IMF, Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun Nisan 2020 sayısını "Küresel Finansal İstikrar Görünümü: Kovid-19 Zamanında Piyasalar" başlığıyla yayımladı.
Kovid-19 salgınının, tarihi bir zorluk yarattığına işaret edilen raporda, şubat ayının ortalarında, salgının küresel bir pandemiye dönüşmesine ilişkin korkuların başlamasıyla hisse senedi fiyatlarının daha önce görülmeyen seviyelere düştüğü hatırlatıldı.
Raporda, petrol fiyatlarının da küresel talebin zayıflaması ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ile OPEC dışı bazı ham petrol üreticisi ülkeler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle düştüğü anımsatılarak, bu durumun da risk iştahını bozan nedenlerden biri olduğu aktarıldı.
Riskli varlıkların fiyatlarının düştüğüne ve borçlanma maliyetlerinin arttığına dikkat çekilen raporda, "Kovid-19 salgını, küresel piyasalara benzeri görülmemiş bir darbe indirdi." değerlendirmesinde bulunuldu.
GELİŞMEKTE OLAN PİYASALARA FIRTINA İLE KARŞI KAŞIYA
Raporda, piyasa likiditesinin önemli ölçüde bozulduğu belirtilerek, salgının etkilerini kontrol altına almayı amaçlayan para ve maliye politikası eylemlerinin yatırımcı güvenini dengelediği ve piyasalardaki kayıpların kısmi olarak azaldığı aktarıldı.
Finansal koşullarda daha da sıkılaşma riski bulunduğuna işaret edilen raporda, gelişmekte olan ve öncü piyasa ekonomilerinin bir fırtına ile karşı karşıya olduğu bildirildi.
Raporda, "Gelişmekte olan ve öncü piyasalarda, rekor düzeyde keskin bir tersine portföy akışı yaşandı." ifadesi kullanıldı.
Dış borç finansman kaybının kredibilitesi düşük borçlular üzerinde baskı yaratmasının muhtemel olduğu belirtilen raporda, bu durumun borç yapılandırmalarında bir artışa yol açabileceği uyarısında bulunuldu.
POLİTİKA YAPICILARA DENGE UYARISI
İşletmeler ve hane halklarının yüksek borçlanma seviyesinin ekonominin aniden durması nedeniyle borç sıkıntısına neden olabileceği aktarılan raporda, bankaların direncinin bazı ülkelerde büyük piyasa ve kredi kayıpları karşısında test edilebileceği kaydedildi.
Raporda, önceliğin insanların hayatını kurtarmak ve Kovid-19 salgınından en çok etkilenen kişilerle şirketleri desteklemek olduğu vurgulanarak, ekonomiyi desteklemek için mali, parasal ve finansal politikaların kullanılması gerektiğinin altı çizildi.
Dünya genelinde geniş kapsamlı politikaların uygulandığı anımsatılan raporda, merkez bankalarının para politikasında genişlemeye, bir dizi varlık alımı ve finansal sisteme likidite sağlamak gibi cesur ve kararlı adımlar attığı bildirildi.
Uluslararası iş birliğinin bu olağanüstü küresel krizin üstesinden gelebilmek için önemli olduğu vurgulanan raporda, "Politika yapıcıların, finansal istikrarı korumak ve ekonomik faaliyetleri desteklemek arasındaki dengeyi sürdürmeleri gerekiyor." ifadesi kullanıldı.
Kovid-19 salgınının, tarihi bir zorluk yarattığına işaret edilen raporda, şubat ayının ortalarında, salgının küresel bir pandemiye dönüşmesine ilişkin korkuların başlamasıyla hisse senedi fiyatlarının daha önce görülmeyen seviyelere düştüğü hatırlatıldı.
Raporda, petrol fiyatlarının da küresel talebin zayıflaması ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ile OPEC dışı bazı ham petrol üreticisi ülkeler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle düştüğü anımsatılarak, bu durumun da risk iştahını bozan nedenlerden biri olduğu aktarıldı.
Riskli varlıkların fiyatlarının düştüğüne ve borçlanma maliyetlerinin arttığına dikkat çekilen raporda, "Kovid-19 salgını, küresel piyasalara benzeri görülmemiş bir darbe indirdi." değerlendirmesinde bulunuldu.
GELİŞMEKTE OLAN PİYASALARA FIRTINA İLE KARŞI KAŞIYA
Raporda, piyasa likiditesinin önemli ölçüde bozulduğu belirtilerek, salgının etkilerini kontrol altına almayı amaçlayan para ve maliye politikası eylemlerinin yatırımcı güvenini dengelediği ve piyasalardaki kayıpların kısmi olarak azaldığı aktarıldı.
Finansal koşullarda daha da sıkılaşma riski bulunduğuna işaret edilen raporda, gelişmekte olan ve öncü piyasa ekonomilerinin bir fırtına ile karşı karşıya olduğu bildirildi.
Raporda, "Gelişmekte olan ve öncü piyasalarda, rekor düzeyde keskin bir tersine portföy akışı yaşandı." ifadesi kullanıldı.
Dış borç finansman kaybının kredibilitesi düşük borçlular üzerinde baskı yaratmasının muhtemel olduğu belirtilen raporda, bu durumun borç yapılandırmalarında bir artışa yol açabileceği uyarısında bulunuldu.
POLİTİKA YAPICILARA DENGE UYARISI
İşletmeler ve hane halklarının yüksek borçlanma seviyesinin ekonominin aniden durması nedeniyle borç sıkıntısına neden olabileceği aktarılan raporda, bankaların direncinin bazı ülkelerde büyük piyasa ve kredi kayıpları karşısında test edilebileceği kaydedildi.
Raporda, önceliğin insanların hayatını kurtarmak ve Kovid-19 salgınından en çok etkilenen kişilerle şirketleri desteklemek olduğu vurgulanarak, ekonomiyi desteklemek için mali, parasal ve finansal politikaların kullanılması gerektiğinin altı çizildi.
Dünya genelinde geniş kapsamlı politikaların uygulandığı anımsatılan raporda, merkez bankalarının para politikasında genişlemeye, bir dizi varlık alımı ve finansal sisteme likidite sağlamak gibi cesur ve kararlı adımlar attığı bildirildi.
Uluslararası iş birliğinin bu olağanüstü küresel krizin üstesinden gelebilmek için önemli olduğu vurgulanan raporda, "Politika yapıcıların, finansal istikrarı korumak ve ekonomik faaliyetleri desteklemek arasındaki dengeyi sürdürmeleri gerekiyor." ifadesi kullanıldı.