USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

'Satılamaz' algısı hırsızları durdurmadı

Louvre Müzesi’nden çalınan nadir mücevherler hala gündemde. ‘Satılamaz’ algısının yanlış olduğunu, hırsızların mücevherleri parçalayarak uluslararası kanallarda satarak izlerini kaybedebileceğini söyleyen uzmanlar, ancak tarihi ve kültürel değerini kaybeden taşların piyasa fiyatının ciddi şekilde düşeceğini belirtiyor.


'Satılamaz' algısı hırsızları durdurmadı

Paris’in ikonik simgesi Louvre Müzesi, geçtiğimiz günlerde tarih boyunca görülmemiş bir hırsızlık olayıyla sarsıldı. Apollon Galerisi’nden çalınan nadir mücevherler, hem sanat dünyasını hem de değerli taş sektörünü şoke etti. Bu parçalar, sadece göz alıcı pırlantalar veya kıymetli taşlar değil; tarih boyunca kraliyet ailelerinin mirasını taşıyan, benzersiz işçilik ve hikâye ile değer kazanan eserler olarak öne çıkıyor. 

Olayın ardından güvenlik sistemlerinin yetersizliği ve müzelerdeki ‘satılamaz’ algısının yarattığı rehavet tartışmaları gündeme geldi. Oysa, çalınan mücevherlerin bir kısmı, parçalanarak veya uluslararası kanallarda satışa sunularak izini kaybettirebiliyor. Uzmanlar, müzelerin bu tür değerli taş ve mücevherleri koruma konusundaki stratejilerini gözden geçirmesi gerektiğini vurguluyor.

Piyasa değeri düşüyor

Bu noktada sektör temsilcilerinden Ariş Pırlanta Satış Pazarlama Direktörü Eda Kalabalık Güzeliş, soygunla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: “Kraliyet ailelerine ait mücevherlerde çok özel taşlar kullanılıyor ve bu taşlar kusursuz işçilikle mücevhere dönüşüyor. Tarihin kattığı değer ile paha biçilemez hâle geliyor ve aynı taşlar başka mücevherlerde olsa aynı değeri taşımaları mümkün olmuyor. Değerli taşlar her dönemde suç örgütleri için cazibesini koruyor.”

Müzelerdeki güvenlik yaklaşımının bazen ‘satılamaz’ algısına dayandığını ancak bu algının yanlış olduğunu belirten Güzeliş, “Hırsızlar, mücevherleri parçalayarak veya uluslararası kanallarda satabileceklerini çok iyi biliyor ve güvenlik önlemleri her zaman en kötü senaryo düşünülerek alınmalı” diyor. 

Tarihi eserlerin modern pırlantalardan farklı piyasa değerlerine sahip olduğunu da belirten Güzeliş, “Tarihi eser tektir ve ikamesi yoktur. Kültürel ve duygusal değer, fiyatın ötesine geçiyor ve taşlar yeniden işlenerek kesilse de tarihi değerlerini kaybediyor, piyasa fiyatı ciddi şekilde düşüyor” diye anlatıyor.

Yapay zeka destekli güvenlik

Modern mücevher mağazaları ile müzeler arasındaki güvenlik farkına da dikkat çeken Güzeliş, “Fiziksel bariyer ve dijital müdahale hızı kıyaslandığında çoğu durumda müzeler daha kolay hedef hâline geliyor. Modern mağazalarda saldırının ilk saniyesinde sistemi kilitlerken, müzelerde zaman penceresi daha uzun oluyor. Mücevher mağazalarında ürünler, mağaza kapanışında kasalara toplanıyor. Kurşun geçirmez vitrinler, sensör entegrasyonu ve anında müdahale protokolleri standart hâle geliyor.  Ürünlerin ulaşılmaz veya zor ulaşılır olması hırsızlar için caydırıcı bir unsur oluşturuyor. Müzelerde de bu algıyı yaratmak oldukça önemli” diye ekliyor.

Yapay zekâ, sensör ve IoT teknolojilerinin güvenlikte sağladığı somut faydalara da dikkat çeken Güzeliş, şunları ekliyor:  “Yapay zekâ, şüpheli davranışı erken tespit ediyor, sahte yüz maskelerini algılıyor ve cam temasını bile milisaniyede raporlayabiliyor. Önleme hızını artıran en güçlü araçlardan biri yapay zekâ destekli güvenlik oluyor.”

Modern mücevher mağazalarında öne çıkan güvenlik uygulamaları arasında akıllı kamera analitiği, yüz tanıma, hareket sensörleri, kurşun geçirmez cam, anında alarm-protokol entegrasyonu ve güvenli vitrin tasarımları sektör standardı hâline geliyor. 
 

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL