Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, çalışanların ücretleri ve emeklilerin maaşlarıyla ilgili yapılacak düzenlemelere değinerek, "Ücretlilerimizin enflasyon karşısındaki kayıplarını giderecek çalışmalar bizim hep programımızdadır, önümüzdedir. Temmuz'da da yapacağımız düzenlemeler var. Emeklilerin maaşını, kamu çalışanlarının özlük haklarını yani emeklilik dahil olmak üzere haklarını düzenleyen çalışmaları tamamlamak üzereyiz. Bunlardan birisi 3600. 3600'ü bitirdik, son değerlendirmeleri yapıyoruz." dedi.
Bakan Bilgin, "MEXT BİL-İşim Eğitim ve İstihdam Programı" iş birliği protokolü imza töreninde, Türkiye'nin sanayisinin tarihine değinerek, 1970'li yıllarda özel sektörün kendisini gösterdiğini ve 2000'li yıllardan sonra Türk özel teşebbüsünün dünya çapında rekabet ortamına girebilecek bir düzeye geldiğini bugünkü başarıyla gösterdiğini söyledi.
Bugün Türkiye'nin ayda 20 milyar doları geçen ihracat yapmasının, 250 milyar doları geçecek bir ihracat yapmasının olağanüstü olduğunu dile getiren Bilgin, bunda Türk devletinin, özel sektörün ve müteşebbislerin gücü olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin ekonomide konjonktürel bir sorunla karşı karşıya olduğunu aktaran Bilgin, şöyle konuştu:
"Bugün karşılaştığımız sorunlar moralimizi bozamaz. Türkiye'nin çünkü reel sektöründe üretim devam ediyor. Esas önemli olan odur. Orada bir sorun olursa durup düşünmemiz lazım. Finansal piyasalarda para, kredi, faiz, döviz gibi parasal düzlemde meydana gelen olaylar, konjonktürel olarak aşılabilecek olaylardır. Esas aşma gücümüz reel sektörden gelmektedir. Bir önceki ay Türkiye'nin yıl bazında sanayi üretimi yüzde 13 büyümüştü. Geçen ay yeni açıklandı rakamlar, yüzde 9'un üzerinde büyümeye devam ediyoruz. Yani Türkiye'nin üretim gücünü ne temsil ediyor? Sanayi temsil ediyor. Sanayi aynı zamanda ihracatımızın içinde de başat konumdadır. Dolayısıyla Türkiye'yle ilgili karamsar tablolar çizmek gerçekçi değil. Çünkü reel üretime bakmamız lazım. Reel üretim, sanayi üretimidir, üretim gücüdür, yarattığı istihdamdır. En kötü yılda, bu konjonktürün yaşandığı yılda Türkiye 1 milyon civarında istihdam meydana getirmiştir."
Yatırım, istihdam, üretim, büyüme zincirlemesini ele alırken, burada esas yatırım yapılması gereken alanlardan birinin de insan olduğuna dikkati çeken Bilgin, insanın aklıyla bilgisiyle bilinciyle ve bunların pratiğe aktarılmasıyla üretimin gerçekleştiğini, bunun reel değer ve ihracata dönüştüğünü anlatarak, ülkeye katma değer yapan üretimin ihracattaki payı artırıldığı zaman Türkiye'nin önünün açılacağını belirtti.
Bakan Bilgin, ekonomideki konjonktürel sorunların önemine değinerek, bunların kontrol altına alınarak çözüleceğine inandığını, inancının esas kaynağının üretim gücünün artarak devam etmesi olduğunu dile getirdi.
İnsana yapılan yatırımın değerli olduğunu ve bu konuda hassas olunması gerektiğini vurgulayan Bilgin, üretim sürecinin daha verimli hale gelmesi, üretken olması ve rekabetçi olabilmesi için üniversite mezunu gençleri üretim sürecinin talep ettiği nitelikte bir vasfa kavuşturmak amacıyla geçen ay Gaziantep'te "Üretim Sürecine Katılım Projesi"ni başlattıklarını kaydetti.
Projeyi MESS'in de desteklediğini ve kendilerinin de bu konuda başka bir projeleri olduğunu söylediklerini aktaran Bilgin, bu konuyu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'la paylaştığını ve önce sanayinin geliştiği 10 il başta olmak üzere bütün Türkiye'ye yayacak şekilde projeyi planladıklarını söyledi.
