Türkiye ekonomisi, 6 Şubat'ta yaşadığımız deprem felaketinin yaralarının sarılmaya çalışıldığı 2023'ün ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 büyümeye imza attı. Bu büyüme performansında yüksek enflasyon, düşük faizler nedeniyle oluşan kredi koşulları ve Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yarattığı belirsizlik nedeniyle öne çekilen talep bolluğu belirleyici oldu.
Yani denilebilir ki yüksek enflasyon ortamında satın alma gücü her geçen gün düşen vatandaşların 'fiyatı yükselmeden alayım' diyerek yaptığı tüketim, yüzde 3-8'lik büyümenin temel kaynağı oldu. Ancak bu tüketim sürecinin de sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Para politikasında sıkılaş-tırma ile birlikte üçüncü ve dördüncü çeyrekte büyümede kayda değer bir yavaşlama görmemiz kaçınılmaz gözüküyor. Dolayısıyla son yıllarda büyümeyi sırtlayan iç tüketim dinamiklerinin giderek yavaşlayacak olması, yeni dönem açısından büyüme hedeflerini de olumsuz etkileyecek.
1 TRİLYON DOLARI AŞTI
Büyüme verilerinin detaylarına baktığımız zaman, yüksek iç tüketimin büyük oranda ithalat ile karşılandığını, yavaşlayan ihracat nedeniyle de dış ticaretin büyümeye negatif katkı sunduğunu görüyoruz. Bununla birlikte Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ikinci çeyrekte cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60,7 artarak 5 trilyon 502 milyar 192 milyon TL'ye yükseldi.
Ekonominin dolar cinsi büyüklüğü ise ikinci çeyrekte cari fiyatlarla 271 milyar 468 milyon TL olarak gerçekleşti, yıllık büyüklük ise 1 trilyon 22 milyar dolara çıktı. Üretim yöntemiyle gayri safi yurtiçi hasıla verilerine bakıldığında ise en dikkati çeken nokta sanayideki daralma oldu.
Sanayi sektörü geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,6 daralırken, ekonomik büyümeyi 0,55 puan geriye çekti. İmalat sanayi ise yüzde 1,9 küçülerek ekonomik büyümeye 0,33 puan negatif etkiledi. Tarım sektörü yüzde 1,2 büyüme sağladığı ikinci çeyrekte ekonomiye 0,05 gibi oldukça düşük bir katkı yaptı.
Öte yandan inşaat sektörü ise uzun süredir yaşadığı daralmanın sonrasında, deprem felaketinin ardından hızlanan inşaat çalışmalarının etkisiyle bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6,2 büyüme sağladı ve Türkiye ekonomisine 0,32 puanlık katkı yaptı. Hizmetler sektörü de bu dönemde yüzde 6,4 büyüme gösterdi ve büyümeyi 1,67 puan yukarı çekerek büyük bir başarı gösterdi.