar sonucunda Çin ile anlaşmaya varılırken, ihracat izni verilen ürünler peynir altı suyu tozu, peynir, süttozu, krema ve tereyağı oldu.
Pazara ihracat yapan ilk Türk şirketlerinden biri olan Malkara Birlik Süt Ürünleri'nin dış ticaret yöneticisi Mahir Battal, beş yıldır bu pazara girmek için çaba sarf ettiklerini anlatıyor. 21 Temmuz'da peynir altı suyu tozu ihracatı yaptıklarını belirten Battal, Çin'e ihracatın 14 bin ton olan yıllık üretim kapasitesini daha da yükselteceğini dile getiriyor.
Kapasitenin yarısını bu pazara yollayabileceklerini ifade eden Battal, Çin'e ihracatta en zorlu konunun lojistik olduğunu söylüyor. Pandemi sürecinde Çin'e navlun fiyatlarında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Battal, "Pandemi öncesi en uygun navlun fiyatlarının olduğu Çin'e ihracatta artık bu avantajın kaybedildiğini görüyoruz. Bir konteyner mal 500 dolara giderken şimdi bin 500 dolara gidiyor. Zaman da 32 günü buluyor" diyor.
Türk şirketlere ithalat izni veren Çin pazarı, Türkiye'den süt tozu ve peynir altı suyu gibi ürünleri talep ediyor. Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı ise asıl hedefin sağlıklı beslenme trendi doğrultusunda, katma değerli, inovatif ve geleneksel ürünleri Çinli tüketicilere sevdirmek olduğunu söylüyor.
Çallı, "Çin halkının bizim Maraş dondurmamızı sevdiğini biliyoruz. Yanı sıra mozerellamızı, kaşar peynirlerimizi, Ezine peynirimizi, beyaz peynirimizi de sofralarından eksik etmeyecekler. Zaten bir süredir ürünlerimiz ASÜD üyeleri tarafından fuarlarda ülke halkına tanıtılıyordu'' diyor.
Ülkemiz hayvancılığını da yakından ilgilendiren bu kazanımın et sektörü açısından da getirisi olacağına dikkat çeken Çallı, bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu noktada sektör temsilcileri kamunun liderliğinde tüm tarafların üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri gerektiği görüşünde birleşiyor. Çin ve Uzakdoğu pazarlarında kalıcı olmanın güven ve desteklerden geçtiği ifade ediliyor. Üreticiler, ihracat desteği bekliyor.
Pandemi sürecinde tarım ve gıda sektörünün öneminin bugünlerde çok daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Harun Çallı, "Artık Çin'den alma değil, Çin'e satma dönemi olduğuna inanarak çalışıyoruz. Her iki ülkedeki büyükelçilerimiz ve ticaret ataşelerimiz ile yakın temas halinde bir araya gelerek işbirliğimizi ve pazarı geliştirmenin olanaklarını arıyoruz" diye konuşuyor.
AB pazarına ihracatta önemli bir noktaya ulaşan ve Çin'e ihracat için de izin alan şirketlerden biri de Muratbey. Şirketin yönetim kurulu başkanı Necmi Erol, Türkiye'nin üretim potansiyeli ve sanayi altyapısının da Çin'e süt ürünleri ihracatı için uygun olduğunu belirtiyor.
Peynirlerin Çin'de beğenilmesi durumunda Türkiye'deki üretim kapasitesinin de artacağını kaydeden Erol, "Bu devasa pazar, sektörümüzün büyümesine ve kalitesine olumlu katkılarda bulunacak. Bu karar doğrultusunda hem Çin ve hem de ülkemiz açısından önemli fırsatlar görüyoruz. Biz bu doğrultuda 300 milyon TL'lik ciromuzda yüzde 21 olan ihracatın payını beş yıl içinde yüzde 40'a çıkarmayı hedefliyoruz" diyor.
Avrupa başta olmak üzere 22 ülkeye ihracat gerçekleştiren Teksüt ise Çin pazarını uzun zamandır radarında tutuyordu. Üç yıl önce Çin'in Şanghay şehrinde düzenlenen SIAL China Fuarı'na katılarak ülkeyi gözlemleme olanağı bulduklarım dile getiren Teksüt Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, şunları aktarıyor: "İlk tohumları üç yıl önce atmak istedik.
Ama o dönemde Çin hükümeti ihracat için henüz resmi izin vermemişti. Geldiğimiz I noktada aralarında Teksüt'ün de bulunduğu 54 şirkete, süt ve süt ürünleri ihracatı için izin verildi.''
Şimdi gelişmeleri izlediklerini ifade eden Arda Aksaray, pandemi sürecinin pek çok konuyu aksattığını ayrıca iki ülke arasında makro izinler verildiğini ama ticari ayrıntıların da oluşturulmasının önem kazandığını dile getiriyor.
Aksaray, ''Bunlar da çözülecektir. Yakın zaman içinde Türk süt ürünlerinin Çin pazarında yer aldığını göreceğiz. Biz de sahip olduğumuz geniş peynir alternatiflerimizle Çin tüketicisine, Türk süt ürünlerinin kalitesini ve çeşitliliğini tattırmak arzusundayız" diyor.
İçim markasıyla süt ve süt ürünleri pazarında faaliyet gösteren Ak Gıda, 30 ülkeye yılda 20 bin tonluk ürün ihraç ediyor. Ortadoğu ve Arap Yarımadası'na ihracat gerçekleştiren şirket, şimdilerde Avrupa pazarına ihracat yapmak için izin sürecini tamamlamaya çalışıyor.
Suudi Arabistan'da labne ile önemli bir pazar payına sahip olan şirket, Arap Yarımadası, Ortadoğu ve son dönemde Kafkaslar bölgesinde de etkinliğini artırdı. Önümüzdeki süreçte ise Avrupa'da ve Mısır ile Kuzey Afrika'da etkin olmayı planlayan şirketin gündeminde Asya pazarı da var. Avrupa pazarının ardından şirketin girmeyi planladığı bir diğer önemli pazar Çin.
Ak Gıda CEO su Ali Sözen, Çin'deki ithal süt pazarının 6 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu ve bu pazarın önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor.
Çin, 6 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile dünyanın süt ürünlerinde en büyük ithalatçı pazarlarından biri. Çin’in içme sütü üretimi 29 milyon tonun üzerinde. Tereyağı üretimi 97 bin ton, peynir üretimi 245 bin ton, yağsız süt tozu üretimi 15 bin ton, yağlı süt tozu üretimi 1,3 milyon ton olarak ifade ediliyor. Fakat ihracatı yok denecek kadar az olan Çin’in ithalatı ise hayli yüksek.
SİBEL ATİK
[email protected]
Türkiye'de 8,8 milyar TL pazar büyüklüğüne ulaşan süt ve süt ürünleri sektörü, bir süre önce ihracat izni aldığı Çin pazarına ilk ürünlerini gönderdi. Geçen yıl AB ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere ihracat yolculuğunda 407 milyon dolara ulaşan sektör, Çin pazarıyla bu rakamı hızla yukarı taşıma hedefinde.
25 tesisin AB ülkelerine ihracat yaptığı sektörde, Çin'e ihracat izni alan tesis sayısı ise 54 oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün 2012 yılından bu yana ihracat için sürdürdüğü çalışmalar sonucunda Çin ile anlaşmaya varılırken, ihracat izni verilen ürünler peynir altı suyu tozu, peynir, süttozu, krema ve tereyağı oldu.
KAPASİTE YÜKSELECEK
Pazara ihracat yapan ilk Türk şirketlerinden biri olan Malkara Birlik Süt Ürünleri'nin dış ticaret yöneticisi Mahir Battal, beş yıldır bu pazara girmek için çaba sarf ettiklerini anlatıyor. 21 Temmuz'da peynir altı suyu tozu ihracatı yaptıklarını belirten Battal, Çin'e ihracatın 14 bin ton olan yıllık üretim kapasitesini daha da yükselteceğini dile getiriyor.
Kapasitenin yarısını bu pazara yollayabileceklerini ifade eden Battal, Çin'e ihracatta en zorlu konunun lojistik olduğunu söylüyor. Pandemi sürecinde Çin'e navlun fiyatlarında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Battal, "Pandemi öncesi en uygun navlun fiyatlarının olduğu Çin'e ihracatta artık bu avantajın kaybedildiğini görüyoruz. Bir konteyner mal 500 dolara giderken şimdi bin 500 dolara gidiyor. Zaman da 32 günü buluyor" diyor.
HEDEF YENİ ÜRÜNLER
Türk şirketlere ithalat izni veren Çin pazarı, Türkiye'den süt tozu ve peynir altı suyu gibi ürünleri talep ediyor. Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı ise asıl hedefin sağlıklı beslenme trendi doğrultusunda, katma değerli, inovatif ve geleneksel ürünleri Çinli tüketicilere sevdirmek olduğunu söylüyor.
Çallı, "Çin halkının bizim Maraş dondurmamızı sevdiğini biliyoruz. Yanı sıra mozerellamızı, kaşar peynirlerimizi, Ezine peynirimizi, beyaz peynirimizi de sofralarından eksik etmeyecekler. Zaten bir süredir ürünlerimiz ASÜD üyeleri tarafından fuarlarda ülke halkına tanıtılıyordu'' diyor.
Ülkemiz hayvancılığını da yakından ilgilendiren bu kazanımın et sektörü açısından da getirisi olacağına dikkat çeken Çallı, bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.