İkinci proje olan MEXT BİL-İşim Eğitim ve İstihdam Programı'nın doğrudan doğruya bilişim elemanı yetiştirmeye odaklandığını belirten Bakan Bilgin, şöyle devam etti:
"Bu, bize yeni bir istihdam imkanı sağlıyor. Kamuda çok sayıda çeşitli kuruluşların düzenlediği kurslar, seminerler, eğitim programları var. Bunlar da faydalıdır. İnsanlar uzun vadede bu eğitimlerden elde ettikleri bilgiyle kendilerine yeni istihdam kapıları açabilirler. Ama bu projenin bütün bunlardan farklı bir tarafı var. Siz bir kurs, eğitim aldıktan sonra bir diploma alıp belli nitelikler kazanarak iş aramayacaksınız. Bu projenin özelliği doğrudan istihdam yaratmasıdır. İstihdam garantili bir projedir."
Bakan Bilgin, istihdamın iki modeli olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birisi, işbaşı eğitim programı çerçevesinde kuruluşların bizden istedikleri elemanları alıp eğitmeleri. Bizim bunu 3 ay veya 6 ay desteklememiz şeklinde süren bir proje. Buna yeni şeyler kattık, şartlar getirdik. Bunu istihdam garantili haline getirdik. Yani bizden 3 ay eğitim alıyorsa üçle çarpacak, 9 ay da kendisi çalıştıracak. 6 ay alıyorsa yine üçle çarpacak 18 ay çalıştıracak. Dolayısıyla 2 yıl iş garantili iki istihdam projesi. Bir diğeri de bugün burada da uygulamaya soktuğumuz proje. Sadece eğitim değil, başından itibaren üretim süreci içerisinde eğitim. Yani projenin başından itibaren istihdam garantili hale gelmesi. Birindeki fark eğitim, eğitimden sonra istihdam. Diğerinde eğitimle beraber istihdam garantili hale gelen bir proje. Bu projeyle biz doğrudan istihdama açılan bir üretim sürecine katılım işlevini yerine getiren bir projeyi başlatmış oluyoruz. Bunun diğer bir özelliği de eğitimli gençlerin, bilhassa bilişim sektörüyle ilgili projede işin içine katılmasıdır. Bugün burada 300 genç istihdam garantili üretim sürecine katılıyor."
Bilgin, projenin çıktılarına değinerek, şunları söyledi:
"Bununla sanayici, kendi istediği niteliklerdeki insanı bu program çerçevesinde eğitim sürecinde, iş başında eğiterek, üretim süreci içerisine katarak istihdam etmiş olacak. Dolayısıyla üniversiteden mezun olan ama sanayinin istediği pratiklere sahip olmayan genç insanın, o pratiklere sahip olarak üretim sürecine katılmasının önü açılmış olacak. Bu bizim Türkiye'de sanayinin istihdam yaratma kabiliyetini artıracak bir programdır. Bunu yaygınlaştırdığımız, bütün Türkiye'de uyguladığımız andan itibaren de Türkiye büyümesini destekleyen reel bir istihdam politikasıyla yoluna devam edecektir."
Çalışanların ücretleri ve emeklilerin maaşlarıyla ilgili yapılacak düzenlemelere de değinen Bilgin, çalışanların sorunlarını çözmek zorunda olan bir görevde bulunduklarını, çalışanı, işçiyi, emekliyi korumak mecburiyetinde olduklarını dile getirdi.
Bakan Bilgin, geçen aralık ayının sonunda asgari ücreti yüzde 50 artırdıklarını ve asgari ücret düzeyinde bütün ücretlilerin gelirlerini vergi dışı bıraktıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bu tarihsel adımları atan bir hükümetin mensubu olarak bundan sonra da çalışanlarımızı buradan açıkça söylüyorum daha önce de açıkladım. Bundan sonra da ücretlilerimizin enflasyon karşısındaki kayıplarını giderecek çalışmalar bizim hep programımızdadır, önümüzdedir. Temmuz'da da yapacağımız düzenlemeler var. Emeklilerin maaşını, kamu çalışanlarının özlük haklarını yani emeklilik dahil olmak üzere haklarını düzenleyen çalışmaları tamamlamak üzereyiz. Bunlardan birisi 3600. 3600'ü bitirdik, son değerlendirmeleri yapıyoruz. Onu bu ayın sonunda bütün detayıyla kamuoyuna açıklayacağız. Bitmiş çalışmaları bütünüyle açıklıyorum ama önümüzde olan, içinde bulunduğumuz süreçte tamamlayarak adım adım açıklayacağımız diğer çalışmalarımız da var. Emeklilerin, kamu çalışanlarının ücret durumu haziran sonu itibarıyla yani temmuzda enflasyondaki gidişatı da değerlendirerek kamuoyuyla paylaşılacak."
Bilgin, emeklilerle ilgili EYT sorununa da değinerek, "Bütün bunlar hepsi önümüzdedir ve bunların hepsiyle ilgili çalışmamız vardır. Dosya dosya bunları ele alıyoruz. Şunu söylemek durumundayım. Türkiye'nin çalışanlarının her problemi, her sosyal sorunu çözmemiz gereken sorundur. Bunlardan kaçınma vesaire gibi bir şey yoktur. Sadece bir sıralama vardır." dedi.
Konuşmanın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, "MEXT BİL-İşim Eğitim ve İstihdam Programı" iş birliği protokolünü imzaladı.
Bakan Bilgin, "MEXT BİL-İşim Eğitim ve İstihdam Programı" iş birliği protokolü imza töreninde, Türkiye'nin sanayisinin tarihine değinerek, 1970'li yıllarda özel sektörün kendisini gösterdiğini ve 2000'li yıllardan sonra Türk özel teşebbüsünün dünya çapında rekabet ortamına girebilecek bir düzeye geldiğini bugünkü başarıyla gösterdiğini söyledi.
Bugün Türkiye'nin ayda 20 milyar doları geçen ihracat yapmasının, 250 milyar doları geçecek bir ihracat yapmasının olağanüstü olduğunu dile getiren Bilgin, bunda Türk devletinin, özel sektörün ve müteşebbislerin gücü olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin ekonomide konjonktürel bir sorunla karşı karşıya olduğunu aktaran Bilgin, şöyle konuştu:
"Bugün karşılaştığımız sorunlar moralimizi bozamaz. Türkiye'nin çünkü reel sektöründe üretim devam ediyor. Esas önemli olan odur. Orada bir sorun olursa durup düşünmemiz lazım. Finansal piyasalarda para, kredi, faiz, döviz gibi parasal düzlemde meydana gelen olaylar, konjonktürel olarak aşılabilecek olaylardır. Esas aşma gücümüz reel sektörden gelmektedir. Bir önceki ay Türkiye'nin yıl bazında sanayi üretimi yüzde 13 büyümüştü. Geçen ay yeni açıklandı rakamlar, yüzde 9'un üzerinde büyümeye devam ediyoruz. Yani Türkiye'nin üretim gücünü ne temsil ediyor? Sanayi temsil ediyor. Sanayi aynı zamanda ihracatımızın içinde de başat konumdadır. Dolayısıyla Türkiye'yle ilgili karamsar tablolar çizmek gerçekçi değil. Çünkü reel üretime bakmamız lazım. Reel üretim, sanayi üretimidir, üretim gücüdür, yarattığı istihdamdır. En kötü yılda, bu konjonktürün yaşandığı yılda Türkiye 1 milyon civarında istihdam meydana getirmiştir."
Yatırım, istihdam, üretim, büyüme zincirlemesini ele alırken, burada esas yatırım yapılması gereken alanlardan birinin de insan olduğuna dikkati çeken Bilgin, insanın aklıyla bilgisiyle bilinciyle ve bunların pratiğe aktarılmasıyla üretimin gerçekleştiğini, bunun reel değer ve ihracata dönüştüğünü anlatarak, ülkeye katma değer yapan üretimin ihracattaki payı artırıldığı zaman Türkiye'nin önünün açılacağını belirtti.
Bakan Bilgin, ekonomideki konjonktürel sorunların önemine değinerek, bunların kontrol altına alınarak çözüleceğine inandığını, inancının esas kaynağının üretim gücünün artarak devam etmesi olduğunu dile getirdi.
Proje sanayinin geliştiği illerden başlayarak Türkiye'ye yayılacak
İnsana yapılan yatırımın değerli olduğunu ve bu konuda hassas olunması gerektiğini vurgulayan Bilgin, üretim sürecinin daha verimli hale gelmesi, üretken olması ve rekabetçi olabilmesi için üniversite mezunu gençleri üretim sürecinin talep ettiği nitelikte bir vasfa kavuşturmak amacıyla geçen ay Gaziantep'te "Üretim Sürecine Katılım Projesi"ni başlattıklarını kaydetti.
Projeyi MESS'in de desteklediğini ve kendilerinin de bu konuda başka bir projeleri olduğunu söylediklerini aktaran Bilgin, bu konuyu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'la paylaştığını ve önce sanayinin geliştiği 10 il başta olmak üzere bütün Türkiye'ye yayacak şekilde projeyi planladıklarını söyledi.
İkinci proje olan MEXT BİL-İşim Eğitim ve İstihdam Programı'nın doğrudan doğruya bilişim elemanı yetiştirmeye odaklandığını belirten Bakan Bilgin, şöyle devam etti:
"Bu, bize yeni bir istihdam imkanı sağlıyor. Kamuda çok sayıda çeşitli kuruluşların düzenlediği kurslar, seminerler, eğitim programları var. Bunlar da faydalıdır. İnsanlar uzun vadede bu eğitimlerden elde ettikleri bilgiyle kendilerine yeni istihdam kapıları açabilirler. Ama bu projenin bütün bunlardan farklı bir tarafı var. Siz bir kurs, eğitim aldıktan sonra bir diploma alıp belli nitelikler kazanarak iş aramayacaksınız. Bu projenin özelliği doğrudan istihdam yaratmasıdır. İstihdam garantili bir projedir."
"2 yıl iş garantili iki istihdam projesi"
Bakan Bilgin, istihdamın iki modeli olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birisi, işbaşı eğitim programı çerçevesinde kuruluşların bizden istedikleri elemanları alıp eğitmeleri. Bizim bunu 3 ay veya 6 ay desteklememiz şeklinde süren bir proje. Buna yeni şeyler kattık, şartlar getirdik. Bunu istihdam garantili haline getirdik. Yani bizden 3 ay eğitim alıyorsa üçle çarpacak, 9 ay da kendisi çalıştıracak. 6 ay alıyorsa yine üçle çarpacak 18 ay çalıştıracak. Dolayısıyla 2 yıl iş garantili iki istihdam projesi. Bir diğeri de bugün burada da uygulamaya soktuğumuz proje. Sadece eğitim değil, başından itibaren üretim süreci içerisinde eğitim. Yani projenin başından itibaren istihdam garantili hale gelmesi. Birindeki fark eğitim, eğitimden sonra istihdam. Diğerinde eğitimle beraber istihdam garantili hale gelen bir proje. Bu projeyle biz doğrudan istihdama açılan bir üretim sürecine katılım işlevini yerine getiren bir projeyi başlatmış oluyoruz. Bunun diğer bir özelliği de eğitimli gençlerin, bilhassa bilişim sektörüyle ilgili projede işin içine katılmasıdır. Bugün burada 300 genç istihdam garantili üretim sürecine katılıyor."
Bilgin, projenin çıktılarına değinerek, şunları söyledi:
"Bununla sanayici, kendi istediği niteliklerdeki insanı bu program çerçevesinde eğitim sürecinde, iş başında eğiterek, üretim süreci içerisine katarak istihdam etmiş olacak. Dolayısıyla üniversiteden mezun olan ama sanayinin istediği pratiklere sahip olmayan genç insanın, o pratiklere sahip olarak üretim sürecine katılmasının önü açılmış olacak. Bu bizim Türkiye'de sanayinin istihdam yaratma kabiliyetini artıracak bir programdır. Bunu yaygınlaştırdığımız, bütün Türkiye'de uyguladığımız andan itibaren de Türkiye büyümesini destekleyen reel bir istihdam politikasıyla yoluna devam edecektir."
Çalışanlar ve emeklilere yönelik ücret düzenlemeleri
Çalışanların ücretleri ve emeklilerin maaşlarıyla ilgili yapılacak düzenlemelere de değinen Bilgin, çalışanların sorunlarını çözmek zorunda olan bir görevde bulunduklarını, çalışanı, işçiyi, emekliyi korumak mecburiyetinde olduklarını dile getirdi.
Bakan Bilgin, geçen aralık ayının sonunda asgari ücreti yüzde 50 artırdıklarını ve asgari ücret düzeyinde bütün ücretlilerin gelirlerini vergi dışı bıraktıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bu tarihsel adımları atan bir hükümetin mensubu olarak bundan sonra da çalışanlarımızı buradan açıkça söylüyorum daha önce de açıkladım. Bundan sonra da ücretlilerimizin enflasyon karşısındaki kayıplarını giderecek çalışmalar bizim hep programımızdadır, önümüzdedir. Temmuz'da da yapacağımız düzenlemeler var. Emeklilerin maaşını, kamu çalışanlarının özlük haklarını yani emeklilik dahil olmak üzere haklarını düzenleyen çalışmaları tamamlamak üzereyiz. Bunlardan birisi 3600. 3600'ü bitirdik, son değerlendirmeleri yapıyoruz. Onu bu ayın sonunda bütün detayıyla kamuoyuna açıklayacağız. Bitmiş çalışmaları bütünüyle açıklıyorum ama önümüzde olan, içinde bulunduğumuz süreçte tamamlayarak adım adım açıklayacağımız diğer çalışmalarımız da var. Emeklilerin, kamu çalışanlarının ücret durumu haziran sonu itibarıyla yani temmuzda enflasyondaki gidişatı da değerlendirerek kamuoyuyla paylaşılacak."
Bilgin, emeklilerle ilgili EYT sorununa da değinerek, "Bütün bunlar hepsi önümüzdedir ve bunların hepsiyle ilgili çalışmamız vardır. Dosya dosya bunları ele alıyoruz. Şunu söylemek durumundayım. Türkiye'nin çalışanlarının her problemi, her sosyal sorunu çözmemiz gereken sorundur. Bunlardan kaçınma vesaire gibi bir şey yoktur. Sadece bir sıralama vardır." dedi.
Konuşmanın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, "MEXT BİL-İşim Eğitim ve İstihdam Programı" iş birliği protokolünü imzaladı.
