‘Avrupa Dil Sertifikaları’ anlamına gelen TELC sınavı, Almanya’da üniversite eğitimi almak ve çalışmak isteyenlerin geçmek zorunda oldukları yeterlilik sınavı. Son yıllarda Azerbaycan, Suudi Arabistan, İran, İtalya ve Moldova gibi ülkelerden TELC sınavına girmek için Türkiye’ye gelenlerin sayısında ciddi artış var. Özellikle İzmir, bu anlamda ülkemizde Almanca’nın merkezi haline gelmiş durumda.
Özlem Bay Yılmaz obay@ekonomist.com.tr
Gurbetçi iki kardeşin 23 yıl önce İzmir’de kurduğu Almanca eğitim kurumu DAS Akademie, düzenlediği uluslararası Almanca yeterlilik sınavı TELC ile, İzmir’e Türkiye’nin pek çok şehrinden hatta dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda öğrencinin gelmesini sağlıyor. Her ay 100 öğrencinin katıldığı sınavlar ile İzmir turizmine de katkı sağlanıyor.
‘Avrupa Dil Sertifikaları’ anlamına gelen TELC sınavı, Almanya’da üniversite eğitimi almak ve çalışmak isteyenlerin geçmek zorunda oldukları yeterlilik sınavı. Bu yıl Azerbaycan, Suudi Arabistan, İran, İtalya ve Moldova gibi ülkelerden TELC sınavına girmek için DAS Akademie’ye gelen öğrencilerle İzmir, son yıllarda ülkemizde Almanca’nın merkezi haline geldi.
Almanya’ya çalışmak için gidip ülkeye dönüş yapan işçi bir ailenin çocukları olan Nilgün Akdoğan ve ağabeyi Nezih Sorguç’un 23 yıl önce İzmir’de kurduğu DAS Akademie, bugün başarılı işlere imza atıyor. Almanca öğretmeni ve Das Akademie Kurucu Ortağı Nilgün Akdoğan, İzmir’de TELC sınavını uygulayan lisans partnerlerinden biri olarak uluslararası standartlara uygun, adil, şeffaf ve güvenilir dil sınavları yaptıklarını vurgulayarak, “Almanya’da eğitimin anahtarı olan TELC sınavına DAS Akademie’de girmek için, ülkemizin farklı şehirlerinden ve yurtdışından çok sayıda başvuru alıyoruz. Özellikle son bir yılda bu başvurular rekor düzeyde arttı” diyor.
TELC’in 45 yıllık, son derece kapsamlı bir sınav olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Almanya üniversiteleri özellikle mühendislik eğitiminde çok başarılı. Avrupa’da öğrenim görme hayalinin peşinden koşan sadece Türkiye’de değil, Azerbaycan, İran başta olmak üzere Türki Cumhuriyetler’de de çok fazla öğrenci var. Almanya’da sadece üniversite eğitimi için değil, sağlık alanında çalışmak isteyen tıp doktorlarının da sertifikaya sahip olmaları gerekiyor. TELC Medizin FSP sınavı ise tüm dünyada sadece belli başlı sınav merkezlerinde yapılıyor. Tıp Almancası bilgisini sertifikalandırmak ve Almanya’da çalışmak isteyen tıp doktorları da DAS Akademie’de düzenlenen TELC Medizin FSP sınavına bu sebeple büyük ilgi gösteriyorlar” diye anlatıyor.
TELC sınavına girmek için kente birçok kişinin geldiğini, bu sirkülasyonun İzmir ekonomisine de faydası olduğunu söyleyen Akdoğan, şunları anlatıyor:
“DAS Akademie’ye TELC sınavı için gelenler aynı zamanda İzmir’in tarihi ve turistik dokusunu da keşfediyor, çevresindeki ören yerleri başta olmak üzere farklı lokasyonlarını görmek için burada daha uzun kalıyorlar. Biz de web sayfalarımızda İzmir ve çevresini tanıtıcı rehber niteliğinde bilgilere yer veriyoruz. Bugün kentler çağını yaşıyoruz ve ülkelerden çok kentler ön planda. Kentler turizm anlamında sadece deniz-kum-güneş imkanları için ziyaret edilmiyor. Sağlık turizminden, eğitime kadar birçok alternatif imkanları sunmak kent için büyük bir güç. Biz de işin eğitim ayağında İzmir’e böyle bir misyon yükleyebiliyorsak, ne mutlu bize” diye konuştu.
Gurbetçi iki kardeşin 23 yıl önce İzmir’de kurduğu Almanca eğitim kurumu DAS Akademie, düzenlediği uluslararası Almanca yeterlilik sınavı TELC ile, İzmir’e Türkiye’nin pek çok şehrinden hatta dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda öğrencinin gelmesini sağlıyor. Her ay 100 öğrencinin katıldığı sınavlar ile İzmir turizmine de katkı sağlanıyor.
‘Avrupa Dil Sertifikaları’ anlamına gelen TELC sınavı, Almanya’da üniversite eğitimi almak ve çalışmak isteyenlerin geçmek zorunda oldukları yeterlilik sınavı. Bu yıl Azerbaycan, Suudi Arabistan, İran, İtalya ve Moldova gibi ülkelerden TELC sınavına girmek için DAS Akademie’ye gelen öğrencilerle İzmir, son yıllarda ülkemizde Almanca’nın merkezi haline geldi.
BAŞVURULAR REKOR KIRDI
Almanya’ya çalışmak için gidip ülkeye dönüş yapan işçi bir ailenin çocukları olan Nilgün Akdoğan ve ağabeyi Nezih Sorguç’un 23 yıl önce İzmir’de kurduğu DAS Akademie, bugün başarılı işlere imza atıyor. Almanca öğretmeni ve Das Akademie Kurucu Ortağı Nilgün Akdoğan, İzmir’de TELC sınavını uygulayan lisans partnerlerinden biri olarak uluslararası standartlara uygun, adil, şeffaf ve güvenilir dil sınavları yaptıklarını vurgulayarak, “Almanya’da eğitimin anahtarı olan TELC sınavına DAS Akademie’de girmek için, ülkemizin farklı şehirlerinden ve yurtdışından çok sayıda başvuru alıyoruz. Özellikle son bir yılda bu başvurular rekor düzeyde arttı” diyor.
ALMANYA’DA EĞİTİME İLGİ ARTIYOR
TELC’in 45 yıllık, son derece kapsamlı bir sınav olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Almanya üniversiteleri özellikle mühendislik eğitiminde çok başarılı. Avrupa’da öğrenim görme hayalinin peşinden koşan sadece Türkiye’de değil, Azerbaycan, İran başta olmak üzere Türki Cumhuriyetler’de de çok fazla öğrenci var. Almanya’da sadece üniversite eğitimi için değil, sağlık alanında çalışmak isteyen tıp doktorlarının da sertifikaya sahip olmaları gerekiyor. TELC Medizin FSP sınavı ise tüm dünyada sadece belli başlı sınav merkezlerinde yapılıyor. Tıp Almancası bilgisini sertifikalandırmak ve Almanya’da çalışmak isteyen tıp doktorları da DAS Akademie’de düzenlenen TELC Medizin FSP sınavına bu sebeple büyük ilgi gösteriyorlar” diye anlatıyor.
KENT EKONOMİSİNE KATKISI
TELC sınavına girmek için kente birçok kişinin geldiğini, bu sirkülasyonun İzmir ekonomisine de faydası olduğunu söyleyen Akdoğan, şunları anlatıyor:
“DAS Akademie’ye TELC sınavı için gelenler aynı zamanda İzmir’in tarihi ve turistik dokusunu da keşfediyor, çevresindeki ören yerleri başta olmak üzere farklı lokasyonlarını görmek için burada daha uzun kalıyorlar. Biz de web sayfalarımızda İzmir ve çevresini tanıtıcı rehber niteliğinde bilgilere yer veriyoruz. Bugün kentler çağını yaşıyoruz ve ülkelerden çok kentler ön planda. Kentler turizm anlamında sadece deniz-kum-güneş imkanları için ziyaret edilmiyor. Sağlık turizminden, eğitime kadar birçok alternatif imkanları sunmak kent için büyük bir güç. Biz de işin eğitim ayağında İzmir’e böyle bir misyon yükleyebiliyorsak, ne mutlu bize” diye konuştu.