İHRACAT DESTEĞİ BEKLENİYOR
Bu noktada sektör temsilcileri kamunun liderliğinde tüm tarafların üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri gerektiği görüşünde birleşiyor. Çin ve Uzakdoğu pazarlarında kalıcı olmanın güven ve desteklerden geçtiği ifade ediliyor. Üreticiler, ihracat desteği bekliyor.
Pandemi sürecinde tarım ve gıda sektörünün öneminin bugünlerde çok daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Harun Çallı, "Artık Çin'den alma değil, Çin'e satma dönemi olduğuna inanarak çalışıyoruz. Her iki ülkedeki büyükelçilerimiz ve ticaret ataşelerimiz ile yakın temas halinde bir araya gelerek işbirliğimizi ve pazarı geliştirmenin olanaklarını arıyoruz" diye konuşuyor.
YENİ FIRSATLAR
AB pazarına ihracatta önemli bir noktaya ulaşan ve Çin'e ihracat için de izin alan şirketlerden biri de Muratbey. Şirketin yönetim kurulu başkanı Necmi Erol, Türkiye'nin üretim potansiyeli ve sanayi altyapısının da Çin'e süt ürünleri ihracatı için uygun olduğunu belirtiyor.
Peynirlerin Çin'de beğenilmesi durumunda Türkiye'deki üretim kapasitesinin de artacağını kaydeden Erol, "Bu devasa pazar, sektörümüzün büyümesine ve kalitesine olumlu katkılarda bulunacak. Bu karar doğrultusunda hem Çin ve hem de ülkemiz açısından önemli fırsatlar görüyoruz. Biz bu doğrultuda 300 milyon TL'lik ciromuzda yüzde 21 olan ihracatın payını beş yıl içinde yüzde 40'a çıkarmayı hedefliyoruz" diyor.
Avrupa başta olmak üzere 22 ülkeye ihracat gerçekleştiren Teksüt ise Çin pazarını uzun zamandır radarında tutuyordu. Üç yıl önce Çin'in Şanghay şehrinde düzenlenen SIAL China Fuarı'na katılarak ülkeyi gözlemleme olanağı bulduklarım dile getiren Teksüt Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, şunları aktarıyor: "İlk tohumları üç yıl önce atmak istedik.
Ama o dönemde Çin hükümeti ihracat için henüz resmi izin vermemişti. Geldiğimiz I noktada aralarında Teksüt'ün de bulunduğu 54 şirkete, süt ve süt ürünleri ihracatı için izin verildi.''
Şimdi gelişmeleri izlediklerini ifade eden Arda Aksaray, pandemi sürecinin pek çok konuyu aksattığını ayrıca iki ülke arasında makro izinler verildiğini ama ticari ayrıntıların da oluşturulmasının önem kazandığını dile getiriyor.
Aksaray, ''Bunlar da çözülecektir. Yakın zaman içinde Türk süt ürünlerinin Çin pazarında yer aldığını göreceğiz. Biz de sahip olduğumuz geniş peynir alternatiflerimizle Çin tüketicisine, Türk süt ürünlerinin kalitesini ve çeşitliliğini tattırmak arzusundayız" diyor.
6 MİLYAR DOLAR BÜYÜKLÜK
İçim markasıyla süt ve süt ürünleri pazarında faaliyet gösteren Ak Gıda, 30 ülkeye yılda 20 bin tonluk ürün ihraç ediyor. Ortadoğu ve Arap Yarımadası'na ihracat gerçekleştiren şirket, şimdilerde Avrupa pazarına ihracat yapmak için izin sürecini tamamlamaya çalışıyor.
Suudi Arabistan'da labne ile önemli bir pazar payına sahip olan şirket, Arap Yarımadası, Ortadoğu ve son dönemde Kafkaslar bölgesinde de etkinliğini artırdı. Önümüzdeki süreçte ise Avrupa'da ve Mısır ile Kuzey Afrika'da etkin olmayı planlayan şirketin gündeminde Asya pazarı da var. Avrupa pazarının ardından şirketin girmeyi planladığı bir diğer önemli pazar Çin.
Ak Gıda CEO su Ali Sözen, Çin'deki ithal süt pazarının 6 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu ve bu pazarın önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor.
EN BÜYÜK İTHALATÇI PAZARLAR ARASINDA
Çin, 6 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile dünyanın süt ürünlerinde en büyük ithalatçı pazarlarından biri. Çin’in içme sütü üretimi 29 milyon tonun üzerinde. Tereyağı üretimi 97 bin ton, peynir üretimi 245 bin ton, yağsız süt tozu üretimi 15 bin ton, yağlı süt tozu üretimi 1,3 milyon ton olarak ifade ediliyor. Fakat ihracatı yok denecek kadar az olan Çin’in ithalatı ise hayli yüksek.